polisköpeği - Göktan Eker http://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Fri, 15 Sep 2023 12:30:24 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7 KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ http://www.goktaneker.com/2023/08/30/kopeklerin-super-gucu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerin-super-gucu Wed, 30 Aug 2023 15:20:10 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3849 Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri BURUN VE KOKLAMA Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır. Kurtların hayatta kalmaları[...]

The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri

BURUN VE KOKLAMA

Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır.

Kurtların hayatta kalmaları için besin bulma ,nesillerini devam ettirmek için eş seçme ,canlı ve cansız varlıkları tanımlama ve hatta canlı varlıkların duygu durumlarının anlaşılmasında sahip oldukları koklama becerisi oldukça önemlidir.

Binlerce yıldır , burunlarını kullanarak avlanan kurtların köpeklere bıraktığı en önemli miraslardan biri çok iyi koku alma becerisidir.

Yapılan araştırmalarda İnsan beyninin %5’i kokuyla ilintili iken bu oran KÖPEKLERDE %35dir. Bu Fizyolojik durum bile bizlere önemli ipuçları vermektedir.

Köpeklerim Burun deliklerinin ucundaki kanatçık benzeri yapılar, köpeğin burnuna giren havanın yönünü tayin etmeye yarar. Bununla birlikte bu yapı köpeğin burnuna  iki farklı yönden de bir koku akışı ve tespit yeteneği sağlar 

Diğer bir deyişler köpekler bir kokunun nereden geldiğini ‘‘stereo’’ olarak algılayabiliyorlar.

Doğada yaşayan kurdun mutluluk formülü

1-) Mental Egzersizler- Avını, eşini , sürü bireylerini vb koklama

2-) Fiziksel Egzersizler- Avını yakalama, alanını savunma , flört davranışları vb.

3-) Doğru İletişim- Sürüye ait olma ve işbirliği


Mutlu Köpek Formülü
 

1.png

Mental Egzersiz

Köpekler için mental egzersizler koklama ve sorun çözme üzerine kuruludur. Eğer köpeğin koklamasını ve koklayarak bir sorunu çözmesini bir sonuca ulaşmasını sağlayabiliyorsanız , onu ciddi anlamda yormuşsunuz demektir. Özellikle detektör köpekler ve arama kurtarma köpekleri bu konuda yoğun çalışmaktadır.

2.png

Fiziki Egzersiz

Tabii ki sadece yüzme değil, düzenli yürüyüşler , koşular , çeviklik ve kondüsyon parkuru ( bu parkurlarda da köpekler sorun çözdükleri için fiziki ve mental egzersizi birlikte yapmış olurlar.

3.png

Doğru İletişim

Tüm bu egzersizleri köpeğinizi mutlu edecek şekilde ve yeteri kadar yaptığınızda geriye sadece onunla etolojik anlamda doğru iletişim kurmak kalıyor.

BURUN EGZERSİZLERİ


1.jpg

Ev Köpekleri için mental egzersiz.

Ameliyat geçirmiş köpekleri yorma ve fiziksel hareketleri azaltma.


Fiziksel Engelli Köpekleri için oldukça mutluluk verici zihinsel egzersiz uygulaması


Köpek ve sahip ilişkisinin gelişmesinde çok büyük katkı.

Barınak ve Sokaklardan sahiplenilen özellikle travmatik köpeklerin özgüvenlerini arttırıcı veya agresyonu olanlar için agresyon bastırıcı fayda.

SCENTWORK-KOKU EGZERSİZLERİ

Burun egzersizlerinde daha çok köpeğin maması , lezzetli yiyecekler ve köpeğin sahibinin kokusu kullanılırken bu aşamada farklı kokular eğitimlere dahil edilmektedir.



HUŞ AĞACI YAĞI, SELVİ AĞACI YAĞI,  ANASON VEYA KARANFİL KOKUSU KULLANILAN EN YAYGIN KOKULARDIR.

EGZERSİZLER EV İÇİNDE YAPILMAKLA BERABER ,DIŞ MEKANDA DA UYGULANABİLİR.

Köpeklerin iç mekanda başlayan egzersizleri ,dışarıda sosyalizasyon problemi yaşayan köpeklerin dış mekana alıştırılmasında oldukça etkilidir.

Ürkek çekingen köpekler için farklı bir özgüven geliştirici etkinliktir.

Özellikle başka köpeklere agresyon sergileyen köpeklerin duyarsızlaştırılmasında kullanılabilmektedir.

Köpeğimiz ile bu egzersizleri evin etrafından başlayarak dış çevrede parklarda da yapabilir, böylece dışarıda bulunduğunuz tuvalet ve gezinti saatlerine ilave keyifli vakit geçirebilirsiniz.


Bu egzersizleri köpekle yapacağınız ona uygun fiziki egzersizlerle de kombine ederseniz, köpeğinizden ve sizden mutlu kimse olmayacaktır.

Workshop ve Eğitim Gruplarına katılım için goktaneker@gmail.com


WE HELP DOGS TO HELP PEOPLE…….





The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR http://www.goktaneker.com/2023/08/24/dna-forensic-dogs-antikriminal-burunlar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dna-forensic-dogs-antikriminal-burunlar Thu, 24 Aug 2023 16:31:51 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3856 DNA / FORENSIC DOGS Köpeklerin muhteşem yetenekleri veya benim tabirimle süper güçleri meslek hayatımın her anında beni şaşırtmıştır. Bomba narkotik gibi branşlar  uzun süre detektör köpek eğitimi ile uğraşan kişiler[...]

The post DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR first appeared on Göktan Eker.

]]>
DNA / FORENSIC DOGS

Köpeklerin muhteşem yetenekleri veya benim tabirimle süper güçleri meslek hayatımın her anında beni şaşırtmıştır.

Bomba narkotik gibi branşlar  uzun süre detektör köpek eğitimi ile uğraşan kişiler için zamanla heyecan veremez hale gelebilmektedir.

2005 li yılların başında meslek hayatımda bu tip bir süreçten geçtiğim dönemde İskandinav ülkelerinden birinin vatandaşı olan  bir meslektaşım ile DNA köpekleri olarak tabir edilen köpekler üzerine sohpetler etmeye , adli tıp  anlamında bu köpeklerden nasıl faydalanabileceğimizi konuşmaya başlamıştık. Beni bu konuda araştırmaya iten ise bir üniversite kampüsünde tecavüze uğrayıp katledilen öğrenci bir kızımızın hikayesi olmuştu. bu tip taciz veya tecavüz olaylarında bu sapıklara ait deiller kapalı alanlarda cihazlarla kolaylıkla bulunabilirken, açık toprak ve çim alanlarda delile ulaşmak gerşekten zor oluyordu.

Uzun süre teorik anlamda bu işin uygulanabilirliği konusundaki tartışmalarımız akabinde amerikada katıldığım bir workshopta ilk defa DNA veya Forensic dog tabirini öğrenmiş , yabancı meslektaşlarımın da benzer çalışmalar yaptığına şahit olmuştum.

Daha zonra Hırvat meslektaşlarım Chirs ve Andrea nın organze ettiği Kadavra Köpekleri eğitim organizasyonuna katılmış, avrupanın farklı yerlerinden gelen meslektaşlarımla da konu hakkında uzun söyleşilerde bulunmuştum.

İstanbulda düzenlecek euroforensics fuarından önce bilgi dokümantasyon ve yapılan çalışmalarla deneyim anlamında da yeterlilik hissetmemden dolayı bir köpek hazırlamaya başlamıştım ardından da çalışmalara devam ettim.

Konvansiyonel Patlayıcı ve Narkotik detektörü köpeklerin daha çok partiküler koklama yaptıkları , mayın ve DNA köpeklerinin ise moleküler koklama yaptıkları şeklinde genel bir ayrım olduğunu söyleyebilirim. Eğer bir bomba veya narkotik köpeğini moleküler seviyeye çıkartırsanız çok fazla hatalı tepki alabilirsiniz , zira bu maddelerin içerisinde günlük hayatta kullanılan çok fazla kimyasal var ve bu kadar üst düzey hassasiyet kazandırılan köpeklerin hata yaptıklarına çok şahit oldum. Örneğin ırakta bir kontrol notasında uzaktan gelen bir kokunun köpeği nasıl yanılttığına ve zavallı araç sahibininaracının  saatlerce didiklendiğini gördüm. Amerika’da  yaşanan diğer bir olay ise mahkemelere taşınmış ve kokkul kuvvetlerinin ceza almasına neden olmuştu. yanyana yolculuk yapan iki kişiden birinin madde kullandığı , ancak köpeğin yanında oturan kişiye tepki vermesi üzerine gelişen olaylar pek de hoş değildi.

Düşünün askeri bir üste çalışıyorsunuz ve yüksek hassasiyeti moleküler arama yapan bir köpeğiniz var , elinize kıyafetlerinize sinmiş patlayıcı kokularına , kolluk küvetlerinin belindeki silaha veya mühimmata bile tepki verir hale gelebilirler.

DNA köpeklerinin çalışma prensibi ise , gözle bile zor görebileceğimiz kan ,sperm veya dokulara ulaşmaktır , dolayısı ile yüksel hassasiyet ve moleküler koklama gerektirir.

Yere veya duvarlara damlamış ve silinmiş bir kan lekesini , sperm kalıntısını bulabilecek hassasiyetteki bu köpekler , tecavüz veya cinayet gibi olaylarda , floresan cihazların kullanılamadığı ormanlık arazilerde oldukça etkin olmakla beraber , bir nevi gömülmüş kadavralar , toplu mezarlar , HRD ( human Remain Dog ) İnsan Parçası arama gibi alanlarda başarı ile kullanılabilmektedir.

2009  yılında DNA köpekleri konusunda başladığım çalışmalara öncelikle bir veteriner hekim arkadaşımın desteği ile kendi kanım ile başladım. Farklı kan grupları , farklı cinsiyet ve farklı yaş grupları ile de Köpeklerde çalışmaya devam ettim , iki aylık bir çalışmanın sonunda bir evin salonunda bir cc kan damlasını bulur hale gelen köpeğimin başarısı beni oldukça mutlu etmişti.

2011 yılındaki fuarda konu ile ilgili adli tıp , askeri ve emniyet kriminal yetkililerine kan bulan köpeğimle bir sunum yapmıştım. 

Fuardan sonra hız kesmeyerek bir laboratuvarda çalışan arkadaşım sayesinde de sperm kalıntıları konusunda da köpeği geliştirme fırsatım oldu , ABD deki tecavüz vakalarında tutulan istatistiklerde belirli yaş aralığındaki erkeklerin daha çok yer aldığı bilgisi üzerine benzer bilginin tr de olup olmadığını da araştırmıştım.

Beni tatmin edecek bilgiye ulaşamayınca internette geçmiş tarihli tecavüz haberlerinden hareketle tahmini bir yaş grubu aralığı oluşturmuştum. 

Bu tecrübeler ışığında projeyi askeri amaçlı kullanılacak ekipler oluşturmak için revize ettim .

Hedef şuydu ; mümkün olduğunca küçük ırk köpekler ile kırsal intikal yapan ekiplere destek olacak köpek terör unsurlarına ait ,  mağara , konaklama veya kamp alanlarında erkek ve kadın teröristlere ait , sperm , tükürük/balgam , kan , menstrüasyon hijyen ped lerini bulacak bulunan yerler gps ile işaretlenecek , daha sonra alınan numunelerden DNA tespiti  yapılarak , intikal boyunca alınan tüm numuneler eşleştirilecek , numunelerin kamp alanında bulunan yerleri ve analizlerinden hareketle grup içi hiyerarşi ve grubun kırsaldaki hareketliliği analiz edilecekti.

Köpeğin hazır olduğuna inanınca fuarda iletişime geçtiğim kurum yetkilisini aradım ve en azından kamp alanlarındaki numunelerin bulunabilmesi için demo yaptım.

Köpek işini fazlası ile yaptı , demoya katılanlar projeyi oldukça beğendi ve uygulanabilirliği için bir görüş almaları gerektiğini belirttiler. Beni arayacaklarını belirttiler.

Bir kaç hafta sonra benimle iletişime geşenlerim kurum dışı farklı insanlar olması beni oldukça işkillendirdi , rahatsızlığımı dile getirerek birlikte çlışamayacağımızı belirttim ve , hazırladığım iki köpeği ne yazık ki yurtdışına gönderdim. 

Sonrası malum , 17/25 ve 15 Temmuz, anlayacağınız bu şahıslarla çalışmadığım için ucuz yırtmıştım.

ÜLKEMİZDEKİ DURUM

Bu durumu aktarmadan önce kadavra köpekleri ile ilgili genel bir bilgilendirme yapmak isterim. 

1-Toprak üzerinde hayatını kaybetmiş insanları arayan kadavra köpekleri

2- Toprak altına gömülmüş kadavra köpekleri  

olmak kaydı ile farklı tip kadavra köpekleri dünyada kullanılıyor, ancak unutulmaması gereken diğer bilgi de bir kadavranın ölüm gerçekleştikten sonra farklı çürüme aşamalarının olduğunun bilinmesidir. Her aşamada baskın koku farklı olmaktadır.

Yani yeni ölmüş birine ait kadavra kokusu ile ölümünden 3 ay geçmiş bir kadavranın kokusu aynı olmamaktadır. temel anlamda bilinmesi gereken diğer konuda kadavra kokusunun havadan ağır olması sebebi ile sürekli yere çökme , yer yüzündeki oyuk ve deliklere birikme eğiliminde olmasıdır. Toprak üzerinde bulunan kadavranın kokusunu köpekler airscent ( havayı koklama ) yöntemi ile bulabilir ancak toprak altındaki kadavraların aranması daha çok moleküler çalışma gerektirir.

3-İnsan parçası (HRD) arayan köpeklerin ise çalışma prensipleri biraz daha farklıdır. İnsan parçası diyince kocaman kol veya bacaklardan bahsetmiyorum,  çok daha küçük parçaları kastediyorum. 

Bununla birlikte bir toprak kayması veya sel sonucu meydana gelen ölümlerde vücut bütünlüğünün bozulma durumuna göre Kadavra Köpekleri  arama kurtarma amaçlı da kullanılabilirler.

4-) DNA Köpekleri diğer adı ile fornesic dogs ise çok daha küçük miktarları ararlar dolayısı ile moleküler düzeyde arama yapmaları elzemdir. 

Gerek kadavra köpeklerinin gerekse DNA köpeklerinin diğer kullanım alanı ise suda boğulmalar sonucu cesedin aranması faaliyetidir. Kadavrada meydena gelen çürüme prosesi sonucu sudan hafif ama havadan ağır olan koku suyun üzerine çıkma eğilimindedir. Bu sebeple bu köepkler gerekli eğitimlerle suda arama çalışmalarında da başarılı olabilmektedirler.

Ülkemizde kolluk kuvvetlerine ait kadavra köpeklerinin olduğu biliniyor, eğitim sistemleri veya seviyeleri konusunda açıkçası pek bilgim yok, sadece yıllar önce bir jandarma perosneli kardeşim ile bir tv programı yapmış ve kolluk kuvvetlerinin eğitimi ile bilgi sahibi olmuştum.

Ezcümle , kadavra köpeklerinden Dna köpeklerine kadar olan oldukça farklı eğitim süreçleri kurumların kullanım alanları ve amaca yönelik olarak yapılmaktadır. BU konuda en önemli bilgi birikim ise köpeklerde koku tanıtım sistemleri başta olmak üzere ilerleme eğitimlerinde yaşanan olaylara yakın senaryoların çalışılmasıdır. Bununla birlikte aranılan her koku farklı bir karakteristiğe sahiptir. Önmüzdeki dönemde Koku ile başka bir yazıda bu detaylara değineceğim.

Özellikle DNA köğeklerinin kriminal vakalar,  olay yeri ekipleri ve adli tıp ekipleri için oldukça faydalı olacağı kanaatindeyim. Zira şahit olduğum dünyadaki örnekleri gerçekten çok iyi işler çıkarıyorlar.

The post DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpek Saldırısı Haberleri http://www.goktaneker.com/2023/08/15/kopek-saldirmasi-haberleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopek-saldirmasi-haberleri Tue, 15 Aug 2023 09:41:37 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3840 Orjinal yazı yazı 4p1k dergisi için yazılmıştır. Yine bir köpek saldırısı haberi ile sarsıldık.  Konunun bu kadar yüksek  perdede dile getirilmesi ise saldırıya uğrayan hanımefendinin üstdüzey bir bürokratın akrabası olması.[...]

The post Köpek Saldırısı Haberleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
Orjinal yazı yazı 4p1k dergisi için yazılmıştır.

Yine bir köpek saldırısı haberi ile sarsıldık. 

Konunun bu kadar yüksek  perdede dile getirilmesi ise saldırıya uğrayan hanımefendinin üstdüzey bir bürokratın akrabası olması.

Sahipli veya sahipsiz köpeklerin saldırı haberlerine gün geçmiyor ki yenisi eklenmesin Ancak çözüm için halen bir adım atılmış değil.

Daha önce köpeklerin saldırma sebepleri ile ilgili dergimizde de yayınlanmış bir  yazıyı kaleme almıştım, ancak sorunun  çözüm, ile halen bir adım atılmaması üzerine  sorunun tespiti ve çözüm önerileri ile ilgili bu yazıyı tekrar kaleme almak istedim. http://www.goktaneker.com/2022/04/29/kopeklerde-saldirganlik/

Kedi ve Köpeklere mikroçip zorunluluğun getirilmesini oldukça önemli bir adım olarak görmekle beraber  bu uygulamanın sahipsiz hayvan sorunu çözümüne ve köpek saldırıları sorununa  pratikte maalesef büyük bir etkisi yok. Ülkemizin sorunu halen bir evcil hayvan politikasının olmaması, belirlenecek  politika çerçevesinde halen bir sistem kurulmamış olması

Tekrar konumuza dönmek gerekirse Köpek saldırılarını 2 başlıkta ele almak ve çözüm önerilerini bu başlıklar altında incelemenin sorunu tanımlama ve çözüm için bir adım atma açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

1-) Sahipli Köpek Saldırıları

2-) Sahipsiz köpek saldırıları 

SAHİPLİ KÖPEK SALDIRILARI

Sahipli köpek saldırılarının sadece insanları değil diğer sahipli köpekleri ve başka hayvanları da olumsuz etkilediğini söylemek gerekiyor.


-Ülkede köpek sahipliği ile ilgili ne yazık ki bir mevzuat yok. Bir çok batı ülkesindeki gibi köpek sahibi ( kedi vb gibi diğer evcil hayvanlar da dahil ) olmak isteyenlerin hayvanı sahiplenmeden önce eğitim alması zorunlu olmalı.

-İnsanlar aldığı eğitimi belgeleyen evrak ile yine yetiştiricilerden veya barınaklardan köpeği ancak bu evrak ile sahiplenmeli. Böylece sorunlu davranışları raporlanmış köpeklerin nasıl üretildikleri , nasıl yetiştirildikleri, nasıl eğitildikleri takip edilebilir, sistemdeki hatalar geri bildirim alınarak düzeltilebilir. 

-Belirli ırkların sahipliği için ( gücü istismara açık ırklar ) ruhsat getirilmeli. Bu köpeklere SKS- Sosyal Köpek Sınavı ve TYS Toplumsal Yaşama Uyum Sınavı gibi sınavlar mecburi tutulmalı. Ruhsata tabi ırklar için ayrıca belirli periyotta Mizaç Sınavı zorunlu olmalı.

-Yavru köpek sahiplenen kişilerin yavru köpek eğitim ve sosyalizasyon eğitimleri mecburi olmalı ( insan çocuklarında ilk öğretim zorunluluğu gibi). batı ülkelerinin bir çoğunda yavru köpek almak isteyenler için bu sistem mecburi.

-Primitif karakterde olan köpekler örneğin haberdeki çoban köpeği gibi köpeklerin davranışsal ve eğitim seviyesi muhakkak belgelendirilmeli aksi takdirde şehirlerde bu ırklar olmamalı. Yüzlerce hatta binlerce yıldır koyunla birlikte yaşayan ve onları yabani hayvandan korumakla mükellef bir köpeği şehirlere getirmek son derece yanlış. bırakın köpek çiftlik hayvanlarının yanında görevini yapsın. Hatta belirli sayıda küçükbaş hayvanı olmayanların bu tip köpekleri sahiplenmesi bile engellenmeli. 

-Koruma ihtiyacınız mı var ? Köpeğinizin koruma görevi üstlenmesini mi istiyorsunuz ki her köpek bu eğitimi alamaz , bu da belgelendirilmeli. Köpeği inşaatın önüne bağlamak bir güvenlik görevini yerine getirmesi açısından ülkemizde çokça uygulanan bir durum ancak son derece yanlış. Köpeğin bir alanda koruma görevi yapması isteniyorsa o alanın etrafının tamamen çevrili olması ve köpeğin serbest olması sağlanmalı. Bağlama ancak belirli şartlarda uygulanabilmeli.

-Köpeğin eğitimi sahibinin eğitimi ile başlar , bu eğitimleri almayan belirli bilince ulaşmayan insanlar köpek sahibi olmamalı.

-Köpek yetiştiricileri de aynı batı toplumlarında olduğu gibi hobi yetiştiricisi , mikro yetiştirici ve ticari yetiştirici sınıflarında ayrı ayrı ruhsatlandırılmalı( halihazırda ticari yetiştiricilik ruhsatlandırılmaktdır) Barıda pek tercih edilmeyen icari yetiştiricilik neyazık ki ülkemizde belgelendrilmiş, köpeklerine  ev halkının bir parçası gibi davranarak yetiştiricilik yapanlar ve ırka özgü yetiştiricilik yapanlar göz ardı edilmiştir. Bunun yerine popüler bir çok ırk köpeği çiftliğe doldurup üretenler ruhsatlandırılmıştır.http://www.goktaneker.com/2022/09/17/etik-kopek-yetistiricilerine-gereksinimin-nedeni/

-Köpek yetiştiriciliği kinoloji adı verilen multidisipliner bir sistemdir. dünyanın hemen hemen tüm modern  ülkelerinde olduğu gibi FCI şecere sistemi benimsenmeli ve acilen merdiven altı köpek üretimi engellenmelidir. Köpek yetiştirmek içerisinde genetik davranış ölçme değerlendirme ( dog showlar ve sınavlar ) olan bir sistemdir. Bu sistem köpeğin insan ile birlikte mutlu yaşaması üzerine kurulmuştur.

-Sadece ticari kaygılar ile yapılan yetiştiricilik özellikle davranış sorunları açısından ülkede yaşanan sorunun parametrelerinden biridir. Merdiven altı yetiştiricilik sokak köpeği sorunun da nedenlerinden biri , her aşaması ile hayvan refahı açısından da bir faciadır. 

2-) SAHİPSİZ KÖPEK SALDIRILARI

-Sahipsiz köpekleri morfolojik açıdan incelediğimizde büyük ölçüde çoban köpeği melezleri , daha düşük ölçüde av köpekleri ve ırk köpeklere benzer köpekleri  ve melezlerini görürsünüz.

-Bu durum sorunun çözümü ile ilgili adımın ilk olarak kırsal bölgede popülasyon kontrolünün başlaması anlamına gelmektedir. http://www.goktaneker.com/2022/10/05/sokak-hayvanlari-sorununda-cozumsuzluk-nasil-cozulur/

-Zira mikroçip zorunluluğu çıktığında köpeğine evladı gibi bakanların hemen kayıt yaptırdıklarını görebilirsiniz.Ancak kırsalda halen kayıt altına alınmamış köpeklerin üremeye devam ettiğini görebiliyoruz. 

-Şehirlerin bazı bölgelerinde ve şehir dışlarında oluşan sürüleşme ve sürü psikolojine bağlı olarak saldırı olayları ne yazık ki çokça yaşanmaktadır.

-Sürüleşerek insan ile sosyal teması azalan köpeklerde insanlara karşı saldırganlık gözlemlenmesi köpek açısından bakıldığında son derece normaldir. Zira insana ihtiyaç duymadan besine ulaşmakta, yeteri kadar sosyal temas bulunmadığı için de yaşadığı alanlar ve kaynakları açısından insanı tehdit olarak görebilmektedirler.

-İnsanla yeteri kadar sosyal iletişi olmayan köpeklerin adeta tersine evrim gibi evcil olma durumundan yarı vahşi bir yaşam formuna dönüştüklerini de görebiliyoruz.

-Sahipli hayvanların saldırıları ile ilgili köpek sahipleri sorumlu tutulabilmekle beraber sahip hayvan saldırısı sonucu mağdur olan kişilerle ilgili halen gerekli idari ve hukuki altyapı oluşturulamamıştır.

-Sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak en acil atılması gereken adım kırsal bölgelerde köpek sahip ilintisinin kurulması, ulusal topyekün kısırlaştırma kampanyası  ve üretim yeterlilik belgesine sahip olmayan köpeklerin üretiminin engellenmesi.

-Ülkede sayıları hiç de azınsanmayacak kadar çok hayvansever ve hayvan koruma gönüllüleri ve organizasyonları var , devletin kurumsal olarak bu organizasyonları muhattap alması ve denetlemesi son derece önemli olmakla beraber ,  diğer taraftan bakıldığından sadece gönüllü olan birey ve organizasyonlara tesis, tesis yönetimi ve benzeri konularda destek verilmesi devletin barınak sayısını gönüllülere de sorumluluk vererek arttırması bu sürüleşme ve tehlikeli davranışlar sergileyecek köpeklerin kontrol altına alınmasında son derece etkin olabilecektir.

SİSTEMSEL SORUN !

Ölümcül köpek saldırılarına baktığımızda karşımıza çıkan tablo yanlış yetiştirilen ve eğitilen sahipli köpeklerin saldırı ve hasar oranlarının çok daha fazla olduğunu, bununla birlikte sürüleşmiş olan sahipsiz köpek saldırılarının da daha ölümcül sonuçlara sebebiyet verdiğini gösteriyor.

yazımın yukarıdaki bölümlerinde bu iki ana sorun ve çözümlere odaklanmaya çalıştım ancak sorunumuz daha çok sistemsel , yani ülkemizde bir evcil hayvan politikası bulunmaması merkezi ve yerel planlamalar yapılmaması.

Evcil hayvanalrla ilgili olarak acilen Tarım bakanlığı bünyesinde bir Evcil Hayvan Daire Başkanlığı ( ya da Genel müdürlüğü ) kurulmalı , tüm muhattapları ile birlikte ulusal politikalar belirlenmelidir.

The post Köpek Saldırısı Haberleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
KUYRUKLU YOL http://www.goktaneker.com/2022/05/25/kuyruklu-yol/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kuyruklu-yol Tue, 24 May 2022 21:04:03 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3660 Köpeklerin kuyruğuna takılıp çıktığım yolu anlattığım kitabım olan KUYRUKLU YOL kitapçılarda. Çıktığım yolda yaşadığım bazı anıları ve otobiyografimin bir kısmını okuyacağınız kitap ile aynı isimli klibimiz de yayında.. Köpeklerin kuyruğuna[...]

The post KUYRUKLU YOL first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpeklerin kuyruğuna takılıp çıktığım yolu anlattığım kitabım olan KUYRUKLU YOL kitapçılarda.

Çıktığım yolda yaşadığım bazı anıları ve otobiyografimin bir kısmını okuyacağınız kitap ile aynı isimli klibimiz de yayında..

KUYRUKU YOL
KUYRUKLUYOL
#KUYRUKLU YOL #KUYRUKLUYOL

Köpeklerin kuyruğuna takılıp çıktığım yolu kaleme aldığım “KUYRUKLU YOL” isimli ilk kitabım Sokak Yayın Grubu Vasıtası ile raflarda yerini aldı. Kitapta okuyacağınız hikayelerin hepsi gerçektir, birkaçı halen görevde olan meslek büyüklerimin, arkadaşlarımın adları değiştirilmiştir , hikayeler farklı farklı zaman dilimlerinde vuku bulmuştur.Birkaç hikaye direk başımdan geçmese de şahit olduğum olaylardır ve beni etkilediği için hikayenin akışına ve tabii ki benim ruhuma ve hayatıma etkilerinden dolayı kitapta yer almışlardır.

Bu hikayeleri kaleme almamda çok büyük desteği olan, baba olmanın keyfini ve mutluluğunu her yaşında bana fazlasıyla yaşatan sevgili kızım Lizana;

Emniyet görevinde iken onu gözaltına alarak, yapılan bir yanlışlığı görmem ile tanıştığımız sonradan uzun yıllar arkadaşlık yaptığımız ve son dönemde de iş ortağım olan ve başarılı bir köpek eğitmeni olabilmemde nedensellik, sebep/sonuç ilişkisini kurmamda büyük rolü olan uzman psikolog – davranış bilimci Arzu’ya;

Tabii ki bu hikâyeleri sabırla ve keyifle dinleyerek bunları kitaba almamda beni destekleyen, kaleme aldığım bir çalışmada olduğu gibi bu kitabın da gönüllü okuyucusu sevgili arkadaşım Gökçe’ye ;

Kitabı tekrar tekrar okuyarak redakte çalışmalarına yardımcı olan Yaren’e;

Kitaptaki çizimleri kaleme alan sevgili Nursoy Koç’a ve kapak tasarımını yapan Elif Kurtlugil e minnettarım.

Annemin, babamın ve kız kardeşimin desteklerini ise sanırım yazmama bile gerek yok…

Aynı isimde köpeklerim için yazdığım şiiri besteleyen kardeşim Meftun’a;

Bu şarkıyı klip haline getiren Zeki ve muhteşem ekibine de canı gönülden minnetlerimi sunarım.

https://boapost.com/
Gölcüklü Belgesel Yönetmeni Zeki Subaşı'dan büyük başarı BİZİM İÇİN'  BELGESELİ İLE EN İYİ YÖNETMEN' ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ | Gölcük Haber Gazetesi

https://zekisubasi.com/

ONLINE SATIŞ LİNKLERİ

https://www.dr.com.tr/kitap/kuyruklu-yol/edebiyat/turk-gunluk-ani/urunno=0001980795001

https://kidega.com/kitap/kuyruklu-yol-409018/

https://www.eganba.com/kuyruklu-yol

https://www.kitapsec.com/mobil/kuyruklu-yol-sokak-yayin-grubu_urn744197.html

https://www.nobelkitap.com/kuyruklu-yol-555018.html

https://www.imge.com.tr/kitap/kuyruklu-yol-goktan-eker-9786052877692

https://www.ilknokta.com/goktan-eker/kuyruklu-yol.htm

https://www.sozcukitabevi.com/Kitap/goktan-eker-kuyruklu-yol

https://www.trendyol.com/sokak-yayin-grubu/kuyruklu-yok-p-303776142?boutiqueId=61&merchantId=453969

https://www.bkmkitap.com/kuyruklu-yol?gclid=CjwKCAjwkMeUBhBuEiwA4hpqEMM2qnZsZXvDNzmHYS3w006EWGu-NLkKvFC1AJYYjwe8K8MDjPqlNBoCmiUQAvD_BwE

The post KUYRUKLU YOL first appeared on Göktan Eker.

]]>
BİRİM K9-BELGESEL http://www.goktaneker.com/2022/05/25/birim-k9-belgesel/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=birim-k9-belgesel Tue, 24 May 2022 21:00:28 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3658 Sevgili kardeşim Zeki Subaşının Objektifinden Görev Köpekleri ile ilgili hazırladığımız Belgesel Projemiz için İlgili resmi Kurumlardan Onay bekliyoruz.

The post BİRİM K9-BELGESEL first appeared on Göktan Eker.

]]>
Sevgili kardeşim Zeki Subaşının Objektifinden Görev Köpekleri ile ilgili hazırladığımız Belgesel Projemiz için İlgili resmi Kurumlardan Onay bekliyoruz.

https://zekisubasi.com/munio_portfolio/birim-k9/

The post BİRİM K9-BELGESEL first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” http://www.goktaneker.com/2022/03/24/ulkemizde-polis-kopeklerinin-rolu-bir-model-yaklasimi-asayis-devriye-kopekleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ulkemizde-polis-kopeklerinin-rolu-bir-model-yaklasimi-asayis-devriye-kopekleri Thu, 24 Mar 2022 11:48:18 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3547 Prof. Dr. Emine Ümran BOZKURT*, Anatomi Ana Bilim Dalı, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2012 Polis ve Askeri Görev Köpekleri Eğitim Uzmanı Göktan EKER***, K9 Güvenlik Uzman Köpek Eğitmeni Esim ŞENTÜRK**,[...]

The post Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” first appeared on Göktan Eker.

]]>

Prof. Dr. Emine Ümran BOZKURT*, Anatomi Ana Bilim Dalı, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2012

Polis ve Askeri Görev Köpekleri Eğitim Uzmanı Göktan EKER***, K9 Güvenlik

Uzman Köpek Eğitmeni Esim ŞENTÜRK**, Emniyet Amiri, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü KEM Büro Amiri

Özet

Dünyada köpekler üzerine yazılmış birçok eser olmasına rağmen, ülkemizde belirtilen konuya ilişkin daha sınırlı sayıda doküman bulunmakta ve maalesef köpekli polis birimlerinin sorunlarına ışık tutabilecek nitelikte bir belgeye ulaşmak çok daha güç olmaktadır.

Biz, hem köpekli polis birimlerinin genel yapılarını inceleyerek hem de Türkiye’de bu alanda yer alan kurumların eksikliklerini gözler önüne sererek ileride nelerin nasıl yapılması gerektiği konularına daha yakından bakmaya çalışacağız. Böylece, köpekli (özellikle asayiş-devriye) polis birimlerinde görev yapan personel ile köpeklerinin sorunlarına ve bu sorunların çözüm arayışlarına katkı sağlayacağız. Amacımız, bu sektörde veya kurumlarda çalışanları eleştirmek değil, aksine birlikte daha iyiye nasıl ulaşabileceğimizi gözler önüne sermeye çalışmaktır.  

Asayiş-devriye köpeklerinin kapasitelerinin daha üst noktalara çıkartılması sayesinde; gece devriyesine çıkan polisler başta olmak üzere, tüm teşkilat birimlerinin bahsi geçen köpek ve idarecilerinden maksimum fayda sağlayacakları değerlendirilmektedir. Böylece, hem bizler hem de toplumun geneli yerine getirilen hizmetin kalitesinden çok daha fazla bir memnuniyet duyacak ve köpekli polis birimlerinin gelecekte ki rolünü tartışmaya başlayacaktır.

Anahtar Kelimeler

Köpek, Asayiş-Devriye, Türkiye Modeli, Yasal Düzenlemeler.

Summary

Although there are many written documents on dogs in other parts of the world, unfortunately it is so much difficult to find something that could highlight problems of police dog units and there is very limited information on that in our country.

We are going to look into the things much deeply in order to find out what should be done, in which way, in the future while both putting forward the shortages of the institutions in the said field and investigating structures of the police dog units in Turkey. 

Thus, we will be providing support to the problems and their solutions for police service dogs (especially patrol dogs) and handlers in K9 units. Our aim is not to criticize people who are working for those institutions or in the market; conversely it is to show how we could achieve a better success.

It is considered that all police departments will take the maximum advantage of the said units, night patrols in the first place, while pushing the limits of patrol dogs to the higher grounds. 

Eventually, both we and rest of the community would be much more grateful for the service done and will start to discuss the future role of police service dogs.

Key words: Dog, Patrol, Turkish model, Legal updates.               

Köpeklerin İnsanlık Tarihinde ki Yeri ve Önemi

Köpeklerin (Canis lupus familiaris) tarihi insanlar açısından avlanma, sürü gütme, korunma ihtiyaçlarına, köpekler açısından ise gıdaya kolay ulaşma, insan tarafından korunma ve barındırılma ihtiyaçlarına dayalı bir işbirliğinin tarihidir. Bu işbirliğinin kökenlerini ve tarihsel gelişimini ortaya koymak amacıyla arkeolojik kazılarda ortaya çıkan fosil kalıntılar üzerinde araştırmalar yapıldığı gibi yine bu fosil kalıntılardan elde edilen mitokondri DNA’sının izolasyonu (elde edilmesi) ve identifikasyonu (tanımlanması) çalışmaları da yoğunluk kazanmıştır (Avise, J. C. 1986; ).

Her ne kadar 100000 yıl öncesine ait mitokondri DNA’larından elde edilen bulgular kurt ve köpeğin iki farklı tür olduğunu gösterse de (Hirs, K. Kris, 2012) Köpeğin (Canis familiaris), Gri Kurdun  (Canis lupus) evcilleştirilmesinden köken aldığı yönündeki kanı çok yaygındır. Ancak davranış, morfoloji, moleküler ve fosillerden elde edilen bulgulara dayalı araştırmalarda köpeğin kurttan değil vahşi başka bir etobur türünden köken almış olabileceğine dair iddialar da ortaya atılmıştır (Janice Koler-Matznick, 2002). 

Kurtlar ile karşılaştırıldığında yetişkin evcil köpekler daha kısa burun uzunluklarına, kalkık alına, daha geniş damağa ve kafatasına, ayrıca daha küçük dişler gibi önemli anatomik farklılıklara sahiptir (Hildebrand1954; Clutton-Brock, Corbet & Hills 1976; Olsen 1985; Wayne 1986; Hemmer 1990; Morey 1990).

Evcil köpeğin kökenine ilişkin çalışmalarda ortaya atılan bu farklı iddialar yanında evcilleştirmenin tarihine ilişkin de farklı görüşler ileri süren araştırmalar mevcuttur. Evcil köpeğin 16000 yıl kadar önce Güneydoğu Asya’da bir kurt haplotipi olan Gri Kurt’tan kökenini aldığı (Boyko ve ark., 2010), daha sonra Doğu Asya, Orta Doğu, İskandinavya ve muhtemelen Kuzey Amerika’da melez türlere rastlandığını bildiren genetik bulgular bulunmaktadır. 

Ancak, Güneydoğu Asya’da bulunan fosil kalıntılardan elde edilen mitokondri DNA’sının kurt mu yoksa köpek mi kaynaklı olduğunun ayırt edilememiş olması evcilleştirmenin tarihi ile ilgili bir soru işareti doğurmaktadır (Klütsch, C FC, Savolainen, Peter, 2011).  VonHoldt et al., 2010 Köpeklerin Orta Doğu’da bulunan Gri Kurt’tan türeyen kurt haplotiplerden genlere sahip olduğunu belirtmiştir.

Bu tartışmalar sürerken insan-köpek işbirliğinin alanları genişlemiş ve branşlaşmış, birey, alan ve toplum koruma ihtiyaçlarında da insanoğlu köpekten yararlanır duruma gelmiştir. Eski Mısır papirüslerinden anlaşılan odur ki, köpekler kanun koruyucu olarak binlerce yıldır insanlığın hizmetindedir. Eski Yunan ve Perslere ait resimlerde, dikenli tasma takarken görülen köpeklerin düşman süvarilerine öncü saldırı için eğitildiklerine rivayet edilmektedir. (Taking a Bite Out of Crime, Man’s Best Friend, K. Wallentine)

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, köpeklerden çok büyük fayda sağlandığı ve savaş meydanlarında Samsuncuların (samson İngilizce güçlü anlamına gelmektedir) ve köpeklerinin hatırı sayılır hizmetler ifa ettikleri, zağarcı ve turnacılar gibi diğer görevlilerin de av köpekleri ile avlanarak askerlere yiyecek sağladıkları bilinmektedir. (Suç Koklayan Burunlar, sayfa 6)

Ayrıca, benzer kanıtlara ve bulgulara yüzyılın başlarında da rastlanılmış, köpeklerden faydalanma yol ve yöntemleri konusunda yapılan bu çalışmalar günümüze aktarılmıştır. 1913 yılında ülkemize getirilen bir köpek ile sağladığı hizmetleri anlatan bir mecmua yazısında, adı geçen köpeğin insanı bıraktığı izlerden takip edebildiği ve 1930 yılına ait bir ulusal gazetenin kupüründen, ülkemize Almanya’dan getirilen bir polis köpeğinin sağlamış olduğu faydalardan bahsedilmektedir. (Suç Koklayan Burunlar, sayfa 10-11

Ancak, modern anlamda polis görev köpeklerinden faydalanılmasına 1800 yılların ortalarından itibaren Avrupa’da başlanarak bu süreç günümüze kadar uzanmıştır. (Polis Köpeklerinin Sıcak Çarpmasından Kaynaklı Ölümleri, E. Şentürk) Sadece Kuzey Amerika’da yaklaşık 7000 köpekli polis bulunmakta ve uyuşturucuyla mücadeleden tutunda, toplumsal olaylara kadar birçok farklı alanda üzerlerine düşen görevleri yerine getirmektedir. (Taking a Bite Out of Crime, Man’s Best Friend, K. Wallentine

Modern Anlamda Polis Köpeklerinin Durumu ve Sorunları

Bu konuda çok fazla bir çalışma yapmaya gerek kalmadan; hemen hemen tüm ülkeler için birinci derece ortak sorunun, polis köpekleri için sağlanan bütçenin yetersizliği olduğu söylenebilir (Administrating a K9 Unit, R.S. Eden). İster Amerika, isterse Avrupa olsun bütün polis teşkilatları kısılan harcamalar ile köpekli polis birimlerinin ihtiyaçları arasında sıkışıp kalmaktadırlar.

Birçok kurumu vurmadan önce benzer kesintiler köpekli polis birimlerini etkisi altına almakta (Vendor vs Agency Training, K9 Officers Manual, R.S. Eden) ve maalesef çok ciddi problemlere yol açmaktadır. Seçilen personel ve köpeklerin eğitilmeleri gibi son derece elzem konularda bile köpekli polis birimleri bütçe açıkları bahane edilerek göz ardı edilmekte, bazen de bu eğitimleri kendi imkânları ile karşılamaları gibi durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Tabi bu, her polis teşkilatı aynı şekilde davranıyor ve görev köpeklerini ihmal ediyor veya onları gerektiği gibi ikmal etmiyor anlamına gelmemelidir. Ama şu bir gerçektir ki; köpekli polis birimleri yaptıkları hizmetin karşılığı olan maddi-manevi desteği görememekte ve zaman zaman ihmal edilmektedirler. Kuzey Amerika’da ki bir polis teşkilatında görev yapmakta olan köpek idarecisinin, sıcak geçen yaz günlerinden haseple almak istediği klimalı hizmet otosu talebinin ret edilmesi buna çok yerinde bir örnek olacaktır. (Administrating a K9 Unit, R.S. Eden) Burada yönetimin rolü ve yönetme becerisi konusuna girmeden geçmenin çok doğru olmayacağını düşünmekteyiz.

Yapılan inceleme ve mülakatlarda, dünya genelinde ki en önemli ikinci köpekli polis sıkıntısının idareci seçiminde yaşanan ve yaşatılan güçlükler olması oldukça manidardır. Hem personelin motivasyonu hem de köpeklerin ve kaynakların doğru kullanımı anlamında büyük bir ikilem ile karşı karşıya kalınmaktadır. Köpekler konusunda hiçbir tecrübesi olmayan polis amiri ya da müdürünün katkısı olmadığı gibi, süreklilik arz eden böyle bir konuda katacağı bir değer de bulunmamaktadır. 

Üçüncü en önemli sorun yasal mevzuat ya da karşı davalar olarak karşımıza çıkmakta ve son yıllarda özellikle kıta Amerika’sında büyük sorunlara yol açmaktadır. Çeşitli bahaneler veya aşırı güç kullanımına maruz kaldıklar gerekçesiyle birçok davacı polis birimleri aleyhine dava açmışlardır.  Davaların büyük bir çoğunluğu köpek ısırmaları neticesinde meydana gelen olaylardan oluşmakta ve özellikle bul ve ısır sisteminin anayasaya aykırılığı gibi konularla köpekli polis birimleri zan altında bırakılmaktadır. (Taking a Bite Out of Crime, Find & Bite versus Find & Bark, K. Wallentine)

Ülkemizde Polis Köpeklerinin Durumu ve Yaşadıkları Sorunlar 

1980’li yılların sonundan itibaren ülkemizde de çağımızın polislik anlayışı bağlamında köpekli polis hizmetlerinden faydalanılmaya başlanmış ve 1997 yılında kurulan Köpek Eğitim Merkezi Şube Müdürlüğü’nün de katkıları ile programlı bir çalışma ortamı sağlanmıştır.

Ancak, her ne kadar narkotik ve bomba köpekleri eğitimi ve görevleri alanında yeterli başarı elde edilmiş olsa da, asayiş-devriye, canlı insan arama ve özel operasyon köpeklerinin eğitimi ve standarda kavuşturulması konusunda ciddi bir başarı maalesef sağlanamamıştır. Bu durumda, genel manada yerine getirilen hizmetin kalitesi ve arzulanan başarının yakalanması konusunda ülkemizi diğer modern devletlerin gerisinde bırakmıştır.

Ayrıca, mevcut yasalar ve mevzuatımız köpekli polis birimlerinde çalışan personeli koruyamamakta ve uzun vadeli planlar yapmakta büyük güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bir polis memurunun köpekli polis birimlerinden en büyük beklentisi, orada sürekli çalışma ve görev fırsatı elde etmekten başka bir şey değildir. Fakat ülkemiz şartlarında bu kesinlikle mümkün olmamakta ve bir asayiş devriye köpeği idarecisi birkaç yıldan daha fazla belirtilen görevde kalamamaktadır. Üç yıl süren bir Çevik Kuvvet macerası ve akabinde ki şark görevi hem personelin hem de köpeklerin psikolojisini bozmaktan başka bir katkı sağlamamaktadır.

Yasal olarak nasıl ve ne şekilde çalıştırılmaları konusunda arzulanan düzey ve başarıya ulaşamayan asayiş-devriye köpekleri bunun en somut kanıtıdır. Bazen Çevik Kuvvet bazen de Önleyici Hizmetler Şube Müdürlükleri’nde görevlendirilen bu personel ile köpekleri, görev anlamında istenilen düzeye bir türlü gelememişlerdir. Uzun yıllardır kıta Avrupa’sında var olan birçok eğitim metodu ve görev düzeni bizde henüz gerçekleşememiş ve pek de yakın bir zamanda gerçekleşecekmiş gibi görünmemektedir.

Türkiye’de Polis Asayiş-Devriye Köpekleri Sorunları ve Çözüm Önerileri

  1. Maddi kaynak temini

Köpekli polis birimlerinin faaliyete geçirilmesinin ucuz olmadığı kesindir. (K9 Units in Small Departments, D. E. Anderson) Günümüzün modern polislik yaklaşımında işe uygun insan kaynakları teminin önem arz ettiği ve buna paralel olarak görev yapmaya uygun köpeklerin tespitini, iaşelerini, ibatelerini sağlama ve göreve sevk edilmeleri bağlamında yapılan harcamaların genel bir değerlendirilmesine bakıldığında; yuvarlak bir hesapla yıllık her bir köpeğin devlete maliyetinin 25 bin ila 30 bin TL arasında olduğu ve konunun titizlikle incelenmesinin gerekliliği açıkça görülmektedir. 

Birlikte görev yaptığı polis memurunun maaşı, barındığı binanın yapımı ve işletim (ısınma ve elektrik gibi) giderleri, mama (kilosu 10 liradan aşağı olmamakta), görev taşıtı ve yakıtı ile bu araca ait diğer masraflar oldukça büyük bir külfet tutmaktadır. Bir de bunlara eğitim ve bakım için gerekenler eklenince bu masraflar daha da artmaktadır.

Hepimizin ödediği vergiler ile elde edilen devlet bütçesinin, sayıları yüzlerle ifade olunan polis köpeklerine harcanması belki bir kesim insanımızı rahatsız edecektir. Ancak, poliste kullanılan görev köpeklerinin çocuklarımızı zehirlemeye çalışan uyuşturucu tacirleri başta olmak üzere, Ankara’da kapalı otoparka bomba yüklü araçla eylem yapmaya çalışan terör örgütü mensupları gibi topluma zararlı olanları engellemede polis birimlerine çok büyük faydaları olduğu düşünüldüğünde harcanan paranın bir öneminin olmadığı görülecektir.

Fakat devlete olan yükün azaltılması anlamında yapılması gerekenler olduğu da aşikârdır, bunlar sosyal fonların işletilmesinden tutun, hizmet satışının farklı türleri bile olabilir. Biz, Amerika Birleşik Devletleri’nden daha mı zengin bir ülkeyiz ki polis köpeklerinin masraf ve harcamaları için sadece ulusal bütçe imkânlarını kullanıyoruz? Sorulması gereken belki de ilk soru budur.

Eğitim ve yarışmalar için spor kulübü, köpek temini, iaşe-ibate ve taşıma için fonlar      

Bilimsel olarak ilerlemenin birinci şartı uzmanlık alanında ki becerilerin artırılması ya da başka bir deyişle eğitimin sürekliliğinin sağlanmasıdır. Köpekli polis birimleri de eğitimin şart olduğu ve devamlılık gerektirdiği alanların başında gelmektedir. Eğitimlerin belli bir düzen içerisinde ve temel eğitimler sonrası tekrar programlarından da faydalanılarak yapılıyor olması, köpek eğitimini pahalı organizasyonlar içine sokmakta ve polis birimlerini bu alanda daha farklı arayışlar içerisine girmeye zorlamaktadır. (A Review on Usage of Police Dogs in Crime Prevention and Forensics, S. Ş. Özcan) 

Ülkemizde Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı KEM Şube Müdürlüğü’nün yürütmekte olduğu eğitim programlarına her yıl onlarca personel katılmakta ve belirtilen bu kursların birçoğu haftalarca sürmektedir. (KOM Rapor 2002) Takdir edersiniz ki bir polis memurunun adı geçen eğitimlerden birine katılarak haftalarca evinden uzakta ve devletten harcırah alarak bunu yapması EGM bütçesine büyük ölçüde külfetten başka bir şey getirmemektedir.

Hâlbuki her türlü eğitim programı yerinden eğitim programları (on-site training) ya da hizmet içi eğitimler (in-service training) gibi farklı konseptlerden faydalanılarak yapılıyor olsa daha az bir bütçe ile daha çok hizmet elde edilmiş olacaktır. Böylece hem para hem de zamandan tasarruf edilecektir. Özellikle de köpekli polis birimlerinde görev yapmakta olan personeli, köpekli sporlar ve eğitim standartları konusunda belirleyici bir rol oynayacak olan “köpekli sporlar ve aktiviteler kulüpleri” kurma/üye olmaya (mevzuata uymak koşulu ile) teşvik etmek sureti ile hizmetlerin giderlerini azaltma yolu açılacaktır.

Aidat toplama yolu ile tüm köpekli personelden elde edilecek olan gelirler yine bu kişiler ve köpeklerinin eğitim ve müsabakaları için kullanılarak, devlete ekonomik olarak katkı sağlanmış olacaktır. Ayrıca, düzenlenecek olan eğitim seminerleri ve gösteriler sayesinde katılım payı olarak toplanacak olan fonlar sayesinde köpekli birimlerin ihtiyaçları için çok büyük bir kaynak elde edilmiş olacaktır.

  1. Görev süreleri

Köpekli birimlerde görev yapmakta olan personelin görev süreleri anlamında diğer meslek mensuplarından hiçbir farkları bulunmamaktadır. Ama diğer gelişmiş ülkelerde bu görevi ifa eden personelin köpekleriyle geçirdikleri zaman ve göreve geliş-gidişleri bile saat saat hesap edilerek gerekli düzenlemeler yapılmaktadır (Police Service Dogs, T. Fleck).

Ancak, ülkemizde bırakın boş zaman ayarlamalarını eğitim almış personelin görev süreleri ya da şark atamaları dahi çok büyük bir problem haline gelmektedir. Yıllarca birbirleriyle görev yapmış bir köpek ile idarecisinin ayrılmasında hiçbir problem görülmemekte, belki umursamazlıkla belki de iş bilmezlikle bu sürece dolaylı olarak destek verilmektedir. 

Kabaca bir hesapla, bir köpek ile idarecisinin 3 yıl (Çevik Kuvvet görev süresi) birlikte ifa ettikleri hizmetin karşılığı 100000 TL civarındadır. Ortalama 9 yıl hizmet veren bir asayiş devriye köpeği toplamda 3 idareci değiştirdiğinde, bu masraflara bir de eğitim (hem köpek hem de personel için) eklenmekte ve maalesef yine devletimiz zarara uğramaktadır.

Eğer köpeği tek bir idareci eğitmiş ve göreve sevk etmiş olsa; psikolojik olarak bu köpek ve personelin sağladığı ortaklık ve masraflarda oluşacak kesinti ile birleşince daha kaliteli ve sürekli bir hizmetin oluşmasına zemin hazırlanmış olacaktır. Avrupa’da görev yapan bir köpekli personelin bizlerden daha tecrübeli ve başarılı olmasının yegâne sırrı budur.

En az 15 (on beş) yıl köpekli bir birimde görev yapan polis memuru kendisinden sonra gelecek olan meslektaşlarına kurumsal hafıza görevi görecek ve onların istenilen düzeye gelmelerinde çok büyük bir rol oynayacaktır. Unutulmamalıdır ki; devlet kalıcıdır ve onun verdiği kararlar devamlılık arz etmeden başarıya ulaşılması pek mümkün olmamaktadır.        

  1. Köpek eğitiminde merkeziyetçilik ve yerinden yönetim (decentralization)

Ülkemizde ki köpekli polis birimlerinde görülen bir diğer önemli sorun ise eğitimin tek bir merkezden verilmesidir. Asayiş-devriye köpekleri için kısmen ortadan kaldırılan bu sorun nedeni ile birçok kurum hem maddi hem de manevi olarak zarar görmekte, ayrıca personel anlamında istenilen kaliteye bir türlü ulaşılamamaktadır.

Türkiye’de ki polis köpeklerinin kaderi sadece bir merkezde toplanan bir avuç eğitmenin ellerine bırakılmakta, tüm iller adı geçen kişilerin verdikleri kararları uygulamak zorunda bırakılmakta ve kendisini kanıtlama fırsatı dahi bulamadan birçok taze beyin şark illerine atanarak köpekli polis birimlerinden çıkartılmaktadır. Hâlbuki köpek eğitimi konusunda ortaya konulan ortak standartlar doğrultusunda, ilerici bir görüş ve tatlı-sert bir rekabet yöntemi ile yetiştirilen köpekler ve personelin görev kalitelerinin çok daha yüksek olacağı aşikârdır. KEM Şube Müdürlüğü’nün günümüz şartlarına uyum sağlamada zorlandığı ve bağlı olduğu başkanlık dışında ki birimlerin sorunlarına eşit mesafede ilgi gösteremediği herkesin malumudur.

Finlandiya örneğinde olduğu gibi Polis Akademisi’ne (email paylaşımından alınmıştır) veya Macaristan örneğinde olduğu gibi Personel Dairesi Başkanlığı’na bağlı Dunakeszi’de ki eğitim merkezine (email paylaşımı) ya da Danimarka’da olduğu gibi doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan bir merkez biriminin (email paylaşımından alınmıştır) tüm alanlara ve görevlere eşit mesafede olacağı tartışılmaz bir gerçekliktir. Hem eşit hem de tarafsız olan bir kurumun başarısının diğer kurumların verecekleri destek düşünüldüğünde oldukça üst basamaklara çıkacağı oldukça açıktır.

Genel merkezde bunlar olurken, bu duruma paralel bir durumun taşrada bulunan iller ve görev yapan köpekler ve idareci personel için olmaması kaçınılmazdır. Modern polislik ile hizmet kalitesinin yükseltilmesi amacıyla bu köpekli polis birimlerinin de doğrudan ilde ki en yüksek rütbede ki polis birimi yani Makama doğrudan bağlı olması hizmetin sürekliliği ve kalitenin devamlı kılınması açısından son derece önemli bir adım olacaktır.

Böylece, illerde atandıkları birimlerinde köpekli görev yapmaktan başka her türlü amaç için görevlendirilen detektör köpek idarecileri de büyük ölçüde rahatlayacak, kendilerinin asli vazifesi olan görevlere geri dönecek ve başta uyuşturucu ve silah ticareti olmak üzere birçok alanda daha etkin bir şekilde suçla mücadele edilmiş olacaktır. Ayrıca, bu küçük ama etkili köpekli polis birimlerinde görev yapan personel de gerekli alt yapı çalışmaları sayesinde kendilerinden sonra gelen personeli eğiterek devleti büyük bir yükten kurtarmış olacaklardır. (Kosovo Police SPU K9 Unit) Böylece, KEM Şube Müdürlüğü asli vazifesi olan köpekli eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ve ülkemizin temsil edilmesi görevine geri dönecektir.

Sonuç

Yukarıda bahsi geçen örnekleri ve çözüm önerilerini çoğaltmak mümkündür. Ancak, bir husus vardır ki-önemli olan onları artırmak değil-bir şeyleri değiştirme arzudur. Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmalar değişimin gerçekleştirilmesinin (change management) çok zor bir eylem olduğu konusunda hem fikirdir. Gerek kalıplaşmış bazı düşünce modellerinin değiştirilmesinde yaşanması muhtemel sorunlar, gerekse de derine işlemiş bir takım hataların görünmez oluşu gibi nedenlerle benzer problemlerin bugüne kadar ötelendiği anlaşılmaktadır. Ancak, bir noktadan başlamak ve bahsi geçen sorunlara bir çözüm yolu arayışına girmek zorunluluğu hâsıl olmuştur.

Çağlar boyunca Osmanlı İmparatorluğu da dâhil birçok devlet tarafından kullanılmış olan görev köpeklerinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması her şeyden önce vicdani bir sorumluluktur. Varoluş nedenleri bizlere yardımcı olmaktan başka bir şey olmayan köpeklerin faydalı olacakları alanlarda ve modern çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kullanılması, hem bizlerin hem de onların hizmet kalitesine çok olumlu yansımalar yapacaktır. Böylece, maddi açıdan külfet getirmek yerine bizlere daha büyük bir destek kaynağı olacaklar ve öncelikle asayiş hizmetleri olmak üzere daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılacaklardır. Ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek olan böylesine etkili polis birimlerinin varlığının tartışılması yerine, daha etkin bir şekilde nasıl kullanılacaklarının tekrar gözden geçirilmesi gereklidir. 

Amerika’da kullanılan “bul ve ısır” konsepti yerine (An Examination of Police Canine Use of Force In the state of Florida, C. Mesloh), daha az zarar veren ve ülkemiz koşullarına çok daha uygun olan “bul ve havla” kavramının kullanılması benimsenmeli, eğitimlerde kullanılan malzemenin büyük bir bölümü ve eğitim anlayışı hali hazırda ülkemizde ki sivil kurumlarda kullanılan yetiştirme modellerine yakınlaştırılmalıdır. Aslına bakılırsa, Asayiş-Devriye Köpekleri yetiştirilmesi ve görevlendirilmesi konusunda köklü bir değişime gidilmeli ve köpeklerde mücadelenin (aggressiveness) ön planda olduğu bir eğitimin yerine, detektör köpeklerde de kullanılan avlanma (hunting) ve avı ağzında tutmanın (prey) olduğu bir model benimsenmelidir. Ancak bu şekilde daha dengeli polis köpekleri yetiştirilebilir ve yetiştirilen köpeklerin suçlulukla mücadelede çok daha etkin biçimde kullanılması sağlanmış olur. (Kötü Adam Semineri, G. Eker, İstanbul 2012

Böylece polis asayiş-devriye köpeklerinden, sadece toplumsal olaylarda müdahalede yarar sağlamaktan ziyade, asayişe müessir diğer olaylarda ve devriye hizmetlerinde de destek unsuru olarak kendilerinden saha hizmetlerinde fayda elde edilmiş olacaktır. Gerektiğinde bir ağızlık (özel olarak bu amaç için üretilmiş olmalı) takmak sureti ile herhangi bir zarara yol açmadan suçlular etkisiz hale getirilebilecektir. (Agitation Muzzle in Police Dog Training, B. Amm)  

Ayrıca unutulmamalıdır ki; görev köpeklerinin, suçlular üzerinde çok büyük psikolojik etkisi bulunmaktadır. Sahibini ve diğer polisleri korumada son derece etkilidirler ve kazara suçluların eline geçseler bile polise karşı kullanılmayan tek silahtırlar. Polis ile halkın arasında işbirliği ve sempatinin gelişmesine yardımcı olurlar. Polisin kullandığı diğer unsurlar arasında görevi iptal edilebilen tek silah belki de odur. Bir alanın aranması sırasında onlarca insanın yapacağı işi bir görev köpeği tek başına yapabilmektedir. (Police Service Dogs – Assest or Liability? T. Fleck) Yapılan benzer bir araştırmada köpekli timlerin saklanan kişileri bulmada diğer insanlı arama ekiplerine oranla %93’e % 59’luk bir oranda başarılı olduklarını göstermiştir. (A Study of Police Canine Search Teams, M. Wolfe)      

Yukarıda bahsi geçen nedenlerden dolayı, ülkemizin polis köpeklerini çok daha etkili bir şekilde kullanması ve her konuda olduğu gibi bu hususta da ileri medeniyetler seviyesine çıkmak için gerekenleri bir an evvel yapması gerekmektedir. Bunun sağlanabilmesi maksadı ile tüm kurumlar ortak ve koordineli bir şekilde çalışmak zorundadır. Ancak bu şekilde bahsi geçen sorunların çözümü mümkün olabilecek ve köpekli polis birimlerinde görev yapan polis memurları ve köpeklerinin daha uygun koşullarda görev yapmalarına olanak sağlanacaktır.

Kaynakça

Suç Koklayan Burunlar, Polis Görev Köpekleri, EGM KOM Daire Başkanlığı, 2012:6

http://www.policek9.com/html/wallen1.html, Taking a Bite Out of Crime – Risk Management for Police Canine Programs, Ken Wallentine, Judge & Advocate (e.t. 25/09/2012)

Polis Bilimleri Dergisi Cilt: 9 (1-4), A Review of the Usage of Police Dogs in Crime Prevention and Forensics, 2007 ss. 21-44, S. Şebnem Özcan

Emniyet Genel Müdürlüğü, KOM Daire Başkanlığı Raporu, 2002

Polis Köpeklerinin Sıcak Çarpmasından Kaynaklı Ölümleri, Bitlis Akademik Dergisi, Ocak 2011 Sayı: 4, Sayfa: 65,  Esim Şentürk, Uzman Köpek Eğitmeni

http://www.policek9.com/html/k9admin.html, Administrating a K9 Unit, R.S. Eden (e.t. 15/06/2012)

http://www.policek9.com/html/vendoragency.html, Administration Considerations – Vendor vs. Agency Training, K9 Officers Manual, R.S. Eden (e.t. 15/06/2012)

http://www.policek9.com/Fleck/Forum%20Article.pdf, Police Service Dogs – Assest or Liability? Terry Fleck, Deputy Sheriff II (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/pdf/k9UnitsInSmallDepartments.pdf, K9 Units in Small Departments: Overcoming Budget Constraints for Forming and Maintaining the Unit, David Eric Anderson (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/training/florida_study.pdf, An Examination of Police Canine Use of Force In the state of Florida, Charles Mesloh (e.t. 26/10/2012) 

Asayiş-devriye Köpeklerinde Taktik Müdahale Yöntemleri ve Kötü Adam Egzersizleri-Başlangıç Düzeyi konulu seminer, Göktan Eker, Uzman Köpek Eğitmeni, K9 Güvenlik

http://www.policek9.com/html/articles.html, Agitation Muzzle in Police Dog Training, Brian Amm (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/training/WolfeBuildingStudy.pdf, A Study of Police Canine Search Teams, Marie Wolfe (e.t. 26/10/2012)

Ilkka Hormila, k9.ilkka@gmail.com, Sunday February 19, 2012 10:05 PM (email paylaşımı)

Ibolya Gáti, bmw8series@gmail.com, Wednesday October 31, 2012 2:49 PM (email paylaşımı)

Michael Friisholm, MFR005@politi.dk, Tuesday, October 30, 2012 2:22 PM (email paylaşımı)

Avise, J.C. 1986. Mitochondrial DNA and the evolutionary genetics of higher animals. Phil. Trans. Roy. Soc. Lond. B 312:325-342 

http://archaeology.about.com/od/domestications/qt/dogs.htm by K. Kris Hirst Dog History

How were Dogs Domesticated? Erişim tarihi: 26.10 2012

Janice Koler-Matznick 2002, The Origin of the Dog Revisited Anthrozoös 15(2): 98 – 118

Hildebrand, M. 1954. Comparative morphology of the body skeleton in recent canidae,

University of California Press, Berkeley

Clutton-Brock, J., G. B. Corbet and M. Hills 1976, A review of the family Canidae with

a classification by numerical methods, Bulletin British Museum (Natural History)

Zoology 29: 117 B 119

Olsen, S. J. 1985. Origins of the domestic dog: the fossil record, Univ. of Arizona Press,

Tucson, USA

Wayne, R. K. 1986, Cranial morphology of domestic and wild canids: the influence of

development on morphological change, Journal of Morphology 187: 301 – 319

Hemmer, H. 1990, Domestication: the decline of environmental appreciation, Cambridge

Univ. Press., NY

Morey, D. F. 1990, Cranial allometry and the evolution of the domestic dog, Ph. D.

Thesis, University of Tennessee, Knoxville, USA

Boyko ve ark., 2010 A genome-wide perspective on the evolutionary history of enigmatic wolf-like canids Genome Res. 2011 21: 1294-1305

Klütsch, C. F. and Savolainen, P. 2011, Geographical Origin of the Domestic Dog, eLS.

Published Online: 15 APR 2011    Online ISBN: 9780470015902       DOI: 10.1002/9780470015902.a0022867

The post Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” first appeared on Göktan Eker.

]]>
Eğitmen Göktan Eker, Köpek Saldırılarından Korunma Yöntemlerini Anlattı http://www.goktaneker.com/2019/01/12/egitmen-goktan-eker-kopek-saldirilarindan-korunma-yontemlerini-anlatti/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=egitmen-goktan-eker-kopek-saldirilarindan-korunma-yontemlerini-anlatti Sat, 12 Jan 2019 15:39:00 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3625 https://www.sondakika.com/haber/haber-egitmen-goktan-eker-kopek-saldirilarindan-korunma-11635063/ Eğitmen Göktan Eker, köpek saldırılarından korunma yöntemlerini anlattı Köpek eğitim uzmanı Göktan Eker: “Köpekler bize saldırdığında ilk yapmamız gereken onlar yokmuş gibi davranmak” İSTANBUL – Köpek eğitim uzmanı Göktan[...]

The post Eğitmen Göktan Eker, Köpek Saldırılarından Korunma Yöntemlerini Anlattı first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.sondakika.com/haber/haber-egitmen-goktan-eker-kopek-saldirilarindan-korunma-11635063/

Eğitmen Göktan Eker, köpek saldırılarından korunma yöntemlerini anlattı

Köpek eğitim uzmanı Göktan Eker: “Köpekler bize saldırdığında ilk yapmamız gereken onlar yokmuş gibi davranmak”

İSTANBUL – Köpek eğitim uzmanı Göktan Eker, Kayseri‘de yaşanan vahşetin ardından yeniden gündeme gelen köpek saldırılarından korunma yöntemlerini anlattı. Eker, “Köpekler bize saldırdığında ilk yapmamız gereken onlar yokmuş gibi davranmak” dedi.

Kayseri’de sokak köpeklerinin saldırısı sonucu 14 yaşındaki Mehmet Özer‘in hayatını kaybetmesi, Türkiye gündemine oturdu. Yaşanan vahşet sonrası, gözler başka illerde de yaşanan köpek saldırılarına çevrildi. Uzun yıllardır köpek eğitimi ile uğraşan uzman Göktan Eker, yaşanabilecek saldırılardan korunma yöntemlerini anlattı.

“Köpekler bize saldırdığında ilk yapmamız gereken onlar yokmuş gibi davranmak” diyen Eker, “Bu çok kolay bir davranış değil ama onların sahasını yiyeceğini sürüsünü tehdit etmediğimizi vücut dilimizle onlara göstermemiz lazım. Göz temasından kaçınmak, tanımadığımız köpeklere yaklaşmamak bu saldırılardan kaçınmamızın en önemli yöntemlerinden bir tanesi” ifadelerini kullandı.

Köpeklerin yaşam biçimleri nedeniyle saldırganlaştığını söyleyen Eker, “Köpekler burada sürüler halinde büyüyorlar, büyürken baskın karakterliler o sürüyü yönetmeye, kendilerinden daha zayıf olan varlıklara karşı kendisini daha güçlü hissetmeye başlıyor. Burada yine insan eliyle yapılan bir hata var, insanlar köpekleri sahipleniyor, bilmeden ona kışkırtma buna saldırtma şeklinde köpeklere çatışma dilini öğretiyor yani saldırganlığın çatışmanın zayıf varlıklarla iletişimde kullanılacak bir dil olduğunu köpekler öğreniyor. Sonra köpekler sokaklara ormanlara bırakılıyorlar. Öğrendiği tek dil çatışma dili olan köpek de aç kaldığında ya da kendine yer edinmek istediğinde bu dili kullanmaya başlıyor ve ne yazık ki Kayseri’deki gibi vahim bir olayla, genç bir evladımızı kaybetmek durumunda kalıyoruz. Burada köpeklerin sokaklara bırakılmamasına yönelik sistematik, yapısal ve yasal düzenlemeler yapmamız lazım yani insanların kolayca köpekleri alıp sokaklara bırakamaması lazım” diye konuştu.

Köpek saldırısı karşısına yapılabilecekleri sıralayan Eker, “Eğer köpekle mücadeleye girmemiz kaçınılmaz ise çığlık atmak, bağırmak, kaçmak o köpeğin av güdüsünü daha fazla tetikleyecektir. Köpeğin direkt gözüne bakmak çok daha fazla tetikleyecektir. Köpeklerin dünyasında onlara tehdit olarak gösterilen davranış dili ile insanların olumlu olarak kullandığı davranış dili, kalıpları bazen birbiri ile karışıyor. Örneğin iki insan iletişim kurarken birbirimizin gözlerine bakar merhabalaşırız ama bunu tanımadığımız bir köpeğe yaptığımızda ona meydan okuyor anlamına gelir. Biz örneğin iletişim kurarken temas etmeyi omzuna dokunmayı severiz yönlendiririz fakat benim elimin köpeğin üstten omzuna doğru götürmem ona dominantlık göstergesi olup köpeğin tepki göstermesine sebep olur. Dolayısıyla köpek vücut dilleri konusunda özellikle korkan insanların veya bölgesinde çok köpek olan insanların kendisini biraz geliştirmesi lazım. Saldırı durumunda da kaçmamak, sabit durmak, köpekleri yok saymak, onları tehdit etmiyormuş gibi yavaşça yürümek aslında saldırılardan korunmanın temel niteliği. Ama artık köpek bize saldırıyorsa elimizde çanta poşet ya da benzer bir şeyle bariyer uygulaması yapmamız lazım. Özellikle kış aylarında elimizde çantamız şemsiyemiz var. Bunlarla köpeğe vurmak değil sadece bariyer yapmak lazım, köpeği vurmak gibi fiziksel temas daha da agresif hale getirebilir. Elimizdeki eşyayı köpekle aramızda bariyer yaparak, yine sakin vücut dili kullanarak yavaş yavaş ilerlemeliyiz” şeklinde konuştu.

Sokak köpeklerinin beslenmesi konusunda da uyarılarda bulunan Eker, “Yere bırakılan mamanın kokusu ve bölgesi var. Bir süre sonra köpek burada yemek yemeye devam ederek şartlanıp aç kaldığında da bu alanda mamasının kokusu bulunduğundan dolayı buradan geçen insanlara da saldırabilir. Yani biz yine kendi elimizle köpeklere, yanlış bir şartlanma öğreterek onların insanlara saldırmasına, zarar vermesine sebep oluyoruz” dedi.

Eğitmen Göktan Eker, Köpek Saldırılarından Korunma Yöntemlerini Anlattı

The post Eğitmen Göktan Eker, Köpek Saldırılarından Korunma Yöntemlerini Anlattı first appeared on Göktan Eker.

]]>
(ÖZEL HABER) BOMBA UZMANI K9 KÖPEKLERİ HAYAT KURTARIYOR http://www.goktaneker.com/2015/08/05/ozel-haber-bomba-uzmani-k9-kopekleri-hayat-kurtariyor/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ozel-haber-bomba-uzmani-k9-kopekleri-hayat-kurtariyor Wed, 05 Aug 2015 15:46:13 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3628 https://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/istanbul/ozel-haber-bomba-uzmani-k9-kopekleri-hayat-kurtariyor-10912751 ABD ve Avrupa’da sıkça kullanılan ancak ülkemizde özel güvenlik firmaları tarafından kullanılması yasak olan K9 köpeklerin Türkiye’deki eğitimleri sırasında oluşturduğu görüntüler nefes kesti. Köpek eğitim uzmanı Göktan Eker, askeriye[...]

The post (ÖZEL HABER) BOMBA UZMANI K9 KÖPEKLERİ HAYAT KURTARIYOR first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/istanbul/ozel-haber-bomba-uzmani-k9-kopekleri-hayat-kurtariyor-10912751

ABD ve Avrupa’da sıkça kullanılan ancak ülkemizde özel güvenlik firmaları tarafından kullanılması yasak olan K9 köpeklerin Türkiye’deki eğitimleri sırasında oluşturduğu görüntüler nefes kesti. Köpek eğitim uzmanı Göktan Eker, askeriye ve emniyette K9 eğitmenlerinden iyi faydalanılamadığını savunarak, “Biz eğer bu dönemde köpek eğitmeni arkadaşlarımızı eğer doğru kullanabilmiş olsaydık bu sızmaları daha patlayıcı maddeyken önlemiş olacaktık. Şehirlere gelip bu konuda yetiştirilmiş teröristlerin elinde bu patlayıcı maddeler bomba düzenekleri halini alıp, vatandaşımızın güvenlik görevlilerimizin canına mal olmayacaktı” dedi.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde meydana gelen bombalı saldırılar, gözlerin bir kez daha bomba uzmanı K9 köpeklere çevrilmesine neden oldu. Yasal mevzuattaki eksiklikler nedeniyle güvenlik firmaları tarafından da kullanılması yasak olan köpekler, daha çok yurt dışından gelen talepler doğrultusunda eğitilerek yurt dışına gönderiliyor.


IRAK İÇİN EĞİTİLEN KÖPEKLERDEN NEFES KESEN GÖSTERİ


Dünyanın farklı ülkelerinden gelen talep doğrultusunda bomba uzmanı köpeklerin eğitimini yapan Polis ve Askeri Köpekler Eğitim Uzmanı Göktan Eker, yetiştirdiği K9 köpeklerle nefes kesen bir gösteri yaptı. Irak’dan gelen talep üzerine yetiştirilen Çomar ve Hektor, eğitim alanında gizlenen bombaları kısa sürede bularak göz doldurdu. Hektor isimli köpek bir binaya gizlenen teröristi kısa sürede bularak etkisiz hale getirirken, Çomar isimli köpek ise araziye saklanan ve bina içerisinde gizlenen bombaları tek tek bularak eğitmenini yönlendirdi.
Polis ve Askeri Köpekler Eğitim Uzmanı Göktan Eker, “Eğitim merkezimizde köpeklerimizi önce eğitim yeterlilik testine tabi tutuyoruz. Eğitim yeterlilik testimizde köpeğin dedektör köpek olup olamayacağını anlamaya çalışıyoruz. Bu testi geçen köpeklerimize de önce burnunu doğru kullanma, akabinde de koku tanıtımı, koku tanıtımından sonra koku yanıltıcılarla çalışma, daha sonra da farklı alanlarda farklı şekillerde sahaya mümkün olduğunca yakın ortamlarda arama çalışmaları yapıyoruz” dedi.


“K9 EĞİTMENLERİNDEN YETERİNCE FAYDALANAMADIK”
Emniyette ve askeriyede K9 eğitmenlerinden yeterince faydalanılmadığını savunan Eker, “Zira köpeklerin burnuna alternatif bir teknoloji henüz geliştirilemedi. Yani biz eğer bu dönemde köpek eğitmeni arkadaşlarımızı eğer doğru kullanabilmiş olsaydık bu sızmaları daha patlayıcı maddeyken önlemiş olacaktık. Şehirlere gelip bu konuda yetiştirilmiş teröristlerin elinde bu patlayıcı maddeler bomba düzenekleri halini alıp, vatandaşımızın güvenlik görevlilerimizin canına mal olmayacaktı” şeklinde konuştu.


ÖZEL GÜVENLİK FİRMALARININ KÖPEK KULLANMASI YASAK
Çarpıcı bir bilgiye de dikkat çeken Göktan Eker, genellikle yurt dışındaki firmalardan gelen talep üzerine köpek eğittiklerini ve Türkiye’de özel güvenlik firmalarının köpek kullanmasının yasak olduğunu söyledi. Eker, “Şuanda hizmet verdiğimiz müşterilerimizin büyük bir kısmı özel güvenlik firmaları yurt dışında. Ülkemizde düşünün özel güvenlik firmalarına uzun menzilli silah kullanma yetkisi dahi verilmişken, şuanda köpeğin kullanılma yetkisi verilmiş durumda değil. Bu ortamda herkesin, firmaların ya da örneğim metroların, alışveriş merkezlerinin kendilerinin güvenlik önlemi almasını istiyorlar. Fakat köpek kullanmaları yasak. Bir mevzuat yok. Dolayısı ile bu çelişki içerisinde gerçekten ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir açık söz konusu oluyor” ifadelerini kullandı.


Bomba uzmanlarının her ihbara yetişemeyeceğini vurgulayan Eker, ”Sahaya indiğimizde intikal güvenlik köpekleri olarak adlandırdığımız köpeklerin doğru bir şekilde kullanılması lazım. 20 kilometrelik bir intikalde köpekten yüzde yüz performans beklemek çok yanlış olur. Askeri yetkililerin intikal güzergahında, riskli bölgelerde kesinlikle köpek kullanmalarını tavsiye ediyorum. Zira elinde dedektörle bir askerimizin mayın araması demek, uzaktan kumanda ile patlatıldığında onu kaybetmemiz anlamına geliyor” diye konuştu.

The post (ÖZEL HABER) BOMBA UZMANI K9 KÖPEKLERİ HAYAT KURTARIYOR first appeared on Göktan Eker.

]]>
Detektör Köpek Kinolojisi ve Koku http://www.goktaneker.com/2011/09/01/detektor-kopek-kinolojisi-ve-koku/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=detektor-kopek-kinolojisi-ve-koku Thu, 01 Sep 2011 11:23:00 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3869 Köpeklerin burunlarının üstün özellikleri ve tabii bir çok hayvana nazaran eğitime oldukça yatkın olduklarını rahatça söyleyebiliriz. Bu durum insan oğlu için zararlı maddelere ulaşmada,gelişen teknolojiye rağmen KÖPEKLERİN halen alternatifsiz birer[...]

The post Detektör Köpek Kinolojisi ve Koku first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpeklerin burunlarının üstün özellikleri ve tabii bir çok hayvana nazaran eğitime oldukça yatkın olduklarını rahatça söyleyebiliriz.

Bu durum insan oğlu için zararlı maddelere ulaşmada,gelişen teknolojiye rağmen KÖPEKLERİN halen alternatifsiz birer bio-dedektör olmalarını sağlamıştır. 

Biz köpek eğitmenleri daha çok köpeklerin eğitilebilirliğine veya onlara daha fazla  ne buludurabiliriz sorusu ile ilgilenirken aslında köpeklerin bulmasını istediğimiz KOKU ları ve kokuların yapısını kaçırıyoruz.

Zira kokunun yapısı ve karakteristiği köpeklerin onları ararken davranışlarına da etki ediyor ve bizim bu davranışları yorumlayabilmemiz için kokunun karakteristiğini de öğrenmemiz gerekiyor.

Yıllar önce Gölbaşı Polis KÖpek Eğitim Merkezinin kuruluşunda görev aldığım dönemde sormaya başladığımız bu soru yıllar içerisinde bizlere bir çok cevap getirdi ve aslında öğrendikçe sorularımız arttı. O dönemde birlikte çalıştığımız şimdilerde emekliliğin tadını çıkaran Serdar Sarıoğlu kardeşim de bu soruların cevabını aramada oldukça yardım etti ve yollarımız zaman içerisinde bizi ayırsa da zaman zaman bir araya geldiğimizde Koku konusunu konuşur ve tartışır olduk.

Okuyacağınız çalışma , Detektör Köpek Eğitmenliği ve Eğitici Eğitmenliği kursumuzdan bir sunumun olduça kısa bir özetidir. Gerek yabancı ve yurtiçi kolluk kuvvetlerine verdiğim eğitimlerde gerekse idarecilik eğitimlerinde sık sık karşımıza çıkan koku meselesini kendimce bir köpek eğitmeni olarak ele almaya ve genç meslektaşlarıma aktarmaya çalıştım.

yıllar içerisinde kimyagerler ve kimya mühendisleri , endüstri mühendisleri , kimya öğretmenleri , biyologlar , kriminal labratuvar çalışanları ile koku konusu ile ilgili defalarca görüşmelerim olmuş sorularıma yanıt peşinde koşmuşumdur.

KOKU NEDİR ? 

Çevre ve Orman Bakanlığı KOKUYA SEBEP OLAN EMİSYONLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ  Kokuyu ; “İnsanda koku alma duyusunu harekete geçiren ve kokunun algılanmasına neden olan uçucu maddelerin yarattığı etki şeklinde tanımlamaktadır.”

Biyoloji açısından baktığımızda Koku;Nesnelerden yayılarak havaya karışan zerreciklerin burun zarı üzerindeki sinirlerde oluşturduğu, uyandırdığı özel duygu, alınan havayla, burun aracılığıyla duyumsanan, koklama duyusuyla algılanan şey şeklinde tanımlanabilir. 

Çzellikle parfüm açısından bakıldığında ise Osmoloji kokuları tanımlandırma, sınıflandırma bilimidir.

KOKLAMAK ?

Sözlük anlamına bakıldığında koklamak ; bir şeyin kokusunu almak, duyumsamak için o şeyi burnuna yaklaştırarak havayı içine çekmek ya da bir yerin havasını burun yoluyla içine almak şeklinde açıklanıyor. 

Koku Almak ise koklama duyusuyla algılamak şeklinde ifade ediliyor.

Koklamak, temel olarak , bir ortamda moleküler halde  bulunan kimyasalların, burundaki  reseptörler üzerinde meydana getirdikleri elektrokimyasal uyarıların beyin tarafından değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan hissin adıdır. Koklamanın temel işlevi, bir ortamda diğer duyu organları ile algılanması zor/olanaksız olan kimyasalların ayırt edilmesidir. 

İnsan açısından bakıldığında Koku, koku alma duyusuyla hissedilen, genelde çok küçük konsantrasyonlarda havada çözünmüş olarak bulunan kimyasal maddelerin yarattığı duyudur. Kokular algılamaya göre kabaca kötü veya ve hoş kokular olarak ayrılabilir.

Koklamak belirli bir kokuyu burunla aramak anlamına gelirken, koku almak arama faaliyeti olmadan hissedilen kokunun harekete geçirdiği anahtar dürtü olarak karşımıza çıkmaktadır.

KOKU DUYUSUNUN DİĞER DUYULARDAN FARKI !

Zihnin, duyular olmadan fiziksel dünyaya yönelik bilgi üretmesi mümkün değildir. Dünyayı anlamak ve çevreyi yapılandırmak üzere bir nesnenin  “ne” ve “nerede” olduğu  bilgisine ulaşmak duyuların  muazzam sayıda bilgiden bir kısmını seçmesi ve kodlanması ile mümkündür . 

Beyin  çevreden gelen  ve  birbiriyle  yarışan verilerden  en doğru sonucu elde etmek için bu duyusal kayıtları kullanmaktadır. Duyusal girdiler kortekse görme, işitme, dokunma, tat alma ve koklama olmak üzere beş temel sistem  ile belirli bir temsil oluşturmak  üzere ulaşmaktadır.

Duyu organlarımız vasıtası ile dış dünyada algıladığımız her şey geçmiş tecrübelerimiz ışığında beyin tarafından analiz edilerek davranış olarak dışa vurur.

Koku duyusu dışındaki  diğer duyu organlarından gelen girdiler beynin talamus adı verilen bölgesinde adeta bir kontrole tabi tutulurlar. Gelen bilgiler beynin bu bölgesinde düzenlenir.

Ara beyinin bir parçası olan talamus, ceviz büyüklüğünde bir sinir dokusudur. İnsan beyninin orta kısmında yer alır. Koku duyusu dışında tüm duyu organlarının bağlantı yeri talamusta yer alır. Belirli bir işi gerçekleştirmek için yapılan davranışlar burada şekillenir. 

Talamus tüm duyu organlarından gelen mesajlar için adeta bir filtre görevi görür.Koku duyusunun en önemli farkı , beynin talamus bölgesinde herhangi bir filtreye uğramadan adeta direk beyne mesajları iletmesidir. Dolayısı ile koku duyusu ile algınanan her girdi bilinçli bir yapıda olmaksızın davranışa direk etki eder.

KOKU NASIL YAYILIR ?

Kokunun nasıl yayıldığını anlamak için şu dört prensibi özellikle de ilk iki prensibi çok iyi anlamamız lazım.

Difüzyon: 1832 senesinde kimyager bilim adamı Thomas Graham , Graham Difüzyon Yasası (yayılma yasası) ile gaz moleküllerinin gelişigüzel (keyfi) hareketlerini tam olarak açıklamıştır. 

Diğer bir deyişle, Madelerin çok yogun ortamdan az yoğun ortama kendiliginden yayilmasına difüzyon denilir.Bunu kendi çalışmamız aç.ısından  kokunun kaynağından ayrılarak yayılması şeklinde açıklayabiliriz.

Efüzyon: Efüzyon ise  basınç altındaki bir gazın, kabın bir bölmesinden diğer bölmesine küçük bir delikten geçerek yayıldığı bir işlemdir. Yine konumuz açısından bakıldığından Bir dolabın iç çekmecesinde bulunan koku kaynağının çekmecenin dışarı çıkabileceği yerinden fışkırarak dolabın içine yayılması da efüze bir olaydır.

Süblimleşme:Bildiğimiz üzere katı  maddeler ısıya maruz kaldıklarında öncelikle sıvı akabinde ise gaz durumuna geçerler, ancak bazı istisnai katı maddelerin sıvı hale geçmeden direk gaz haline geçmeleri söz konusudur. Naftalin ,ernet ,  iyot , kuru buz bu katı maddelere örnek olarak gösterilebilir.

Kırağılaşma: Kırağılaşma ise bunun tam tersidir, gaz halindeki maddenin sıvı hale geçmeden direk katılaşması kırağılaşma( ya da kristalleşme)  olarak adlandırılır.

KOKUNUN YAYILMASINA ETKI EDEN FAKTORLER

Kokunun Yayılması bizim için oldukça önemli bir konudur. Bu yayılma bazen işimize yaradığı gibi, doğru anlaşılamaması durumunda dezavantaj da yaratabilmektedir.

Kokunun havada yayıldığı göz önünde bulundurularak öncelikle soluduğumuz havanın içeriğine bir göz atalım;

Nitrojen ……………..:78.08 % 

Oksijen…………..……: 20.95%

Argon……….………….:  0.93%

CO2 ………………. :  0.03 %

Diğer gazlar………..:  0.01 %

(Detaylı yüzdeleri verilmeyen ve havadaki hacımsal oranları toplamı onbinde bir olan diğer gazlar Hidrojen, Neon, Helyum, Metan, Kripton, Nitrik oksit, Xenon ve Ozon gazlarıdır)

Kokularla ilgili çalışırken kokuların veya gazların mol kütle ağırlıklarını hava ile karşılaştırmak son derece önemli hale gelmiştir. Zira aradığımız kokunun ilk karakteristik yapısı havadan ağır veya hafif olması ile kıyaslanmalıdır. Hemen hemen aranılan kokuların bir çoğunun havadan ağır olduğunu kokunun kimyasal yapısının mol kütle üzerinden ele alınması ile anlayabiliyoruz.

Bu açıdan baktığımızda aranılan her kokunun hava ile farklı bir ilintisi olduğunu anlamamız gerekmektedir.

Miktar

Yukarıdaki açıklamalar ışığında maddenin miktarı kokunun daha fazla yayılması ile doğru orantılıdır diyebiliriz. Ancak yüksek miktarlar algıda sorun yaratabilmekte, çok küçük miktarlar ise köpek tarafından algılanmayabilmektedir. Bu sebeple köpekle çalışırken yapılan kalibrasyon eğitimleri son derece önemlidir.

Miktari artan maddelerin daha fazla koku yayıyor olmalari gayet doğal ancak konumuz açısından bakıldığında artan miktar ile birlikte kokunun yayılma karakterinin değişmesi söz konusu, birden fazla koku akışı, birden fazla koku kaynagi , farklı koku havuzları oluşması köpeği ve idareciyi yanıltan etmenlerin başında geliyor.

Sıcaklık 

Sicakligin artmasi koku moleküllerinin daha hızlı hareket etmesini sağlayacağından Köpeğe ulaşan koku miktarinin artmasi hatta kokunun daha uzak noktalara ulaşmasını sağlayan etmenlerdendir.

Tam tersi soğuk havada da koku çok daha sınırlı yayılabilmektedir.

Soğuk ülkelerin detektör köpek eğitim sistemi ile sıcak ülkelerin detektör köpek eğitim sistemindeki farklılıkların başında bu etken gelmektedir. İskandinav ülkelerindeki eğitmen meslektaşlarım ile uzun zaman geçirmiş biri olarak , soğuk iklim disiplininde eğitilmiş köpeklerin Irak ve afganistanda çalıştığım dönemlerde büyük handikaplar yaşadıklarını gözlemlemiştim. İlk etapta iklim adaptasyonu olarak teşhis konulsa da zamanla bu olumsuz durumun eğitim sisteminden kaynaklandığının tespit edildiğini belirtmek isterim.

Basınç

Atmosferde bulunan gaz moleküllerinin ağırlıkları ve hareketleri nedeniyle hem kendi içerisinde hem de yeryüzünde bulunan cisimlerin birim yüzeylerine uyguladıkları dik kuvvete açık hava (atmosfer) basıncı denir. 

Atmosfer basıncı yeryüzüne (deniz kenarına) yaklaştıkça artar, yeryüzünden uzaklaşıldıkça azalır. (Basınç derinlikle doğru orantılıdır. Yeryüzüne yaklaşıldıkça atmosfer kalınlığı arttığı için gaz miktarı ve gazların ağırlığı artar. Atmosfer ağzı açık kaba benzetilebilir).

Alçak Basınç

Çevresine göre basınç değerlerinin düşük olduğu merkezlerdir. Havanın hareketi çevreden merkeze doğrudur. Kuzey yarım kürede saatin ters yönünde iken güney yarım kürede saat yönündedir.

Alçak basınç alanlarında yükselici hava hareketleri etkilidir. Yükselen hava giderek soğur ve yoğuşur. Bu nedenle gökyüzünde bulut, yağmur gibi birçok yoğuşma ürünü görülür.

Yüksek Basınç

Çevresine göre basınç değerlerinin yüksek olduğu merkezlerdir. Havanın hareketi merkezden çevreye doğrudur. Güney yarım kürede saatin ters yönünde iken kuzey yarım kürede saat yönündedir.

Yüksek basınç alanlarında hava açık, güneşli ve bulutsuzdur.

Hava basıncı kokunun yayolmasında oldukça etkilidir, yüksek basınçta koku daha rahat hareket ederken alçak basınçta daha ağır hareket edebilmektedir.

Rüzgar

Yüksek basınç (antisiklon) alanlarından alçak basınç (siklon) alanlarına doğru olan yatay hava akımlarına rüzgâr denir. Rüzgârın yönü, coğrafi yönlerle ifade edilir. 

Bir bölgede rüzgârın yıl içerisinde en fazla estiği yöne hakim rüzgâr yönü denir. Hakim rüzgâr yönü yerşekillerine göre ortaya çıkar.

Özellikle kadavra ve doğada kaybolan insanları arama faaliyetlerinde hakim rüzgar son görülme noktası kadar önemlidir. Bununla birlikte kırsalda dış mekan araması yapacaksanız hakim rüzgar yapısını ve gün içerisinde değişen rüzgar disiplinini önceden bilmeniz işinizi kolaylaştıracaktır.

KOPEK VE KOKU

Köpeğin yaşamını büyük ölçüde kokular yönlendirir. Köpekler sayısız kokudan oluşan uzayda insanlarin bile farkina varmadigi kokulari dahi algılayabilirler. Bir insanda yaklaşık 6 milyon koku hucresi olduğu bilinmektedir. Köpeklerde bu sayi ortalama 300 milyon` dur.  

Özellikle seleksiyon çalışmaları sonucu bu sayının giderek arttığını da söylemek mümkün , bu yüzden köpek yetiştiriciliği bilimsel çerçevede ve ihtiyaçlar ışığında yapılmalıdır. Ülkemizde köpek yetiştiriciliğindeki bu yetersizlik kendini görev köpekleri yetiştiriciliğinin istenilen seviyeye gelememesinin ana nedenlerindedir.

Koku hücrelerindeki sayısal üstünlüğün yanı sıra belki de en önemli farklılık İnsan beyninin ortalama %5 i koku ile ilintili iken bu oran Köpekte ortalama %35-40 civarındadır. Yani köpeğin beyninin en az 3 te biri koku ile ilintilidir.

Bununla birlikte Burun deliklerinin ucundaki kanatçık benzeri yapılar, köpeğin burnuna giren havanın yönünü tayin etmeye yarar.

Yani bir kokunun nereden geldiğini ‘‘stereo’’ olarak algılayabilirler. Yani burnun iki farklı koku algılayıcısını tek bir cihazda birleştirmiş bir canlıdan bahsediyoruz.

İnsan burun deliklerini koklamak istediği nesneye uzatır , ancak köpeğin bu direk uzatma yerine daha açılı yaklaşması kokuyu daha iyi algılamasını sağlar.

Detektör köpek eğitmenlerinin keyifle seyrettiği keskin dönüş davranışı işte bu burun fizyolojisinden gelmektedir.

Bu açıklamalar ve köpeğin koku becerisinin insanla kıyaslanması sonucu araştırmacılar köpek koku alma becersinin insandan ortalama 10 milyon kez daha fazla olduğunu göztermektedir. Eskiden köpek eğitmeni olafak köpeklerin koku becerisi konusundaki üstünlükleri için yemin edebilirim ama ispatlayamam derdik , sağolsunlar bilim insanları artık bu konuda bilimsel ispatları gözler önüne serdiler.

Köpeğin Doğada Kokuyu Kullanması

Etolojik olarak baktığımızda köpekler atalarından farklılaşmış olsalarda , koku becerilerinin halen en üst düzeyde olduğunu görebiliyoruz.

Köpeklerin canlı ve cansız varlıkların yerini belirlemede kokuyu kullandıklarını bilmekle beraber canlı varlıkların duygu durumunu da bu yöntemle tespit ettiklerini de söyleyebiliriz.

Kısaca köpeklerin burunları ile gördüklerini belirtmek sanırım yanlış olmaz.

DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİMİ

Tüm bu açıklamalar ışığında köpekleri detektör olarak eğitip görevde kullanmanın  faydalarını saymaya gerek yok sanırım. 

Peki hangi köpekler iyi bir detektör olarak eğitilebilirler ? 

Öncelikle Köpeklerin atalarının doğadaki iki önemli davranışına göz atalım. Etolojik açıdan bakıldığında köpekler de aynı içgüdüsel davranışlara sahiptir

-Hayatta Kalma

-Neslini Devam Ettirme

Hayatta Kalmak için üç ana  İçgüdünün varlığı gerekmektedir.

-Avlanma İçgüdüsü

-Av İçgüdüsü

-Mücadele İç Güdüsü

Hayatta Kalmak için bu  üç ana  İçgüdünün varlığının yanı sıra , köpeklerin doğada yaşayanakrabalarında muhakeme ve mukayese yeteneği geliştikten sonra aşağıdaki iki içgüdüsel davranışın da gelişmesi gerekmektedir.

-Kaçınma

-Kaçma

İç güdüler , davranışının dürtüsel mekanizması gibi konulara bu yazıda girmeyeceğim , zira bunlar daha çok köpek etolojisi dersimizin konuları ancak içgüdüsel davranış , insan köpek davranışlarının farkı gibi bir karışıklığa mahal vermemek için aşağıdaki örneği sizlerle paylaşmak istedim.

İd-Ego-Süperego

Bu kavramlar sırasıyla id (alt bilinç), ego (benlik) ve süperego (üst benlik) olarak adlandırılır.

Sarhoşken yaptığınız hareketleri id, ayıldıktan sonra ki “ne yaptım ben?” söylemlerini ego ve onları bir bahaneyle kılıfa sokma meziyetinin süperego tarafından üstlenildiği söylenilebilir.

İd, zihnin en ilkel ihtiyaç dürtülerini temsil eder. Fizyolojik, duygusal ve seksüel ihtiyaçları karşılamak mutlu eder.

YÜKSEK DÜZEYDE OYUNCU YANİ AV İÇGÜDÜSÜNE SAHİP , 

OYUNCAĞINI KOKLAYARAK BULMAYA ÇALIŞAN VE BUNU UZUNCA BİR SÜRE YAPABİLEN YANİ AVLANMA İÇGÜDÜSÜNE SAHİP , 

KARŞILAŞTIĞI ENGELLERİ ( SEHPA MASA YÜKSEKLİK, SES , KALABALIK, ENGELLEME VB… ) AŞMA KONUSUNDA MÜCADELE GÜDÜSÜNE SAHİP, ÇEVRESEL FAKTÖRLERDEN DUYGUSAL OLARAK ETKİLENMEYEN ANCAK TEHLİKELERDEN KAÇINAN 

KÖPEKLER DETEKTÖR EĞİTİMİNE YATKINDIRLAR VE YUKARIDA BELİRTİLEN İÇGÜDÜLERİN TATMİNİ İLE DE AYRICA ÇALIŞTIKÇA EĞİTİMLERİ DEVAM ETTİKÇE  MUTLU OLURLAR.

Bu karakterde ve yetenekte bir köpeği ev köpeği olarak bulundurmak ne kadar zor ise , bu yapıya sahip olmayan köpeği de görev köpeği yapmak o kadar zordur.

KÖPEĞE KOKU TANITIMI NASIL OLUR ?

( Bu başlığı ayrı bir yazı ile ele alacağım, zira konu daha çok uygulama içermektedir, doküman haline getirdiğimde yine sayfamda paylaşacağım  için detayları şu anda vermiyorum)

KOKUNUN KARAKTERİSTİĞİ 

Köpeklerin  etolojik olarak doğadan aldığı beceriler ışığında , kokuların bilgisi çerçevesinde ve Detektör köpek eğitimi çerçevesinde aradığımız kokuların karakteristiğini tanımlamaya çalışalım.

Koku Havuzu: Difüze veya efüze olan kokunun çevresel şartlar sebebi ile koku kaynağı etrafında birikmesi.

Koku Akışı :Difüze veya efüze olan kokunun çevresel şartlar sebebi ile kaynaktan başlayarak termik ve mikro termik ilkeleri ile  bir istikamette hareket etmesi.

Koku Birikintisi : Difüze veya efüze olan kokunun çevresel şartlar sebebi ile kaynaktan başlayarak bir istikamette hareket ettiği esnasında kokunun termik ve mikro termik etkisinden kurtularak geçici bir süre biriktiği mecra.

Koku Bulaşması: Kokunun kaynağında, akış istikametinde , veya birikintisinde koku ile temas nesnelerin üzerindeki koku.

Koku Karakteristik değişkenliği : Aynı maddenin farklı miktar vb şartlarda hareket değişikliklerinin belirlenmesi

Yukarıdaki açıklamalar ışığında kokunun nasıl hareket ettiğinin bilinmesi köpeğin davranışlarını okumada ve ortamda meydana gelmiş koku tabanlı olayların tümünü algılamada bizlere çok yardımcı olmaktadır.

Eğer siz kokunun karakter yapısına köpeğinizin verdiği tepkileri kontrollü ortamda iyice gözlmlerseniz, köpek arama yaptığı mecrada aranılan yasak maddenin o eve nasıl getirildiğinden nasıl taşındığından nereye saklandığından tutun da miktarına kadar bir çok bilgiyi sizlere verecektir.

ARANILAN MADDELERİN KOKULARININ SINIFLANDIRILMASI

Patlayıcı maddeler

Uyuşturucu Maddeler

Canlı İnsan 

Kadavra 

vb….

BU BAŞLIK SADECE KOLLUK KUVVETLERİNİN BİLMESİ GEREKEN DETAYLARI BARINDIRDIĞINDAN NE YAZIK Kİ DETAYLARI YAZAMIYORUM. 

Sadece Kadavra ile ilgili aşağıdaki bilgi ile bu başlığı kapatıyorum.

-Başlangıç (0-1 Gün) : 

· Şişme (2-6 Gün): 

· Aktif Çürüme (7-12 Gün): 

· İleri Çürüme (13-51 Gün): 

· Kuruma (52-207 gün)

-İnsan Parçası

-Adli Koku

-Su

DEĞERLİ OKUYUCULARIM, AKTİF GÖREV YAPAN KÖPEK İDARECİLERİ VE İŞİN MERAKLILARI İÇİN SİZLERE SADELEŞTİRİLMİŞ BİR ŞEKİLDE KÖPEK VE KOKUYU AKTARMAYA ÇALIŞTIM.

TABİ BU YAZILANLAR BİLGİLERİN KÜÇÜK BİR KISMI VE BİZİM İŞİMİZ BÜYÜK ÖLÇÜDE UYGULAMA İÇERİKLİ

ANCAK TEORİK BİLİMSEL VERİLER OLMADAN KULAKTAN DOLMA HURAFELERLE HAREKET EDİLMESİ DE BAŞARIYI GETİRMİYOR.

ÖZELLİKLE SINAV YAPAN HOCALARIN BU BİLGİLER IŞIĞINDA VE SAHANIN GERÇEKLİĞİ KAPSAMINDA İŞİNE KONSANTRE OLMASI DA SON DERECE ÖNEMLİ.

DAHA GENİŞ VE DETAYLI BİLGİLER İÇİN KURSLARIMIZA KATILABİLİRSİNİZ. ( SADECE KOLLUK KUVVETLERİ İÇİN ) 

The post Detektör Köpek Kinolojisi ve Koku first appeared on Göktan Eker.

]]>