polis - Göktan Eker http://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Thu, 24 Mar 2022 13:52:46 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” http://www.goktaneker.com/2022/03/24/ulkemizde-polis-kopeklerinin-rolu-bir-model-yaklasimi-asayis-devriye-kopekleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ulkemizde-polis-kopeklerinin-rolu-bir-model-yaklasimi-asayis-devriye-kopekleri Thu, 24 Mar 2022 11:48:18 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3547 Prof. Dr. Emine Ümran BOZKURT*, Anatomi Ana Bilim Dalı, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2012 Polis ve Askeri Görev Köpekleri Eğitim Uzmanı Göktan EKER***, K9 Güvenlik Uzman Köpek Eğitmeni Esim ŞENTÜRK**,[...]

The post Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” first appeared on Göktan Eker.

]]>

Prof. Dr. Emine Ümran BOZKURT*, Anatomi Ana Bilim Dalı, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2012

Polis ve Askeri Görev Köpekleri Eğitim Uzmanı Göktan EKER***, K9 Güvenlik

Uzman Köpek Eğitmeni Esim ŞENTÜRK**, Emniyet Amiri, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü KEM Büro Amiri

Özet

Dünyada köpekler üzerine yazılmış birçok eser olmasına rağmen, ülkemizde belirtilen konuya ilişkin daha sınırlı sayıda doküman bulunmakta ve maalesef köpekli polis birimlerinin sorunlarına ışık tutabilecek nitelikte bir belgeye ulaşmak çok daha güç olmaktadır.

Biz, hem köpekli polis birimlerinin genel yapılarını inceleyerek hem de Türkiye’de bu alanda yer alan kurumların eksikliklerini gözler önüne sererek ileride nelerin nasıl yapılması gerektiği konularına daha yakından bakmaya çalışacağız. Böylece, köpekli (özellikle asayiş-devriye) polis birimlerinde görev yapan personel ile köpeklerinin sorunlarına ve bu sorunların çözüm arayışlarına katkı sağlayacağız. Amacımız, bu sektörde veya kurumlarda çalışanları eleştirmek değil, aksine birlikte daha iyiye nasıl ulaşabileceğimizi gözler önüne sermeye çalışmaktır.  

Asayiş-devriye köpeklerinin kapasitelerinin daha üst noktalara çıkartılması sayesinde; gece devriyesine çıkan polisler başta olmak üzere, tüm teşkilat birimlerinin bahsi geçen köpek ve idarecilerinden maksimum fayda sağlayacakları değerlendirilmektedir. Böylece, hem bizler hem de toplumun geneli yerine getirilen hizmetin kalitesinden çok daha fazla bir memnuniyet duyacak ve köpekli polis birimlerinin gelecekte ki rolünü tartışmaya başlayacaktır.

Anahtar Kelimeler

Köpek, Asayiş-Devriye, Türkiye Modeli, Yasal Düzenlemeler.

Summary

Although there are many written documents on dogs in other parts of the world, unfortunately it is so much difficult to find something that could highlight problems of police dog units and there is very limited information on that in our country.

We are going to look into the things much deeply in order to find out what should be done, in which way, in the future while both putting forward the shortages of the institutions in the said field and investigating structures of the police dog units in Turkey. 

Thus, we will be providing support to the problems and their solutions for police service dogs (especially patrol dogs) and handlers in K9 units. Our aim is not to criticize people who are working for those institutions or in the market; conversely it is to show how we could achieve a better success.

It is considered that all police departments will take the maximum advantage of the said units, night patrols in the first place, while pushing the limits of patrol dogs to the higher grounds. 

Eventually, both we and rest of the community would be much more grateful for the service done and will start to discuss the future role of police service dogs.

Key words: Dog, Patrol, Turkish model, Legal updates.               

Köpeklerin İnsanlık Tarihinde ki Yeri ve Önemi

Köpeklerin (Canis lupus familiaris) tarihi insanlar açısından avlanma, sürü gütme, korunma ihtiyaçlarına, köpekler açısından ise gıdaya kolay ulaşma, insan tarafından korunma ve barındırılma ihtiyaçlarına dayalı bir işbirliğinin tarihidir. Bu işbirliğinin kökenlerini ve tarihsel gelişimini ortaya koymak amacıyla arkeolojik kazılarda ortaya çıkan fosil kalıntılar üzerinde araştırmalar yapıldığı gibi yine bu fosil kalıntılardan elde edilen mitokondri DNA’sının izolasyonu (elde edilmesi) ve identifikasyonu (tanımlanması) çalışmaları da yoğunluk kazanmıştır (Avise, J. C. 1986; ).

Her ne kadar 100000 yıl öncesine ait mitokondri DNA’larından elde edilen bulgular kurt ve köpeğin iki farklı tür olduğunu gösterse de (Hirs, K. Kris, 2012) Köpeğin (Canis familiaris), Gri Kurdun  (Canis lupus) evcilleştirilmesinden köken aldığı yönündeki kanı çok yaygındır. Ancak davranış, morfoloji, moleküler ve fosillerden elde edilen bulgulara dayalı araştırmalarda köpeğin kurttan değil vahşi başka bir etobur türünden köken almış olabileceğine dair iddialar da ortaya atılmıştır (Janice Koler-Matznick, 2002). 

Kurtlar ile karşılaştırıldığında yetişkin evcil köpekler daha kısa burun uzunluklarına, kalkık alına, daha geniş damağa ve kafatasına, ayrıca daha küçük dişler gibi önemli anatomik farklılıklara sahiptir (Hildebrand1954; Clutton-Brock, Corbet & Hills 1976; Olsen 1985; Wayne 1986; Hemmer 1990; Morey 1990).

Evcil köpeğin kökenine ilişkin çalışmalarda ortaya atılan bu farklı iddialar yanında evcilleştirmenin tarihine ilişkin de farklı görüşler ileri süren araştırmalar mevcuttur. Evcil köpeğin 16000 yıl kadar önce Güneydoğu Asya’da bir kurt haplotipi olan Gri Kurt’tan kökenini aldığı (Boyko ve ark., 2010), daha sonra Doğu Asya, Orta Doğu, İskandinavya ve muhtemelen Kuzey Amerika’da melez türlere rastlandığını bildiren genetik bulgular bulunmaktadır. 

Ancak, Güneydoğu Asya’da bulunan fosil kalıntılardan elde edilen mitokondri DNA’sının kurt mu yoksa köpek mi kaynaklı olduğunun ayırt edilememiş olması evcilleştirmenin tarihi ile ilgili bir soru işareti doğurmaktadır (Klütsch, C FC, Savolainen, Peter, 2011).  VonHoldt et al., 2010 Köpeklerin Orta Doğu’da bulunan Gri Kurt’tan türeyen kurt haplotiplerden genlere sahip olduğunu belirtmiştir.

Bu tartışmalar sürerken insan-köpek işbirliğinin alanları genişlemiş ve branşlaşmış, birey, alan ve toplum koruma ihtiyaçlarında da insanoğlu köpekten yararlanır duruma gelmiştir. Eski Mısır papirüslerinden anlaşılan odur ki, köpekler kanun koruyucu olarak binlerce yıldır insanlığın hizmetindedir. Eski Yunan ve Perslere ait resimlerde, dikenli tasma takarken görülen köpeklerin düşman süvarilerine öncü saldırı için eğitildiklerine rivayet edilmektedir. (Taking a Bite Out of Crime, Man’s Best Friend, K. Wallentine)

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, köpeklerden çok büyük fayda sağlandığı ve savaş meydanlarında Samsuncuların (samson İngilizce güçlü anlamına gelmektedir) ve köpeklerinin hatırı sayılır hizmetler ifa ettikleri, zağarcı ve turnacılar gibi diğer görevlilerin de av köpekleri ile avlanarak askerlere yiyecek sağladıkları bilinmektedir. (Suç Koklayan Burunlar, sayfa 6)

Ayrıca, benzer kanıtlara ve bulgulara yüzyılın başlarında da rastlanılmış, köpeklerden faydalanma yol ve yöntemleri konusunda yapılan bu çalışmalar günümüze aktarılmıştır. 1913 yılında ülkemize getirilen bir köpek ile sağladığı hizmetleri anlatan bir mecmua yazısında, adı geçen köpeğin insanı bıraktığı izlerden takip edebildiği ve 1930 yılına ait bir ulusal gazetenin kupüründen, ülkemize Almanya’dan getirilen bir polis köpeğinin sağlamış olduğu faydalardan bahsedilmektedir. (Suç Koklayan Burunlar, sayfa 10-11

Ancak, modern anlamda polis görev köpeklerinden faydalanılmasına 1800 yılların ortalarından itibaren Avrupa’da başlanarak bu süreç günümüze kadar uzanmıştır. (Polis Köpeklerinin Sıcak Çarpmasından Kaynaklı Ölümleri, E. Şentürk) Sadece Kuzey Amerika’da yaklaşık 7000 köpekli polis bulunmakta ve uyuşturucuyla mücadeleden tutunda, toplumsal olaylara kadar birçok farklı alanda üzerlerine düşen görevleri yerine getirmektedir. (Taking a Bite Out of Crime, Man’s Best Friend, K. Wallentine

Modern Anlamda Polis Köpeklerinin Durumu ve Sorunları

Bu konuda çok fazla bir çalışma yapmaya gerek kalmadan; hemen hemen tüm ülkeler için birinci derece ortak sorunun, polis köpekleri için sağlanan bütçenin yetersizliği olduğu söylenebilir (Administrating a K9 Unit, R.S. Eden). İster Amerika, isterse Avrupa olsun bütün polis teşkilatları kısılan harcamalar ile köpekli polis birimlerinin ihtiyaçları arasında sıkışıp kalmaktadırlar.

Birçok kurumu vurmadan önce benzer kesintiler köpekli polis birimlerini etkisi altına almakta (Vendor vs Agency Training, K9 Officers Manual, R.S. Eden) ve maalesef çok ciddi problemlere yol açmaktadır. Seçilen personel ve köpeklerin eğitilmeleri gibi son derece elzem konularda bile köpekli polis birimleri bütçe açıkları bahane edilerek göz ardı edilmekte, bazen de bu eğitimleri kendi imkânları ile karşılamaları gibi durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Tabi bu, her polis teşkilatı aynı şekilde davranıyor ve görev köpeklerini ihmal ediyor veya onları gerektiği gibi ikmal etmiyor anlamına gelmemelidir. Ama şu bir gerçektir ki; köpekli polis birimleri yaptıkları hizmetin karşılığı olan maddi-manevi desteği görememekte ve zaman zaman ihmal edilmektedirler. Kuzey Amerika’da ki bir polis teşkilatında görev yapmakta olan köpek idarecisinin, sıcak geçen yaz günlerinden haseple almak istediği klimalı hizmet otosu talebinin ret edilmesi buna çok yerinde bir örnek olacaktır. (Administrating a K9 Unit, R.S. Eden) Burada yönetimin rolü ve yönetme becerisi konusuna girmeden geçmenin çok doğru olmayacağını düşünmekteyiz.

Yapılan inceleme ve mülakatlarda, dünya genelinde ki en önemli ikinci köpekli polis sıkıntısının idareci seçiminde yaşanan ve yaşatılan güçlükler olması oldukça manidardır. Hem personelin motivasyonu hem de köpeklerin ve kaynakların doğru kullanımı anlamında büyük bir ikilem ile karşı karşıya kalınmaktadır. Köpekler konusunda hiçbir tecrübesi olmayan polis amiri ya da müdürünün katkısı olmadığı gibi, süreklilik arz eden böyle bir konuda katacağı bir değer de bulunmamaktadır. 

Üçüncü en önemli sorun yasal mevzuat ya da karşı davalar olarak karşımıza çıkmakta ve son yıllarda özellikle kıta Amerika’sında büyük sorunlara yol açmaktadır. Çeşitli bahaneler veya aşırı güç kullanımına maruz kaldıklar gerekçesiyle birçok davacı polis birimleri aleyhine dava açmışlardır.  Davaların büyük bir çoğunluğu köpek ısırmaları neticesinde meydana gelen olaylardan oluşmakta ve özellikle bul ve ısır sisteminin anayasaya aykırılığı gibi konularla köpekli polis birimleri zan altında bırakılmaktadır. (Taking a Bite Out of Crime, Find & Bite versus Find & Bark, K. Wallentine)

Ülkemizde Polis Köpeklerinin Durumu ve Yaşadıkları Sorunlar 

1980’li yılların sonundan itibaren ülkemizde de çağımızın polislik anlayışı bağlamında köpekli polis hizmetlerinden faydalanılmaya başlanmış ve 1997 yılında kurulan Köpek Eğitim Merkezi Şube Müdürlüğü’nün de katkıları ile programlı bir çalışma ortamı sağlanmıştır.

Ancak, her ne kadar narkotik ve bomba köpekleri eğitimi ve görevleri alanında yeterli başarı elde edilmiş olsa da, asayiş-devriye, canlı insan arama ve özel operasyon köpeklerinin eğitimi ve standarda kavuşturulması konusunda ciddi bir başarı maalesef sağlanamamıştır. Bu durumda, genel manada yerine getirilen hizmetin kalitesi ve arzulanan başarının yakalanması konusunda ülkemizi diğer modern devletlerin gerisinde bırakmıştır.

Ayrıca, mevcut yasalar ve mevzuatımız köpekli polis birimlerinde çalışan personeli koruyamamakta ve uzun vadeli planlar yapmakta büyük güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bir polis memurunun köpekli polis birimlerinden en büyük beklentisi, orada sürekli çalışma ve görev fırsatı elde etmekten başka bir şey değildir. Fakat ülkemiz şartlarında bu kesinlikle mümkün olmamakta ve bir asayiş devriye köpeği idarecisi birkaç yıldan daha fazla belirtilen görevde kalamamaktadır. Üç yıl süren bir Çevik Kuvvet macerası ve akabinde ki şark görevi hem personelin hem de köpeklerin psikolojisini bozmaktan başka bir katkı sağlamamaktadır.

Yasal olarak nasıl ve ne şekilde çalıştırılmaları konusunda arzulanan düzey ve başarıya ulaşamayan asayiş-devriye köpekleri bunun en somut kanıtıdır. Bazen Çevik Kuvvet bazen de Önleyici Hizmetler Şube Müdürlükleri’nde görevlendirilen bu personel ile köpekleri, görev anlamında istenilen düzeye bir türlü gelememişlerdir. Uzun yıllardır kıta Avrupa’sında var olan birçok eğitim metodu ve görev düzeni bizde henüz gerçekleşememiş ve pek de yakın bir zamanda gerçekleşecekmiş gibi görünmemektedir.

Türkiye’de Polis Asayiş-Devriye Köpekleri Sorunları ve Çözüm Önerileri

  1. Maddi kaynak temini

Köpekli polis birimlerinin faaliyete geçirilmesinin ucuz olmadığı kesindir. (K9 Units in Small Departments, D. E. Anderson) Günümüzün modern polislik yaklaşımında işe uygun insan kaynakları teminin önem arz ettiği ve buna paralel olarak görev yapmaya uygun köpeklerin tespitini, iaşelerini, ibatelerini sağlama ve göreve sevk edilmeleri bağlamında yapılan harcamaların genel bir değerlendirilmesine bakıldığında; yuvarlak bir hesapla yıllık her bir köpeğin devlete maliyetinin 25 bin ila 30 bin TL arasında olduğu ve konunun titizlikle incelenmesinin gerekliliği açıkça görülmektedir. 

Birlikte görev yaptığı polis memurunun maaşı, barındığı binanın yapımı ve işletim (ısınma ve elektrik gibi) giderleri, mama (kilosu 10 liradan aşağı olmamakta), görev taşıtı ve yakıtı ile bu araca ait diğer masraflar oldukça büyük bir külfet tutmaktadır. Bir de bunlara eğitim ve bakım için gerekenler eklenince bu masraflar daha da artmaktadır.

Hepimizin ödediği vergiler ile elde edilen devlet bütçesinin, sayıları yüzlerle ifade olunan polis köpeklerine harcanması belki bir kesim insanımızı rahatsız edecektir. Ancak, poliste kullanılan görev köpeklerinin çocuklarımızı zehirlemeye çalışan uyuşturucu tacirleri başta olmak üzere, Ankara’da kapalı otoparka bomba yüklü araçla eylem yapmaya çalışan terör örgütü mensupları gibi topluma zararlı olanları engellemede polis birimlerine çok büyük faydaları olduğu düşünüldüğünde harcanan paranın bir öneminin olmadığı görülecektir.

Fakat devlete olan yükün azaltılması anlamında yapılması gerekenler olduğu da aşikârdır, bunlar sosyal fonların işletilmesinden tutun, hizmet satışının farklı türleri bile olabilir. Biz, Amerika Birleşik Devletleri’nden daha mı zengin bir ülkeyiz ki polis köpeklerinin masraf ve harcamaları için sadece ulusal bütçe imkânlarını kullanıyoruz? Sorulması gereken belki de ilk soru budur.

Eğitim ve yarışmalar için spor kulübü, köpek temini, iaşe-ibate ve taşıma için fonlar      

Bilimsel olarak ilerlemenin birinci şartı uzmanlık alanında ki becerilerin artırılması ya da başka bir deyişle eğitimin sürekliliğinin sağlanmasıdır. Köpekli polis birimleri de eğitimin şart olduğu ve devamlılık gerektirdiği alanların başında gelmektedir. Eğitimlerin belli bir düzen içerisinde ve temel eğitimler sonrası tekrar programlarından da faydalanılarak yapılıyor olması, köpek eğitimini pahalı organizasyonlar içine sokmakta ve polis birimlerini bu alanda daha farklı arayışlar içerisine girmeye zorlamaktadır. (A Review on Usage of Police Dogs in Crime Prevention and Forensics, S. Ş. Özcan) 

Ülkemizde Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı KEM Şube Müdürlüğü’nün yürütmekte olduğu eğitim programlarına her yıl onlarca personel katılmakta ve belirtilen bu kursların birçoğu haftalarca sürmektedir. (KOM Rapor 2002) Takdir edersiniz ki bir polis memurunun adı geçen eğitimlerden birine katılarak haftalarca evinden uzakta ve devletten harcırah alarak bunu yapması EGM bütçesine büyük ölçüde külfetten başka bir şey getirmemektedir.

Hâlbuki her türlü eğitim programı yerinden eğitim programları (on-site training) ya da hizmet içi eğitimler (in-service training) gibi farklı konseptlerden faydalanılarak yapılıyor olsa daha az bir bütçe ile daha çok hizmet elde edilmiş olacaktır. Böylece hem para hem de zamandan tasarruf edilecektir. Özellikle de köpekli polis birimlerinde görev yapmakta olan personeli, köpekli sporlar ve eğitim standartları konusunda belirleyici bir rol oynayacak olan “köpekli sporlar ve aktiviteler kulüpleri” kurma/üye olmaya (mevzuata uymak koşulu ile) teşvik etmek sureti ile hizmetlerin giderlerini azaltma yolu açılacaktır.

Aidat toplama yolu ile tüm köpekli personelden elde edilecek olan gelirler yine bu kişiler ve köpeklerinin eğitim ve müsabakaları için kullanılarak, devlete ekonomik olarak katkı sağlanmış olacaktır. Ayrıca, düzenlenecek olan eğitim seminerleri ve gösteriler sayesinde katılım payı olarak toplanacak olan fonlar sayesinde köpekli birimlerin ihtiyaçları için çok büyük bir kaynak elde edilmiş olacaktır.

  1. Görev süreleri

Köpekli birimlerde görev yapmakta olan personelin görev süreleri anlamında diğer meslek mensuplarından hiçbir farkları bulunmamaktadır. Ama diğer gelişmiş ülkelerde bu görevi ifa eden personelin köpekleriyle geçirdikleri zaman ve göreve geliş-gidişleri bile saat saat hesap edilerek gerekli düzenlemeler yapılmaktadır (Police Service Dogs, T. Fleck).

Ancak, ülkemizde bırakın boş zaman ayarlamalarını eğitim almış personelin görev süreleri ya da şark atamaları dahi çok büyük bir problem haline gelmektedir. Yıllarca birbirleriyle görev yapmış bir köpek ile idarecisinin ayrılmasında hiçbir problem görülmemekte, belki umursamazlıkla belki de iş bilmezlikle bu sürece dolaylı olarak destek verilmektedir. 

Kabaca bir hesapla, bir köpek ile idarecisinin 3 yıl (Çevik Kuvvet görev süresi) birlikte ifa ettikleri hizmetin karşılığı 100000 TL civarındadır. Ortalama 9 yıl hizmet veren bir asayiş devriye köpeği toplamda 3 idareci değiştirdiğinde, bu masraflara bir de eğitim (hem köpek hem de personel için) eklenmekte ve maalesef yine devletimiz zarara uğramaktadır.

Eğer köpeği tek bir idareci eğitmiş ve göreve sevk etmiş olsa; psikolojik olarak bu köpek ve personelin sağladığı ortaklık ve masraflarda oluşacak kesinti ile birleşince daha kaliteli ve sürekli bir hizmetin oluşmasına zemin hazırlanmış olacaktır. Avrupa’da görev yapan bir köpekli personelin bizlerden daha tecrübeli ve başarılı olmasının yegâne sırrı budur.

En az 15 (on beş) yıl köpekli bir birimde görev yapan polis memuru kendisinden sonra gelecek olan meslektaşlarına kurumsal hafıza görevi görecek ve onların istenilen düzeye gelmelerinde çok büyük bir rol oynayacaktır. Unutulmamalıdır ki; devlet kalıcıdır ve onun verdiği kararlar devamlılık arz etmeden başarıya ulaşılması pek mümkün olmamaktadır.        

  1. Köpek eğitiminde merkeziyetçilik ve yerinden yönetim (decentralization)

Ülkemizde ki köpekli polis birimlerinde görülen bir diğer önemli sorun ise eğitimin tek bir merkezden verilmesidir. Asayiş-devriye köpekleri için kısmen ortadan kaldırılan bu sorun nedeni ile birçok kurum hem maddi hem de manevi olarak zarar görmekte, ayrıca personel anlamında istenilen kaliteye bir türlü ulaşılamamaktadır.

Türkiye’de ki polis köpeklerinin kaderi sadece bir merkezde toplanan bir avuç eğitmenin ellerine bırakılmakta, tüm iller adı geçen kişilerin verdikleri kararları uygulamak zorunda bırakılmakta ve kendisini kanıtlama fırsatı dahi bulamadan birçok taze beyin şark illerine atanarak köpekli polis birimlerinden çıkartılmaktadır. Hâlbuki köpek eğitimi konusunda ortaya konulan ortak standartlar doğrultusunda, ilerici bir görüş ve tatlı-sert bir rekabet yöntemi ile yetiştirilen köpekler ve personelin görev kalitelerinin çok daha yüksek olacağı aşikârdır. KEM Şube Müdürlüğü’nün günümüz şartlarına uyum sağlamada zorlandığı ve bağlı olduğu başkanlık dışında ki birimlerin sorunlarına eşit mesafede ilgi gösteremediği herkesin malumudur.

Finlandiya örneğinde olduğu gibi Polis Akademisi’ne (email paylaşımından alınmıştır) veya Macaristan örneğinde olduğu gibi Personel Dairesi Başkanlığı’na bağlı Dunakeszi’de ki eğitim merkezine (email paylaşımı) ya da Danimarka’da olduğu gibi doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan bir merkez biriminin (email paylaşımından alınmıştır) tüm alanlara ve görevlere eşit mesafede olacağı tartışılmaz bir gerçekliktir. Hem eşit hem de tarafsız olan bir kurumun başarısının diğer kurumların verecekleri destek düşünüldüğünde oldukça üst basamaklara çıkacağı oldukça açıktır.

Genel merkezde bunlar olurken, bu duruma paralel bir durumun taşrada bulunan iller ve görev yapan köpekler ve idareci personel için olmaması kaçınılmazdır. Modern polislik ile hizmet kalitesinin yükseltilmesi amacıyla bu köpekli polis birimlerinin de doğrudan ilde ki en yüksek rütbede ki polis birimi yani Makama doğrudan bağlı olması hizmetin sürekliliği ve kalitenin devamlı kılınması açısından son derece önemli bir adım olacaktır.

Böylece, illerde atandıkları birimlerinde köpekli görev yapmaktan başka her türlü amaç için görevlendirilen detektör köpek idarecileri de büyük ölçüde rahatlayacak, kendilerinin asli vazifesi olan görevlere geri dönecek ve başta uyuşturucu ve silah ticareti olmak üzere birçok alanda daha etkin bir şekilde suçla mücadele edilmiş olacaktır. Ayrıca, bu küçük ama etkili köpekli polis birimlerinde görev yapan personel de gerekli alt yapı çalışmaları sayesinde kendilerinden sonra gelen personeli eğiterek devleti büyük bir yükten kurtarmış olacaklardır. (Kosovo Police SPU K9 Unit) Böylece, KEM Şube Müdürlüğü asli vazifesi olan köpekli eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ve ülkemizin temsil edilmesi görevine geri dönecektir.

Sonuç

Yukarıda bahsi geçen örnekleri ve çözüm önerilerini çoğaltmak mümkündür. Ancak, bir husus vardır ki-önemli olan onları artırmak değil-bir şeyleri değiştirme arzudur. Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmalar değişimin gerçekleştirilmesinin (change management) çok zor bir eylem olduğu konusunda hem fikirdir. Gerek kalıplaşmış bazı düşünce modellerinin değiştirilmesinde yaşanması muhtemel sorunlar, gerekse de derine işlemiş bir takım hataların görünmez oluşu gibi nedenlerle benzer problemlerin bugüne kadar ötelendiği anlaşılmaktadır. Ancak, bir noktadan başlamak ve bahsi geçen sorunlara bir çözüm yolu arayışına girmek zorunluluğu hâsıl olmuştur.

Çağlar boyunca Osmanlı İmparatorluğu da dâhil birçok devlet tarafından kullanılmış olan görev köpeklerinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması her şeyden önce vicdani bir sorumluluktur. Varoluş nedenleri bizlere yardımcı olmaktan başka bir şey olmayan köpeklerin faydalı olacakları alanlarda ve modern çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kullanılması, hem bizlerin hem de onların hizmet kalitesine çok olumlu yansımalar yapacaktır. Böylece, maddi açıdan külfet getirmek yerine bizlere daha büyük bir destek kaynağı olacaklar ve öncelikle asayiş hizmetleri olmak üzere daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılacaklardır. Ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek olan böylesine etkili polis birimlerinin varlığının tartışılması yerine, daha etkin bir şekilde nasıl kullanılacaklarının tekrar gözden geçirilmesi gereklidir. 

Amerika’da kullanılan “bul ve ısır” konsepti yerine (An Examination of Police Canine Use of Force In the state of Florida, C. Mesloh), daha az zarar veren ve ülkemiz koşullarına çok daha uygun olan “bul ve havla” kavramının kullanılması benimsenmeli, eğitimlerde kullanılan malzemenin büyük bir bölümü ve eğitim anlayışı hali hazırda ülkemizde ki sivil kurumlarda kullanılan yetiştirme modellerine yakınlaştırılmalıdır. Aslına bakılırsa, Asayiş-Devriye Köpekleri yetiştirilmesi ve görevlendirilmesi konusunda köklü bir değişime gidilmeli ve köpeklerde mücadelenin (aggressiveness) ön planda olduğu bir eğitimin yerine, detektör köpeklerde de kullanılan avlanma (hunting) ve avı ağzında tutmanın (prey) olduğu bir model benimsenmelidir. Ancak bu şekilde daha dengeli polis köpekleri yetiştirilebilir ve yetiştirilen köpeklerin suçlulukla mücadelede çok daha etkin biçimde kullanılması sağlanmış olur. (Kötü Adam Semineri, G. Eker, İstanbul 2012

Böylece polis asayiş-devriye köpeklerinden, sadece toplumsal olaylarda müdahalede yarar sağlamaktan ziyade, asayişe müessir diğer olaylarda ve devriye hizmetlerinde de destek unsuru olarak kendilerinden saha hizmetlerinde fayda elde edilmiş olacaktır. Gerektiğinde bir ağızlık (özel olarak bu amaç için üretilmiş olmalı) takmak sureti ile herhangi bir zarara yol açmadan suçlular etkisiz hale getirilebilecektir. (Agitation Muzzle in Police Dog Training, B. Amm)  

Ayrıca unutulmamalıdır ki; görev köpeklerinin, suçlular üzerinde çok büyük psikolojik etkisi bulunmaktadır. Sahibini ve diğer polisleri korumada son derece etkilidirler ve kazara suçluların eline geçseler bile polise karşı kullanılmayan tek silahtırlar. Polis ile halkın arasında işbirliği ve sempatinin gelişmesine yardımcı olurlar. Polisin kullandığı diğer unsurlar arasında görevi iptal edilebilen tek silah belki de odur. Bir alanın aranması sırasında onlarca insanın yapacağı işi bir görev köpeği tek başına yapabilmektedir. (Police Service Dogs – Assest or Liability? T. Fleck) Yapılan benzer bir araştırmada köpekli timlerin saklanan kişileri bulmada diğer insanlı arama ekiplerine oranla %93’e % 59’luk bir oranda başarılı olduklarını göstermiştir. (A Study of Police Canine Search Teams, M. Wolfe)      

Yukarıda bahsi geçen nedenlerden dolayı, ülkemizin polis köpeklerini çok daha etkili bir şekilde kullanması ve her konuda olduğu gibi bu hususta da ileri medeniyetler seviyesine çıkmak için gerekenleri bir an evvel yapması gerekmektedir. Bunun sağlanabilmesi maksadı ile tüm kurumlar ortak ve koordineli bir şekilde çalışmak zorundadır. Ancak bu şekilde bahsi geçen sorunların çözümü mümkün olabilecek ve köpekli polis birimlerinde görev yapan polis memurları ve köpeklerinin daha uygun koşullarda görev yapmalarına olanak sağlanacaktır.

Kaynakça

Suç Koklayan Burunlar, Polis Görev Köpekleri, EGM KOM Daire Başkanlığı, 2012:6

http://www.policek9.com/html/wallen1.html, Taking a Bite Out of Crime – Risk Management for Police Canine Programs, Ken Wallentine, Judge & Advocate (e.t. 25/09/2012)

Polis Bilimleri Dergisi Cilt: 9 (1-4), A Review of the Usage of Police Dogs in Crime Prevention and Forensics, 2007 ss. 21-44, S. Şebnem Özcan

Emniyet Genel Müdürlüğü, KOM Daire Başkanlığı Raporu, 2002

Polis Köpeklerinin Sıcak Çarpmasından Kaynaklı Ölümleri, Bitlis Akademik Dergisi, Ocak 2011 Sayı: 4, Sayfa: 65,  Esim Şentürk, Uzman Köpek Eğitmeni

http://www.policek9.com/html/k9admin.html, Administrating a K9 Unit, R.S. Eden (e.t. 15/06/2012)

http://www.policek9.com/html/vendoragency.html, Administration Considerations – Vendor vs. Agency Training, K9 Officers Manual, R.S. Eden (e.t. 15/06/2012)

http://www.policek9.com/Fleck/Forum%20Article.pdf, Police Service Dogs – Assest or Liability? Terry Fleck, Deputy Sheriff II (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/pdf/k9UnitsInSmallDepartments.pdf, K9 Units in Small Departments: Overcoming Budget Constraints for Forming and Maintaining the Unit, David Eric Anderson (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/training/florida_study.pdf, An Examination of Police Canine Use of Force In the state of Florida, Charles Mesloh (e.t. 26/10/2012) 

Asayiş-devriye Köpeklerinde Taktik Müdahale Yöntemleri ve Kötü Adam Egzersizleri-Başlangıç Düzeyi konulu seminer, Göktan Eker, Uzman Köpek Eğitmeni, K9 Güvenlik

http://www.policek9.com/html/articles.html, Agitation Muzzle in Police Dog Training, Brian Amm (e.t. 26/10/2012)

http://www.uspcak9.com/training/WolfeBuildingStudy.pdf, A Study of Police Canine Search Teams, Marie Wolfe (e.t. 26/10/2012)

Ilkka Hormila, k9.ilkka@gmail.com, Sunday February 19, 2012 10:05 PM (email paylaşımı)

Ibolya Gáti, bmw8series@gmail.com, Wednesday October 31, 2012 2:49 PM (email paylaşımı)

Michael Friisholm, MFR005@politi.dk, Tuesday, October 30, 2012 2:22 PM (email paylaşımı)

Avise, J.C. 1986. Mitochondrial DNA and the evolutionary genetics of higher animals. Phil. Trans. Roy. Soc. Lond. B 312:325-342 

http://archaeology.about.com/od/domestications/qt/dogs.htm by K. Kris Hirst Dog History

How were Dogs Domesticated? Erişim tarihi: 26.10 2012

Janice Koler-Matznick 2002, The Origin of the Dog Revisited Anthrozoös 15(2): 98 – 118

Hildebrand, M. 1954. Comparative morphology of the body skeleton in recent canidae,

University of California Press, Berkeley

Clutton-Brock, J., G. B. Corbet and M. Hills 1976, A review of the family Canidae with

a classification by numerical methods, Bulletin British Museum (Natural History)

Zoology 29: 117 B 119

Olsen, S. J. 1985. Origins of the domestic dog: the fossil record, Univ. of Arizona Press,

Tucson, USA

Wayne, R. K. 1986, Cranial morphology of domestic and wild canids: the influence of

development on morphological change, Journal of Morphology 187: 301 – 319

Hemmer, H. 1990, Domestication: the decline of environmental appreciation, Cambridge

Univ. Press., NY

Morey, D. F. 1990, Cranial allometry and the evolution of the domestic dog, Ph. D.

Thesis, University of Tennessee, Knoxville, USA

Boyko ve ark., 2010 A genome-wide perspective on the evolutionary history of enigmatic wolf-like canids Genome Res. 2011 21: 1294-1305

Klütsch, C. F. and Savolainen, P. 2011, Geographical Origin of the Domestic Dog, eLS.

Published Online: 15 APR 2011    Online ISBN: 9780470015902       DOI: 10.1002/9780470015902.a0022867

The post Ülkemizde Polis Köpeklerinin Rolü, Bir Model Yaklaşımı “Asayiş-Devriye Köpekleri” first appeared on Göktan Eker.

]]>
Polisin Sosyal Medya ile İmtihanı ve Gezi Parkı http://www.goktaneker.com/2013/06/30/polisin-sosyal-medya-ile-imtihani-ve-gezi-parki/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=polisin-sosyal-medya-ile-imtihani-ve-gezi-parki http://www.goktaneker.com/2013/06/30/polisin-sosyal-medya-ile-imtihani-ve-gezi-parki/#respond Sun, 30 Jun 2013 08:34:16 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=901 Olayların siyasi tarafı veya iktidar muhalefet çizgisini tartışmak ya da yazmak teknik bir kişiliğe sahip olduğumdan pek içimden gelmiyor. Zira toplumun büyük bir kesiminin dışında, farklı bir yetişme tarzım ve[...]

The post Polisin Sosyal Medya ile İmtihanı ve Gezi Parkı first appeared on Göktan Eker.

]]>
Olayların siyasi tarafı veya iktidar muhalefet çizgisini tartışmak ya da yazmak teknik bir kişiliğe sahip olduğumdan pek içimden gelmiyor. Zira toplumun büyük bir kesiminin dışında, farklı bir yetişme tarzım ve geçmişim var. Bu yüzden olabildiğince objektif olarak bu son olaylara bakmak istiyorum.

Gezi Parkı olaylarının sosyal medya merkezli olarak organize olması ve yürütülmesi, merkez medyanın da ilk günlerde konuya ilgisiz kalması kendini taraf hisseden herkesin sosyal medayı kullanmasına neden oldu.

Sosyal medya kullanımı deyince teknolojinin son ürünü karmaşık cihazlar ve tüm dünyadaki gelişmeleri takip etmek adına yine belirli düzeyde yabancı dil bilmekte gerekli gibi gözüküyor.

Bir çok yerel ve çok uluslu firmalar ve markalar profesyonel olarak sosyal medya yönetimi departmanları kurarken ülkemizde resmi kurumların başta da polisin bu konudaki durumunu kendimce incelemek istedim…

Zira yüksek lisans tezimin konusu Polis Çevik Kuvvet birimlerinin Polis-halka İşikiler açısından rolü idi, ve gezi olayları ile birlikte malesef polis-halkla ilişkiler katsayısı yakın dönemin en alt seviyesine inmiş oldu.

070620130046353880327

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bir sosyal medya stratejisi yok

Her Emniyet Müdürlüğü’nün Basın ve Halkla İlişkiler birimi vardır. Bu birimler basında çıkan polis ile ilgili olumlu ya da olumsuz haberleri takip eder, aynı zamanda yapılan basın açıklamalarının içeriğinin hazırlanmasında yardımcı olur. Bu çalışmalar yazılı ve görsel basın takibi ile yapılır. Polis ile ilgili kurumsal veya bireysel çıkan tüm haberler takip edilmeye çalışılır. Bununla birlikte vatandaşın veya kurumların herhangi bir konu ile ilgili talepleri ve dilekçeleri de bu birimde değerlendirilir.

Ancak gösterdi ki Gezi Parkı ve devam eden eylemlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bir sosyal medya stratejisi ve uygulaması yok. Konuya hakim bir kaç rütbeli personelin bilinçli yazıları haricinde Bu işi İstihbarat Şube’ye ve Siber Suçlar Şubesi’ne bırakmışlar gibi gözüküyor.

 “İktidarın Polisi”

 İstanbul merkezli olayları ele aldığımızda; İstanbul Emniyeti’nin sosyal medyayı yönetmediği, bunun yerine polis memurlarının veya polis yakınlarının ,ayrıca iktidar partisi üyelerinin bu işi ele aldıkları görüldü. Bu durum ise polisin devletin ve halkın değil, tamamen iktidarın polisi gibi algılanmasına neden oldu.

Polisin uğradığı haksızlıkları ele almaya çalışan Emniyet mensuplarının da adeta bir sempatizan olarak algılanmasına neden oldu. Polis gerek gösterciler karşısında, gerek yönetim hataları karşısında ciddi anlamda ezildi ve aşırı yük ise orantısız güç olarak halka yansıdı. Oysa ki Emniyetin sadece bu eylemle alakalı değil, sosyal medyada yer alan polis ile ilgili tüm haberlerde müdahil olması gerekir. Bu noktada Emniyet; sosyal medyada gelişen olayların takibini bizzat yapmalı,  en kısa süre içerisinde ilgilileri konu hakkında bilgilendirmelidir. Bunu yaparken de hızlı hareket ermesi son derece önemlidir. En azından konunun takip edildiği hissinin verilmesi gerekir.

Zira; vatandaş polis için en önemli eleştirmendir ve sosyal medya polisin görev kalitesi ile ilgili ANLIK VERİ alınabilecek tek mecradır.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya gibi önemli ve uzman kişiler tarafından takip edilmesi gereken bir mecrayı akıllı telefon sahibi iyi niyetli  Emniyet mensuplarına bırakması son derece yanlıştır. Zira bireysel olarak polis memurlarının  yaptıkları yayınlar gelişen eylemlerde tarafmış gibi gözükmelerine neden olmaktadır.  Bu durum ise polis memurlarının inandırıcılığını zedelemekte ve daha fazla tepki almalarına neden olmaktadır. Zira Polis KANUNLARIN TARAFIDIR, OLMALIDIR..

Gezi Parkı eylemleri ve doğru haber ihtiyacı

Özellikle merkez medyanın doğru dürüst haber aktarmadığı  bu ortamda, polisler dahi sosyal medyadan haber takip etmek zorunda kaldılar ve yazılan çizilenden ne yazık ki olumsuz etkilendiler. Emniyet’in anlık olarak polisin yanlışları ile ilgili beyanda bulunması, vatandaşın yanlışları ile ilgili de sakinleştirici yorumlar ve yayınlar yapması gerekliliği de burada ortaya çıkmaktadır. Bu durum aşırıya kaçan personelin takip edildiği hissini vereceğinden, personelde öz kontrol sağlar. Vatandaş da bu bireysel uygulamaları karşısında polis yetkililerinin sessiz ve tepkisiz kalmadığı inancına sahip olur.

Tv’ye çıkan veya sosyal medyada beyanat veren emniyet yetkililerinin de taraf gibi değil, görevini yapmaya çalışan bir devlet memuru gibi davranması gerekir.

Görevli polis memurlarının politize olmuş yayınlardan, özellikle sosyal medyada asılsız haberlerle oluşan infial karşısında fevri davranmamaları gereklidir.

Bu olaylar zinciri göstermiştir ki her resmi kurumun, özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Sosyal meda yönetimi stratejisi” oluşturması, bu stratejiyi gerçeklik ve tarafsızlık üzerine kurması gereklidir.

Bu görev ülkesini ve milletini seven memur arkadaşların üzerine yıkılmayacak kadar büyük, hakkını arayan vatandaşın yanlış anlamasına yol açmaması gerektiği kadar da açık ve net olmalıdır.

Sosyal medyayı en iyi kullanan Denizli Emniyeti

Gezi eylemleri süresince hayranlıkla ve memnuniyetle takip ettiğim Denizli Emniyeti ise sosyal medya kullanımı ve halkla etkileşim konusunda en iyi örneği sergilemiştir. Gerek kendi personelini, gerekse halkı çok iyi takip etmiş, zamanında yapılan yorumlar ve yayınlarda tansiyonu sürekli kontrol etmiştir.

Kalabalık kontrolü uygulamalarında amaç kalabalığı bastırmak değildir. Yatıştırmak ve yönlendirmek sureti ile kalabalığı yönetmek asıl amaçtır. Toplumda yükselen tansiyonu Denizli Emniyeti çok iyi bir şekilde yönetmiştir, bastırma ya da bilinen yöntemlerle yatıştırmaya çalışmak yerine, kalabalığın her hareketinin içerisinde bizzat Emniyet Müdürü yer almış, kalabalığın kanaat önderleri ile her an iletişim içerisinde olmuş, kendi personeli ve vatandaşa verdiği mesajlarla yükselen bu tansiyonu oldukça iyi yönetmiştir.

Bu uygulamaların sonucunda da Denizli de diğer illerdeki gibi taşkınlıklar yaşanmamış, polisin de orantısız güç kullandığı görülmemiştir. Bu olumlu örnekten de anlaşılacağı üzere Emniyet yetkililerinin gerek merkez, gerekse taşra teşkilatları nezdinde sosyal medya yönetimi konularında hazırlık yapmaları son derece gereklidir.

Sosyal medya takibi suç ve suçlu ile mücadelede polisin yardımcısı olacağı gibi kurumsal halkla ilişkiler açısından da son deve önemli bir mecradır ve giderek daha çok önemli hale gelmektedir.

 

The post Polisin Sosyal Medya ile İmtihanı ve Gezi Parkı first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/06/30/polisin-sosyal-medya-ile-imtihani-ve-gezi-parki/feed/ 0
Barış Süreci Sonrası K9’lara Düşen Gorevler http://www.goktaneker.com/2013/04/29/baris-sureci-sonrasi-k9-lara-dusen-gorevler/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=baris-sureci-sonrasi-k9-lara-dusen-gorevler http://www.goktaneker.com/2013/04/29/baris-sureci-sonrasi-k9-lara-dusen-gorevler/#respond Mon, 29 Apr 2013 16:21:33 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=771 Malum 30 yıllık terör belasının ardından uygulaması büyük tartışma da yaratsa bir barış havası ülkemizin doğusundan batısına yayılmaya başladı. Hemen her gün terör örgütünün ülke dışına çıkmaya başladığını, silahları ile[...]

The post Barış Süreci Sonrası K9’lara Düşen Gorevler first appeared on Göktan Eker.

]]>
Malum 30 yıllık terör belasının ardından uygulaması büyük tartışma da yaratsa bir barış havası ülkemizin doğusundan batısına yayılmaya başladı.

bdp
Hemen her gün terör örgütünün ülke dışına çıkmaya başladığını, silahları ile birlikte çekildiğine dair haberleri duyuyoruz.

Bu haberlere baharın gelmesi ile birlikte – halk özgürce dağlarda piknik yapıyor, çatışma sebebi ile boşaltılan yerlerde piknikler , geziler organize ediliyor, turizm planlamaları yapılıyor –  haberleri de ekleniyor.

o_daglar_piknik_yeri

Ancak halkı büyük bir tehlike bekliyor ve araştırdığım kadarı ile konu ile ilgili herhangi bir önlem de yok!

Çatışma bölgeleri patlamayan mühimmat dolu

Terör örgütü tarafından saklanmış , düzenek haline getirilmiş patlayıcı maddeler dağlarda gömülü… El yapımı mayınlar hala bölgede… Örgüt üyelerinin çekilirken ağır gelen patlayıcıları ve gereksiz gelen mühimmatları da ardında bırakacağı bir gerçek… Bununla birlikte operasyonlarda kullanılan ve patlamayan bir çok patlayıcı madde ve mühimmat adeta ortalığa saçılmış durumda.

saha temizliği

İşte bu tehditlere karşı genel bir saha temizliği yapılmalı. Öncelikle İl il, ilçe ilçe , köy köy daha önce terör hareketliliğinin yaşandığı yerler tespit edilmeli!

Hemen hemen tüm dünyada benzer durumların ardından yapılan planlamalarda büyük ölçüde K9 mayın dedektörü köpeklere iş  düşüyor ki,  geniş sahaları temizlemenin en hızlı yolu bu!.. Bu yüzden bu bölgeler  halka alan temizliği yapıldıktan sonra açılmalıdır.

IRAK TECRÜBESİ

Daha önce de belirttiğim gibi Irak’ın gerek kuzeyinde, gerkse güneyinde dedektör köpeklerle hizmet verdim. Irak tecrübemden hareketle söyleyebilirim ki asıl tehlikede olanlar gene ÇOCUKLAR!..

Irak güneyinde ve kuzeyinde gerek yerleşime açılan veya yatırım planlaması yapılan eski çatışma ve savaş alanlarının temizliğinde K9’larla çalıştım ve halen çalışan kurumlara tedarikçilik yapıyorum.

Barış süreci ile bölgeye oluşacak insan akımı ve yatırımcı eğilimlerinin artması ile risk daha da büyüyece benziyor.

YOL HARİTASI

Genelde bölge halkının devlet yapsın gibi bir eğilimi olsa da, bu temizlik çalışması sadece devlet kurumlarının  ağır ve hantal karar verme ve uygulama yapısına bırakılmamalıdır.

mayın3

Benim önerim hızlı bir şekilde bir sivil toplum örgütü veya vakıf yapılanmasına gidilmesi.  BM’in  ilgili birimlerinden yeterlilik almak için çalışmalara başlarken konu ile ilgili insan kaynakları K9 ve teçhizat çalışmaları yapılmaya başlanmalıdır.

Birbiri ile  paralel olarak personel eğitimi ve k9 eğitimi uygulamalarına başlanmalı, düşük riskli operasyonlarla personel ve K9’ların operasyonel tecrübe kazanmaları sağlanmalıdır..

 mine2

mine detection

mine detection2

The post Barış Süreci Sonrası K9’lara Düşen Gorevler first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/04/29/baris-sureci-sonrasi-k9-lara-dusen-gorevler/feed/ 0
Kanaltürk Neşeli Patiler Polis Haftası Özel Bölümleri http://www.goktaneker.com/2013/04/13/neseli-patiler-polis-haftasi-ozel-bolumu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=neseli-patiler-polis-haftasi-ozel-bolumu http://www.goktaneker.com/2013/04/13/neseli-patiler-polis-haftasi-ozel-bolumu/#respond Sat, 13 Apr 2013 15:53:14 +0000 http://goktaneker.com/?p=568 Danışmanlığını yaptığım Kanaltürk’te yayınlanan Neşeli Patiler programının yapımcıları “Göktan bey Polis Haftası geliyor, Polis Köpekleri ile bir şeyler yapabilirmiyiz? diye sordularında heyecanla tabii ki dedim. Hemen hazırladığımız dilekçeyi İstanbul Emniyet[...]

The post Kanaltürk Neşeli Patiler Polis Haftası Özel Bölümleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
Danışmanlığını yaptığım Kanaltürk’te yayınlanan Neşeli Patiler programının yapımcıları “Göktan bey Polis Haftası geliyor, Polis Köpekleri ile bir şeyler yapabilirmiyiz? diye sordularında heyecanla tabii ki dedim.

kem1

Hemen hazırladığımız dilekçeyi İstanbul Emniyet Müdür’lüğüne götürdüm ve Basın Şubesi görevlilerinin de sıcak ilgisi ile gerekli izinlerinin alınmasını sağladım.

Çevik Kuvvet, Olay Yeri İnceleme, Narkotik Şube ve Bomba İmha Şube’de görevli Polis Köpekleri ve eğitmenleri ile çooooooooook keyifli bir program hazırladık.

İki bölüm halinde yayınlanacak programda ilk bölümde Çevik Kuvvet ve Kadavra Köpekleri, ikinci Bölümde Narkotik ve Bomba Köpekleri yer alacak…..

ÇEVİK KUVVET ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ-K9 KORUMA DEVRİYE KÖPEKLERİ

çevik

 

çevikkk

OLAY YERİ İNCELEME VE KİMLİK TESPİT ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ -K9-KADAVRA KÖPEKLERİ

ceset

fotoğraf 3

KAÇAKÇILIK VE ORGANİZE SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ K9 NARKOTİK KÖPEKLERİ

narkotik

 

ahl

 

The post Kanaltürk Neşeli Patiler Polis Haftası Özel Bölümleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/04/13/neseli-patiler-polis-haftasi-ozel-bolumu/feed/ 0