polis köpekleri - Göktan Eker https://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Wed, 20 Sep 2023 15:21:22 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ https://www.goktaneker.com/2023/09/20/detektor-kopek-koku-tanitim-sistemi-ve-detektor-kopek-egitim-prensibi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=detektor-kopek-koku-tanitim-sistemi-ve-detektor-kopek-egitim-prensibi Wed, 20 Sep 2023 12:07:00 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3872 DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ Köpeklerin burunlarının insandan çok daha iyi koku aldığı, ve istenen maddeleri bulma konusunda üstün yeteneklerinin olduğu 18. Yüzyılın sonlarında anlaşılmaya[...]

The post DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ first appeared on Göktan Eker.

]]>

DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE
DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ

Köpeklerin burunlarının insandan çok daha iyi koku aldığı, ve istenen maddeleri bulma konusunda üstün yeteneklerinin olduğu 18. Yüzyılın sonlarında anlaşılmaya başlandı.

Köpekle birlikte yaşama kültürünün olduğu özellikle merkez Avrupa Ülkeleri kendi içlerinde görev köpekleri ile ilgili de çalışmalar yapmaya başladılar.

 FRANZ LAUFER isimli Avusturyalı bir subayın güvenlik amaçlı olarak ilk planlı askeri ve polisiye köpek eğitimi ile kullanımında ön plana çıkan  çalışmalarını da unutmamak gerekir.

İlk etapta avcılıktan esinlenerek başlayan kaçakların bulunması , savaş alanlarında kayıp askerlerin bulunması gibi koku çalışmalarının ardından          detektör köpek eğitimi ile ilgili yoğun çalışmalar köpeklerin seçimleri ve aranması istenen kokunun tanıtım yöntemleri konusunda araştırmaların ve deneyimlemelerin yapılmasına neden oldu.

Pavlovun torunları Ruslar başlangıçta daha çok mama  ile detektör köpek eğitimi yöntemini benimserken , günümüzdeki IGP (SCHUTZHUND)  köpek eğitimin temelini oluşturan Alman ekolü ise oyuncak içerisine saklanmış maddelerle çalışmalarını yürüttüler.

1.Dünya , ve 2. Dünya savaşları, alman ekolü ve rus ekolünün dünyada tanınmasına yol açtı.

Amerika’nın Vietnam savaşı görev köpeklerinin modern anlamda askeri kullanımının önünü açarken , iki körfez savaşları ve giderek tırmanan küresel terör ve küresel kaçakçılık detektör köpeklerin ön plana çıkmasına sebep oldu.

Soğuk savaş döneminin sonlarına yaklaşırken , İskandinav ülkeleri mayın arama ve imha faaliyetleri esnasında detektör köpek eğitimi ve kullanımı teknolojisi konusunda her geçen gün araştırmalara devam ettiler ve önemli yol katettiler, şu an BM kara mayınları temizliği standartları konusundaki mevzuatın temelini hazırladılar.

Amerika birleşik devletlerindeki K9 projesi ile popüler olan Görev Köpekleri artık bir çok ülkede güvenlik birimlerinin vazgeçilmez parçası oldu.

Bununla birlikte köpeklere koku tanıtımı konusunda araştırmalar hızla devam etti, Dünyanın hemen her ülkesi ile geleneksel yapıları gereği ticaret yapan hollanda amerika , arap yarım adası ve afrikadaki ihtiyacı çok iyi gördü ve adeta dünyanın görev köpeği dağıtım merkezi oldu. Doğu avrupadan ve merkez avrupadan aldıkları köpekleri dünyaya servis ettiler, bununla birlikte hem köpeklerin kaynak ülkelerinde hem de kullanıcı ülkelerdeki eğitim sistemleri ihtiyaçlarını da çok iyi gözlemlediler. Hollanda kökenli güney afrika da bu know how u çok hızlı bir biçimde içselleştirdi ve mevcut riskleri ölçüsünde sisteme katkı sağladı.

Hollandalılar Almanların oyuncak içinde koku tanıtımı yaptığı yıllarda dutch box adı verilen bir koku tanıtım sistemi geliştirdiler

DUTCH BOX tabir edilen koku tanıtım sistemleri, Hollanda kökenli eğitmenler tarafından geliştirilerek güney Afrika ve Amerika başta olmak üzere birçok ülkede detektör köpek eğitimine yeni bir soluk getirdi. Bu sistem pozitif köpek eğitim yöntemleri ve clicker kullanımı ile de revize edilerek gelişmeye devam etti.

RESİM :Jandarma Köpek Eğitim merkezinde Koku tanıtım Semineri. Büyük Kutular Ahşap Dutch box, küçük kutular 4 box concept

ABD nin K9 lar konusunda büyük bir Pazar olması, Hollandanın avrupadaki stratejik ticari altyapısı  ile birleşince Hollanda uluslar arası bir köpek tedarik üssü haline geldi ve Hollandalı eğitmenler büyük ve hantal olan DUTCH BOX ları her geçen gün revize ederek , modern anlamda koku tanıtım sistemlerinin temelini attılar. daha küçük , hafif, değişken, taşınabilir hale gelen kutu ile koku tanıtım sistemi geliştirdiler.

Eş zamanlı olarak iskandinav ülkelerinde daha özgür daha farklı bir bir konsept uygulanıyordu , kliker yöntemi… Köpeğin sadece ilgisini çekecek   kokunun olduğu streril bir bir ortamda başlayan eğitimler , önceden kliker yüklemesi yapılmış köpeğin tesadüfen istenilen kokuyu ( patlayıcı, uyuşturucu vb.. ) koklaması ve klik ardından gelen ödül ile başlıyordu.

Detektör köpek eğitimine başladığım geçmişte  alman ve ingiliz ekolünü karma şekilde kullanarak başlamıştım. Yani hem oyuncak içine saklama hem de oyuncakla beraber maddeyi saklama yöntemini kullanmıştım.

Irak deneyimimin ardından dutch boxları kullanarak işi hızlandırmayı denediysem de , hollandalıların ve güney afrikalıların geliştirdiği taşınabilir boxlara hızlı bir geçiş yaptım. Ancak öğrenmenin ve gelişimin sonu yoktu, olmamalıydı… 

FOUR BOX CONCEPT

2009 yılında Lasvegas Amerikada polis ve askeri görev köpekleri ile ilgili yapılan bir konferansta tanıştığım akabinde de bir süre de birlikte çalıştığımız Kenny Licklider’ın daveti üzerine eğitim merkezine bir ziyarette bulundum.

Hani amerikalı Rock Starları müziklerine evlerinin garajlarında başlarlar ya , işte kenny nin 4 kutu konseptini evinin garajında nasıl geliştrdiğini dinledim, akabinde uzun bir süre amerikada kalıp , 4 kutu konseptinin inceliklerini ve detaylarını öğrendiğim bir kurs aldım.

Eski bir Asker olan aynı zmaanda vietnamda görev yapmış olan Kenny Amerikan ordusunun afganistan ırak ve dünyanın farklı coğrafyalarında görev yapan birlikleri için müthiş endüstriyel bir koku tanıtım sistemi geliştirmişti.

O ana kadar gördüğüm tüm sistemlerden farklı olarak 4 kutu konseptinin en önemli avantajını bir endüstri mühendisi, bir süreç uzmanı mantığı ile oluşturulmuş olduğunu söyleyebilirim. Kenny detektör köpek eğitiminde endsütriyel bir sistem kurmuştu.

Her zaman derim, Avrupalılar güvenlik risklerinin azlığı , yüksek refah içerisinde yaşamanın da getirdiği rahatlıkla , köpek eğitimine daha çok spor , sanat ve bilim kökenli bakıyorlar. Spor köpeklerinde bu kadar ileri olmalarını bu kapsamda ele almak gerek , ingiltere merkezli üniversitelerin hayvan davranışları konusundaki çalışmalarına ve birikimlerine bilimsel pencere ile bakmak gerçekten önemli , iskandinav ülkelerinde eğitmenlerin adeta bir ressam ve heykeltraş yaklaşımı ve mükemmeliyetçi düşüncelerini de avrupa ülkelerinin farklı toplumlarının kültürlerini inceleyince anlamak çok daha kolay oldu.

Ancak Sevgili Arkadaşlar lütfen unutmayın bir ülkemizde HAYATTA KALMAK İÇİN görev köpekleri eğitiyoruz. Ne iskandinav ülkeleri gibi sanat yapacak kadar uzun kışlarımız  ve gecelerimiz var ,ne avrupalılar gibi  iş çıkışı köpeğimizle köpekli sporlar klübüne gidip spor yapacak kadar sosyal refahımız var , ne de onlarca saat paneller yapıp , ne de ingilizler gibi işin dibine kadar inecek bilimsel çalışmalar yapacak insan kaynaklarımız ve eğitim sistemimiz var. Evet bunların hepsini ülke olarak yapmalıyız ancak kendi ihtiyaçlarımızı kendi bilimsel alt yapımızı ve kendi sistemimizi oturmalıyız.

Zira küresel güçlerin her geçengün daha fazla desteklediği birden fazla terör örgütü , doğu batı arasındaki köprü konumundan dolayı her türlü insanın gelip gitmeye çalıştığı bir mecra, başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere kaçakçıların ideal rotası , ırak iran suriye ermenistan gibi komşuların olduğu düşük ölçekli öatışmaların bitmediği  bir coğrafyada yaşıyoruz.

Biz köpekleri hayatta kalmak için eğitiyoruz. 

Tam da bu yüzden Kenny ile ortak bir çok noktamız oldu , hayatta kalmak için köpek eğitmek zorunda olmak da bunların başında geliyordu.

4 kutu konsepti oldukça sistematik bir şekilde ilerleyen, her adımı kayıtlara geçirilirilen, köpekte var olan zayıf bir davranışın veya hatalı davranışın sürecin hangi noktasından kaynaklandığını iyi anlayabileceğiniz bir yöntem. Tabii sistem doğru uygulandığında.

Ne yazık ki conseptin ve sistemin felsefesini anlamadan , eline kutuyu alan detektör köpek eğitiyorum diye ortalıkta geziyor , aynı kayışı alanın eğitmenim diyebildiği gibi.

Sistemin diğer önemli avantaşı da kokuyu köpeğe koku havuzunda öğretmesi , oyuncak içi veya iskandinav usülü eğitimlerde kokunun kaynağını köpeğe öğretebiliyorsunuz ancak kokunun karakteristiğini köpeğin öğrenmesi oldukça uzun zaman alıyor ve operasyonel olarak sorunlar yaşayabiliyorsunuz ki bu sistemlerle eğitilmiş köpeklerler ile ırak kaosunda çalışmış ve oldukça ciddi sorunlar yaşamıştım.

Sistem koku havuzu, koku akışı, koku birikintisi, koku bulaşığı gibi bir çok farklı durumda köpeği oldukça hızlı gözlemlemenize ve analiz etmenize yarıyor.

Sistemin bana göre en önemli dezavantajı , her endüstiyel üretim sistemi gibi belirli kalıpların dışındaki köpek karakterleri için çok uygun olmaması. E eğitmensin , yeteneği olduğunu düşündüğün bir köpeğe bu sistemin dışında yöntemler de uygulayabilirsin. Zira özellikle detektör köpek eğitimi SORUN ÇÖZME becerisine dayanır. 

Sistemin diğer bir avantajı ise işinizi o kadar çok iyi standardize ediyorsunuz ki , eğitime katılan idarecilere yapacakları çok az iş kalıyor , köpek adeta idareci eğitimi konusunda en önemli yardımcınız haline geliyor , yani handler course for dummies….

Hiç eğitim almamış bir köpek ve hiç eğitim almamış bir idareci ile verilen kurslarda yaşanılan bir çok sorunu bu sistemde yaşamıyorsunuz ve gerek köpeğin eğitim süresi gerek idarecilik eğitimi süresi oldukça kısalıyor.

RESİM : Four Box sisteminde bir egzersiz görüntüsü.

KÖPEK SEÇİMİ

Köpeklerimiz 10-18 aylık green köpekler arasından ( kendimizin yetiştirdiği veya dış tedarik ile edindiğimiz) seçiliyor. Köpeklerimizin detektör köpek eğitimini alabilmesi için eğitim yeterlilik testini geçmesi gerekmektedir. Yani eğitime tabi tutacağımız köpekler için 4 kutu konseptine uygunluk ve drivelarının yeterliliği ile ilgili oldukça temel testler var. Bu testler aynı zamanda köpeğin eğitim sonunda görev yapacağı mecraya göre de değişkenlik gösterebiliyor.

SOSYALLİK

Köpekler, mümkün olduğunca  insanla ve diğer hayvanlarla iyi geçinen sosyal köpekler olmalıdırlar. Bununla birlikte işitsel , görsel ve ortam uyumları da son derece iyi olmalı, sağlam sinirlere sahip , rahat davranışlı sürekli mutlu görünen köpekler olmalıdırlar. Sosyal olmayan köpek , mücadele güdüsü yeteri kadar gelişmemiş bir köpek yaşadığı stresleri yönetemiyor , belirli bir süre arayıp bir şey bulamadığında yavaş yavaş arama performansı düşebiliyor.

KONDÜSYON

Köpeklerimizin kondüsyonlarının uzun süre çalışmasına yetecek kadar iyi olmaları gerekmektedir. Bu da kısa hız egzersizleri ve uzun kardiyo egzersizleri ile mümkün olmaktadır. Ancak arama kondüsyonu en önemlisidir. Köpeğin uzun süre arayabilmesinin en önemli alt yapısı kontrollü ve dokümante edilmiş eğitim ve tekrar eğitimleri ile mümkün olabiliyor. 

KENDİ İRADESİ İLE DAVRANMA

Eski alman ve rus geleneğinde idareciler sürekli olarak köpeğin araması istenen yerleri gösterirler ve köpeği komutla ondrive/ offdrive konumuna getirirlerdi. Ancak, eski prensiplerin aksine aksine 4 box concept uygulamasında köpeğin kendi iradesi ile eğitmen veya idarecisine bağımlı hale getirilmeden arama yapması sağlanır. Eski sistemlerde köpeğin INDEPENDED SEARCH yeteneğinin körelmesi sonucu kaçınılmaz iken Yeni konseptte köpeğin uyarıcıları her an kokuyu alma konusunda açıktır. Eski konspte detektör eğitiminde köpekler arama yapmak için sürekli komut bekler hale gelirler, ve sadece ON drive anında arama yaparlar. Bu da insan hatası nedeni ile köpeğin de hata yapmasına sebep olur.

Yeni konsepte şu şekilde bir örnek verebiliriz. Köpek örneğin havalanında idarecisinin yanında insanların arasında gezer bulması istenen kokuyu aldığında kendiliğinde o koku kaynağına yönelir ve beklenen tepkiyi verir. Köpeğe herhangi bir komut verilmemiştir. Ancak köpek hafızasındaki kokuyu her an ortamdakilerle eşleştirmektedir.

Eski konseptte ise köpek sürekli olarak komutla yönlendirilir, araması istenen alan idareci tarafından gösterilir ve köpek sınırlandırılır. Bu durum köpeğin arama avlanma özgürlüğünü baskıladığı için hafızadaki koku ile ortamdaki kokuyu ancak bir kout verilip te arama yaptığında eşleştirir, komut verilmezse veya arama yapılmadığı bir süreçte ise çok rahatlıkla içi bomba dolu bir çantanın yanından geçer ve tepki vermeyebilir.

KISACASI KÖPEKLERİN MUHAKEME VE MUKAYESE YETENEKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

İÇGÜDÜ ( DRIVE ) YETERLİLİĞİ

Detektör Eğitimi alacak köpeklerde yeteri kadar Avlanma ve Av (HUNT ve PRAY) drivelarının olması gerekmektedir. Köpeğin her daim oyun topuna sahip olma ve topun ortamdan uzaklaştırılması durumda onu sürekli arama uzun süre arama güdüsünün olup olmadığı oldukça önemlidir. Mücadele (FIGHT)  iç güdüsünün önemi ve dengelenmesi de ayrıca önemlidir 

KOKU ALGILAMA

Köpekler kokuları insanlar gibi algılamazlar. Örneğin biz bir mantar çorbası kokladığımızda onu mantar tadı ile bağdaştırırz. Ancak köpekler farklı koku algılama sistemine sahiptirler, köpekler mantar çorbasını kokladıklarında çorbanın hazırlanmasında kullanılan tüm maddelerin kokularını algılarlar. Örneğin Eğer köpeğimiz tuz arama konusunda eğitildi ise, bir mantar çorbasını kokladığında tuzlu olana tepki verir. Tuzsuz olana tepki vermez.

Köpeğe bulması istenen nesneni etken maddesini öğrettiğimizde köpeğimiz bu etken madde ile yapılan tüm nesnelere tepki verecektir.


Yukarıdaki açıklamalardan hareketle koku tanıtımında 4 kutu sistemi ile ;
Köpeğimize mevcut ticari askeri ve el yapımı patlayıcı maddelerin veya uyuşturucu maddelerin ya da diğer bulunması istenen ürünlerin etken maddeleri öğretilir.

Prensip olarak köpeğin aşırı idareci bağımlı olması engellenmeye çalışılır, idareci ile uyum halinde görev temeli atılır. Bulunması istenen maddeyi kokladığında hızlı bir şekilde tepki vermesi ve çevre etkenler ne kadar zor olursa olsun maddeyi terk etmemesi sağlanır ( scent obidence)

KOKU ÇELİŞKİSİ ( Distiractions)

Akabinde köpeğimize koku çeldiricilerle çalışmalar yapılarak aranması istenen koku daha farklı benzer veya daha güçlü kokular tarafından bastırılmak istenir. Örneğin 4 kutudan birine patlayıcı madde bir veya daha fazlasına koku çeldirici madde konur köpeğin tüm çeldiricileri atlayarak istenen maddeyi bulup istenen tepkiyi vermesi beklenir.

Bir sonraki aşamada örneğin 4 kutunun içerisine yiyecek maddesi konur anca birine yiyecekle beraber bulunması istenen madde yerleştirilir. Bu yöntemle köpeğin tüm dikkat çeldirici madeeleri ignore etmesinin yanı sıra aranan maddeyi de kesinlikle tepki vermesi sağlanır.

4 kutu konseptinde köpeğimiz bu aşamaları geçtikten sonra 4 köşe uygulaması ile kutuların marifeti ile oda arama araç arama çanta paket arama, palet arama simulasyonları yapılır, zemin ve yükseklik araması çalışmaları yapılır.

Köpeğin görev yapacağı yere göre koku çalışmalarda partiküler algılama yerini moleküler algılamaya doğu bırakır. Bu sayede çok küçük miktarlardaki maddeler, veya madde kalıntılarının da köpek tarafından tespiti sağlanır.

Ancak bu aşamaya geçmede köpeğin nerede ve ne amaçla kullanılacağı son derece önemlidir.

Köpekler koku tanıtım sisteminde dış mekanlarda arama egzersizlerine geçmeden önce “I” line denilen 10-15 sıralı kutularda tekli ve çoklu madde bludurma yöntemi ile farklı iktar ve çeşitlerdeki patlayıcı maddelerle test edilir ve koku odası dışındaki arama egzersizlerine hazır hale getirilir.

Yüksek miktar koku da bu yöntemle çalışılabilr.

RESİM : Çizgi (Line) egzersizi

İLERLEME EĞİTİMLERİ

Dış mekânlarda ve görev yerlerine benzer simule edilmiş alanlarda eğitim faaliyetlerine devam eden köpekler idareci ile kurs görmeye hazır hale gelir.

İdareci ile kurs gören köpekler sertifika imtihanının ardından göreve hazır hale gelirler.

Göreve başlayan K9 timi her gün farklı egzersiz ve denemelerle hassasiyetleri en üst düzeyde kalacak şekilde görevlerine devam ederler. ANCAK UNUTULMAMASI GEREKEN KÖPEĞİN NEREDE NE VE AMAÇLA KULLANILACAĞININ DİĞER BİR TABİR İLE GÜVENLİK RİSKLERİNİN TEMELİNDE BU RİSKİ NASIL BERTARAF EDECEĞİNİN ÇOK İYİ BİLİNMESİ GEREKİR

Köpeğin arama kapasitesinin sürekli en üst düzeyde olması için görev harici oyunlar, tamamen pozitif yöntemle itaat eğitimleri yaPılarak köpeğin idareci ile uymu her geçen gün arttırılır. Köpekte bilinen adı ile temel itaat , idareci ile madde arama konusundaki tüm uyum gerçekleştikten sonra yapılmalıdır. KÖPEĞİN İTAATİ ÖNCELİKLİ OLARAR ARANMASI İSTENEN KOKUYA SONRA İDARECİYE OLMALIDIR.

Detektör Köpek Eğitmenlik Kursları için: goktaneker@gmail.com

The post DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  https://www.goktaneker.com/2023/08/15/kopeklerde-sosyalizasyon-%ef%bb%bf/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerde-sosyalizasyon-%25ef%25bb%25bf Tue, 15 Aug 2023 10:00:47 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3846 -Doğru ve Yanlış Bilinenler- Uzun süredir köpekler ve köpek davranışları ile ilgilenen bir köpek eğitmeni olarak köpekler ve insanların birlikteliğini kaleme almaya çalışıyorum. Köpek Eğitmenleri Derneği başkanlığı görevim kapsamında Özellikle[...]

The post KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  first appeared on Göktan Eker.

]]>
-Doğru ve Yanlış Bilinenler-

Uzun süredir köpekler ve köpek davranışları ile ilgilenen bir köpek eğitmeni olarak köpekler ve insanların birlikteliğini kaleme almaya çalışıyorum. Köpek Eğitmenleri Derneği başkanlığı görevim kapsamında Özellikle yabancı kaynaklardan takip edebildiğim kadarı ile okumalar yapıp ,  önemli gördüğüm kısımları çevirmeye ve köpekle birlikte yaşama kültürünün henüz emekleme aşamasında olan ülkemiz insanına ve tabii ki köpeklere bir fayda sağlamasına gayret ediyorum. 

Köpeklerin doğru sosyalleşmeleri üzerine ne kadar çok yazsak,  konuşsak az kalır ancak son dönemde bu konu ile ilgili  sosyal medyada o kadar çok yapılan yanlış gözüme çarpıyor ki konuyu tekrar ele almak istedim.

Bununla birlikte özellikle uzakdoğuda köpeklerin sosyalleşmesi adına yapılan uygulamaların artık köpekleri insanlaştırma aşamasına getirdiğini belirten köpek davranışçılarına rastlamak mümkün. insanlar sosolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını köpekleri adeta köpeklikten çıkararak karşılamaya çalışıyorlar.

Doğru ve yanlış bilinenlere geçmeden önce gördüğüm uygulamaların bir kısmının köpeğin sosyalleşmesi veya sosyalizasyonu ile ilgili değil daha çok sahiplerinin sosyalleşmesini merkeze aldığını söylemekte fayda görüyorum. Bunu yanlış bir şey olarak değerlendirdiğim için değil , ancak ana konumuz olan köpeklerin göz ardı edildiğini vurugulamak istediğimden  dolayı belirtmek istedim. 

Evet , köpek sahipleri,  eğitmenler , hayvanları sevenler olarak bizlerin de bir araya gelmesi sosyalleşmesi gerekli , zira en basit anlamda köpekler konusunda aynı dili konuşmayan bir hayvansever kitlesi oluştu ülkemizde , ancak merkeze köpekleri almamız , onların birbirleri ve insanlarla birlikte doğru yaşabilmelerini sağlamamız gerektiği gerçekliğinden yola çıkarak bu etkinliklere bakmalı ve katılmalıyız. 

SOSYALİZASYON ve SOSYALLEŞME

Öncelikle bu iki kelimeyi insan sosyolojisi açısından ele alalım dilerseniz. 

TDK ya göre ‘Sosyalleşme’ kelimesinin anlamı ‘Toplumsallaşma’ dır. Bireyin sade biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp belli grup/toplumla bütünleşmesi anlamında kullanılır, diğer bir tabir ile bireyin doğumdan başlayarak toplum üyeliğini kazanmasında geçirdiği aşamaların tümüne verilen addır.

Sosyalizasyon’, gerek köpeklerle ilgili gerekse çocuk gelişiminde günümüzde sıkça kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Bu kelimeye televizyondan internete, gündelik sohberlerden edebi eserlere kadar çok farklı oluşturulan cümlelerde yer verilir. Yapılan araştırmalarda yine Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına yönelmek gerekir. Yalnızca kelime anlamlarını incelemeyen TDK, kelimelerin yazılış şekilleri ve kökenleri ile ilgili de araştırma yapar. Dil ve kelimeleri kapsayan incelemelerde kafalarda oluşan tüm soruların cevaplanmasını hedefler. TDK, Türkçe kelimeler arasında bulunan Sosyalizasyon kelimesi ile ilgili bilgiler de sunmuştur.

Sosyalizasyon kelimesinin TDK sözlüğe göre 1 farklı anlamı vardır, kelimenin  kökeni Fransızca dilidir, Fransızca dilindeki karşılığı socialisation şeklindedir.

Sosyalizasyon TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

isim,ruh bilimi,eğitim bilimi Toplumsallaştırma

İngilizce de ise sosyalizasyon İng. socialization

Sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlerden yalnızca gelişmiş yörelerde yaşayanların değil, tüm vatandaşların dengeli bir biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere devletin almış olduğu önlemler şeklinde de bir anlam ifade eder ki sosyal devlet kavramının uygulama felsefesi de bu tanım ile ortaya çıkar.

Bu çerçeveden bakıldığında Doğduğumuzda, genetik bir yapıya ve biyolojik özelliklere sahibiz. Bununla birlikte, insan olarak kim olduğumuz – kimliğimiz – sosyal etkileşim yoluyla gelişir. Hem psikoloji hem de sosyoloji alanlarındaki birçok akademisyen, kişisel gelişim sürecini, bu “benliğin” nasıl sosyalleştiğini anlamanın öncüsü olarak tanımlamaktadır..

Psikanalist Sigmund Freud (1856–1939), insanların benlik duygusunu nasıl geliştirdiklerine dair bir teori ortaya koyan en etkili modern bilim adamlarından biriydi. Olgunlaşma sürecini aşamalara ayırdı ve insanların kişisel gelişiminin erken gelişim aşamalarıyla yakından bağlantılı olduğunu öne sürdü. Freud’a göre, belirli bir aşamaya uygun şekilde girememek veya bu aşamadan çıkamamak, yetişkinlik boyunca duygusal ve psikolojik sonuçlar doğurur.

Psikolog Erik Erikson (1902–1994), kısmen Freud’un çalışmalarına dayanan bir kişilik gelişimi teorisi yarattı. Ancak Erikson, kişiliğin zaman içinde değişmeye devam ettiğine ve asla tam olarak bitmediğine inanıyordu. Teorisi, doğumla başlayan ve ölümle biten sekiz gelişim aşamasını içerir. Erikson’a göre insanlar yaşamları boyunca bu aşamalardan geçerler. Freud’un psikoseksüel aşamalara ve temel insani dürtülere odaklanmasının aksine, Erikson’un kişisel gelişim görüşü, kendi temel arzularımız ile sosyal olarak kabul edilenler arasında müzakere etme şeklimiz gibi daha sosyal yönlere itibar kazandırdı (Erikson 1982).

Freud un çalışması ve konu ile ilgili yaptığı ilk çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda kişisel gelişimin  erken dönemlerdeki yani bebeklik , çocukluk ve gençlik dönemlerindeki deneyimlerin insannın tüm hayatını etkileyecek süreçler içerdiğini anlamamıza yardımcı oldu.

Erken sosyal temasın gerekliliği, Harry ve Margaret Harlow’un araştırmasıyla da gösterildi. 1957’den 1963’e kadar Harlows, insanlar gibi davranan al yanaklı maymunların bebekken izolasyondan nasıl etkilendiğini inceleyen bir dizi deney yaptı. İki tür “ikame” annelik koşulu altında yetiştirilen maymunları incelediler: ağ ve telden bir heykel ya da yumuşak havlu kumaştan “anne”. Maymunlar, sistematik olarak, kendilerini besleyemeyen yumuşak, havlu kumaştan bir ikame annenin (bir rhesus maymununa çok benzer) arkadaşlığını, bir besleme tüpü aracılığıyla yiyecek sağlayan ağ ve tel bir anneye tercih ettiler. Bu, yemek önemliyken sosyal rahatlığın daha değerli olduğunu gösterdi (Harlow ve Harlow 1962; Harlow 1971).

Bu hali ile baktığımızda insana benzer bir sosyolojik yapıda olan köpekler için,  özellikle yavru köpekler için sosyalizasyonun ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bununla birlikte yetişKin köpeklerde özellikle de sokak hayvanlarının barınak veya besleme noktalarında bakımı ele alındığında sadece mama vermenin değil sosyal ihtiyaçların karşılanmasının da gerekliliğini anlayabiliyoruz.

Zira insan ile yeterince sosyal iletişimi olmayan , sadece diğer köpekler ile sosyal iletişim içinde olan köpeklerin sürüleşmeleri halinde insanlara zarar verebildiklerini görebilmekteyiz. Bu anlamda sokak hayvanları ile ilgilenen kişilerin köpeklerin kendileri gibi davranmayan insanlara zarar vermemeleri için bazı görevleri olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Yani işimiz sadece yemek vermek değil. doğru sosyal iletişimi de köpeklere öğretmeliyiz.

Sosyalizasyon kelimesinin tdk ya göre ‘Toplumsallaştırma’ anlamı olduğunu yukarıda belirtmiştik , sosyalleşme kelimesinin anlamı ise tdk ya göre ‘Toplumsallaşma’ olduğunu da vurgulamıştık.

Bu tanımlar ışığında tekrar yönümüzü köpeklere çevirelim.

KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON

Çoğu yeni köpek sahibi, yavrularını sosyalleştirmeleri gerektiğini duymuştur. Fikir basit. Yavru köpeğinizi gittiğiniz her yere götürün ki farklı insanlara, seslere, görüntülere vs. alışsın… Makul görünüyor değil mi? Pekala, hayattaki çoğu şeyde olduğu gibi burada da göründüğünden daha fazlası var. Köpeklerimize  yardım ettiğimizden ve onlara zarar vermediğimizden emin olmak için, bir köpek yavrusunu sosyalleştirirken yani sosyalizasyon sürecine tabi tutarken  veya davranış sorunları olan bir köpeği sosyalleştirme çalışmalarına dahil ederken dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır.

Birçok kişi köpeklerde hassas dönemleri (önceden kritik dönemler olarak biliniyordu) duymuştur. Hassas dönemler, hayvanların yaşamlarında, belirli uyaranlarla (örneğin, farklı insanlar, hayvanlar, sesler vb.) deneyimlerin veya deneyim eksikliğinin daha sonraki davranışlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabileceği zaman dilimleridir. İnsanla ne kadar benzer değil mi ? 

Bu hassas dönemlerden biri de sosyalizasyon  dönemi olarak adlandırılır. Köpeklerde bu kabaca 4-14 haftalıkken ortaya çıkar. Bu yaş aralığında yavru köpekler çevrelerini (yani neyin güvenli ve iyi olduğunu) öğrenirler. Bu nedenle insanlar yavru köpeklerini her yere yanlarında götürmeye ve birçok farklı insan ve köpekle tanışmaya teşvik edilir. İşte her köpek sahibinin veya köpek eğitmeninin  bilmesi gereken sosyalizasyon ilgili bazı önemli ayrıntılar:

1. Sosyalizasyon , ancak sosyalleşme deneyimi olumluysa olumlu bir etkiye sahip olacaktır . Bir köpek yavrusunu, onunla yanlış etkileşime giren insanlara maruz bırakırsanız veya bir köpek yavrusunu diğer köpeklere karşı saldırgan olan köpeklerle tanıştırırsanız, muhtemelen köpeğe insanların ve köpeklerin korkutucu ve tehlikeli olduğunu öğretmiş olursunuz. Bu aslında sosyalleşmenin başarmasını istediğimiz şeyin tam tersidir!  Bir köpek sahibi, bir köpek yavrusu için sosyalizasyon sürecini olumlu hale getirmeye çalışmalıdır.

2. Bazı köpek yavruları ve genç köpekler, çeşitli nedenlerle çok küçük yaşta birçok uyarana karşı kaygı ve/veya saldırganlık şeklinde tepki gösterebilirler , bu durumda bunlar her yere götürülecek  ve birçok uyarana maruz bırakılacak doğru adaylar değildir. Zaten siz de endişeliyseniz veya saldırgan köpek yavrusu/genç köpek ve onları korkutucu buldukları durumlara zorlamak adeta baraj kapaklarının açılmasına sebep olur. Bu, bir yavru köpeği daha endişeli veya agresif hale getirebilecek yüksek riskli bir tekniktir. 

Örneğin, insanlardan korkan ve sahibinin arkasına saklanan bir köpek yavrusu varsa, yabancılar köpeği sevmeye kalktığında o sahibini çekeleyerek uzaklaştırmaya çalışıyorsa doğru yolda değilsiniz demektir. hala yabancılara köpeğinizi sevdirmeye çalışmak doğru bir uygulama olmaz. Bu uygulama köpeğin kendini daha endişesiz ve stressiz hissetmesine yardımcı olmaz

Bu, bir köpeğe daha endişeli olmayı öğretmek veya bir köpeğe insanların yaklaştığında ve sevmeyi  bırakması için saldırganlık gibi farklı bir strateji kullanmak zorunda kalabileceğini öğretmek için mükemmel bir reçetedir.

3. Sosyalleşme, agresif veya kaygı bozukluğu olan köpekler için bir tedavi yöntemi değildir. Saldırgan/endişeli köpeklerin sahiplerine sıklıkla “köpeğinizi daha fazla sosyalleştirmeniz gerekiyor” deniliyor. Bu, “çocuklara saldıran köpeğinizi çocuk parkına götürün ve çocuklarla tanıştırın” veya “diğer köpeklerden korkan köpeğinizi alıp köpek parkına götürün” anlamına gelir. Bu tavsiye hem insanlar hem de köpekler için risklerle doludur. Bir köpeğin endişeli veya saldırgan sorunlarını değiştirmek için pek çok seçenek vardır, ancak onları sosyalleşme kisvesi altında korktukları uyaranlara boğmak kesinlikle bunlardan biri değildir.

4. Kritik dönem veya hassas dönem olarak adlandırılan sürecin sonunda yani 14. haftada sosyalleşmeyi bırakmayın. Sosyalleşmeye duyarlı dönem yaklaşık 14 haftada sona eriyor olsa da, bu, artık sevk kayışını asabileceğiniz, ödül çantasını bırakabileceğiniz  ve köpeğinizin sırtınızı sıvazlayabileceğiniz anlamına gelmez. 

İnsanların, köpeklerin, seslerin vb. iyi ve güvenli olduğunu pekiştirmeye devam etmemiz çok önemlidir. Şöyle düşünün: İnsan çocuklarının ebeveynleri, çocuklarına maksimum büyüme hızlarından sonra protein vermeyi bırakmazlar. Vücudun belirli gelişim dönemlerinde ciddi sağlık sorunlarından kaçınmak için daha fazla proteine ​​​​ihtiyaç duyduğunu biliyoruz; ancak bu, ebeveynlerin sırf çocukları maksimum büyüme dönemini geçti diye protein beslemeyi bıraktıkları anlamına gelmez. Aynı çizgide, köpek ebeveynleri, o maksimum “büyüme hamlesini” geçmiş olsalar bile, köpeklerine çeşitli uyaranların güvenli olduğunu pekiştirmeyi ve öğretmeyi bırakmamalıdır. Belki de sosyalleşmeye bakmanın en iyi yolu, ona davranışsal bir aşı gibi bakmaktır. Köpeğinizi davranış sorunları geliştirmekten korumak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Aşılar gibi hiçbir şey %100 değildir. Bazı köpekler, en iyi sosyalleşme girişimlerine rağmen davranış sorunları geliştirir, ancak sosyalleşme yapılmazsa veya yanlış yapılırsa, davranışsal bir sorun geliştirme olasılığı önemli ölçüde artar.

PASİF/EDİLGEN SOSYALİZASYON

Yavru Köpeklerin sosyalizasyon döneminde oldukça gerekli olan bir yöntemdir.  Bu, yavru köpeğinizin garip insanları, yerleri, nesneleri, zeminleri , köpekleri ve sesleri gördüğü ancak onlarla doğrudan etkileşime girmediği sosyalleşme türüdür. Normal zamanlarda bile, yavru yetiştirme stratejinizde pasif sosyalleşmeyi düzenli olarak uygulamanızı şiddetle tavsiye ederim. İyi bir sosyalleşmenin önemli bir parçası, yavru köpeği asla korkutmayacağınızdan , endişe davranışına sevk etmeyeceğinizden emin olmaktır. Bu süre zarfındaki bir korku, köpeğinizin yaşamı boyunca sürecek derin korkular yaratabilir. Pasif sosyalleşme ile yavruyu korkutma riski çok daha azdır. Bunu, yavru köpeğinizin köpeklerini gezdiren insanları görmesine izin vererek veya koşarken onu yanınıza alarak gerçekleştirin. Mahallenizde başka türlü karşılaşmayacağı şeyleri, örneğin bir şantiyeyi, hayvanların olduğu bir otlağı veya kalabalık bir otoparkı görmesi için onu gezdirin.

Kısaca yavru köpeğinizi sosyal hayata adapte etmenin ilk aşaması köpeğin bu değişkenleri görebileceği duyabileceği kokularını alabileceği ancak rahatsız olmayacağı mesafelerden başlamak şeklinde olmalıdır. 

Buraya kadar anlattıklarımız yavru yani henüz hayatı tanımayan köpekler için uygulanması gereken stratejileri kapsamaktadır. Köpeğinizi sosyalleştirme sürecine tabi tutarken dengeyi iyi kurmazsanız ; söz gelimi insanlarla iyi geçinsin diye her insana sevdirirseniz köpeğinizi amiyane bir tabir ile yalaka olacak her gördüğü insana kendini sevdirmek için koşuşturacağından yürüyüşlerinizin kalitesi tamamen bozulacak , eskaza serbest kaldığında da çağırmanız durumunda  size gelmeyecektir. Yavru köpeğin sosyal olarak yetiştirilmesi sizinle hayatınızın her anında beraber olabilmesi, her yere girip çıkabilmesi ancak temel ihtiyaçları kapsamında ( yiyecek ve sevgi ) kimse ile muhattap olmaması anlamına gelir. 

Evet yavru köpeğinizi sevmek isteyenleri nasıl tersleyebilirim, bu sefer ben insan olarak saygısız gözükürüm serzenişinizi duyar gibiyim. Yapmanız gereken köpeğin yabancılardan sevgi ve yiyecek kabul etmesinin en önemli şartının  sizin kontrol alanınızda olması olarak belirlenmesidir. 

YETİŞKİN KÖPEKLERDE PASİF/EDİLGEN SOSYALLEŞME

Yetişkin bir köpeğiniz varsa ve sosyal hayatınızın içrisine köpeğin endişeleri korkuları çekinceleri yüzünden giremiyorsanız o zaman sosyalizasyon uygulamalarından daha ziyade davranış uygulamalarından faydalanacaksınız demektir.

Yeni bir ortama alıştırıken yavru köpeğinizi pasif/edilgen sosyalleşme uygulamalarına tabi tutabilirsiniz ancak yetişkin köpekler için bu tanımlama tam anlamı ile doğru olmaz. yetişkin köpekler için duyarsızlaştırma ve adaptasyon programı uygulamalısınız. BU program için de davranış çalışan köpek eğitmenlerinden destek almalısınız. Bu konuda Profesyonel destek almak istediğinizde lütfen Köpek Eğitmenleri Derneğince akredite olan eğitmenleri tercih ediniz.

Bu şekli ile bakıldığında köpekler için Sosyaizasyon bir süreci Sosyalleşme uygulamayı kapsamaktadır . Sosyalizasyon yavru köpekler için olmazsa olmaz bir süreçtir ve neredeyse doğduğu günden itibaren başlar. Bu sebeple hem köpek sahiplerinin hem de köpek eğitmenlerinin bu etolojik süreç konusunda bilgili olmaları gerekmektedir.

Sosyalizasyon sürecini doğru geçirmiş yetişkin köpeklerin sosyalleşme çalışmalarından uzak tutulmamaları gerektiğini belirtmiştik. Bu etkinliklerin köpeklerin davranışsal ,  içgüdüsüel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Yani köpek sahiplerini alıp bir parkta sohpet etmek bir kaç itaat egzersizi yapmak daha çok köpek sahiplerinin sosyalleşmesi için yapılmış gibidir.

Köpeklerin mental ve fiziksel aktiviteleri, sosyal iletşim becerilerinin geliştirilmesi , davranış sorunlarının üstesinden gelme , yavru köpeğin hayata adapte edilmesi , doğru oyun oynama vb gibi birbirinden farklı uygulamalar köpeklerin yaşlarına cinsiyetlerine göre planlanmaı ve köpekler tüm bu etkinliklerin sonunda hem öğrenmiş hem de mutlu olduklarını gösterir davranışlar sergilemelidirler.

Özellikle köpek sahiplerinin köpek parklarına köpeklerini diğer köpeklerle serbest bırakıp buna sosyalleşme veya enerjisini atma açısından baktıklarına da şahit olmaktayız. Bu uygulamaya yukarıda yazılanlar ışığında bir kez daha göz atmanızı rica ediyorum

The post KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  first appeared on Göktan Eker.

]]>
KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ https://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=koku-takibi-mantrailing-egitimleri https://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/#respond Tue, 20 Nov 2018 07:14:20 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3453 22/23 ARALIK 2018 EĞİTİM KAYITLARIMIZ BAŞLADI ! KAYIT İÇİN:  k9guvenlik@gmail.com   KOKU TAKİBİ EĞİTİMLERİMİZİN İLKİNİ BAŞARI İLE BİTİRDİK           Sevgili Dostlar 17/18 kasım 2018 Tarihlerinde İstanbul[...]

The post KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
22/23 ARALIK 2018 EĞİTİM KAYITLARIMIZ BAŞLADI !

KAYIT İÇİN:  k9guvenlik@gmail.com

 

KOKU TAKİBİ EĞİTİMLERİMİZİN İLKİNİ BAŞARI İLE BİTİRDİK

          Sevgili Dostlar 17/18 kasım 2018 Tarihlerinde İstanbul Beykoz’da organize ettiğimiz eğitimlerimizi tamamladık. Sizlerin de desteği ile bir çok insana ulaştık, çok ama çok önemli bir başlangıç yaptık.

 

KOKU TAKİBİ/ MANTRAILING NEDİR?

Kayıp İnsanların yürüdükleri güzergahta saçtıkları kokuların köpek tarafından takip edilmesi ve kayıp insana ulaşılmasını sağlayan bir eğitim dalıdır.

 

 

 

Hangi Irk Köpeklere Uygundur ?

Bir İnsanda ortalama 5 milyon koku hücresi varken bu sayı köpeklerde ırklara göre farklılık göstermek kaydı ile 300/450 milyon arasında değişiyor.

Köpeklerin bu üstün yanları göz önünde bulundurulduğunda eğitimler her ırk köpek için uygundur.

Tabi eğitimlerde sağlık sorunu olmayan, koşmayı seven, sosyal, yaş mama tüketmeyi seven köpekler daha istekli olacaklardır.

 

 

 

 

Eğitimler Köpeğime Ne Katar ?

Öncelikle Koku Takibi Eğitimlerinin köpeklerin genetik dürtülerine en uygun eğitim branşlarından biri olduğunu söylemeliyiz, köpeklerin oldukça yüksek avlanma ve av güdüsü şehir hayatına adaptasyonlarının tam olarak oluşmasını engellerken Koku takibi eğitimleri ile tatmin olan iç güdüleri sayesinde mutlu köpekleriniz olacaktır.

 

 

 

Köpeklerde Davranış Problemleri!

Koku Takibi Eğitimlerinde bir çok davranış problemi olan köpeklerin rehabilitasyon amaçlı katılabilmeleri ve olumlu sonuç alabilmeleri mümkündür. Zira Bu problemlerin çoğunun başında  sahip/köpek ilişkisindeki yanlışlıklar, doğru ırkta ve karakterde  köpek seçilememiş olması, genetik özelliklerine uygun olmayan yaşam şekli geldiği uzmanlarca sürekli dile getiriliyor.

Koku takibi eğitimleri köpeğin doğasına son derece uygun olduğundan bu sorunların ortadan kaldırılmasında da önemli bir etken olabiliyor.

 

 

 

 

Eğitimlere Nasıl Katılabilirim ?

Koku Takibi Eğitimlerini Yaygınlaştırmak ve zamandan tasarruf edebilmek için eğitimlerin Teorik Bölümleri Video-ders şeklinde Uzaktan eğitim portalına yüklendi.

Teorik eğitimlerin tamamlayan köpek sahipleri için de Uygulamalı workshop tarihleri belirlenmeye başlandı.

1-) egitim.goktaneker.com a üye olunuz.

2-) Üyeliğinizi aktive ettikten sonra size gönderilen ödeme linkinden kredi kartı ile kolayca teorik eğitimlerin ödemesini yapınız.

3-) İlan edilecek uygulamalı eğitimleri web sayfamızdan ve Mantrailing Türkiye facebook ve instagram sayfasından takip ediniz.

4-) Size uygun şehir ve tarihlerdeki uygulamalı eğitimlere mail ile kayıt yaptırınız.

 

ETKİNLİKLERİN PLANLANACAĞI İLLERİN BELİRLENMESİ AMACI İLE AŞAĞIDA LİNKTE BULUNAN FORMU DOLDURARAK  ÖN BAŞVURU YAPABİLİRSİNİZ!

https://docs.google.com/forms/d/18FmwWwEVSKo4nFrUsj7QoaEoqGqUswxVT-x4XXBr-3o/edit

En Kısa Zamanda görüşmek dileğiyle.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eğitim fotoğraf ve videoları için https://www.facebook.com/Mantrailing-T%C3%BCrkiye-434322206679612/

The post KOKU TAKİBİ / MANTRAILING EĞİTİMLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2018/11/20/koku-takibi-mantrailing-egitimleri/feed/ 0
HABER: Hayat kurtaran köpekleri sokaklara atıyoruz! https://www.goktaneker.com/2015/06/16/haber-hayat-kurtaran-kopekleri-sokaklara-atiyoruz/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=haber-hayat-kurtaran-kopekleri-sokaklara-atiyoruz https://www.goktaneker.com/2015/06/16/haber-hayat-kurtaran-kopekleri-sokaklara-atiyoruz/#respond Tue, 16 Jun 2015 08:47:27 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1333 Köpekler, askeri ve polisiye görevlerin yanı sıra; yaşlı ve engellilere refakat, fiziksel ve zihinsel engelli bireylere rehabilitasyon, görme engelli  vatandaşlara rehberberlik, psikolojik sorunlarda rehabilitasyon  gibi hayati görevleri üstleniyorlar. Hatta bağımlılıkla[...]

The post HABER: Hayat kurtaran köpekleri sokaklara atıyoruz! first appeared on Göktan Eker.

]]>

Köpekler, askeri ve polisiye görevlerin yanı sıra; yaşlı ve engellilere refakat, fiziksel ve zihinsel engelli bireylere rehabilitasyon, görme engelli  vatandaşlara rehberberlik, psikolojik sorunlarda rehabilitasyon  gibi hayati görevleri üstleniyorlar. Hatta bağımlılıkla mücadele gibi bir çok alanda insanın yanında yer alabiliyorlar. Köpek Eğitmeni Göktan Eker; silahlı kuvvetler, emniyet ve arama kurtarma  görevlilerinin yanında korkusuzca görev yapan patili dostlarımızdan  daha pek çok alanda faydalanılabileceğini anlatıyor ve köpeklerin sokaklara terk edilmemesi için yetkililere önerilerde bulunuyor.

Yurt içinde ve yurt dışında iş köpekleri konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan, Polis ve Askeri Köpek Eğitimi konusunda uzman Göktan Eker’den Türkiye’nin kanayan yarası sokak hayvanları problemi sorununa bambaşka bir çözüm önerisi geldi.

Köpeğiniz kahraman olabilir, onu terk etmeyin!

Türkiye, O’nu köpekleri anlayan adam olarak tanıdı. Köpeklerle kurduğu iletişim hem Türkiye’de hem de dünyada geniş yankı buldu. İstanbul’da bir eğitim merkezine sahip olan Göktan Eker, şimdilerde yoğun olarak köpek eğitimi üzerine ulusal ve uluslararası konferanslarda konuşmacı olarak yer alıyor. Kendi merkezinde öğrencilerine profesyonel köpek eğitmenliği dersleri veren Eker, köpeklerin çok daha etkin ve önemli işlerde kullanılabileceğini ve sokaklara atılan her bir köpeğin ülke ekonomisine maddi ve manevi zararları olduğunu belirtiyor.

Göktan Eker: “Halen uyuşturucu, patlayıcı veya benzeri insan hayatına zarar veren maddeleri bulan bir köpeğin yerine geçebilecek bir teknoloji yok. Bu konudaki kahramanlar halen köpekler. Bununla birlikte kayıp insanların bulunmasında köpekler oldukça etkili. Zihinsel ve fiziksel engelli kişilerin rehabilitasyonu için köpekler dünya çapında oldukça yoğun kullanılıyor. Uyuşturucu madde bağımlılıarı için uygulanan rehabilitasyon programlarında köpekler başrol almaya başladılar bile. Hatta son dönemde psikolojik rahatsızlıkların rehabilitasyonunda köpek sevgisi ile açılan pencereden doğa ile kaynaşma içerikli programlar oldukça revaçta.

İş dünyası köpekleri keşfetti  

Köpeklerin sezgisel iletişim konusundaki başarılarının, iş dünyasının yönetimsel becerilerinin arttırılmasında ve kişisel gelişimde çok etkili olduğunu belirten Eker: “Özellikle yurt dışında şirketler çalışanlarına doğa ile içiçe mekanlarda köpek eğitim atölyeleri gerçekleştirip, hem çalışan motivasyonunu arttırıyor hem de liderlik ve takım ruhu ile ilgili eğitimler gerçekleştiriyorlar. Türk iş dünyası da bu konuda farkındalık sahibi olmaya başladı. Eğitim merkezimizde bir çok firmayı ağırladık ve talepler her geçen gün artmaya devam ediyor. İnsanların köpeklerle iletişim kurduktan sonraki davranış değişimlerini görmeniz gerekiyor. Hatta köpeklerden oldukça korkan insanların eğitimden sonra evlerine köpek aldıklarına bile şahit olduk. Çalışanların kurtlar ve köpeklerin liderlik, görev bölüşümü,  uyum ve birlikte çalışma mantıklarını anladıklarında ve bu bilgileri kendi iş dünyalarına yansıttıklarında görülen sonuçlar oldukça şaşırtıcı. Çalışanların Özellikle hayvanlar sayesinde vücut dilini ve ses tonunu doğru kullanma, sezgisel iletişim becerilerinin gelişmesi ise ayrıca patronları sevindiren özellikler olarak eğitim programlarımıza göze çarpıyor.

Köpek sahibi olmadan önce eğitim şart

Köpek Eğitmeni Göktan Eker, son dönemde sokaktaki köpeklere ve kendi köpeklerine dahi şiddet uygulayan insanların sayısının artmasının sebebi olarak bu konudaki eğitim eksikliğine vurgu yaptı. Köpek eğitimi programının sadece köpek eğitmeni adaylarınca alınmaması gerektiğinin altını çizen Eker, köpek sahibi olmak isteyenlerin köpek almadan önce eğitim almaları ve köpek sahibi olup olamayacaklarını anlamaları gerekmektedir.” dedi.

Eker:  “Köpek sahipliği adeta çocuk sahipliği gibidir. Her iki canlı da ilgi, sevgi ve bakım ister. Karşılıklı iletişim çok önemlidir. Köpeklerin sahipleriyle birlikte kaliteli zaman geçirmesi ve köpek-sahip ilişkisinin doğru inşa edilmesi, yani köpek sahibi olmak isteyen insanların bilinçli hale getirilmesi sokakta yaşayan hayvan popülasyonunu azaltacak unsurların başında gelmektedir. Köpek sahipleri için oluşturduğumuz eğitim programlarında köpek sahiplerinin köpeklerini daha iyi tanımaları ve mevcut sorunlarının giderilmesi için birbirinden eğlenceli ve eğitici programlar  düzenliyoruz. Bununla da kalmayıp sahip-köpek ilişkisini yeniden inşa ederek, her iki tarafın da keyif alacakları bir uyum programı uyguluyoruz.  Köpekleri sahiplerine eğittiriyoruz ve paylaşımları arttırıyoruz, köpeklerin de ailenin bir bireyi olduğu bilincini yerleştirmeye çalışıyoruz. Bu konuda belediyeler ve üniversitelerle işbirliklerimiz devam ediyor.” dedi.

Eğitimler eğlenceli ve teşvik edici olmalı

Köpek sahiplerinin  birçoğunun bilinçsizce köpek edindiğini  söyleyen Göktan Eker, özellikle sahip olunacak köpeğin cinsini belirleme safhasında sadece dış görünüşe göre yapılan tercihlerin büyük bir oranda hüsranla sonuçlandığını kaydetti. Eker, köpeklerin sadece bir iki senelik olarak düşünülmemesi gerektiğini, uzun bir dönemi göze alarak sahip olunmasının sosyal açıdan da önemli olduğunu belirtti. Bilinçsizce tercih edilen köpeklerin ileriki dönemlerde bakımının külfetli hale gelmesinden ve benzer sebeplerden dolayı layı sokağa veya barınaklara bırakıldığını dile getirdi.

Köpek eğitimlerinin zorunluluktan öte, köpek sahipleri için eğlenceli ve öğretici etkinlikler olarak planlanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Uzman Köpek Eğitmeni Göktan Eker, kendi düzenledikleri eğitimlerde dünyada kullanılan en modern eğitim tekniklerin uygulandığını ve katılımcıların tedirgin olarak geldikleri merkezden ummadıkları kadar mutlu döndüklerine şahit olduklarını ifade etti. Bu eğitimlerin eğlenceli ve teşvik edici olmasının katılımın artmasını sağladığını ifade eden Eker: “Bu işe başladığımızda etrafımızdaki insan sayısı çok azdı. Ancak zamanla eğitimlerin ne kadar eğlenceli ve faydalı olduğu kulaktan kulağa yayıldı ve şimdi artık aileler çocuklarına, şirketler çalışanlarına ve eşler birbirlerine bu eğitimleri hediye etmeye başladılar bile. Bu ülkemizin köpek eğitimi farkındalığı için de güzel bir gelişme” dedi.

Sokak hayvanları nüfusunda büyük artış var

Bir çok Avrupa ülkesinde sokak köpekleri sorunu  olmadığını vurgulayan Eker: “Uzun süredir sokak köpekleri sorunu ile uğraşan ülkemiz yerel yöneticileri halen köpeklerin bizzat kendisini sorun olarak gördüklerinden, bir türlü kalıcı çözümler üretememişlerdir. Zira bir kısmı yerel yönetimlerin dışında cereyan eden hatalar zincirinin,  büyük ölçüde yerel yönetimlerce çözülmesi gerektiği algısı da  topluma dayatılmış durumda.

Önceleri ne yazık ki köpeklerin itlaf edilmesi yöntemleri benimsenmiş iken, ilerleyen dönemlerde özellikle hayvanseverlerin baskısı ve AB uyum yasaları sebebi ile itlaf uygulaması “resmi” olarak kaldırılmış, yerine barınak adı altında adeta köpek  toplama kampları kurulmuştur. Daha sonraları sokak hayvanı yaşam merkezleri kurularak, köpeklerin refahı bir nebze de olsa arttırılsa da , kısırlaştırılan  köpeklerin bir çoğunun ormanlık alanlara bırakıldığı, hayvan severler tarafından da düzenli besleme ve bakım uygulamalarının yapıldığını görüyoruz. Ancak ne yazık ki halen sorun çözülmüş değil, “yani köpeklerin sokaklara düşmesinin” önüne halen geçilemediği aşikar. Ülkemizdeki vahim durumu anlatırken, Avrupa ülkelerinde hiç sokak köpeği olmadığı, hiç barınak olmadığı sonucu çıkmasın. Tabii var, ama bir köpeğin barınağa gelmesi ve hayvan  severler tarafından rehabilite edilerek sahiplendirilmesi o kadar hızlı bür süreçte ilerliyor ki, o yüzde sokaklarda köpek göremiyorsunuz. Hatta bir çok barınak, sahipleri tarafından iyi bakılamadığı veya kötü davranıldığı için el koyulan köpeklerle dolu.” dedi.

Tarım Bakanlığı zorunlu mikroçip uygulaması başlatmalı

Yavru iken sevimliliği sebebi alınıp bakılamayan veya karne hediyesi olarak satın alınan, sıkılınca ilgilenilmeyen ya da büyüdükçe ırk kalitesinden uzak olduğu anlaşılan köpeklerin ormanlara salındığını gözlemliyoruz. Ayrıca bilinçsizce üretilen ve satılamayan köpekler nedeniyle de sokak köpeği sorununun gün geçtikçe içinden çıkılamayan bir hal aldığını belirten Eker, Tarım Bakanlığı yetkililerine sesleniyor:

“Köpek üretimi konusunda Tarım Bakanlığı’nın günümüz şartlarına uygun düzenlemeler yapması gerekiyor. Gerekli düzenlemelerin yapılmamış olması, beraberinde sokak köpekleri sorununu da ortaya çıkarıyor.  Bu durum  köpek tedariği konusunda yurtdışı bağımlılığı da getirmiş durumda. Köpek satıcılarının, ürettikleri veya sattıkları köpekleri ilgili ırk dernekleri veya köpek ırkları federasyonuna kayıtlı hale getirmeleri zorunlu olmalı,  mikroçip numarası ve alan kişinin TC kimlik numarasının eşleştirildiği bir database üzerinden ilgili bakanlığın taşra teşkilatına giriş yapmaları gerekmektedir. Aslında bu mekanizma  otomatik olarak bir denetim ağının oluşmasını sağlayabilir. Bununla birlikte köpek almak isteyenlerin öncesinde gittikleri kursun belgesi olmadan köpek sahibi olamamaları da mekanizmaya eklenince çok kısa zaman zarfında sorunun çözümünde belirgin adımlar atılmış olur. Köpeklerin el değiştirmeleri durumunda; hazırlanacak veri tabanı sayesinde ülkedeki köpek harekliliği kontrolü sağlanmaya başlayacaktır. Bunun dışında;  terk edilen köpekler için de üzerine kayıtlı olduğu TC kimlik numarası üzerinden işlem yapılabilecektir. Tüm bunlara rağmen, bakılamayan ve yaşam merkezlerine terk edilen köpeklerin en az iki yıllık temel masrafları da terk eden köpek sahibinden düzenli olarak tahsil edilerek, gerekli kaynaklar da yaratılmış olur. Bu aşamada hediye olarak köpek almak, sıkılınca bırakmak gibi köpekleri değersiz kılacak tüm davranışlarında önüne geçilmiş olur.”

Eker, sözlerine şöyle devam etti:  “Altyapısını hazırlamadan Petshop’ları yasaklamak, beraberinde internetten köpek satışında patlama yaşanmasına neden oldu. Yani yasaklama herhangi bir çözüm olmadı. Köpek satışının köpek çiftlikleri ve pesthoplarda yapılmaya devam etmesi, mikroçipsiz ve seceresiz köpek satışının yasaklanması, denetimin daha da arttırılması  bence daha doğru bir uygulama olurdu. Bununla birlikte Tarım Bakanlığı’nın köpek üreticisi ve yetiştiricilerini teşvik edecek bir planının da olması son derece elzem. Böylece sokak köpekleri sorununu ortadan kaldırabilir, belki de hayat kurtaracak köpeklerimizin sokaklara bırakılmasını engelleyebiliriz.” diye konuştu.

The post HABER: Hayat kurtaran köpekleri sokaklara atıyoruz! first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2015/06/16/haber-hayat-kurtaran-kopekleri-sokaklara-atiyoruz/feed/ 0
Görev köpekleri K9’lar https://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=gorev-kopekleri-k9lar https://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/#respond Thu, 24 Oct 2013 18:05:42 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1200 ‘Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim’… Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Amerika’da ve bazı kıta avrupası ülkelerinde özel güvenlik[...]

The post Görev köpekleri K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
‘Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim’…

Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Amerika’da ve bazı kıta avrupası ülkelerinde özel güvenlik firmaları K9’ suz önlem almazlarken, biz henüz çok gerideyiz’..

Röportaj: GAZETE 9 EYLÜL/İZMİR- 22 EKİM 2013- YILDIZ ÇELİK
http://yildizcelikist.blogspot.com/2013/10/gorev-kopekleri-k9-lar.html

‘Güvenlik’ ve ‘Pet’ Sektörü, bu iki sektörün birbiri ile alakası yokmuş gibi görünmesine rağmen ‘Güvenlik Güçlerimiz’ ve ‘Özel Güvenlik Teşkilatı’nın en stratejik yardımcılarından birinin köpekler olduğu ya da olması gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Sivil halkın bundan pek haberi olmasa da, ‘Görev Köpekleri’ bu sıralarda polisiye amaçlı çok kısıtlı olarak ta askeriye amaçlı kullanılmakta. Jandarmanın hizmetleri de aslında bir nevi kırsal polis gibi.

Hizmet alanı ağırlıklı olarak K9 eğitimi. K9 Latince’ den gelen, köpek anlamındaki canine kelimesinin ca-nine, yani K9 olarak kısaltılması. Önceleri köpeklerin sadece askeri ve polisiye eğitimleri yapılırken ihtiyaçların yaygınlaşmasıyla eğitim disiplinini ifade etmeye başlıyor ve hemen hemen tüm Askeri ve polisiye hizmet köpekleri K9 olarak adlandırılıyor. K9 filmine kanmayın, bu köpekler sadece Alman kurdu değil.

İşte bu tür yanlış anlaşılmaları ve eğitimi on üç yıldır faaliyetteki K9 Güvenlik firmasının ’ nin kurucularından 1998 yılına kadar devam eden memurluğu zamanından bu yana köpek eğitmeni Göktan Eker:‘K9’lar tüm dünyada askeri kullanımın birçok farklı evrelerinde ve farklı birimlerinde etkin olarak kullanılmaktadırlar. Mehmetçiğimizin terörle mücadelesinde K9’lardan daha fazla istifade edilmesinin personel kaybını önleyeceğini düşünmekteyim, Hatta Bölge ülkelerinden birinde K9’larla askeri kullanım konusunda çalışan biri olarak buna eminim. TSK’ nın köpeklerin askeri kullanımı konusunda daha etkin olması gerektiğini düşünüyorum. Sınır güvenliği konusunda neredeyse doğru dürüst bir kullanım olmadığı, kevgir olan sınırlarımızın halinden ve yıllardır temizleyemediğimiz mayınlardan hareketle aşikardır’ diye anlatıyor.

Eğitimin esasını ne oluşturuyor?

Sistemimizi köpeklerin içgüdülerinin artırılarak yönlendirilmesi üzerine kuruyoruz; avcılık, takip ve benzeri içgüdülerin artırılması ile arama köpekleri, mücadele ve benzeri içgüdülerin artırılması ile koruma köpekleri eğitimi yapıyoruz. Tabii ana kural doğru davranışları gerektiği kadar ödüllendirmek, yanlış davranışları görmezden gelmek veya ikaz etmek. Ceza hemen hemen hiç kullanmadığımız bir uygulama, ancak kaçınılmaz bir durum varsa, eğitmenin değil de üçüncü kişilerin bu uygulamayı yapmasını rica ediyoruz.

Unutulmaması gereken ana kural ise köpek eğitiminin en önemli dayanağı genetik yapının o eğitime uygunluğu.

Bu pazarı yaratan koşullar nelerdir?

Nüfus artışı, liberalleşen-globalleşen ekonomi, evcil hayvanlara karşı giderek aertan talep ülkemize birçok köpek ırklarının gelmesine neden oldu. Bu büyük Pazar gerek içeride gerekse dışarıda birçok kişinin iştahını kabarttı, reklamlarda, filmlerde boy gösteren ünlü köpekler pazarı daha da şişirdi ve Türkiye bir köpek çöplüğüne dönüştü. Buna ülkemizde köpek yetiştiriciliğini, iki birbirine benzeyen köpeği çiftleştirip çıkan yavruları daha sütten kesilmeden satmak sanan tüccarlar da eklenince köpekçilik çözümlenemez sorun yumağı haline geldi.

Eski Doğu bloğu ülkeleri başta Bulgaristan ve yakın ülkeler olmak üzere bu ülkelerdeki köpek yetiştiricileri, merkez Avrupa’ya satamadıkları standartların altında kırma, hasta, problemli ne varsa ülkemize gönderip satmaya başladılar. 15-20 yıl öncesine kadar köpek eğitimi, köpek pansiyonu ya da köpek çiftliği gibi tabirlere uzak bir toplumduk. Belki de Özallı yıllar, dünyaya açılım, yeni gelişen burjuvazinin katkısı ile pet adını verdiğimiz ev köpekleri ile tanıştık…

Burjuvazi, medya, toplumda model olan kişiler, sinema ve pek tabii internet yeni köpeklere ve farklı köpek ırklarına talebi arttırırdı.
Buna ülkemizde köpek yetiştiriciliğini iki birbirine benzeyen köpeği çiftleştirip çıkan yavruları daha sütten kesilmeden satmak sanan tüccarlar da eklenince KÖPEKÇİLİK çözümlenemez sorun yumağı haline geldi.

İşte bu arada artık eğitmenler devreye girmeye başladı, gerek yerli gerekse doğu Avrupa kökenli eğitimciler bu çarpıklıkların içerisine adeta “köpekleme“ daldılar. Ancak bırakın çözüm getirmeyi sorunu daha da karmaşık hale getirdiler. Getirdiler derken kendimi bu gruptan ayrı tutmuyorum, bende köpek eğitmeni olduğum için sorumluluğun bir kısmını da kendime alıyorum.

Yabancı kökenli eğitmenler belirli genetik havuzdan gelen köpeklerle çalışmaya alışık olduklarından ülkemizdeki durum karşısında şoka uğradılar. Ülkemizdeki köpek Çöplüğünde boğuldular, yerli eğitmenler ise sahipsiz, itile kakıla işlerini yapmaya çalıştılar, ama nafile, ha bide iki gün bakıcılık yapıp, bir süre köpek çiftliğinde çalışıp türeyen ‘UZMAN’ eğitmenlerle doldurduk büyük şehirleri. Zira ülkemizde ‘Köpek Eğitmeni’ yetiştirecek ne okul ne de bir sistem vardı, eğitilen köpekleri sınava tabi tutacak, eğitmenlerin yaptıklarının ya da söylediklerinin doğruluğunu kontrol edecek hiçbir ama hiç bir şey yoktu.

Sizin deyiminizle ‘Köpekçilik’ sektörünün bu sorunlarının yansımaları nelerdir?

Alınıp bakılmayan, ihtiyaçtan fazla üretilen köpekler sokaklara salınmaya başlandı. ‘Sokak köpeği’ problemi büyüdü. Belediyeler halktan gelen şikayetlerle hayvan severlerin arasında sıkışıp kaldı; bir tarafta toplum sağlığı, diğer tarafta insani duygular, öbür tarafta hayvan severler!

Dışa açılım ile ithalatın artması, tüketim alışanlıklarımızdaki değişim, hayvancılığımızı da menfi yönde etkiledi. Hayvancılığın gerilemesi ile Köylü Çoban Köpeğimiz kangalın ve Anadolu’daki diğer akrabaları ve bu coğrafyada yaşayan aynı amaçlı diğer ırkların da bu yeni akıma, pet sektörünün gelişimine fazla dayanamayacağı anlaşıldı.
Köylü çoban köpekleri şehre taşınıp dejenere oldular, Avrupalı rakipleri ile dövüş kulüplerinde birbirlerine kırdırıldılar, işi binlerce küçükbaş hayvanı gütmek olan, çobanın en büyük yardımcısı heybetli köpek, çobanın şehre taşınıp otoparkta çalışmaya başlaması ile artık kurt yerine dövüş ringlerinde rakiplerinin üzerine saldırtırdılar.

Ne yapabilirlerdi ki? İmdatlarına genelde yurtdışı kökenli Hayvan Hakları Savunucuları, Hayvan Koruma Dernekleri ve benzeri kurumlar yetişti. Belediyeler, sokak hayvanı koruması, bakımı ve benzeri konularda onlardan büyük destek alarak belediye hizmetlerinde değişikliğe gitmeye başladı.
Pet sektörü yapısal olarak Tarım Bakanlığı bünyesinde. Bakanlık, eğitim çiftliği için eğitmenlerden sertifika istiyor ama ülkemizde bu konuda eğitim veren bir okul veya kurs yok. Buna Tarım Bakanlığı el atmalı. Sokakta köpeğin olmamasına odaklanmış belediyelerimiz problemin gerçek kaynağı, yani köpeklerin sokağa bırakılmasıyla ilgili çalışmalar yapmalı. Milli Eğitim Bakanlığı ‘Köpek bakımı, Yetiştirilmesi, Eğitimi’ konularında ellerindeki program oluşturmalı. Bu konuda yüksek okul düzeyindeki ülkelerden ‘Müslüman köpek idarecisi’ talebi geliyor. Ve biz bu talebe cevap veremiyoruz.

Peki, K9 kullanımında Türkiye’ yi diğer ülkelerle karşılaştırmanızı istesem !

Neredeyse dünyanın her yerinde güvenlik birimleri K9’ suz hareket etmezlerken, Kıta Avrupa’ sında özel güvenlik firmaları K9’ suz önlem almazlarken, biz henüz çok gerideyiz. Özel güvenlik sektöründe acilen K9 kullanımı ile ilgili yapısal ve yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Köpek eğitiminin ne olduğunu ne yazık ki eğitmen arkadaşlarımızın dahi bir çoğu bilmiyor. ‘Köpek Eğitim’ ‘Kinoloji’ adı verilen birçok alt kısımlara ayrılmış bir bilim olmasına rağmen herhangi örgün ya da yaygın eğitim sitemi içerisinde ele alınmaması, üniversitelerin buna uzak kalması sebebiyle sadece piyasa şartlarına göre gelişmiş bir sektör:‘Köpek eğiticiliği!’

Köpek sahiplerinin eğitim ihtiyacı ile örtüşmeyen köpek eğitim sistemi, kısır ve Uluslar arası standartlardan uzak çalışmalar, köpek eğitmenlerinin asıl sorunu aslında. Buna ek olarak bir de ego savaşları var ki, herkes dünyanın en iyi eğitmeni Türkiye’de…

‘Görev Köpekleri’ ve ‘Pet’ ler için, önerileriniz nedir?

Köpekle beraber yaşamak istiyor, onu evimizin bir parçası gibi görüyorsak o ırkın en iyi özelliklerini korumalı, ırk kalitesini savunmak için çalışmalıyız, sivil toplum örgütü olmalıyız. Köpeklerimizin bizim ve ailemizin yaşantısına uyumu için iyi eğitilmelerini sağlayacak kulüpler kurmalıyız. Ülkemizde Köpekçilik sektörünün farklı oyuncularının değişik ağırlıkta Tarım Bakanlığı’ nın, belediyelerin, Milli Eğitim Bakanlığı’ nın, Üniversiteler&YÖK’ ün, İçişleri Bakanlığı’ nın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ nin, Sivil Toplum Örgütleri’ nin, rolleri olduğunu düşünüyorum, belirttiklerime herkes katılmayabilir kimilerini rahatsız edebilir, benim yanlış anlamam olabilir, ama en büyük eksiklik halen herhangi bir çalışma başlatılamamasıdır. Yani yanlış yapmak korkusuyla bir şey yapmamaktır !

The post Görev köpekleri K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/10/24/gorev-kopekleri-k9lar/feed/ 0
Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi https://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi https://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/#comments Sun, 20 Oct 2013 19:06:19 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1188 YAZAR:  Zafer ERCAN   http://www.zaferercan.com/letter/ Uyuşturucuyla Mücadele ve K9’lar Narkotik detektör köpekleri ile ilgili insanların kafasında bazı yanlış düşünceler barınmaktadır. Ağzı var, dili yok bu masumların uyuşturucu bulabilmeleri için, onların uyuşturucuya[...]

The post Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi first appeared on Göktan Eker.

]]>

YAZAR:  Zafer ERCAN   http://www.zaferercan.com/letter/

Uyuşturucuyla Mücadele ve K9’lar

Narkotik detektör köpekleri ile ilgili insanların kafasında bazı yanlış düşünceler barınmaktadır. Ağzı var, dili yok bu masumların uyuşturucu bulabilmeleri için, onların uyuşturucuya alıştırıldığı dedikoduları yapılmaktadır. Bu düşünce tam anlamıyla, “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak” anlamına gelmektedir.“Köpekleri uyuşturucu bağımlısı yaparak, uyuşturucuyu buldurtuyorlar ” iftirasını , köpekleri azıcık tanımayla ortadan kaldırmak mümkündür.

Köpeklerin ortalama ömrü 10-15 yıldır.15 yıl üzeri yaşayan bir köpek, insan ömrüne kıyasla asır yaşamış, “çok yaşlı” unvanını elde eder. Bir narkotik köpeğinin eğitiminden itibaren çalışmaya devamı etmesi ortalama 8-10 yıldır. Doğal olarak 10 yıldan sonra refleksleri zayıflamaya başlayan köpekler emekli edilir. Dolayısı ile köpeklerin bağımlı hale getirilmesi demek, onların kısa ömürlerinin daha da kısaltılması anlamına gelir ki bağımlı bir köpeğin bu kadar uzun yaşaması imkânsız. Bu konunun diğer bir yanı şudur; narkotik köpekleri, aramalarda uyuşturucu maddelerin hemen hemen tamamını arayıp-bulurlar.

Uyuşturucuyu bulmak için köpekler uyuşturucu kullanıyor iddiasının doğru olabilmesi için bir detektör köpeğin bilumum tüm maddeleri kullanıyor olması gerekir. Zaten böyle bir durumda da tabiri caizse kafası dumanlı bir köpeğin kokuları ayırt ederek tespit yapması imkânsızın diğer adıdır! Çoklu madde kullanımı bağımlılığın zirvesidir, ölüme yakınlaşmış olmanın tescilidir. Detektör Köpeklerin bu zirve ile uzaktan yakından bir ilgileri yoktur…

Peki, o zaman köpekler maddeleri nasıl buluyorlar?

Cevabı basit bir soru;“diğer canlılardan daha fazla gelişmiş ve hassas olan burunları sayesinde”. Tabii bunun için her köpeğin burnu aynı işi yapar demek de doğru değil. Örneğin Ülkemize ait olan Sivas Kangal Köpekleri, tüm çalışmalara rağmen uyuşturucu tespit çalışmalarında başarılı olamamışlardır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de narkotik eğitimi için en uygun ırklar; Golden Retriver, Labrador Retriever, Alman Çoban Köpeği, Cocker Spaniel, Belçika Çoban Köpeği, Springerspaniel, ve Ulusal ırkımız olan Mersin Çatalburun gibi koku alma duyusu yüksek köpeklerdir.

Narkotik köpekleri, eğitim süresi ve görevde kaldığı süre içinde narkotik maddelerin kokusu ile iç içe olmaktadır. Narkotik eğitiminde köpekleri eğitmenin yolu onlarla her an oyun oynamaktan geçer. Her şey köpeğin içgüdülerine ve oyun gücüne bırakılır. Köpekler bir eğitim aldığının farkında bile değildir, onun tek derdi sahibi ile oyunlarına devam edebilmek için ona verilen komutları yerine getirebilmektir.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren (KEM) Köpek Eğitim Merkezi’nde, her köpek eğitiminde olduğu gibi narkotik eğitimine alınacak köpekler içinde bazı testler uygulanır ve bu testleri başarı ile geçen köpeklerin eğitimine devam edilir. Köpekler için yapılan bu testler köpeğin ilk yaşında yapılmaktadır.Yapılan testleri geçen köpekler eğitime tabi tutulur ve eğitim sonrası sınavı geçenler operasyona hazır hale gelirler.

Öncelikle köpeğin oyun oynama potansiyeline bakılır. Ve eğitimin ilk başından itibaren oynaması için küçük sağlam plastik bir top ya da yine ağzı ile ısırabilecek büyüklükte bir plastik boru ile köpek eşleştirilir. Köpek için en önemli özellik; yorulduğunda dahi oyun oynama azmini kaybetmemesidir. Oynama isteği iyi olan köpekler narkotik detektörü olmak için en iyi olanlardır. Köpeğin ani olarak karşılaşacağı durumlardan olan gürültü, farklı davranışlar veya başka insanlar karşısındaki durumlara tepkisi önemlidir. Eğitim sırasında, köpeğin tüm bu tepkileri tespit edilerek durum eğitimi verilir.

Eğitimin devamında köpeklerle oynanan oyunların en önemlisi “geri al-getir oyunu”dur. Bu oyun için eşleştirilip-tanıtılan oyuncağı tercih edilir. Atılan oyuncağı getirirken hedefe kilitlenmesi başka bir materyal getirmemesine dikkat edilir. Buradan hareketle oyun biraz zorlaşmaya başlar ve esas narkotik alanında alması gereken eğitime geçilir. Oyuncağı saklanmaya başlanır. Saklanan ya da gömülen yerden bulması sağlanır. Eğitim sırasında yorulduğu anlarda köpeğin susaması da, göz önüne alınarak su karşısında ne yapacağını öğretmek için, oyuncak köpeğin sudan geçmesi gerekecek şekilde bir yere konur ya da atılır. Su içmeden oyuncağını gidip alması önemlidir. Suyla birlikte aynı zamanda önüne atılan bir yiyeceğimi, yoksa oyuncağımı, alıp geleceği köpeğe öğretilir.

Sırasıyla yapılan tüm aşamaları başarabilen köpeklerden narkotik detektörü yapılabilmektedir. Eğitimin en son safhasında oyuncağını aramaya devam eden köpeğe, uyuşturucuların kokusunu tanıyıp-tespit etme eğitimi verilir.Köpek oyuncağını aradığı anlarda, oyuncağının yanına-çevresine sırasıyla konulan narkotik maddelerin sayesinde uyuşturucuların kokusu koklatılır. Oyuncağını aramaya devam eden köpeklere bu yöntem sayesinde tüm maddelerin kokuları sırasıyla öğretilmiş olur. Araştırmalara göre köpekler aynı anda dört farklı maddeyi koklayarak birbirinden ayırt edebilmektedirler. Tüm kokuların öğrenilmesi tamamlandıktan sonra narkotik detektör köpekleri, onlardan sorumlu polislerin yanında operasyonlara başlar.

Bizim için hayati önemli olan uyuşturucu maddeleri saklandıkları yerden bulmak ve suçluları yakalamak köpekler için sadece bir oyundur. Köpekler hiçbir zaman narkotik maddelerini değil eğitimin başından bu yana alıştıkları oyuncaklarını aramaktadırlar. Köpeklerin, oyun oynarken birçok insanın uyuşturucu ile zehirlenmesini engellediklerinden zerre haberleri yoktur.

Uyuşturucuların saklandığı yeri bulduklarında patileri ile kazımaya başlarlar ya da hedefe doğru bakarak oturup işaret ederler, o esnada köpeğin oyuncağı köpeğe atılır-verilir. Böylece, oyuncağı bulduğunu-başardığını gören köpek oyuncağına kavuşarak ödülünü almış olur. İşaret ettiği yerlerde gerekli aramalar yapılarak, uyuşturucu bulunur ve operasyon tamamlanmış olur.

Detektör köpekleri oyunlarını başarılı bir şekilde oynadıkça, birilerinin planladığı kötü oyunları, küçük bir köpek oyuncağı ile yerle bir etmenin hazzı paha biçilmez bir buluş…

Kanserli Hastalara köpek terapisi

New York’ta bulunan MemorialSloanKettering Kanser Merkezi’nde özel olarak yetiştirilen köpeklerle hastalara terapi uygulanıyor. Köpek terapisinden yararlanan kanser hastalarının daha hızlı iyileşme sürecine girdiği bilimsel olarak da kanıtlanmış. Bu köpekler; doktorlar, hemşireler ve diğer hastane görevlileri gibi kanser hastaları için çalışıyor. Özel yetiştirilen terapi köpekleri hastanelerde, bakım evlerinde veya rehabilitasyon merkezlerinde hastalara yardımcı oluyor. Köpeklerin bir sahipleri ve bakıcıları var. Hastanede görevlendirilmeden önce özel eğitim alıyorlar. Kanser Merkezi’nde çalışacak köpeklerin en az bir yaşında olması gerekiyor. Öncelikle programın belirlediği hijyen standartlarına sokuluyorlar.

Acı kontrolü, rahatlama konusunda son derece yararlı olduğu kanıtlanan köpekler hastaların acıyı ve hastalığı unutmasını sağlarken morallerinin yükselmesinde ciddi etkide bulunuyormuş. Araştırmacıların tavsiyesine göre terapi köpeğine dokunmak ve sevmek hormonların rahatlamasına neden oluyor. Kan akışını hızlandırıp iyileşme sürecine katkı yapıyorlar. Köpeklerin hastalardan yemek yemesi yasak, yalnızca bakıcılarının verdiği yemekleri yiyorlar. Köpekler belirlenen saatlerde gün içinde iki saat hasta odalarını ziyaret ediyor. Ziyaretler yatak kenarlarında ya da özel bir katta gerçekleştiriliyor. Hastanın köpek terapisine katılıp katılamayacağına öncelikle doktor karar veriyor, sonra hasta isterse bu terapi grubu içinde yer alıyor. Henüz teşhis konulmayanlar, bağırsak hastalığı olanlar ve köpek alerjisi olanlar terapi programına alınmıyor. (Kaynak: Sabah Gazetesi 3 Haziran 2008)

Uyuşturucuyu bulan köpekler aynı zamanda uyuşturucuyu da bıraktırır mı?

Bu soru beni heyecanlandırıyor. Çünkü uyuşturucuları şeytanın bile aklına gelmeyecek gizli yerlerden burunları sayesinde bulup çıkaran bu güzel varlıklar, uyuşturucu bağımlısı insanlarımızın da en büyük yardımcısı olabilir. Köpek sevgisi, insanlara sunulan karşılıksız sevgilerin en başında gelir. Bir madde bağımlısının tedavi sürecinde topluma yeniden kazandırılması için eğitimli bir köpeğin tedaviye destek vermesi kesinlikle olumlu katkı sağlayacaktır.

Madde bağımlıları, uyuşturucu maddeyi bulma-satın alma ve kullanma süreçlerini yaşarken diğer tüm sorumluluklarını aksatır hatta bir süre sonra tüm sorumluluklarını tamamen terk ederler. Dolayısıyla bir bağımlının, iyileşme sürecinde sorumluluğunu alacağı bir köpek, onun unuttuğu sorumluluklarını da yeniden hatırlaması için yardımcı olacaktır. Köpeklerin insanların hayatında yeri vazgeçilmezdir. İnsanların hayvan sevgisini kazanmasını sağlayan hayvanların başında köpekler gelir. Uyuşturucu bağımlısı insanları bağımlılık süreçlerinde uyuşturucunun kural tanımaz serüveninden sonra en çok gerçek sevgiye ihtiyaç duyarlar.

Uyuşturucuyu bırakıp, yeniden başlama döngüsü maalesef her madde bağımlısının başına gelmiştir. Madde bağımlısı, bu döngüden bir köpek sahibi olarak, köpek terapisi ile çıkabilir.

Bağımlılara Köpek Terapisi

–          Köpek, bencil yaşam tarzını ortadan kaldırır:

Uyuşturucu bağımlısı, uyuşturucu kültürü içerisinde bencilleşir. Uyuşturucuyu kullanmayacağı anda yaşayacağı yoksunluğun vereceği sıkıntılar (kriz gibi) onun kendisinden başkasını düşünmesine izin vermez. Bu kısır döngüler yaşanırken, iyice bencilleşen bir madde bağımlısı için, karşısında, çıkarsız, bencil davranıştan zerre haberi olmayan bir köpek, bağımlının bencilliğini fark etmesine yardımcı olacaktır.

–          Köpeğin arkadaşlığı:

Uyuşturucu bağımlısı, tedavi aşamasından hemen önce çevresi tamamen uyuşturucu bağımlısı insanlarla çevrili kişi demektir. Uyuşturucu olgusunda arkadaşlık; uyuşturucuyu getiren, saklayan, yarısını paylaşan ve hatta satan figürlerin kısaltılmış ismidir. Uyuşturucudan uzak hayatlardaki “arkadaş” kelimesi ile uyuşturucu dünyasındaki “arkadaş” kelimesinin birbiri ile hiçbir alakası yoktur. Sosyal çevresi bu anlamda tamamen uyuşturuculu arkadaşlar ile çevrili bir madde bağımlısının, tedavi sürecinde, uyuşturucu kullanmayan eski arkadaşlarını geri kazanması ya da uyuşturucudan uzak yeni arkadaşlar edinmesi o kadar da kolay değildir. İşte tam bu gerçekten hareketle, madde bağımlısının uyuşturucu ile bezeli hayatından temiz hayata geçmesi sırasında bir köpeğin çıkarsız, uyuşturucudan uzak hayatı, tedaviden uyuşturucuya geri dönüşün önünü kesmek ve yepyeni bir arkadaşlığın hemen başlatılması için önemli bir fırsattır.

–          Köpeğin sorumluluğunu almak:

Uyuşturucu madde bağımlısı bir insan, bağımlı olduğu maddeyle ilişkisi devam ederken, uyuşturucu ile ilgili yapması gerekenler dışında kalan görev ve sorumluluklarını ihmal eder ya da bir süre sonra tamamını terk eder. Öğrenci ise öğrenciliği, ders çalışmadığı için sona erer, çalışıyorsa işi aksattığı, işe hiç gitmediği veya uyuşturucu etkisindeyken işinde büyük hatalar yaptığı için işini bir süre sonra tamamen kaybeder. Kısacası bir madde bağımlısı, hayatının devamı için gerekli olan çok basit sorumlulukları dâhil, neredeyse tamamını, bağımlılığı ile takas eder.

Tedavi süreci başladığında ona eşlik edecek bir köpeğin varlığı, köpeğin bakımını üstlenmesi ile değişiklik gösterir. Köpeğin ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu almak, iyileşme sürecinde bulunan madde bağımlısının bağımlılığı karşılığında yok ettiği-unuttuğu sorumluluklarını yeniden hatırlamasını ve yerine getirmesine yardımcı olur.

–          Köpek sevgisi ve empati:

Köpek sahibine doğrudan sevgi verir. Aracısız yaşanan, yalın ve net olan bu sevgi bir madde bağımlısının iyileşme sürecinde en ihtiyaç duyduğu destektir. Köpeğini bir süre sonra kendisine iyice arkadaş gören bağımlı, karşısında bakışıyla, vücut diliyle, havlamasıyla çok rahat iletişim kurabileceği bir canlı görecektir. Böylece, uyuşturucu bağımlılığı süresinde aile ve çevresinde olan insanları nasıl ihmal ettiğinin, onları nasıl üzüp kırdığının farkına varacaktır. Köpeğin sevgisiyle bağımlıya kurduracağı empati, diğer ilişkilerini de tamir etmesini sağlayacaktır.

–          Köpekle birlikte odak değişimi:

Uyuşturucu bağımlısı, bağımlılık sürecinde bir tek odakla ilgilidir; uyuşturucu ile ilgili her şey. Tedavi sürecinde uyuşturucu dışında faydalı hayata odaklanma her madde bağımlısı için zordur. Edinilen alışkanlıkların öğrettiklerini, sağlıklı alışkanlıklar ile yer değiştirmek köpekle kurulacak ilişki ile mümkün olacaktır. Köpekle vakit geçirme, onun eğitimi ve ihtiyaçları ile ilgilenirken harcanan zaman uyuşturucu odağının yerini alacaktır. Madde bağımlısı ile birlikte yaşayan köpek, bağımlının sağlıklı çevreye odaklanmasına, dolayısıyla kurulan yeni iletişimler sayesinde odağının değişmesine yardımcı olur.

–          Köpekle uyum ve sakinlik:

Uyuşturucu satın almak, uyuşturucuyu satın almak için para bulmak bir süre sonra “çalmak” eylemi gibi başka birçok suçların da, bağımlının hayatına girmesi demektir. Her an suç olgusu içerisinde, vücut hormonları haddinden fazla dengesiz salgılanan madde bağımlısı, sakin, eğitimini iyi aldığı için sahibinin tüm komutlarını yerine getiren köpeğiyle, uyumlu yaşamanın ne olduğunu yeniden keşfedecektir. Kurallara uyulan bir hayatın da insana mutluluk, zevk ve keyif vereceğini bir köpeğin hayatından gözlemlemek insana iyi gelecektir.

–          Köpek ve ait olma duygusu:

İnsanın kendini bir yere ait hissetmesi önemlidir. Aileye, bir arkadaş grubuna, dinine, ırkına, bir futbol takımına ait olmak insanın kendisini ifade etmesi için kolaylık sağlar. Hayatta var olabilmenin anlamı çoğu zaman aidiyet duygusu ile açıklanır. Bağımlı kişi uyuşturucu arkadaş grubuna aitliğini bildiğimiz anlamda aidiyet duygusu ile açıklamaya kalksa da buna en başta kendisinin inanması mümkün değildir. Bağımlı bir köpek sahibi olduğunda, ilk başlarda köpeğe aidiyet duygusu beslemese de köpeğin kendisine aidiyet beslediğini, ilk eşleşme eğitimi ile birlikte görecektir. Böylece karşılıklı gelişecek olan ait olma duygusu, madde bağımlısı için ihmal ettiği diğer aidiyet duygularının da tekrar hatırlanmasına yardımcı olacaktır.

–          Köpek ve özsaygının yeniden oluşturulması:

Madde bağımlısı insan, uyuşturucunun etkisiyle kendine olan saygısını kaybeder. Yaptığı uyuşturucu eylemleriyle vicdanını dinlememek için çabalayan bağımlı, boş vermiş insan maskesini istemese de takar. İnsanoğlunun kendini kandırmadan, kendine zarar veren bir davranışa devam etmesi mümkün değildir. Uyuşturucu kullandığı alenen ortaya çıkan kişi bağımlılığını artık gizlemez. Bu safhada en yakın ailesi ve uyuşturucu kullanan çevresi dışında yakınlarında kimse kalmaz. Uyuşturucu bırakma safhasında bağımlının hayatına girecek bir köpek, çevresinde destek olacak insanların azaldığı bir sırada insana iyi gelir. Çünkü köpekler bağımlının o an nasıl göründüğüne, bağımlı oluşu ile ilgilenmeyecek ve önyargılı davranışlarda bulunmayacaktır. Köpeğinin ona gösterdiği saygı karşısında insan kendi özsaygısını yeniden kazanmak için çabalayacaktır.

–          Köpek ve sosyal hayat:

Uyuşturucu kullanım sürecinde sosyal hayatı uyuşturucuya göre yeniden dizayn edilen bağımlı için tedavi sürecinde köpek, yeni sosyal hayatın ilk faydalı ferdi olur. Köpeğin hayatına girmesiyle birlikte bağımlı en azından yeni bir konu başlığı hakkında konuşmaya başlar. Köpeğini anlatır, onunla paylaşımlarının keyfini çevresine haber verir. Bir zamanlar uyuşturucudan başka bir konu konuşamayan bir madde bağımlısı için, tedavi sürecinde sosyal hayatı yeniden sağlıklı tarafının oluşturulması bir köpeğin hayat arkadaşı olması ile hızlanır.

–          Köpek ve tedavide motivasyon:

Madde bağımlıları için, en büyük problem tedavilerinin bir ömür boyu sürmesi gerçeğidir. Bırakıp tekrar uyuşturucuya başlama yani uyuşturucu kullanım tekrarları kişide bıkkınlık ve özgüvenin zayıflamasına neden olur. Uyuşturucuyu bırakabilmek için bağımlının motivasyonu tedavi için şarttır. Köpeğin sorumluluğunu hisseden, onunla yaşamayı kabullenen bağımlı, köpeği ile vakit geçirdikçe, onun sevgisinin kendisini uyuşturucudan uzak tutmak için işe yaradığını gördükçe uyuşturucudan kurtulma motivasyonu artacaktır.

–          Köpek ve hafıza gelişimi:

Uyuşturucu kullanımı kişinin insani melekelerini zayıflatır. Unutkanlık had safhaya ulaşır. Bağımlının köpekle olan ilişkisi ve iletişimi sayesinde, uyuşturucu sebebiyle ortaya çıkan hafıza geriliği yeniden kazanılmaya başlanır.

–          Köpek ve uyuşturucu kullanım tekrarını, uyuşturucu tespitiyle engelleme

Köpeğe ve köpekle kurulan ilişkiye rağmen, iyileşmekte olan madde bağımlısının uyuşturucu kullanım istek ve arzusunun önüne geçmek bazen mümkün olmayabilir. Uyuşturucuyu bıraktığına çevresini tamamen ikna ettiği bir anda madde bağımlısı uyuşturucu kullanmak için bir anda her şeyi yapabilir. Bu durumda uyuşturucuların kokusunu tanıma eğitimi alan terapistköpek aynı zamanda bu aşerme anlarında sahibini durdurabilir ya da bırakma sürecinde satın alınan uyuşturucunun varlığını ve yerini bağımlının yakınlarına tepkileriyle haber verebilir. Bağımlı ile birlikte yaşayarak sahibini tanıyan ve bu alanda eğitim alan bir köpeğin uyuşturucu kokusunu alarak tepki vermesi, bağımlının belli bir süre bıraktıktan sonra “aşerme” dediğimiz uyuşturucuya yeniden yönelme anlarında, uyuşturucuya yeniden kaymaması için alınacak en önemli tedbirdir.

Uyuşturucu kokusunu tanıyan bir köpeğin iyileşmekte olan bir madde bağımlısı için varlığı, görme engelli bir insanın yanında yol gösteren köpekle aynı kıymettedir.

Göktan Eker &Zafer Ercan

The post Pamuk Ayna-Bağımlı Rehabilitasyon Projesi first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/10/20/pamuk-ayna-bagimli-rehabilitasyon-projesi/feed/ 1
Futbol, Özel Güvenlik ve K9’lar https://www.goktaneker.com/2013/10/01/futbol-ozel-guvenlik-ve-k9-lar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=futbol-ozel-guvenlik-ve-k9-lar https://www.goktaneker.com/2013/10/01/futbol-ozel-guvenlik-ve-k9-lar/#respond Tue, 01 Oct 2013 19:34:01 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1016 Spor sahaları, Değişen güvenlik iklimi ,özel güvenlik ve K9’lar Çoğu zaman bir ülkenin güvenlik uygulamalarını spor müsabakalarına benzeterim. Uzun süre basketbol oynamanın bununla birlikte futbol izleyicisi olmanın da getirdiği mantıkla[...]

The post Futbol, Özel Güvenlik ve K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
Spor sahaları, Değişen güvenlik iklimi ,özel güvenlik ve K9’lar

Çoğu zaman bir ülkenin güvenlik uygulamalarını spor müsabakalarına benzeterim. Uzun süre basketbol oynamanın bununla birlikte futbol izleyicisi olmanın da getirdiği mantıkla bakarım güvenlik uygulamalarına.

Hükümet bir kulüp, İçişleri Bakanı da teknik direktör gibi gelir bana. Her kulüpte olan kulüp sözcüsü de Dış İşleri Bakanı gibi bir hava bırakır bende…

Gülmeyin! Amacım  aslında bu ağır yükü , güvenlik yükünü biraz olsun eğlenceli hale getirmek. Zira güvenliğin olmadığı bir yerde ister hoşunuza girsin ister gitmesin toplumdan , halktan, günlük hayattan , medeneniyetten, demokrasiden özgürlükten bahsedemeyiz… Hatta ilk anda aklınıza gelen bir çok şeyden!

Takımda , ileride sınır güvenliğinde çalışan TSK ve gümrük kapılarında çalışan Gümrük var ama takım hücum da da olsa savunmada da olsa bu iki oyuncunun birbiri arasında bir bağlantı bir paslaşma  neredeyse yok gibi… Yani top gelirse posizyon da iyiyse gol oluyor. Kaçanları bir görsek dudağımız uçuklar.!

Orta sahada koskocaman gayrımeskun mahalde jandarma tek başına ileri mi gitsin, yoksa savunmada mı kalsın bilemiyor. Koca orta sahada can siperane koşturuyor, her yere yetişmeye çalışıyor, çok yıpranıyor! TSK ileri çağırıyor gidiyor. Bu sefer hoca onu  savunmaya geri gönderiyor. 😀

Geriye savunmada ve kalede aynı oyuncu Polis kalıyor. Evet hem savunmada hem de kalede 😉 Ha bire gelen topları karşılamaya çalışıyor ama işi çok zor. Bazen tabiri caizse dan-dun oynuyor. Savunmada çoğunlukla yanlız yakalanıyor. Zira savunmayı organize edemedikçe takımın patronundan zılgıtı yedikçe seyirci ile didişiyor. Hani seyircilerin arasında  karşı takımı destekleyen de yok değil. Bizim takımı destekleyen seyirci de aksine kavgacı mı kavgacı 😉 Her maç olay çıkarıyor… E bide üstüne Polis o alınganlık  ve dikkat dağınıklığı ile kendi kalesine gol atınca ortam fena şekilde geriliyor.

Haaa bi de oyuncu menejerimiz var;  Milli istihbaratımız. Rakip takımın oyun şekli hakkında bilgi sahibi olması gereken kenar yönetimine destek veren kişi 😉 Bazen de seyirci ve takımdaki oyuncuları değerlendiren :-)))))

Güvenlik işimiz de giderek futbola benziyor. :-((

Ne yazık ki ülkemizin sınırlarında askeri açıdan K9 kullanımı zaafı var ki bu bölge kara kuvvetlerine ait. Kara Kuvvetleri K9 operasyonları ise TSK’nın yeniden yapılanması kapsamında kendini halen bulamadı. Ciddi anlamda bir yapısal değişikliğe ihtiyaç var . Kurumsal bürokrasi ve kurumsal tepki yavaşlığı da bu değişikliğin önündeki en önemli engel..

Jandarma iç güvenlik operasyonları harici sınır güvenliğini tamamen bırakmak üzere. Her ne kadar jandarma K9 operasyonları dikkat çekici şekilde giderek artış olsa da yakalananlara değil , yakalanmayanlara dikkat kesilmek daha gerçekçi bir davranış.

Gümrüklerimiz ise K9 kullanımı açısından benzer  ülkelerle kıyaslandığında henüz emekleme aşamasında. Gümrük köpek eğitim merkezi halen açılmadı. Aslında bir ülkenin K9 operasyonları açısından en önemli kurumlarından olması gereken gümrüklerde yaşanan sıkıntı ise K9’larla çalışacak uygun ve genç personel açığı, bu konu aslında taşeron destekle aşılabilir.

Polis ise şehirlerde adeta savunmada! Sınırlardan ve gayrı meskun mahalden ve tabii gümrüklerden seken topları kurtarma telaşında… Ancak kurumsal körlük de polisin görüş açısını daraltıyor. Personel ve imkanlar açısından bakıldığında değer/beklenti, maliyet/fayda analizi yapıldığında durum vahim,  ciddi bir anlayış değişikliğine ihtiyaç var.

En azından ilgili K9 birimindekiler konunun farkında ve canla başla bir şey yapmak istiyorlar. Zira bu güvenlik atmosferinde kaleciye çok iş düşecek gibi.

Gerek hücumda gerekse savunmada ciddi sıkıntılarımız var.

Ha bi de yabancı oyuncumuz var. Lisansı çıkmış, Türk vatandaşı bile olmuş, Türkçeyi de öğrenmiş , antremanlarda canavar gibi ama devlet halen yabancı oyuncu kapsamında değerlendirdiği için özel güvenlik K9 operasyonlarını bir türlü oyuna alamadı.

Genç dinamik ve yüksek kondisyonu olan bu oyuncu gol atamasa da , her topa baskı yaparak rakibin oyun sahasını daraltabilir , savunma ve ileri ikili arasında iyi işler yapabilir, hele orta sahada jandarma ile de irtibatı düşünüldüğünde kaybettiğimiz maçlara üzülmemek elde bile değil.

Özel güvenlik  savunma ve orta saha arasında ciddi bir köprü olur. Polis ve jandarmanın işini kolaylaştır, işi kolaylaşan orta saha ileri çok iyi top çıkartır, geriye ilerideki ikiliyi biraz daha yakın oynatmak kalıyor ki o zaman her maçın sonucu galibiyet.

Konu uyuşturucu operasyonları olunca K9 uygulamaları  kamuoyunda eskisi kadar çok ses getirmiyor. Ta ki bir patlama olana kadar… Halbuki hepsi birbiri ile ilintili. Rakibin oyun şekli belli :

Uyuşturucu ile orta sahayı besle , kara para sahte ve kaçakla kanatlara indir , terör le kaleye bindir de bindir.

Bizim bu maçı gol yemeden kazanmaktadır başka çaremiz  yokken; yenilen her gol masum canlar, şehitler yetimler demekken, teknik direktörümüz , takım patronumuz halen seyircinin bir kısmı ile kavgalı, hatta kendi seyircisinin başka takımları desteklediğini düşünüyor. Ve yabancı oyuncu küçük maçlarda bile artık oynatılmayacak, stadlarda özel güvenlik çekilecek, bunun arkası da gelecek.büyük bir güç atıl bekletilecek, yine jandarma polise ek iş düşecek…

Siyasi otorite , her siyasi otorite yanılgısında olduğu gibi bu konuda da yanlış karar verdi, sanki sahalardaki olayları özel güvenlik çözemiyoruş gibi algıladı, zaten özel güvenliğin K9 kullanımı çoktan yasakladı !!!!!

SORUN GÜVENLİK YÖNETİMİNDE , SORUN TSK GÜMRÜK JANDARMA EMNİYET BİRİMLERİNDE güvenliğin ne olduğunu bilmeyen üst düzey yöneticilerde…

Sorun, K9’ların ne işe yaradığını anlamayan, sorun ülkenin güvenlik konseptini sadece servis üzerinden yürütmeye çalışan , bu kapsam da da özel güvenliği algılayamayan bir zihniyet sorunu!

Güvenlik Hizmeti sadece güvenlik uygulamalarını harfiyen yerine getirmek değildir. Aynı zamanda İnsanlara kendini güvende ve mutlu hissettirmektir.

K9 lar doğru eğitildikleri ve kullanıldıklarında, güvenliği sağlanan insanlara kendini güvende ve mutlu hissettiren önemli güvenlik unsurlarından biridir. Takımın kazanmasına etki eden önemli destektir!

Yok hepimizin tek takımı ve tek sahası var, maçımız burda ve gol yemeden tamamlamamız lazım!

The post Futbol, Özel Güvenlik ve K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/10/01/futbol-ozel-guvenlik-ve-k9-lar/feed/ 0
BASIN BÜLTENİ: Kayıplar K9’lardan sorulacak! https://www.goktaneker.com/2013/09/11/basin-bulteni-kayiplar-k9lardan-sorulacak/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=basin-bulteni-kayiplar-k9lardan-sorulacak https://www.goktaneker.com/2013/09/11/basin-bulteni-kayiplar-k9lardan-sorulacak/#respond Wed, 11 Sep 2013 08:56:10 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1194 – Kayıp yakınlarına müjde! – Kayıp insan sayısı bilinmiyor! Kayıplar K9’lardan sorulacak! Bomba, uyuşturucu, arama  kurtarma ve terör olaylarında asker, polis, arama kurtarma gönüllüleri ve görevlilerinin yanında korkusuzca savaşan K-9[...]

The post BASIN BÜLTENİ: Kayıplar K9’lardan sorulacak! first appeared on Göktan Eker.

]]>
– Kayıp yakınlarına müjde!
– Kayıp insan sayısı bilinmiyor!

Kayıplar K9’lardan sorulacak!

Bomba, uyuşturucu, arama  kurtarma ve terör olaylarında asker, polis, arama kurtarma gönüllüleri ve görevlilerinin yanında korkusuzca savaşan K-9 köpekleri şimdi de kaybolan insanları evine ve sevdiklerine kavuşturma görevini üstleniyor!

Kaybolan insanların bulunmasıyla ilgili ABD ve Avrupa’da yaygın bir şekilde uygulanan “Koku Takibi – Mantrailing” köpekleri eğitimi K9 Güvenlik ve INBTI –International Bloodhound Training Institute işbirliği ile Türkiye’de başladı. Bu sayede kaybolan insanlar kısa bir süre içerisinde bulunabilecek veya nerelerde olduğu tespit edilebilecek!

Polis ve Askeri Köpekler Eğitim Uzmanı ve INBTI –International Bloodhound Training Institute Türkiye Eğitim Uzmanı Göktan Eker konu ile ilgili olarak: “Türkiye’de her yıl onlarca insan kayboluyor ya da kaçırılıyor. Uzun süredir ABD ve Avrupa’da kayıp insanların bulunması için yapılan köpek eğitimi çalışmalarını 6-7 aylık bir hazırlık aşamasının ardından Türkiye’ye taşıdık. Ülkemizde INBTI –International Bloodhound Training Institute Eğitmeni olarak bu alanda eğitim ve organizasyon faaliyetlerimize başlamış bulunmaktayız.” dedi.

Kayıp insan sayısı bilinmiyor

Eker sözlerine şöyle devam etti: “Kayıp insanlar söz konusu olduğunda bu konuda kesin bir rakam telaffuz etmek güç. Kaybolan bir çok insan onlara zamanında ulaşılamadığı için hayatını kaybediyor. Toplumsal hafızada yer etmiş bazı üzücü olaylarda mantrailing yöntemi kullanılarak, kaybolan kişilere kısa süre içerisinde ulaşılabilirdi. Bu yöntemle kaçırılan genç kızlar, tecavüz mağduru kadınlar, zihinsel engelli vatandaşlarımız, yolunu kaybeden Alzheimer hastası yaşlılar gibi pek çok kayıp vakası çözümlenebilirdi.

Belirli bir güzergahta yürüyen insana ait etrafa salınmış kokuların köpek tarafından takip edilmesi mantığına dayalı Mantrailing köpekleri, kaybolma vakasından 3 gün sonra dahi arama yapabiliyor. 20 km kadar kokuyu takip ederek, kaybolan insanları bulabiliyorlar. İşte burada köpeklerin belki de en önemli özelliklerinden olan koku hassasiyeti, insanoğlunun en önemli desteği olmaktadır. Bir köpek yeni kokuyu 2-3 saniye içerisinde öğrenebilir ve köpeğin koku alma özelliği insandan onlarca kat fazladır. İnsanda yaklaşık 5 milyon olan koku hücreleri ırklarına göre farklı özellikler göstemrmesine rağmen, köpeklerde 280 ila 320 milyon arasındadır.”

Kaybolma olayının  rapor edilmesinden sonra ilk  4 günün mantrailing köpekleri için çok kritik olduğunu vurgulayan Eker: “Hava şartlarına bağlı olarak kayıp insanın kokusu kaybolma vakasından sonra 3-6 saat arasında köpek tarafından en iyi şekilde bulunabilir olgunluğa gelmektedir. İyi derecede ve ileri düzeyde eğitilmiş bir Mantrailing köpeği 3 gün sonra bile kaybolan insanın kokusunu takip edebilir. Hava şartlarının olumlu olması durumunda 7 güne kadar takip etme şansımız olmaktadır . Ancak kritik eşik olan 4. Gün koku zerreciklerine çözülmeler başlıyor ve bu köpek için daha zorlu bir takip anlamına gelmektedir.” dedi.

Tecavüzcüleri koklayarak tespit ediyorlar

Mantrailing köpekleri sayesinde tecavüz ve taciz mağdurlarına daha kolay ulaşılabileceğini ifade eden Eker, “Özellikle küçük çocuklara ve kadınlarımıza taciz olaylarından sonra Emniyet birimlerinin ifade alması ve mağdurların teşhis etmesi oldukça zor olmaktadır. Bu köpekler zanlıya ait eşya veya mekandan alınan kokudan hareketle zanlıları da tespit edebilmektedirler. Bu köpekler aynı zamanda suçluların, tacizci ve tecavüzcülerin de kokularını takip ederek kolluk kuvvetlerine destek sağlayabiliyor.” dedi.

Köpeğiniz bir kahraman olabilir

Ülkemizde kaybolan insanların bulunmasına yönelik K-9’lardan etkin bir biçimde faydalanılabileceğine dikkat çeken Eker, kaybolan insanları bulmaya yönelik Mantrailing eğitimlerine isteyen herkesin köpeği ile ya da köpeği olmadan katılabileceğini belirtti. 12-15 Eylül tarihleri arasında INBTI eğitmeni Lyubov KOSHEVAYA’nın katılacağı bir organizasyonla mantrailing eğitimlerine start vereceklerini ifade eden Eker, bu şekildeki organizasyonlarla ülkemizdeki yetenekli köpekler ve köpek sahiplerinin de içerisinde yer aldığı bir oluşum kurulmasını hedeflendiğini belirtti.
Konu ile ilgili ayrıtılı bilgi için;  

Nurhan Demirel / Publicart – nurhandemirel@gmail.com

Publicart İletişim: 0532 574 93 78

EDİTÖRE NOTLAR:

K9 Güvenlik ve Göktan Eker hakkında detaylı bilgiye www.goktaneker.com ve www.k9-guvenlik.com adreslerinden ulaşabilirsiniz.

INBTI –International Bloodhound Training Institute Hakkında:

International Bloodhound Training Institute hakkında daha fazla bilgi için kurumun global sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

http://www.bloodhoundtraining.com/

http://www.inbti-europe.com/

http://www.inbti-europe.com/instructoren-liste/tuerkei/index.html

The post BASIN BÜLTENİ: Kayıplar K9’lardan sorulacak! first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/09/11/basin-bulteni-kayiplar-k9lardan-sorulacak/feed/ 0
Yüksek Güvenlikli Tesisler ve K9’lar https://www.goktaneker.com/2013/09/05/yuksek-guvenlikli-tesisler-ve-k9lar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=yuksek-guvenlikli-tesisler-ve-k9lar https://www.goktaneker.com/2013/09/05/yuksek-guvenlikli-tesisler-ve-k9lar/#respond Thu, 05 Sep 2013 20:47:06 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1060 Ülkelerin ekonomileri için önem teşkil eden bir çok farklı amaçlı inşa edilmiş büyük tesisler her ülkede bulunmaktadır. Güvenlik önlemleri bir tesisin inşasına karar verilmesi aşamasından itibaren başlar. Daha başlangıç aşamasında güvenlik risklerinin[...]

The post Yüksek Güvenlikli Tesisler ve K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ülkelerin ekonomileri için önem teşkil eden bir çok farklı amaçlı inşa edilmiş büyük tesisler her ülkede bulunmaktadır.

energy plant

Güvenlik önlemleri bir tesisin inşasına karar verilmesi aşamasından itibaren başlar. Daha başlangıç aşamasında güvenlik risklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Hatta bir çok uluslar arası yatırımcı henüz yatırım planlaması aşamasında ülke bölge tesis kapsamında gerek ticari gerekse güvenlik risklerini planlamaktadırlar. Bu konuda firma olarak  “YATIRIM GÜVENLİĞİ” kapsamında bölgemizde hizmet vermekteyiz

Bu tip tesislerde fiziki, elektronik güvenlik risklerinden, bilişim teknolojileri kapsamında bilgi güvenliği riskleri de dahi hesaplanmaktadır. Siber güvenlik riskleri de güvenlik risk analizi çalışması kapsamında ele alınmaktadır.

Tesisler ihtiyaç duyulacak en yüksek teknolojik güvenlik sistemlerin yanı sıra teknolojinin hiç kullanılamayacağı durumlar da simüle edilerek güvenlik projeleri ile korunmak zorundadırlar.

energy plant2
 

Kişisel olarak Bu bağlamda bir çok yatırım planlaması aşamasında ve güvenlik risk analizlerinin oluşturulmasında çalışma yaptım. Güvenlik uzmanlığı kartımın yanında k9 kartımın da olması her iki farklı operasyonu entegre haline getirebilme konusunda beni yetiştirdi diyebilirim.

K9 guvenlik2

RİSK NEDİR ?

Hırsızlık


Bu tip tesislerin henüz inşaat aşamasında k9 ekiplerine ihtiyaç duyulmaya başlanmaktadır. Şantiye aşamasındaki tesisler için en düşük anlamda güvenlik riskinin hırsızlıklar olduğunu söyleyebiliriz. Oldukça pahalı fiberoptik kablolar, kiloda hafif ama pahalı ekipmanların korunmasında koruma devriye köpeklerinden faydalanılmaktadır.

Bununla birlikte hırsızlıkları iç ve dış olmak kaydı ile ikiye ayırmaktayız; dış hırsızlıklar için K9’lar etkin bir şekilde kullanılırken, iç hırsızlıklar için de personelin özgeçmiş taraması, elektronik ve fiziki bazı önlemlerle ilave olarak iç denetim ve suistimal araştırmaları devreye girmektedir.

Kalabalık kontrolü

Özellikle çok uluslu şantiyelerde gerek çalışanlar, gerekse çevre halkı ve çalışanlar arasında dönem dönem çatışmalar olabilmektedir. Bu tip çatışmalardan birinde K9 ile görev almak zorunda kalmıştım. Şunu söyleyebilirim ki K9 ekibini doğru kullanarak, yöneterek, silahtan daha etkili bir biçimde  olası büyük bir çatışmayı engelledik.Bu tip çatışmalar gerek işin durması sebebi ile yatırımcıyı zarara uğratmakta, gerekse büyüyen kavgalar sebebi ile maddi kayıplar yaşanmaktadır.
Tabii ki en önemlisi bu tip iç ya da dış çatışmanın önceden fark edilip, önleminin alınmasıdır. Ancak inanın ki bir futbol maçı dahi şantiyenin birbirine girmesine sebep olabilir.Bu durumda koruma devriye köpekleri kalabalık kontrolü uygulamalarında kullanılabilir.

Siyasi konjonktür

K9’larla çalışmalar yaptığım bölgeler, enerji yataklarının bulunduğu iç ve dış çatışmaların en üst seviyede olduğu ülkelerdi. Savaş ve çatışma sonrasında otoriteler belirli düzeyde güvenlik ortamı sağlayıp, akabinde de bölgeyi yatırımlara açtılar. Ancak yatırım planlamasında ilk olarak yatırımcıların ihtiyacı olan enerji tesisleri inşa edilir. Bu tesisler akaryakıttan, elektrik ve su üreten tesislere kadar, maden ve hammadde çıkaran tesislere kadar farklılıklar gösterir.
Bu konjonktürde özellikle patlayıcı maddeler ile yapılmak istenen eylemler hem tesis hem de çalışanlar için oldukça büyük riskler oluşturmaktadır. Bırakın bombaları Tesise sokulmak istenen bir tabanca bile büyük risk oluşturmaktadır. Bu gibi durumlarda K9’lar oldukça etkin görev yapabilmektedirler.

Üretim faaliyetleri

Tesisin inşasının ardından üretim faaliyetlerine geçilmesi ile güvenlik operasyonları bir miktar değişmektedir. Zira artık uzun süre çalışması düşünülen personel istihdam edilmeye başlanmış, geçici şantiye personeli tesisi terk etme aşamasına gelmiştir. Bu geçiş dönemi oldukça önemlidir ki şantiye çalışanları ve kalıcı personelin geçici entegre durumları söz konusudur. Bu süreçte her iki kesimin mümkün olduğunca kati bir şekilde ayrılması oldukça önemlidir.

Tesisin halen şantiye halindeki bölgeleri ve üretim faaliyetleri sahasında kesin bir güvenlik bariyeri oluşturulmalıdır. Bu anlamda K9’lar başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Tesisin üretim aşamasında da özellikle gece güvenliğinin sağlanmasında da k9 lar başarı ile kullanılır.

Hırsızlık deyince aklınıza basit iki hırsızın tesise girmesi geliyor. Ancak 30-40 otomatik silahlı kişilerden oluşan hırsızlar çetesinin bir anda tesisi yağmalamaya başladığı durumlar bir çok kez yaşanmıştır. Bu sebeple ön uyarı sistemleri ve caydırıcı güvenlik enstrümanları içerisinde K9’lar yer alabilmektedirler.

 

k9 guvenlik

Karma tesisler

Artık üretim mantığı en hızlı en ucuz üretimi ihtiyaç sahibine ulaştırma mantığı ile hareket etmektedir. Halen ülkemizde de bazı tesisler, bazı karma güvenlik operasyonlarını içermektedir.
Örneğin tesis deniz kıyısında bir liman ile birlikte işletilmekte ve limana gemiler yanaşırken, karadan da ağır tonajlı araç hareketliliği söz konusu olmaktadır.

Bu durumda ISPS CODE kapsamında da K9 lar değerlendirilmelidir.

Yine bazı tesislerde artık gümrük hizmetleri de söz konusu olduğundan adeta gümrük kapısı gibi de çalıştığından Gümrük mevzuatı kapsamında da bu tesislerde K9’lar kullanılabilmekte, tesiste yer alan gümrük birimlerin de kullanabileceği bir K9 operasyonu ihdas edilebilmektedir.

Bununla birlikte, kara, deniz ve son olarak da hava entegrasyonu da söz konusu olabilir. Hava araçlarının da tesiste kullanılması Sivil Havacılık kapsamında bu araçların güvenliğinin ve hava araçlarında taşınan gönderilerin güvenliğinin de K9lae kapsamında ele alınması zorunluluk doğurmaktadır.

Ülkemizde daha çok yeni olmakla beraber Ortadoğu ve Afrika da faaliyet gsteren çok uluslu veya yerel ama büyük ölçekli benzer yatırımlarda Sadece K9 operasyonları için dahi Güvenlik Tedariki yapılabilmekte. Çok uluslu güvenlik şirketlerinin Ayrı K9 operasyonları oluşturduğu görülmektedir.

UNUTULMAMASI GEREKEN ŞUDUR:
K9LARIN KULLANILDIĞI DURUMLAR GÜVENLİĞİN EN SEYREK İHLAL EDİLECEĞİ DURUMLAR OLABİLİR. BU DURUM İŞLETMENİN GÖZÜNDE K9 OPERASYONLARININ MASRAFLI VE GEREKSİZ GİBİ DÜŞÜNÜLMESİNE NEDEN OLABİLİR. ANCAK İŞLETMENİN FAALİYET HAYATI BOYUNCA SADECE BİR KEZ RİSKİ BERTARAF ETMESİ TÜM BU K9 OPERASYONLARININ MALİYETİNİ KARŞILAMAKTADIR.

 

ÜLKEMİZDE HALEN K9 OPERASYONLARI KONUSUNDA BİR MEVZUAT OLMAMASI, BU BAĞLAMDA SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ TIKAMAKTA, ASIL İTİBARI İLE GÜMRÜK JANDARMA VE POLİS BİRİMLERİNİN İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETECEK ÖZEL GÜVENLİK K9 UYGULAMALARI GELİŞEMEMEKTEDİR.

İŞİN ÜZÜCÜ TARAFI BU GELİŞİMİN BİZZAT YETKİ DEVRİ YAPMAK İSMEYEN, BU DEVİR SEBEBİ İLE GÜÇ KAYBINA UĞRAYACAĞINI DÜŞÜNEN GÜVENLİK BÜROKRASİSİ TARAFINDAN ENGELLENMESİDİR.

k9 guvenlik3

The post Yüksek Güvenlikli Tesisler ve K9’lar first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/09/05/yuksek-guvenlikli-tesisler-ve-k9lar/feed/ 0
Mantrailing-Koku Takibi Yöntemi ile Kaybolan İnsanların Bulunması https://www.goktaneker.com/2013/08/12/mantrailing-koku-takibi-yontemi-ile-kaybolan-insanlarin-bulunmasi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=mantrailing-koku-takibi-yontemi-ile-kaybolan-insanlarin-bulunmasi https://www.goktaneker.com/2013/08/12/mantrailing-koku-takibi-yontemi-ile-kaybolan-insanlarin-bulunmasi/#respond Mon, 12 Aug 2013 12:52:46 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1019 ÜLKEMİZDE KAYBOLAN İNSANLARIN BULUNMASI AMACIYLA UZUN YILLARDIR ABD VE AVRUPA YAYGIN BİR ŞEKİLDE KULLANILAN “KOKU TAKİBİ-MANTRAILING” KÖPEKLERİ EĞİTİMİ FAALİYETLERİMİZ BAŞLAMIŞTIR.     Sevgili meslektaşlarım! Sevgili hayvan severler, Sevgili Köpek sahipleri,[...]

The post Mantrailing-Koku Takibi Yöntemi ile Kaybolan İnsanların Bulunması first appeared on Göktan Eker.

]]>

ÜLKEMİZDE KAYBOLAN İNSANLARIN BULUNMASI AMACIYLA UZUN YILLARDIR ABD VE AVRUPA YAYGIN BİR ŞEKİLDE KULLANILAN “KOKU TAKİBİ-MANTRAILING” KÖPEKLERİ EĞİTİMİ FAALİYETLERİMİZ BAŞLAMIŞTIR.

inbti turkey

 

 

Sevgili meslektaşlarım!
Sevgili hayvan severler, Sevgili Köpek sahipleri, Askeri, Polisiye veya Arama Kurtarma Görevlisi/Gönüllüsü olarak görev yapan arkadaşlar!

Bildiğiniz gibi ülkemizde her yıl onlarca insane gayrımeskun mahalde kaybolmakta, veya kaçırılmaktadır. Ülkemizde INBTI –International Bloodhound training Institute Eğitmeni olarak bu alanda eğitim ve organizasyon faaliyetlerimize başlamış bulunmaktayız..

Eğer eğitmen veya idareci olarak koku takibi eğitimleri ile ilgileniyorsanız ya da sevimli hareketli sosyal köpeğinizin bu işi yapacağını düşünüyorsanız , bununla birlikte bir doğa aşığı ve outdoor bir insansanız işte size fırsat!

 Koku takibi-Mantrailing nedir?

a-) Köpekler ve Koku

Bu alanda eğitilmiş köpeklerin ve idarecilerin büyük hizmet başarıları olduğu konusunda hiç şüphe bulunmamaktadır. Köpeklerin bir çoğunun koku konusunda inanılmaz becerilerinin olduğu da hepimizce malum. Köpeklerin koku takibi veya iz takibi konusundaki yetenekleri gerçekten inanılmaz, ancak bu yetenek çok iyi bir idareci ve onu eğiten bir uzman eğitmen ve çalışmaya istekli bir köpekten oluşan ekibin uyumlu çalışması ile insan hayatını kurtarabilmektedir.

Ancak bununla birlikte kabul edilmesi gereken bir gerçek; koku takibi köpeklerinin çok yönlü olduğu gerçeğidir. Koku takibi köpeği sistematik şekillerle ve belirli plan çerçevesinde değil, idareci/kopek ikilisinin istek ve yeteneği ölçüsünde eğitilir ve geliştirilir. Bu alanda eğitilen köpeklerde sınırsız konttollü bir özgürlük sunulması söz konusudur. Ağır itaat eğitimleri istenmez.

Çok değişkenli olan koku takibi –mantrailing eğitim sistemini yazılı olarak anlamaya çalışmak gerçekten zordur. Köpeğin koku alma duyusu tüm bilgi birikimi ve araştırmalara rağmen halen gizemini korumaktadır.

Bilimsel ve mesleki gelişme kapsamında uluslar arası entegrasyon gerçekten oldukça önemlidir. Zira edinilen tecrübeler ve yapılan araştırmalar bu konuda bizlerin bilgi birikimini arttıracaktır.

Bu bağlamda uluslararası bir çok organizasyonda kullanılan ve giderek önem kazanan Koku takibi-mantrailing metodu konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

blood

 

b-) Tarihçe

Koku  takibi, yeni bir terim olmasına rağmen, kökü İngiliz ve Amerikan tarihine dayanmaktadır. Tarihte bu köpekler suçluları avlamak için kullanılmıştır ve bu durum orjinal koloniler ile yağmacı amerikan kabileleri arasında çıkan olaylarda kullanılmıştır.

Köpekler belli bir insan kokusuyla kokuyla tanıştırılırdı  ve serbest bırakılıp kokuyu takip etmesine izin verilirdi .
Bu konuyla ilgili tarihi bilgilere  Bloodhound’ları yetiştiren koloniler diye arama yaptığınızda ulaşabilirsiniz.

c-) Mantrailing nedemektir ?

Koku takibi  bu alandaki anlamında köpeğin insan kokusunu nerde olursa olsun yerde ya da havada veya koku sahibinin geçtiği güzergahta kokuyu hapseden nesnelerde izlemesi ve takip etmesidir.

mantrailing3

Her hayvan, insan yada her ne  ise  türüne cinsine yada sahip olduğu faktörlere, yani kararsızlık, yaşı, cinsive belirli birtakım bireysel özelliklerine göre kendine has bir koku üretir  ve yayar. Üretilen kokunun miktarı birtakım temel faktörlere bağlıdır. Bunlar korku kızgınlık veya çaba ile ilgili yada sağlığa bağlı zihinsel durumlardır.

Sayın Hocam  Mr. Kevin KOCHER  bu alandaki en başarılı metodolojiye sahip kişidir ki kendisi halen Spotsylvania’da, Virginia şerif ofisi şerif yardımcısı olarak görev yapmıştır ve Bloodhound köpeği ile manrailing-koku takibi köpeği idarecisidir.

Kendisi Bloodhound eğitmeni ve idarecisi  olarak  yaklaşık 20 yıldır görev yapmıştır. Halihazırda uluslararası Bloodhound eğitimi enstitüsünün başkanıdır ve tüm dünyadaki köpek idarecilerine yardım etmek için eğiticilerin eğitmeni olarak da halen aynı kurumda çalışmaktadır.

kevin ve lyubov

INBTI Başkanı Sayın Kevin Kocher ve Rusyadan Mantrailing Eğitmeni Lyubov Koshevaya

Eşi  Robin Monroe Kocher ile birlikte yazdığı kitap ‘ Read any trailing or tracking dog by understanding negative indications’  ( negatif endikasyonlarla ztakibi köpeğini anlamak)  insanların Avrupa ve Amerika’da ve tüm dünyada köpeklere bakış açısını değiştirmiştir.

Aynı zamanda  kitabında bahsettiği eğitimde Kocher Metodu’nu  (Polis Bloodhound nasıl eğitmeliyiz ve devriye köpeklerinde koku ayırımı  ) adlı kitabında geliştirdi  ve öğretti.

KOCHER metodu kaybolan insanların ve kaçan suçluların bulunmasında adeta bir devrim yarattı.

Düşünün evinden uzaklaşan engelli bir vatandaşın şehir ortamında kokusundan faydalanılarak bulunması, gökdelenlerin, binaların arasında müthiş karmaşık bir koku ortamında çalışan köpekler sayesinde mümkün oldu.

Çocuklara kadınlara tacizde ve tacavüzde bulunan alçaklar her nerede olurlarsa olsunlar kokularının  takip edilmesi yöntemi ile bulunabilecekler.

Bir bayram günü komşusunun elini öpmeye giden ve kaybolan çocuklarımız bu yöntemle  kısa sürede bulunabilecek.

 sehir ici koku takibi

 

 

 sehir ici mantrailing

 

 sehir ici kokugayrimeskun koku

 

 

The post Mantrailing-Koku Takibi Yöntemi ile Kaybolan İnsanların Bulunması first appeared on Göktan Eker.

]]>
https://www.goktaneker.com/2013/08/12/mantrailing-koku-takibi-yontemi-ile-kaybolan-insanlarin-bulunmasi/feed/ 0