kif - Göktan Eker http://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Fri, 24 Mar 2023 07:31:29 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? http://www.goktaneker.com/2023/03/01/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi Wed, 01 Mar 2023 14:30:11 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3835 Orjinal haber :https://sputniknews.com.tr/20230301/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi-1067652281.html Depremlerde can dostlarımız köpekler çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmasına yardım etti. Arama kurtarma çalışmalarında dünyanın dört bir yanından gelen 449 köpek görev alırken Türkiye’de ise sadece 38[...]

The post Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? first appeared on Göktan Eker.

]]>
Orjinal haber :https://sputniknews.com.tr/20230301/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi-1067652281.html

Depremlerde can dostlarımız köpekler çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmasına yardım etti. Arama kurtarma çalışmalarında dünyanın dört bir yanından gelen 449 köpek görev alırken Türkiye’de ise sadece 38 arama kurtarma köpeği bulunuyor. Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, neler yapılması gerektiğini Sputnik’e anlattı.6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerde hem Türkiye’den hem de dayanışma elini uzatan onlarca ülkeden gelen ekipler canla başla arama kurtarma çalışması yürüttü.Arama kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye gelen ekiplerle bu konuda eğitim almış köpekler de geldi. Çalışmalara 58 ülkeden 449 özel eğitimli arama kurtarma köpeği katılarak onlarca canın kurtarılmasına yardım etti.Meksika ekibiyle gelen ve çalışmalar sırasında can veren Proteo adlı köpek herkesin kalbini kazandı. Bugün Türkiye’nin birçok yerinde Proteo’nun isminin yaşatılması için çalışmalar yürütülüyor.Çalışmalara Hollanda 46, Macaristan 29, İspanya 24, BAE 20, Rusya 19, Meksika 18, Fransa 17, Polonya 16, Almanya 14, Portekiz 13, ABD ve İngiltere ise 12 özel eğitimli köpekle katılarak destek verdi.Ancak sık sık felaketlerle karşı karşıya kalan Türkiye’nin sadece 38 adet AFAD’a kayıtlı arama kurtarma köpeği bulunuyor.Peki, Türkiye’de bu köpeklerin sayıları nasıl artar, bir arama kurtarma köpeği nasıl yetişir? Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan EkerSputnik’e anlattı.

‘Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş’

Türkiye’de öncelikle kinoloji yani köpek biliminin, köpek yetiştiriciliği sisteminin gelişmesi gerektiğini ifade eden Eker, şunları ifade etti:

“Ben aynı zamanda Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim. Bizim yıllık 4-5 bin kayıtlı, tescilli yetiştiricimizin ürettiği köpekler var. Bu aşağı yukarı 15 yıldır böyle devam eden bir süreç. Şimdi Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş. Merdivenaltı denilen köpek üretimi zaten yok. Almanya gibi ülkede yıllık 250-300 bin üretim var. Konu aslında köpek yetiştiriciliği sisteminden gelen bir şey çünkü arama kurtarma köpeği dediğiniz köpekler çok özeller. Onların anasının atasının takip edilmesi lazım ki alınan yavruların ne görev yapabileceği de daha doğumda planlanması lazım. Bir de Batı toplumunda bilinç var. Arama kurtarma köpeği eğitimi orada bir zorunluluk ya da gönüllülük değil aynı zamanda bir hobi şekliyle kulüplerde, derneklerde yapılan bir konu.”

‘Güçlü bir destek gerekiyor’

Köpek eğitimi konusunun masraflı bir süreç olduğunu ifade eden Göktan Eker, “Çok emek gerektiren bir eğitim. Bu da işte sosyokültürel, ekonomik rahatlığın da getirdiği bir konu. Amerikalılar bu işi endüstriyel bakışla yapıyorlar, Avrupalıların kimi sanat kimi bilim, kimi hobi olarak yapıyor ama biz hayatta kalmak için yapmak zorundayız. Köpekle birlikte bu eğitimleri alacak eğitmen bulduğunuzda o eğitmenleri de sübvanse etmeniz gerekiyor. Devletin destek vermesi gerekiyor. Çünkü çok zahmetli ve uzun bir iş. Burada güçlü bir destek gerekiyor” dedi.

‘Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz’

Peki, AFAD’ın bu konuda desteği var mı? Dernek Başkanı Eker bu konuda yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:

“AFAD’la görüşmelerimizde bu konuda bakış açısında bir değişiklik yaratamadık. Daha çok gönüllülük üzerinden destek oluruz biz sizlere diye diye bakıldı. AFAD’ın eğitimlerine kabul edilseniz bile Türkiye’de köpeklerin çalışacağı enkaz sayısı 10’u geçmiyor. Yani İstanbul’da 3 tane enkaz var. Biz diyoruz İstanbul’da bir deprem olduğu zaman Beykoz, Sarıyer, Şile’nin bir kısmı ayakta kalacak. Buralara enkaz alanları yaratalım, hatta bir afet köyü oluşturalım, işte bununla ilgili dilekçeler verdik, görüşmeler yaptık. Bu büyük afet olduktan sonra bize dönüşler olmaya başladı. AFAD zaten enkaz arama kurtarma köpekleri sınavları yapmakla mükellef olan kurum. Yani siz köpeğinizi nerede eğitirseniz eğitin AFAD’ın eğitim, yeterlilik ve görev yeterlilik sınavından köpeğiniz geçmediyse normal şartlarda enkaz ya da arama operasyonuna da çıkamazsınız. AFAD’ın da kendi bünyesinde köpek eğitmenler arkadaşlarımız var ama sayıları kısıtlı. Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz. Dürüst olmak gerekirse arada çok geniş bir bantta kimsenin aklına gelmiyor. Ama bunun sürekliliği ve devamlılığının sağlanması için işte burada devlet desteğinin devreye girmesi lazım. Biz de dernek olarak bunun için 2022’de ‘Bir Kahraman da Sen Okut’ diye bir kampanya yaptık. AFAD’ın sınavlarını geçen eğitmen arkadaşlara da bir yani maddi destek olmak için bir fon oluşturalım istedik.”

‘Sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor’

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye büyük bir dayanışma eli uzatıldığını vurgulayan Eker“Hemen yanımızda Ermenistan’da, İran’da deprem oluyor, hemen komşumuz Yunanistan’da depremler oluyor. Yani bunu bu köpekleri sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor. Eğer insanız diyorsak, vicdanımız varsa biz insanlık için bu köpekleri eğitmemiz, afete her an hazır olmamız lazım” diye de ekledi.

‘Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor’

Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, “Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor. Dolayısıyla uzun ve zahmetli ve masraflı bir süreç” diyerek şunları ifade etti:

“Ne tür aşamalardan geçiyor? Bir kere bir köpeğin oyunculuk düzeyini çok arttırmamız gerekiyor. Yarın bir gün karşılaşacağı gerçek operasyonel senaryolara uygun eğitim ortamları oluşturmamız gerekiyor. Ve sürekli bir çalışma ve eğitim tekrarı gerekiyor. Köpeklere yönelik önce doğa arama eğitimlerine başlıyoruz. Bunun sebebi de; Köpeğin bağımsız çalışmayı öğrenmesi, sahibi tarafından yönlendirilmeyi öğrenmesi. Daha basit bir eğitimden başlayıp yavaş yavaş daha zor yani enkaz eğitimine doğru devam ettiriyoruz köpekleri. Buradaki yöntem de işte birinin saklanması, köpeğin bulduğunda havlaması ve bol ödül ve sevgi alması. Yani köpeği burada zorlayarak bir şey yaptıramazsınız. O yüzden bu işe uygunluğu yatkınlığını ölçüyoruz. Aslına bakarsanız bizim aradığımız özel bir ırk yok, özel bir yetenek var. Yani yüksek oyun güdüsü, korkusuzluk, yüksek sosyalite gerekiyor.”


The post Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? first appeared on Göktan Eker.

]]>
Yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar! http://www.goktaneker.com/2023/02/27/yeni-proteolara-ihtiyacimiz-var-ama-kolay-yetismiyorlar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=yeni-proteolara-ihtiyacimiz-var-ama-kolay-yetismiyorlar Mon, 27 Feb 2023 16:08:14 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3825 Kahramanmaraş depremlerinde 429 arama kurtarma köpeği görev aldı. Türkiye’deki toplam enkaz köpeği sayısıysa yalnızca 39. Enkaz köpeği nasıl yetişir, sayıları nasıl artar? Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker yazdı. Orjinal[...]

The post Yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar! first appeared on Göktan Eker.

]]>
Kahramanmaraş depremlerinde 429 arama kurtarma köpeği görev aldı. Türkiye’deki toplam enkaz köpeği sayısıysa yalnızca 39. Enkaz köpeği nasıl yetişir, sayıları nasıl artar? Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker yazdı.

Orjinal yazı :https://fikirturu.com/deprem/yeni-proteolara-ihtiyacimiz-var-ama-kolay-yetismiyorlar/

6 Şubat depremlerinin ardından arama kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye başka ülkelerden gelen ekiplerin 53’ünün yanında, enkazda canlı aramak üzere eğitilmiş 429 köpek vardı. 18 köpekle gelen Meksika ekibinden herkesin kalbini kazanan Proteo deprem bölgesinde öldü. En kalabalık köpek grubu, Hollanda’dan gelmişti, 46 can, enkaz altında başka canları aradı. Birleşik Arap Emirlikleri ekibinin yanında 20, Slovakya’nın 10, Çin’in 6 köpeği Kahramanmaraş depremlerinden sonraki arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar.

Türkiye’de ne yazık ki arama kurtarma köpeklerinin sayısı çok az. 2021 ve 2022 yıllarında AFAD’a akredite olan toplam köpek sayısı yalnızca 38. Bu denli geniş coğrafyaya yayılan bu son afeti bırakın, daha lokal afetler için bile bu sayının epey yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Mesela, deprem ülkesi olmayan, nüfusu bizimkine eşit ama yüzölçümü Türkiye’nin yarısından küçük olan Almanya’da sadece bir arama kurtarma derneğindeki köpek sayısı 84.

Üstelik sonuçta köpek ve idarecisinden oluşan canlı bir ekipten söz ediyoruz; her arama kurtarma köpeği, her zaman göreve hazır olmayabilir, idarecisi hasta olabilir ya da sahaya hemen çıkamayacak durumda olabilir.

Özetle yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar.

Batı ülkelerinde neden arama kurtarma köpekleri daha fazla?

Batı ülkelerinde bu konularda eğitimli çok sayıda köpek olmasının ana sebebini sosyo-ekonomik rahatlık olarak tanımlayabiliriz. Zira insanların çoğu ekonomik özgürlükleri sayesinde hayvan sevgileri ile bu denli faydalı bir hobi geliştirerek bir kültürün parçası oluyorlar.

Bu ülkelerde neredeyse merdiven altı tabir edilen köpek üretimi bitmiş durumda, kayıtlı, dolayasıyla anne-babasını bildiğimiz, seceresini takip edebildiğimiz üretim, bizim ülkemizdekinden çok daha fazla. Bu mesele şu açıdan önemli, bir köpeğin seceresini bildiğimiz zaman, köpeklerin hangi özellikleri olduğunu da biliyoruz, hangilerinin arama kurtarmada başarılı olabileceğine dair de henüz doğdukları anda fikir sahibi olabiliyoruz. Buna göre, köpekleri sahiplendirmek ve eğitmek de mümkün olabiliyor. Oysa biz hâlâ köpeklerin kürekle öldürülmelerini engellemek ile uğraşıyoruz maalesef.

Enkaz köpekleri: Görev köpeklerinin özel harekatçıları

Depremlerde kahramanlık yapan ya da hikayeleriyle kalpleri ısıtan köpekler, yalnızca arama kurtarma köpekleri değildi. Köy yolunda kaybolan yardım konvoyuna yol gösteren köpek, bulduğu bir parça ekmeği sahibine ulaştırmak için enkaz üstünde gezen dost, hafızalarımıza kazındı.

Fakat bütün bunlara rağmen, hemen söylemem gerek, her köpek arama kurtarma köpeği olmaz. Arama kurtarma köpeği olacaklarda kompakt bir beden yapısı olması büyük avantajdır, bu zorlu zeminlerde dengesini rahatlıkla sağlayabilmesi anlamına gelir. Özellikle Avrupa ülkelerinde yapılan kayıtlı köpek üretimi fiziksel ve yeteneksel kan hatlarının takibini sağlar; bazı köpek ırklarını (Belçika malinois, Labrador retriever) arama kurtarmada ön planda görmemizin sebebi, bu bilinçli seleksiyon yaklaşımıdır.

Birkaç farklı oyuncak ile yüksek oyun güdüsü ile oynayan, fiziksel kapasitesi üst seviyede, özgüveni epey yüksek köpekler kentsel arama yani enkaz köpekleri olabiliyorlar. Buna kentsel arama diyoruz, çünkü doğadaki aramadan daha farklı bir aramadan söz ediyoruz, birçok kokunun bir arada olduğu kent ortamı, sonuçta doğadan epey farklı.

Fakat enkaz köpeklerinin eğitimi önce doğada başlıyor. Bu eğitim sırasında genel kontrol ve arama prensipleri öğreniyorlar. Bu prensiplerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Geniş arazide köpeğin idareci tarafından kontrol edilmesi, idareciden bağımsız olarak arama kabiliyetine sahip olması, enkaz çalışmasından önce bozuk arazi zeminlerinde tecrübe kazanması, kazazedeyi bulabilmek için rüzgarı kullanarak kokuya yani kazazedenin kokusuna ulaşabilmesi ve haber vermesi…

Bu aşamayı geçen köpekler arasından sadece en üst düzeyde olanları kentsel aramaya, yani enkaz aramaya yönlendiriyoruz. Şöyle anlatabilirim, doğadaki arama köpekleri komando eğitimi alıyorlar, kentsel arama, yani enkaz arama köpekleri özel kuvvetler eğitimine tabi tutuluyor.

Enkaz köpekleri nasıl eğitiliyor?

Enkaz köpeğinin eğitimi, bütün köpek eğitimleri gibi, oyun oynamak üzerine kurulu. ‘Kaç kovala’ oynamayı öğreniyorlar önce, sonra da kapalı bir alanda saklanan ama göremedikleri birini bulmayı, yani saklambaç oynamayı. Aslında köpekler bunu yaparken, oyun arkadaşlarını arıyorlar. Oyun arkadaşlarını bulduklarında da havlayarak haber vermeyi öğretiyoruz.

Köpekler sürekli bir eğitim sistemi içerisinde enkaz çalışmaları sürecinde onlarca farklı yaş ve cinsiyette insan arama eğitimlerinden geçiyorlar, bu sayede canlı insan kokusunu enkazda olabilecek başka canlı varlıkların kokusundan ayırt etmeye başlıyorlar. Ancak yeni vefat etmiş bir kazazedeye de hâlâ üzerinde canlı insan kokusu olduğu için alarm verebiliyorlar. Canlı insan kokusuna ulaşıp her haber verdiklerinde yani havladıklarında ödül ve sevgi alıyorlar. Aylar süren bu şartlanma köpeğin en sevdiği oyun ve yaşam tarzı haline geliyor.

Görevlerde karşılarına çıkacak her şeyi eğitimde de onlara öğretmeye çalışıyoruz. Bu da tabii uzun bir süreç anlamına geliyor. Enkazda görev yapacak bir köpeği eğitmek, 1-1,5 yıllık bir süreç. Yalnızca yüksek oyun güdüsü olan köpekler bütün bu aşamaları tamamlayabiliyor ve tehlikeli enkazlara çıkabilecek hale geliyor çünkü asıl amaçları, oyun arkadaşı olarak gördükleri kazazedeleri ya da depremzedeleri bulup, karşılığında bol bol sevilmek ve ödül almak.

Köpekler, enkaz altında canlı olan kişilerin kokularının enkaz üzerine çıkan kokularını yakalayıp, idarecilerine havlama ilkesi üzerine eğitiliyorlar. Fakat sahada çalışırken bunu tek bir köpeğin değil, ikinci bir köpeğin de yapması ve böylece kokunun teyitlenmesi yaygın bir yöntem. Bunlara ek olarak, ses dinleme, termal kamera, sonar teknolojileri, bazı radar teknolojileri de eş zamanlı olarak canlı olduğu tespit edilen kazazedenin tam yerinin anlaşılması için kullanılabiliyor.

Eğitim yapacakları enkaz alanları da gerek

Köpekler eğitilip AFAD sınavlarından da geçtikten sonra akredite oluyorlar. Akredite olduktan sonra da en fazla iki yıl çalışabiliyorlar. Bu iki yılı da sürekli tatbikat ve eğitimle geçirmek zorundalar. Bunu sağlamak içinse yeterli ve doğru şekilde oluşturulmuş eğitim enkazlarına ihtiyaç var. Bu konuda da, ülkemizde ciddi bir eksiklik var, eğitim için kullanılabilecek enkaz sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Son dönemde belediyeler eğitim enkazlarının sayısını artırmak için harekete geçmiş olsalar da, yine de çok daha fazlasına ihtiyacımız var.

Ayrıca köpekler için AFAD sınavları yılda bir kez yapılıyor. Bu da çok az. Köpeğinizle uzun süren bir eğitim yapıyorsunuz, sınava hazırlanıyorsunuz ama tam da sınavın olacağı gün, köpeğinizin ya da sizin başınıza bir aksilik geliyor ya da bir olumsuzluk yaşıyorsunuz, böyle bir durum, bir yıl daha beklemeniz anlamına geliyor. Bir köpek için bir yıl çok uzun bir süre. Dolayısıyla enkazda çalışabilecek köpeklerin akreditasyonu için yılda en az üç sınav yapılmalı. Bu sınavlar da, farklı iklim koşullarında, zamanlarda ve coğrafyalarda düzenlenmeli ki, her şartta ve sahada görev yapacak köpeklerimizin olduğundan emin olabilelim.

Bu depremlerde, enkaz köpeği olarak eğitimine devam eden köpeklerimiz vardı ama akreditasyon sınavına girmedikleri için, onları yanımızda götürmedik.

Bu sayının arttırılması için sadece devlet kurumlarına da güvenilmemeli. Gönüllü organizasyonlara da destek olunmalı. Öyle köpeklerle karşılaşıyoruz ki, evde pet olmaya zorlanıyorlar ancak aslında içlerinde çok yetenekli bir görev köpeği yatıyor.

Bir Kahraman Da Sen Okut

Bu kapsamda Köpek Eğitmenleri Derneği olarak 2Bir Kahraman Da Sen Okut” isimli bir projeye başlamıştık. Hedefimiz, arama kurtarma köpeklerinin sayılarını arttırmak; becerikli köpekleri, onları idare edecek istekli insanlarla buluşturmak, oluşan fon ile beslenme, eğitim, ekipman gibi masrafları karşılamaktı. Zira arama köpeği eğitimi uzun ve maliyetli bir iş. Ülkede sayısının bu kadar az olmasının sebeplerinden biri de bu konuda neredeyse hiç bir destek olmaması. Görevli kurumlar harici gönüllü sayısını bu yöntem ile arttırmayı, sanat sinema ve iş dünyasından destek istemeyi planladık.

Ülkede kentsel arama yani enkaz köpeği eğitimi için o kadar kısıtlı alan var ki bazı Batı ülkelerindeki gibi bir afet köyü inşa edip onlarca enkazın olduğu yerli ve yabancı arama kurtarma ekiplerinin hem köpekleri ile hem de gönüllü eğitimleri için bu köyde konaklamaları ve eğitim almalarının doğru olacağını düşünerek bürokratik işlemlere başladık.

Hatta 2021 sonunda 2022 yılını Arama Kurtarma Köpekleri Yılı ilan ettik, bu kapsamda birçok workshop ve sınav organize ettik. Doğa arama ve kayıp insanlar için koku takibi eğitimlerini içeren bu organizasyonlarda ulusal ve uluslararası sınavlar ile becerikli köpekleri bir üst seviye yani enkaz aramalarına yönlendirdik.

Doğa aramasında yüksek becerikli köpekleri de AFAD akreditasyonuna yönlendirerek sertifikalandırılmalarını sağladık. Bu modeli ulusal çapta genişletmeyi ve üç yılda 100 kadar köpeği eğitebilmeyi hedefliyoruz.

Bununla birlikte barınaklara bırakılan veya sokaklara atılan köpeklerle ilgili de üç yıldır bir çalışma yürütüyoruz. Binden fazla evsiz köpeği test edip, eğitimlere tabi tuttuk. İçlerinden bazıları doğada arama konusunda uluslararası sınavlarda başarılı da oldular. Onların arasından da uygun olanları enkaz aramalarına yönlendirmeye devam ediyoruz.

Köpeklerin eğitimi uzun soluklu ve maliyetli bir iş, bu anlamda sadece gönüllü olmanın yeterli olmayacağı da çok açık. Yapılan ara sınavlar da ve genel akreditasyon sınavlarında başarılı olanlara maddi destek sağlanarak karşılığında eğitim tekrarlarına, tatbikatlara ve denetimlere tabi olacak bir sistem kurmaya çalıştığımız esnada bu büyük afete yakalandık.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 27 Şubat 2023’te yayımlanmıştır.

The post Yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar! first appeared on Göktan Eker.

]]>
Sahipsiz köpeklere karşı çözüm üretmeliyiz. http://www.goktaneker.com/2022/11/12/sahipsiz-kopeklere-karsi-cozum-uretmeliyiz/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=sahipsiz-kopeklere-karsi-cozum-uretmeliyiz Sat, 12 Nov 2022 08:30:05 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3819 Orjinal haber https://www.yenisafak.com/gundem/sahipsiz-kopeklere-karsi-cozum-uretmeliyiz-3879561 Uzmanlar, sokaklardaki sahipsiz köpeklerin toplum sağlığı sorunu olmaya başladığını söyledi. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, “ Sokak hayvanı popülasyonu kontrol altına alınmalı. Bu[...]

The post Sahipsiz köpeklere karşı çözüm üretmeliyiz. first appeared on Göktan Eker.

]]>
Orjinal haber https://www.yenisafak.com/gundem/sahipsiz-kopeklere-karsi-cozum-uretmeliyiz-3879561

Uzmanlar, sokaklardaki sahipsiz köpeklerin toplum sağlığı sorunu olmaya başladığını söyledi. İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, “ Sokak hayvanı popülasyonu kontrol altına alınmalı. Bu yalnızca belediyelere bırakılabilecek bir görev değil.” dedi. Askeri ve Polis Köpekleri Eğitmeni Göktan Eker de son dönemde özellikle kırsal alanda kontrolsüz bir artış olduğunu söyledi.

Bitlis’te bir çocuğun kuduzdan yaşamını yitirmesi sokak hayvanlarına yönelik önlemleri tekrar gündeme taşıdı. Uzmanlar kurumların ve vatandaşların iş birliği içerisinde çözüm önerisi geliştirmesi gerektiğini söylüyor.

YALNIZCA BELEDİYE SORUMLU DEĞİL

İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, sokak hayvanı popülasyonunun kontrol altına alınması gerektiğini belirtti. “Bu yalnızca belediyelere bırakılabilecek bir görev değil” diyen Arslan, şöyle konuştu: “Bakanlıklar, belediyeler, bu alanda çalışan kitle örgütleri hep birlikte bu sorunun üzerine gitmeli. Kuduz, sahipsiz hayvanların nüfusunun artması ve şehir dışındaki alanlara kaymalarıyla oluşan risklerden biri. Sahipsiz hayvan sorunu çok boyutlu bir şekilde ele alınmalı. Okullarda hayvanlara nasıl yaklaşılacağına ilişkin de eğitim vermemiz gerekiyor.”

KIRSAL ALANDA KONTROLSÜZ ÜREME VAR

Askeri ve Polis Köpekleri Eğitmeni Göktan Eker de “Son dönemde sokak hayvanlarındaki kontrolsüz artış yönetilemez bir hale geldi. Bu artışın sebeplerinden bir tanesi kırsal alandaki kontrolsüz üreme. Popülasyon artışı ağırlıklı olarak kırsaldan şehirlere doğru hareket ediyor ve yarı vahşi bir köpek yaşantısı başlıyor. Bir dişi köpek 6 yılda 69 bin bebeğe sahip olabiliyor. Köpek üretiminin disiplin altına alınması lazım. Avrupa’da köpek üretim yeterlilik kriterleri mevcut. Bir köpeği 15 aydan önce çiftleştiremiyorsunuz. Çiftleştirirken annesinin, babasının şeceresinin ulusal kinoloji federasyonuna ( türkiyede köpek ırkları ve kinolji federasyonu www.kif.org.tr ) kayıtlı olması gerekiyor. Köpeğe o ırkı koruması için bir üretim izni verilmiş. Bizde ne yazık ki şununla bunu çiftleştirelim yeni bir ırk ortaya çıksın düşüncesi var.” dedi.

KISIRLAŞTIRMA KESİN ÇÖZÜM DEĞİL

Başıboş Köpek Sorunu Platformu Sorumlusu Prof. Dr. Ethem Kadri Pektaş da “Biz devlet büyüklerimizden başıboş köpekleri insanların yaşam alanlarından toplamalarını talep ediyoruz. 2004 yılından 2019 yılına kadar Türkiye’de yerel yönetimler tarafından kısırlaştırılan başıboş köpek sayısı 1 milyon 800 bin civarında. Dolayısıyla kısırlaştırmanın kesin sonuca götürmesinin şu aşamada pek kolay olmadığı anlaşılıyor” diye konuştu.

KÖPEKLER SOKAĞA TERK EDİLİYOR

Dokuz Eylül Üniversitesi Hayvan Dostları Topluluğu Üyesi Can Turan ise “Belediyelerin büyük bir kısmı maalesef kısırlaştırma merkezi bile kurmadı. Denetimsizlik, kontrolsüzlük, cezasızlık nedeniyle nüfusun kontrol altına alınmaması ve üstüne kontrolsüz köpek üretimi yapan insanların da köpekleri sokağa terk etmesiyle konu çözülemez hale geldi” dedi.

AVRUPA’DA SERT YAPTIRIMLAR VAR

Avrupa’nın üç büyük ülkesi Almanya, Fransa ve Hollanda’da sokakta başıboş gezen hayvanların toplanmasından ve bakımından yerel yönetimler sorumlu. Buralarda evcil hayvan beslenmenin, ihlal durumda hapisle sonuçlanabilecek cezaları öngören katı kuralları bulunuyor. Evde hayvan besleyenler vergi vermek, belli türler için eğitim almak zorunda. Avrupa’da, ‘topla, kısırlaştır, aşıla, geri bırak’ uygulaması ile başıboş hayvan sorunu büyük oranda çözüldü.

The post Sahipsiz köpeklere karşı çözüm üretmeliyiz. first appeared on Göktan Eker.

]]>
ŞECERENİN ÖNEMİ http://www.goktaneker.com/2021/05/07/secerenin-onemi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=secerenin-onemi Fri, 07 May 2021 14:04:55 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3700 SEÇERENİN ÖNEMİ Andrew Brace Yakın zamanlarda çeşitli ırklarda deneyimli ve başarılı yetiştiricilerin Facebook’daki paylaşımlarını okudum. Yeterli bilgiden yoksun ya da temel hedefleri maddi kazanç olan yeni nesil yetiştiricileri suçlayarak ırklarının[...]

The post ŞECERENİN ÖNEMİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
SEÇERENİN ÖNEMİ

Andrew Brace

Yakın zamanlarda çeşitli ırklarda deneyimli ve başarılı yetiştiricilerin Facebook’daki paylaşımlarını okudum. Yeterli bilgiden yoksun ya da temel hedefleri maddi kazanç olan yeni nesil yetiştiricileri suçlayarak ırklarının kaliteli sayısının azalmasından şikayetçiler. Bir kez daha seçerenin, köpeklerimizin soy ağacının, önemini vurgulamak gerektiğine inanıyorum.

Eğer bir yetiştiricinin asıl amacı para kazanmaksa, baştan ırkın sağlığına, korunmasına ve ırk standardının muhafazasını hiç umursamadığını kabullenmek zorundayız. Bu tip insanlar bilgi eksikliklerini asla bir engel olarak görmezler çünkü ırkın geneline dair bir sorumluluk hissinden yoksundurlar. Yavru almak isteyen; ama nadiren yeterli araştırmayı yapan biri için yavru nasıl olsa yavru olduğundan kendi damızlıklarını geliştirmeyi amaç edinmiş bir yetiştirici sadece ayak bağıdır. Onlar için 10 yıldan fazla birlikte yaşayacakları o yavrunun dünyaya gelmesinde ortaya konan dikkatli planlama köpeğin fiyat etiketinden daha önemli olmayacaktır. Sağlık testleri ya da aile içi çiftleşme katsayılarını bir kenara bırakıp sadece uygun bir fiyata, seçtiklere ırka benzeyen bir yavru isterler (İşin ilginç yanı dikkatli yetiştiriciler pandemi boyunca fiyatlarını aynı tutarken durmadan yavru doğurtanlar fiyatları 2-3 kat arttırarak kaosu fırsatı çevirmeyi seçmişlerdir.)

Bir şampiyon üretmek için bir şampiyonu başka bir şampiyonla eşleştirmenin yeterli olduğunu sanan yetiştiriciler de ayrı bir hikaye. Seçerenin önemi ve faydalarını görmekten yoksun olduklarından ne kadar değerli bir üretim aracı olduğunu da anlayamazlar. Onlar, ringde kazanan bir köpek görürler – ırk tipine ne kadar uyup uymadığını görmezden gelerek – hemen köpeklerini onla eşleştirmeye koşarlar. Dişileri için onun tamamlayan bir eş olup olmadığına bakmazlar bile. Sadece bu şekilde başka bir şampiyon üretebileceklerini sanırlar.

Yine de, seçereyi dikkatle OKUMALISINIZ ki gerçekten en büyük yetiştiricilerin kazandığı nokta işte burasıdır. Seçere belgesi, okuyan üzerinde kayıtlı köpekleri araştırması şartıyla pek çok faydalı bilgi sağlar. En azından 5 nesillik bir seçereye yakından bakmaları gerekir. Köpeklerin hepsini yakınen tanımıyorsaniz da fotoğraflara bakarak ya da tecrübeli ve eski yetiştiricilerin bu köpeklerin soylarının ne tip köpekler çıkarttığını araştırarak bilgi edinebilirsiniz. Tabii ki tüm o eski yetiştiricilerin nesnel oldgunu söyleyemeyiz. Kendi köpeklerini pembe camlı gözlüklerle görüp sadece rakiplerini eleştirenlerini de tanıyorum. Farklı yetiştiricilerin bilgilerini karşılaştırarak geçmişte kalmış o köpeklerin kalitesi hakkında doğru bilgiye ulaşılabilir. Bu şekilde köpeklerinin ataları hakkında bütüncül bir resme ulaşabilirsiniz.

Belli bir süre sonra o köpek hattının soyundaki artı ve eksileri görebilecekleri gibi bunların sorumlusu hangi köpekler olduğunu da anlayabilirsiniz. Aynı kan hattı üzerinde yapılan eşleşmleri analiz edip kendi köpekleriniz üzerinde en fazla hangilerinin etkisi olduğuna karar verebilirsiniz. Bu bilgiyle hangi köpeğin tekrar kullanılıp hangisinden uzak durabileceğini görürsünüz. Deneyimli yetiştiricilerle konuşarak hangi hataların kolaylıkla elimine edileceğini ve hangi artı yanların korunmasının zor olduğuna karar vermelisiniz. Bir kaç yetiştiricinin bir nesilde güzel bir kafa utretilebileceğini; ancak temel yapısal hataların düzeltilmesinin çok daha uzun sürdüğünü dediklerini duymusluğum var.

Günümüzün en büyük Britanyalı yetiştiricilerinden biri Norwich, Norfolk ve Border Terrier yetiştiricisi Marjorie Bunting’dir. Marjorie sadece boş bir kağıt alıp hafızadan 5 nesilllik bir seçere bilgisini yazmakla kalmaz yazdığı her köpeği detaylarıyla da tasvir edebilir. Kendisi usta yetiştiricilerdendir. Tüm büyük yetiştiriciler gibi sadece yeteneklerini ürettiği inanılmaz köpeklerle kanıtlamamış aynı zamanda kendisini dinlemeye hazır yeni yetiştiricilere çok değerli tavsiyelerde de bulunmuştur. Onun ırklarındaki pek çok yetiştirici başarılarının büyük bir kısmını Marjorie ve daha sonra da

aynı başarıyı Ragus Kennel adı altında devam ettiren kızı Lesley Crawley’ye borçlu olduklarını minnetle kabul etmektedir.

Büyük yetiştiriciler aynı zamanda doğru köpeğin iki ekstrem uçta olan köpeklerin eşleşmesiyle üretilmeyeceğini bilirler. Yapılması gereken eksikliği olan bir köpeğin bu yanını tamamlayacak başka bir esle çiftleşmesi gerekmektedir. Örneğin, dik diz açılarına sahip bir köpek fazlasıyla açılı dizlere sahip başka bir köpekle çiftleştirilerek ideal açılara sahip yavrular üretmez. Çiftleşeceği köpeği DOĞRU açılara sahip olması gerekmektedir. Usta yetiştiriciler için anahtar kelimeler ‘’doğru’’ ve ‘’orta’’ dir. Herşey orantılı olduğunda bu köpeği dengeli gösterecektir. Eğer köpeğin bütünü bu dengeye sahip değilse kolaylıkla tek bir göze batan özelliğin büyüsüne kapılarak doğru yoldan sapılabilir.

Tanıdığım en akıllı yetiştiricilerden bir diğeri de Belroyd Pembroke Welsh Corgi’den Allan Taylor ve partneri İdris Jones’dur. İdris, özellikle, bakıldığında çok da kendini belli etmeyen bir özelliği eğer üretim programına katkıda bulunacaksa çok iyi tespit etme yeteneğine sahipti. Böyle bir köpeği bulduktan sonra seceresini dikkatle inceleyerek geçmişindeki köpeklere bakarlardı. Bazen bir kan hattı dışı bir outcross üzerinde zar atsalar da bir sonraki nesli tekrar kendi kan hatlarından devam ederlerdi. Bu şekilde harika Pembrokelar ürettiler.

Bill Taylor’un en başarılı St. Aubrey Elsdon Pekingese’lerinin bazılarının, kendi içlerinde güçlü bir line-breeding (kendi kan hattı içinde yapılan eşleşme) ‘den geliyorsa outcross (kendi kan hattı dışında yapılan eşleşme) ‘den geldiğini söylediğini hatırlıyorum.

Dibbie Somerfield, Birleşik Krallık’taki öncü Boxer yetiştiricilerinden biriydi. Annesi başarılı bir Danua yetiştiricisiydi. Dibbie’nin bir gün ‘’güzel bir köpek üretmek istiyorsan güzel bir dişiyi güzel bir erkeğe çekmelisin. Seceresi de bunu destekliyorsa bu çok daha iyi’’ demişti.

Diğer yetiştiriciler de kağıt işini çok ciddiye alırlar ve seçere yetersiz ya da birbirini dengelemeyen hatalara sahip köpekleri içeriyorlarsa eşleşmeyi asla onaylamazlar. Seçeredeki köpekleri tanımak anahtardır ve yetiştiriciler sıklıkla belirli bir şekilde üretilmiş köpekleri arayarak şecerelerindeki köpeği tamamlamasını hedeflerler. Aslında, ürettiğim en başarılı Beagle’lardan biri bu tip bir düşüncenin ürünüdür. İç güdüsel olarak

belirli bir dişim için mükemmel bir eş olacağını düşündüğüm erkek, İngiltere’de tutarlı bir şekilde ve sayıda mükemmel yavrular üretecek zamanı olmadan Yeni Zellanda’ya gönderilmişti. Ben de onun oğullarından birini bulup yavruyken gayet umut verici bu köpek üzerinde karar kıldım. Ne yazık ki köpek büyüdükçe beklediğim gelişimi göstermedi. Onun hakemliğini yaptığımda tam doğru köpek olmadığını düşündüm. O gün beşinci olan bir köpeği damızlık olarak kullanmak istediğimi açıkladığımda sahipleri biraz şaşırmışlardı. Ortaya çıkan batım ırkın uluslararası manada olumlu yönde büyük etkisi oldu.

Farklı yetiştiriciler bir eşleşme planı yaparken farklı yaklaşımlara sahiptirler. Pat Craige Trotter ile yapılan bir röportajda kendi teorilerini mükkemmel bir şekilde anlatırsa da Bill Shelton, Doug Johnson ve Helmingler gibi diğer Amerikalı yetiştiricilerin aynı soruya nasıl cevap vereceklerini de duymak isterdim. Seçerenin üretim programlarında çok büyük bir rol oynadığına eminim. Bu kadar başarılı yetiştiricilerin doğru eşleşmeleri planlamada doğal yetenekleri varmış gibi görünse de şecerelerinde listelenmiş köpekler hakkında geniş bilgi birikimi muhtemelen en ana karar verme noktasıdır.

Seçere okuma kabiliyeti bir sanattır ve zamanla öğrenilebilir. Seçere formu bir kagit parçası olmadığı gibi bir yetiştiricinin başarısında ana etmen olarak görülmelidir.

Ceviri Ilker Unlu

Köpek | Kinoloji Akademisi
https://www.facebook.com/groups/kinolojiakademisi/permalink/936308083836081

The post ŞECERENİN ÖNEMİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpek Eğitmenliği Açısından Köpek Irk Standartları http://www.goktaneker.com/2013/07/23/kopek-egitmenligi-acisindan-kopek-irk-standartlari/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopek-egitmenligi-acisindan-kopek-irk-standartlari http://www.goktaneker.com/2013/07/23/kopek-egitmenligi-acisindan-kopek-irk-standartlari/#respond Tue, 23 Jul 2013 20:49:59 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=958 Köpeklerin yaygın olarak insanlarla beraber yaşadığı, hemen hemen her ülkede bilindiği gibi bir KÖPEK IRKLARI FEDERASYONU bulunmaktadır. Bu fedaratif çatı altında bir çok ırk derneği ülkemizde olduğu gibi faaliyet göstermektedir. Irk[...]

The post Köpek Eğitmenliği Açısından Köpek Irk Standartları first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpeklerin yaygın olarak insanlarla beraber yaşadığı, hemen hemen her ülkede bilindiği gibi bir KÖPEK IRKLARI FEDERASYONU bulunmaktadır.

kif

Bu fedaratif çatı altında bir çok ırk derneği ülkemizde olduğu gibi faaliyet göstermektedir. Irk dernekleri ise yıl içerisinde üyelerine yönelik farklı etkinlikler düzenlemekte,  yetiştiricileri ve köpek sahiplerini bir araya getirmeye bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye  çalışmaktadırlar.

Düzenlenen etkinliklerin başında da ırk standartları yarışmaları gelmektedir. Bu yarışmalarda köpekler ilgili uluslararası fedararif çatı  ( FCI) tarafından belirlenmiş kriterlere göre ırk hakemleri tarafından değerlendirillirler ve bu değerlendirme sonucu sıralamalar gerçekleştirilir. Bu sıralama esnasında aynı zamanda köpeğin olumlu/olumsuz özellikleri de raporlaştırılır ve hakem notu olarak tescil edilir.

Köpek Irk Standardı

Köpeklerde ırk standardı yarışması denildiğinde bir çok köpek sahibinin aklına köpeklerin GÜZELLİK YARIŞMASINA sokulduğu gibi yanlış bir bilgi gelmektedir. Aslen köpeklerin hepsi güzeldir.

irk standardi2

Ancak Köpekte ırk standardı deyince basitçe anlaşılması gereken; gerek uygun  fiziki görünüme  ve anatomik yapıya gerekse köpeğin insanla beraber yaşamaya uygun karaktere sahip olmasıdır.  

Tabii ırk standardına ulaşmak için de köpeklerin doğru bir biçimde üremeleri gerekmektedir. Üretilecek köpeklerin özellikleri de ırk standartlarına ilave olarak belirlenir.

Damızlık Köpek

Damızlık kelimesi bir çok hayvan için kullanılır. Asıl itibarı ile çiftleştirilerek yavru alınan köpekler için biz bu kelimeyi kullanmaktayız. Bununla birlikte ırk derneği çatısı altında yapılan damızlık seçimlerinde de köpeklerde aranılan özelliklerin damızlık köpekler tarafından nesillere geçirilebilmesi de önem kazanmaktadır.

Yani damızlık köpek ırk standartları açısından yeterli olmalıdır. Bununla birlikte bu özellikleri nesillere geçirebilmelidir.

Damızlık Yeterlilik sınavlarının son derece yetersiz olması, toplam köpek kalitesini etkilemekte, hele bu sınavlarda görsellik karakterin önüne geçince de manken gibi güzel ama hiç bir işe yaramayan PET Çoban Köpekleri ortalıkta gezmektedir.

Peki bu sistemde Köpek Eğitmeninin yeri nedir ?

Düzenlenen ırk standartları yarışmalarında köpek koşturmaktan öteye gitmeyen bir durumda mı olmalıdır? Yoksa bizzat ırkın standardının belirlenmesinde etkin mi olmalıdır?  Ya da belirlenen standartlardaki köpeklerin yarışmalara hazırlanmasında görev  almaları yeterli midir ?

Köpek eğitmenleri ile ilgili bir mesleki çatı ve eğitmen eğitimi konusunda bir alt yapı olmadığından köpek eğitmenleri ülkemizde genelde mevcut sistemin dışında kalmaktadırlar.Yani mevcut sistemin karar verme sisteminin dışında…. Örneğin Alman çoban köpekleri ırkını ele aldığımızda halen bu ırkın yetiştirilmesi ve eğitimi konularında köpek eğitmenlerinin etkisi bence yok denecek kadar azdır. Evet oldukça iddialı bir yaklaşım ben de farkındayım. Ancak ben bir yada bir kaç eğitmeni değil, köpek eğitmenlerinin genel veya ortak düşüncesinin yetiştirilme ve eğitim sistemlerine yansımasından bahsediyorum. Köpek eğitmenleri kriterleri belirlenmiş sınavlara köpekleri hazırlar. Ancak eğitmenlerin bu hazırlama sürecinde tek katkıları kendilerine özgü eğitim yöntemlerinden öteye gitmemektedir. Bu sınav sistemi ile ilgili pek de inisiyatifleri yoktur.

Aslında bu konuda köpek üreticisi , köpek yetiştiricisi ve köpek eğitmeni kavramları da birbirine girmiş durumdadır.

Zira köpeklerin yavruluklarından itibaren doğru bir şekilde yetiştirilmesi gereklidir. Bu zorluklar sebebi ile ülkemizde bir çok YETİŞTİRİCİ , EĞİTMEN VE KÖPEK SAHİBİ hazır köpekler satın alarak, köpekli spor çalışmalarını bu tip hazır köpeklerlerle devam ettirmektedirler. İstisnalar yok değil ama genele bakıldığında ne yazık ki durum böyle…. Hazır yani eğitimli olarak alınan bir çok köpeğin geçtiği sınavlar konusuna hiç girmeyeceğim…

 german shepherd puppies Romeo bitework2

Köpek eğitmenleri yetiştiricilerde daha iç içe çalışarak onları bu konuda yönlendirmelidirler. Özellikle damızlık karakter testlerinin oluşturulmasında eğitmenlerin de söz sahibi olmaları gereklidir. Örneğin bir Alman çoban köpeğinin damızlık yeterlilik kriterleri sadece çok iyi bir anatomik görünüme sahip olması ve karakter testinde iyi ısırması çerçevesi ele alınmamalı, köpeğin öğrenme hızı, aldığı eğitimdeki  tekrar sayısından  ne kadar süre hatırlayabildiğini de not etmelidir.

Köpek eğitmenleri ırkların standartlarının belirlenmesinde özellikle karakter analizlerinin yapılmasında ve eğitime uygun karakter yapısının belirlenmesinde daha etkili olmalıdırlar.Çok idealist bir yaklaşım… Ve ırkların stadartlarının da belirli bir merkez ve bu merkez tarafından hazırlanan referans sınav yönetmelikleri ile belirlendiği de göz önünde bulundurulduğunda bunun olması imkansız gibi değil mi?

Bununla birlikte ticari kaygılardan dolayı her geçen gün köpeklerin yetenekleri eğitime yatkınlıkları göz ardı edilmekte, bu durum eğitmenlerin işini daha da zorlaştırmaktadır. Bir ırka uygun standartlardaki bir köpek o ırk için oluşturulan sınavları çoğu zaman geçememektedir. Bu durum özellikle alman çoban köpeklerinde ne yazık ki böyledir.

Ülkemizde henüz yeni yeni gelişen KÖPEK IRKLARI FEDERASYONU’NUN köpek eğitmenleri ile ilgili düzenli çalışmalar yapması , seminerler düzenlemesi, eğitmenleri yönlendirmesi, gerek üye kazanımında gerekse köpek toplam kalitesinin artmasında son derece faydalı olacaktır. Ancak bu durum karşılıklıdır. Aynı federatif yönetimin eğitmenlerin de beklentilerini karşılaması gereklidir, Eğitmenlerin sisteme katkısı karşılıklı etkileşim içerisinde olabilir.

Zira köpeklerin yarışmalara hazırlanması aşamasından tutun da,  satın alınan köpeğin doğru bir eğitimden geçirilmesi ile ırklar kaybolmayacak köpekler ve sahipleri etkinliklere daha fazla dahil olacaklardır.Köpeğinin ırk standardı yüksek de olsa  köpeğinden memnun olmayan bir sahip,  köpeğinin eğitimini yeterli bulmayan bir sahip doğal olarak etkinliklere katılmayacak, hatta belkide yukarıdaki sebeplerden dolayı köpeğinden vazgeçebilecektir.

Irk standartları yarışması köpekler için belirli bür süre devam ederken eğitim sınavları köpeğin yaşlılığına kadar devam eden bir süreçtir. Ancak bu durum ülkemizde sürekli göz ardı edilmektedir.

irk standardi

Sadece bu sebepten bile Köpek Eğitmenlerinin sisteme doğru bir şekilde adil kriterlerle adapte edilmesi bence bir zorunluluktur. Aksi takdirde sistem kendi kendini eritir, diğer bir tabirle kendi topuğuna sıkar…

İş köpekleri

Damızlık köpeklerden ve eğitmenlerden bahsederken iş köpekleri camiasını es geçemeyeceğim. Bildiğimiz gibi ağırlıklı olarak bomba, mayın,narkotik ,arama kurtarma branşlarında eğitmenlik yapmaktayım. Bu sebeple damızlık köpek karakter testleri yapılırken köpeğin özelliklerinin iş köpeği eğitimi açısından da test edilmesi ve spor köpeği damızlık belgesinin yanı sıra iş köpeği damızlık belgesi verilebilmesi için de ayrı  bir sınav yapılması taraftarıyım.

İş köpeği eğitmenlerinin de ayrı bir damızlık yeterlilik testi standardı belirlemeleri emniyet, jandarma, sivil savunma vb  başta olmak üzere iş köpekleri için de bir zemin hazırlanacaktır.

Bu durum mevcut köpeğin yavrularının veya nesillerinin  iş köpeği olarak da değer bulmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda iş köpekleri yetiştirilmesi konusunda yerel ve ulusal kaynaklara ağırlık verilmesine de neden olacaktır. Zira artık dünyada iyi bir iş köpeği bulabilmek giderek zorlaşmaktadır. Özellikle ülkemiz iş köpeği konusunda neredeyse yüzde doksan dokuz yurtdışına bağımlıdır.

 

The post Köpek Eğitmenliği Açısından Köpek Irk Standartları first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2013/07/23/kopek-egitmenligi-acisindan-kopek-irk-standartlari/feed/ 0