Göktan Eker https://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Tue, 24 Oct 2023 15:05:50 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 Tahta Kurusu- Bed Bugs Detektörü Köpekler https://www.goktaneker.com/2023/10/24/tahta-kurusu-bed-bugs-detektoru-kopekler/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=tahta-kurusu-bed-bugs-detektoru-kopekler Tue, 24 Oct 2023 15:05:49 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3885 Yıllar önce Amerika’da Disneyland ı gezerken ortalıkta dolaşan bir kaç görev köpeği görmüştüm, köpeği ile oynaya oynaya gezen idareciye yönelerek köpeklerin bomba mı narkotik mi aradığını sorduğumda hiç beklemediğim bir[...]

The post Tahta Kurusu- Bed Bugs Detektörü Köpekler first appeared on Göktan Eker.

]]>
Yıllar önce Amerika’da Disneyland ı gezerken ortalıkta dolaşan bir kaç görev köpeği görmüştüm, köpeği ile oynaya oynaya gezen idareciye yönelerek köpeklerin bomba mı narkotik mi aradığını sorduğumda hiç beklemediğim bir cevap aldım. Tahtakurusu- bed Bugs detektörü köpekler.

Yatılı okul hayatımda bir kaç kez tahtakuruları ile başım belaya girmişti ancak köpeklerin tahta kurularını bulmak için eğitildiğini ilk kez öğrenmiş oldum.

Tabi merakım iyice artınca sohbet biraz daha derinleşti ve konu ile ilgili uzun süren bir internet araştırması yaptım. Tahta kurularının otel/ konaklama sektörü başta olmak üzere şantiyeler , yurtlar , yaşlı bakım evleri , hastaneler , kampüsler için ne kadar büyük bir sorun olduğunun , bunun yanı sıra insan sağlığı açısından da ne denli risk yarattıklarını öğrenmiş oldum.

Türkiyeye döndüğümde ülkemizde bu konu ile ilgili ne kadar risk olduğunu araştırıp , bir kaç eğitmen arkadaşımla da konuyu istişare ettim.

Tahta Kurularını yani Bed Bugs ları da iyice araştırma fırsatı bulduğum bu süreçte , bu hayvanların coğrafyaya göre değişiklik göstermekle beraber genel üreme, beslenme ve barınma davranışlarını da öğrenme fırsatı bulum , bu konu ile ilgili biyologların entomologların makalelerini de uzun uzun okumaya ve öğrenmeye çalıştım.

Bu süreçte konu ile ilgili görüştüğüm ve bana gereksiz bir çalışma şeklinde tepki veren bir kardeşimizin , bir kaç ay içerisinde kendince bir hazırlık yaparak tv röportajı verdiğini görünce oldukça gülmüştüm. Sonrasında konunun ilerlemediğini zira köpek yetiştirme yönteminin yanlış uygulandığını da fark etmiş ve bu alandaki çalışmaları ileri zamanlara bırakmıştım.

Pandemi ile birlikte evlere kapandığımız ve hayatımızda yaşanmamış gibi davrandığımız o ilginç dönemin ardından , seyahat özgürlüğünün gelmesi ile çılgınca artan yolculuklar ve konaklamalar   uzun süre aç kalan tahta kuruları için muhteşem bir gelişmeydi.

Pandeminin sona ermesinin ardından bu durumu öngördüğümüz için yabancı bir meslektaşım ile hemen  bir arge projesine başladık ki öncesinde covid 19 tespit eden köpeklerle ilgili de çalışmalar yapmış ciddi başarılı test sonuçları elde etmiştik.

Konvansiyonel dedektör köpek kullanımının ülkemizde ve coğrafyamızda uygun olmayacağı , güvenlik ya da kendini güvende hissetme konusunda  olumsuz bir algı yaratacağı sebebi ile yıllardır üzerinde çalıştığımız , bir çok ülkede de uygulanan kokuyu köpeğe getirme yöntemini esas aldık.

Kısaca hastaneler , otel odaları , öğrenci yurtları , şantiyelerdeki işçi yatakhaneleri , yaşlı bakımevleri ve benzeri toplu yaşam ve konaklama olan mekanlardan bir vakum makinesi ve özel olarak geliştirilmiş bir filtre sistemi ile koku alarak bu kokuları köpeklere taşımaya başladık.

Uzun süren eğitimler ve tahta kuruları hakkındaki  bilgiler neticesinde %96 ları geçen doğru tespit oranlarını yakaladık ve ingiltere ve iskandinav ülkelerinde hizmet vermeye başladık.

Neden Tahta Kurusu-Bed Bugs  Detektörü Köpekler ?

Daha önce de belirttiğim gibi biyologlar ve entomologlar ile geçirdiğimiz uzun zamanlar neticesinde bu hayvanlar ile ilgili edindiğimiz bilgiler köpeklere neyi aratacağımız konusunda bizler için oldukça önemliydi. Köpeklere tahta kurularının deri veya vücut parçalarının kokusu yerine her canlının salgıladığı gibi böceğin feromonlarını koklamayı ve bulmayı öğrettik. 

Bu sayede  böcek yeni geldiği bir mekana henüz yerleştiğinde , çevresel adaptasyon sağlamadan beslenme veya üreme gibi davranışları göstermeden önce köpekler ile tespit edilebiliyorlar.

Bu durum ısırma , üreme , yayılma davranışını göstermeden önce yapılan tespit ile aslında bir ön uyarı sistemi olarak yönetimin elini güçlendiriyor ve hızlı önlem alınmasını sağlıyor .

Sistem Nasıl Çalışıyor ? 

Ekiplerimiz konaklama mecrasına gelerek alanın büyüklüğüne göre yukarıda bahsettiğim vakum sistemi ile odadan hava çekiyorlar ve bu havayı  özel üretilmiş filtrenin emmesini sağlıyorlar. Odadaki havanın emdirildiği filtreler aynı zamanda odada tahtakurusu varsa onların feromonlarını da emerek bünyesinde haps ediyorlar.

Hava emdirilen filtreler özel paketleme yöntemi ile inceleme laboratuvarımızın olduğu Kuzey Avrupa ülkesine gönderiliyorlar ve birkaç gün içerisinde negatif veya pozitif sonuç alabiliyorsunuz.

Ne Kadar Sıklıkla Kontrol Yapılmalı ? 

Özellikle çok insan giriş çıkışının olduğu mekanlar için ayda 2 kez yani 15 günde bir kontrol öneriyoruz , zira tahta kurularının yaşam döngülerine baktığımızda 15 günde bir yapılacak kontrollerle her yere yayılmadan onları tespit etmek ve tehdit olmaktan çıkarmak mümkün.

Nasıl Hizmet Alabilirim ?

Çok kolay hemen bizimle irtibat kurarak bir konsültasyon ve konu ile ilgili mekanın hikayesi  toplantısı yapabilirsiniz .

Hizmet Alan Müşterilerimizin Medyaya Yansıyan Haberleri.

https://news.sky.com/story/sniffer-dogs-being-used-to-detect-bed-bug-infestations-in-hotels-and-homes-12985383

The post Tahta Kurusu- Bed Bugs Detektörü Köpekler first appeared on Göktan Eker.

]]>
DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ https://www.goktaneker.com/2023/09/20/detektor-kopek-koku-tanitim-sistemi-ve-detektor-kopek-egitim-prensibi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=detektor-kopek-koku-tanitim-sistemi-ve-detektor-kopek-egitim-prensibi Wed, 20 Sep 2023 12:07:00 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3872 DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ Köpeklerin burunlarının insandan çok daha iyi koku aldığı, ve istenen maddeleri bulma konusunda üstün yeteneklerinin olduğu 18. Yüzyılın sonlarında anlaşılmaya[...]

The post DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ first appeared on Göktan Eker.

]]>

DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE
DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ

Köpeklerin burunlarının insandan çok daha iyi koku aldığı, ve istenen maddeleri bulma konusunda üstün yeteneklerinin olduğu 18. Yüzyılın sonlarında anlaşılmaya başlandı.

Köpekle birlikte yaşama kültürünün olduğu özellikle merkez Avrupa Ülkeleri kendi içlerinde görev köpekleri ile ilgili de çalışmalar yapmaya başladılar.

 FRANZ LAUFER isimli Avusturyalı bir subayın güvenlik amaçlı olarak ilk planlı askeri ve polisiye köpek eğitimi ile kullanımında ön plana çıkan  çalışmalarını da unutmamak gerekir.

İlk etapta avcılıktan esinlenerek başlayan kaçakların bulunması , savaş alanlarında kayıp askerlerin bulunması gibi koku çalışmalarının ardından          detektör köpek eğitimi ile ilgili yoğun çalışmalar köpeklerin seçimleri ve aranması istenen kokunun tanıtım yöntemleri konusunda araştırmaların ve deneyimlemelerin yapılmasına neden oldu.

Pavlovun torunları Ruslar başlangıçta daha çok mama  ile detektör köpek eğitimi yöntemini benimserken , günümüzdeki IGP (SCHUTZHUND)  köpek eğitimin temelini oluşturan Alman ekolü ise oyuncak içerisine saklanmış maddelerle çalışmalarını yürüttüler.

1.Dünya , ve 2. Dünya savaşları, alman ekolü ve rus ekolünün dünyada tanınmasına yol açtı.

Amerika’nın Vietnam savaşı görev köpeklerinin modern anlamda askeri kullanımının önünü açarken , iki körfez savaşları ve giderek tırmanan küresel terör ve küresel kaçakçılık detektör köpeklerin ön plana çıkmasına sebep oldu.

Soğuk savaş döneminin sonlarına yaklaşırken , İskandinav ülkeleri mayın arama ve imha faaliyetleri esnasında detektör köpek eğitimi ve kullanımı teknolojisi konusunda her geçen gün araştırmalara devam ettiler ve önemli yol katettiler, şu an BM kara mayınları temizliği standartları konusundaki mevzuatın temelini hazırladılar.

Amerika birleşik devletlerindeki K9 projesi ile popüler olan Görev Köpekleri artık bir çok ülkede güvenlik birimlerinin vazgeçilmez parçası oldu.

Bununla birlikte köpeklere koku tanıtımı konusunda araştırmalar hızla devam etti, Dünyanın hemen her ülkesi ile geleneksel yapıları gereği ticaret yapan hollanda amerika , arap yarım adası ve afrikadaki ihtiyacı çok iyi gördü ve adeta dünyanın görev köpeği dağıtım merkezi oldu. Doğu avrupadan ve merkez avrupadan aldıkları köpekleri dünyaya servis ettiler, bununla birlikte hem köpeklerin kaynak ülkelerinde hem de kullanıcı ülkelerdeki eğitim sistemleri ihtiyaçlarını da çok iyi gözlemlediler. Hollanda kökenli güney afrika da bu know how u çok hızlı bir biçimde içselleştirdi ve mevcut riskleri ölçüsünde sisteme katkı sağladı.

Hollandalılar Almanların oyuncak içinde koku tanıtımı yaptığı yıllarda dutch box adı verilen bir koku tanıtım sistemi geliştirdiler

DUTCH BOX tabir edilen koku tanıtım sistemleri, Hollanda kökenli eğitmenler tarafından geliştirilerek güney Afrika ve Amerika başta olmak üzere birçok ülkede detektör köpek eğitimine yeni bir soluk getirdi. Bu sistem pozitif köpek eğitim yöntemleri ve clicker kullanımı ile de revize edilerek gelişmeye devam etti.

RESİM :Jandarma Köpek Eğitim merkezinde Koku tanıtım Semineri. Büyük Kutular Ahşap Dutch box, küçük kutular 4 box concept

ABD nin K9 lar konusunda büyük bir Pazar olması, Hollandanın avrupadaki stratejik ticari altyapısı  ile birleşince Hollanda uluslar arası bir köpek tedarik üssü haline geldi ve Hollandalı eğitmenler büyük ve hantal olan DUTCH BOX ları her geçen gün revize ederek , modern anlamda koku tanıtım sistemlerinin temelini attılar. daha küçük , hafif, değişken, taşınabilir hale gelen kutu ile koku tanıtım sistemi geliştirdiler.

Eş zamanlı olarak iskandinav ülkelerinde daha özgür daha farklı bir bir konsept uygulanıyordu , kliker yöntemi… Köpeğin sadece ilgisini çekecek   kokunun olduğu streril bir bir ortamda başlayan eğitimler , önceden kliker yüklemesi yapılmış köpeğin tesadüfen istenilen kokuyu ( patlayıcı, uyuşturucu vb.. ) koklaması ve klik ardından gelen ödül ile başlıyordu.

Detektör köpek eğitimine başladığım geçmişte  alman ve ingiliz ekolünü karma şekilde kullanarak başlamıştım. Yani hem oyuncak içine saklama hem de oyuncakla beraber maddeyi saklama yöntemini kullanmıştım.

Irak deneyimimin ardından dutch boxları kullanarak işi hızlandırmayı denediysem de , hollandalıların ve güney afrikalıların geliştirdiği taşınabilir boxlara hızlı bir geçiş yaptım. Ancak öğrenmenin ve gelişimin sonu yoktu, olmamalıydı… 

FOUR BOX CONCEPT

2009 yılında Lasvegas Amerikada polis ve askeri görev köpekleri ile ilgili yapılan bir konferansta tanıştığım akabinde de bir süre de birlikte çalıştığımız Kenny Licklider’ın daveti üzerine eğitim merkezine bir ziyarette bulundum.

Hani amerikalı Rock Starları müziklerine evlerinin garajlarında başlarlar ya , işte kenny nin 4 kutu konseptini evinin garajında nasıl geliştrdiğini dinledim, akabinde uzun bir süre amerikada kalıp , 4 kutu konseptinin inceliklerini ve detaylarını öğrendiğim bir kurs aldım.

Eski bir Asker olan aynı zmaanda vietnamda görev yapmış olan Kenny Amerikan ordusunun afganistan ırak ve dünyanın farklı coğrafyalarında görev yapan birlikleri için müthiş endüstriyel bir koku tanıtım sistemi geliştirmişti.

O ana kadar gördüğüm tüm sistemlerden farklı olarak 4 kutu konseptinin en önemli avantajını bir endüstri mühendisi, bir süreç uzmanı mantığı ile oluşturulmuş olduğunu söyleyebilirim. Kenny detektör köpek eğitiminde endsütriyel bir sistem kurmuştu.

Her zaman derim, Avrupalılar güvenlik risklerinin azlığı , yüksek refah içerisinde yaşamanın da getirdiği rahatlıkla , köpek eğitimine daha çok spor , sanat ve bilim kökenli bakıyorlar. Spor köpeklerinde bu kadar ileri olmalarını bu kapsamda ele almak gerek , ingiltere merkezli üniversitelerin hayvan davranışları konusundaki çalışmalarına ve birikimlerine bilimsel pencere ile bakmak gerçekten önemli , iskandinav ülkelerinde eğitmenlerin adeta bir ressam ve heykeltraş yaklaşımı ve mükemmeliyetçi düşüncelerini de avrupa ülkelerinin farklı toplumlarının kültürlerini inceleyince anlamak çok daha kolay oldu.

Ancak Sevgili Arkadaşlar lütfen unutmayın bir ülkemizde HAYATTA KALMAK İÇİN görev köpekleri eğitiyoruz. Ne iskandinav ülkeleri gibi sanat yapacak kadar uzun kışlarımız  ve gecelerimiz var ,ne avrupalılar gibi  iş çıkışı köpeğimizle köpekli sporlar klübüne gidip spor yapacak kadar sosyal refahımız var , ne de onlarca saat paneller yapıp , ne de ingilizler gibi işin dibine kadar inecek bilimsel çalışmalar yapacak insan kaynaklarımız ve eğitim sistemimiz var. Evet bunların hepsini ülke olarak yapmalıyız ancak kendi ihtiyaçlarımızı kendi bilimsel alt yapımızı ve kendi sistemimizi oturmalıyız.

Zira küresel güçlerin her geçengün daha fazla desteklediği birden fazla terör örgütü , doğu batı arasındaki köprü konumundan dolayı her türlü insanın gelip gitmeye çalıştığı bir mecra, başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere kaçakçıların ideal rotası , ırak iran suriye ermenistan gibi komşuların olduğu düşük ölçekli öatışmaların bitmediği  bir coğrafyada yaşıyoruz.

Biz köpekleri hayatta kalmak için eğitiyoruz. 

Tam da bu yüzden Kenny ile ortak bir çok noktamız oldu , hayatta kalmak için köpek eğitmek zorunda olmak da bunların başında geliyordu.

4 kutu konsepti oldukça sistematik bir şekilde ilerleyen, her adımı kayıtlara geçirilirilen, köpekte var olan zayıf bir davranışın veya hatalı davranışın sürecin hangi noktasından kaynaklandığını iyi anlayabileceğiniz bir yöntem. Tabii sistem doğru uygulandığında.

Ne yazık ki conseptin ve sistemin felsefesini anlamadan , eline kutuyu alan detektör köpek eğitiyorum diye ortalıkta geziyor , aynı kayışı alanın eğitmenim diyebildiği gibi.

Sistemin diğer önemli avantaşı da kokuyu köpeğe koku havuzunda öğretmesi , oyuncak içi veya iskandinav usülü eğitimlerde kokunun kaynağını köpeğe öğretebiliyorsunuz ancak kokunun karakteristiğini köpeğin öğrenmesi oldukça uzun zaman alıyor ve operasyonel olarak sorunlar yaşayabiliyorsunuz ki bu sistemlerle eğitilmiş köpeklerler ile ırak kaosunda çalışmış ve oldukça ciddi sorunlar yaşamıştım.

Sistem koku havuzu, koku akışı, koku birikintisi, koku bulaşığı gibi bir çok farklı durumda köpeği oldukça hızlı gözlemlemenize ve analiz etmenize yarıyor.

Sistemin bana göre en önemli dezavantajı , her endüstiyel üretim sistemi gibi belirli kalıpların dışındaki köpek karakterleri için çok uygun olmaması. E eğitmensin , yeteneği olduğunu düşündüğün bir köpeğe bu sistemin dışında yöntemler de uygulayabilirsin. Zira özellikle detektör köpek eğitimi SORUN ÇÖZME becerisine dayanır. 

Sistemin diğer bir avantajı ise işinizi o kadar çok iyi standardize ediyorsunuz ki , eğitime katılan idarecilere yapacakları çok az iş kalıyor , köpek adeta idareci eğitimi konusunda en önemli yardımcınız haline geliyor , yani handler course for dummies….

Hiç eğitim almamış bir köpek ve hiç eğitim almamış bir idareci ile verilen kurslarda yaşanılan bir çok sorunu bu sistemde yaşamıyorsunuz ve gerek köpeğin eğitim süresi gerek idarecilik eğitimi süresi oldukça kısalıyor.

RESİM : Four Box sisteminde bir egzersiz görüntüsü.

KÖPEK SEÇİMİ

Köpeklerimiz 10-18 aylık green köpekler arasından ( kendimizin yetiştirdiği veya dış tedarik ile edindiğimiz) seçiliyor. Köpeklerimizin detektör köpek eğitimini alabilmesi için eğitim yeterlilik testini geçmesi gerekmektedir. Yani eğitime tabi tutacağımız köpekler için 4 kutu konseptine uygunluk ve drivelarının yeterliliği ile ilgili oldukça temel testler var. Bu testler aynı zamanda köpeğin eğitim sonunda görev yapacağı mecraya göre de değişkenlik gösterebiliyor.

SOSYALLİK

Köpekler, mümkün olduğunca  insanla ve diğer hayvanlarla iyi geçinen sosyal köpekler olmalıdırlar. Bununla birlikte işitsel , görsel ve ortam uyumları da son derece iyi olmalı, sağlam sinirlere sahip , rahat davranışlı sürekli mutlu görünen köpekler olmalıdırlar. Sosyal olmayan köpek , mücadele güdüsü yeteri kadar gelişmemiş bir köpek yaşadığı stresleri yönetemiyor , belirli bir süre arayıp bir şey bulamadığında yavaş yavaş arama performansı düşebiliyor.

KONDÜSYON

Köpeklerimizin kondüsyonlarının uzun süre çalışmasına yetecek kadar iyi olmaları gerekmektedir. Bu da kısa hız egzersizleri ve uzun kardiyo egzersizleri ile mümkün olmaktadır. Ancak arama kondüsyonu en önemlisidir. Köpeğin uzun süre arayabilmesinin en önemli alt yapısı kontrollü ve dokümante edilmiş eğitim ve tekrar eğitimleri ile mümkün olabiliyor. 

KENDİ İRADESİ İLE DAVRANMA

Eski alman ve rus geleneğinde idareciler sürekli olarak köpeğin araması istenen yerleri gösterirler ve köpeği komutla ondrive/ offdrive konumuna getirirlerdi. Ancak, eski prensiplerin aksine aksine 4 box concept uygulamasında köpeğin kendi iradesi ile eğitmen veya idarecisine bağımlı hale getirilmeden arama yapması sağlanır. Eski sistemlerde köpeğin INDEPENDED SEARCH yeteneğinin körelmesi sonucu kaçınılmaz iken Yeni konseptte köpeğin uyarıcıları her an kokuyu alma konusunda açıktır. Eski konspte detektör eğitiminde köpekler arama yapmak için sürekli komut bekler hale gelirler, ve sadece ON drive anında arama yaparlar. Bu da insan hatası nedeni ile köpeğin de hata yapmasına sebep olur.

Yeni konsepte şu şekilde bir örnek verebiliriz. Köpek örneğin havalanında idarecisinin yanında insanların arasında gezer bulması istenen kokuyu aldığında kendiliğinde o koku kaynağına yönelir ve beklenen tepkiyi verir. Köpeğe herhangi bir komut verilmemiştir. Ancak köpek hafızasındaki kokuyu her an ortamdakilerle eşleştirmektedir.

Eski konseptte ise köpek sürekli olarak komutla yönlendirilir, araması istenen alan idareci tarafından gösterilir ve köpek sınırlandırılır. Bu durum köpeğin arama avlanma özgürlüğünü baskıladığı için hafızadaki koku ile ortamdaki kokuyu ancak bir kout verilip te arama yaptığında eşleştirir, komut verilmezse veya arama yapılmadığı bir süreçte ise çok rahatlıkla içi bomba dolu bir çantanın yanından geçer ve tepki vermeyebilir.

KISACASI KÖPEKLERİN MUHAKEME VE MUKAYESE YETENEKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

İÇGÜDÜ ( DRIVE ) YETERLİLİĞİ

Detektör Eğitimi alacak köpeklerde yeteri kadar Avlanma ve Av (HUNT ve PRAY) drivelarının olması gerekmektedir. Köpeğin her daim oyun topuna sahip olma ve topun ortamdan uzaklaştırılması durumda onu sürekli arama uzun süre arama güdüsünün olup olmadığı oldukça önemlidir. Mücadele (FIGHT)  iç güdüsünün önemi ve dengelenmesi de ayrıca önemlidir 

KOKU ALGILAMA

Köpekler kokuları insanlar gibi algılamazlar. Örneğin biz bir mantar çorbası kokladığımızda onu mantar tadı ile bağdaştırırz. Ancak köpekler farklı koku algılama sistemine sahiptirler, köpekler mantar çorbasını kokladıklarında çorbanın hazırlanmasında kullanılan tüm maddelerin kokularını algılarlar. Örneğin Eğer köpeğimiz tuz arama konusunda eğitildi ise, bir mantar çorbasını kokladığında tuzlu olana tepki verir. Tuzsuz olana tepki vermez.

Köpeğe bulması istenen nesneni etken maddesini öğrettiğimizde köpeğimiz bu etken madde ile yapılan tüm nesnelere tepki verecektir.


Yukarıdaki açıklamalardan hareketle koku tanıtımında 4 kutu sistemi ile ;
Köpeğimize mevcut ticari askeri ve el yapımı patlayıcı maddelerin veya uyuşturucu maddelerin ya da diğer bulunması istenen ürünlerin etken maddeleri öğretilir.

Prensip olarak köpeğin aşırı idareci bağımlı olması engellenmeye çalışılır, idareci ile uyum halinde görev temeli atılır. Bulunması istenen maddeyi kokladığında hızlı bir şekilde tepki vermesi ve çevre etkenler ne kadar zor olursa olsun maddeyi terk etmemesi sağlanır ( scent obidence)

KOKU ÇELİŞKİSİ ( Distiractions)

Akabinde köpeğimize koku çeldiricilerle çalışmalar yapılarak aranması istenen koku daha farklı benzer veya daha güçlü kokular tarafından bastırılmak istenir. Örneğin 4 kutudan birine patlayıcı madde bir veya daha fazlasına koku çeldirici madde konur köpeğin tüm çeldiricileri atlayarak istenen maddeyi bulup istenen tepkiyi vermesi beklenir.

Bir sonraki aşamada örneğin 4 kutunun içerisine yiyecek maddesi konur anca birine yiyecekle beraber bulunması istenen madde yerleştirilir. Bu yöntemle köpeğin tüm dikkat çeldirici madeeleri ignore etmesinin yanı sıra aranan maddeyi de kesinlikle tepki vermesi sağlanır.

4 kutu konseptinde köpeğimiz bu aşamaları geçtikten sonra 4 köşe uygulaması ile kutuların marifeti ile oda arama araç arama çanta paket arama, palet arama simulasyonları yapılır, zemin ve yükseklik araması çalışmaları yapılır.

Köpeğin görev yapacağı yere göre koku çalışmalarda partiküler algılama yerini moleküler algılamaya doğu bırakır. Bu sayede çok küçük miktarlardaki maddeler, veya madde kalıntılarının da köpek tarafından tespiti sağlanır.

Ancak bu aşamaya geçmede köpeğin nerede ve ne amaçla kullanılacağı son derece önemlidir.

Köpekler koku tanıtım sisteminde dış mekanlarda arama egzersizlerine geçmeden önce “I” line denilen 10-15 sıralı kutularda tekli ve çoklu madde bludurma yöntemi ile farklı iktar ve çeşitlerdeki patlayıcı maddelerle test edilir ve koku odası dışındaki arama egzersizlerine hazır hale getirilir.

Yüksek miktar koku da bu yöntemle çalışılabilr.

RESİM : Çizgi (Line) egzersizi

İLERLEME EĞİTİMLERİ

Dış mekânlarda ve görev yerlerine benzer simule edilmiş alanlarda eğitim faaliyetlerine devam eden köpekler idareci ile kurs görmeye hazır hale gelir.

İdareci ile kurs gören köpekler sertifika imtihanının ardından göreve hazır hale gelirler.

Göreve başlayan K9 timi her gün farklı egzersiz ve denemelerle hassasiyetleri en üst düzeyde kalacak şekilde görevlerine devam ederler. ANCAK UNUTULMAMASI GEREKEN KÖPEĞİN NEREDE NE VE AMAÇLA KULLANILACAĞININ DİĞER BİR TABİR İLE GÜVENLİK RİSKLERİNİN TEMELİNDE BU RİSKİ NASIL BERTARAF EDECEĞİNİN ÇOK İYİ BİLİNMESİ GEREKİR

Köpeğin arama kapasitesinin sürekli en üst düzeyde olması için görev harici oyunlar, tamamen pozitif yöntemle itaat eğitimleri yaPılarak köpeğin idareci ile uymu her geçen gün arttırılır. Köpekte bilinen adı ile temel itaat , idareci ile madde arama konusundaki tüm uyum gerçekleştikten sonra yapılmalıdır. KÖPEĞİN İTAATİ ÖNCELİKLİ OLARAR ARANMASI İSTENEN KOKUYA SONRA İDARECİYE OLMALIDIR.

Detektör Köpek Eğitmenlik Kursları için: goktaneker@gmail.com

The post DETEKTÖR KÖPEK KOKU TANITIM SİSTEMİ VE DETEKTÖR KÖPEK EĞİTİM PRENSİBİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü https://www.goktaneker.com/2023/09/01/sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu Fri, 01 Sep 2023 09:15:50 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3862 Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum. Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal[...]

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>

Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum.

Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal ve uluslararası markalar taklit ve sahte ürünlerle mücadele halinde.

Bununla birlikte sahte veya taklit olmayan gerçek ürünlerin ülkeye yasadışı yollardan sokulması da ayrı bir sorun.

Bu kapsamda geçmişte k9 ların içinde olduğu başarılı uygulamaları sizlere aktarmaya çalışacağım.

TÜTÜN VE TÜTÜN MAMÜLLERİ 

Ülkemizde faaliyet gösteren global bir firmanın sponsorluğunda köpeğimiz ile öncelikle firmadan alınan defolu tütün mamülleri ile eğitim çalışmalarına başladık.

Uzun yıllar bomba , narkotik , mayın , ceset , canlı insan arama gibi eğitim faaliyetlerinin ardından tütün ve mamüllerinde bulunan yoğun koku sayesinde köpeğin eğitimi oldukça hızlı ilerledi.

Akabinde firmanın fabrikasında daha yüksek miktar kokularla çalışmaya başladık , artık yüzlerce koli arasından içi tütün mamülü dolu koliyi rahatça tespit edebiliyorduk.

Son olarak 20 kadar nakliye aracının içerisinden içi tütün mamülü dolu aracın tespiti ile ilgili eğitimlerin ardından firma yetkilileri bir deniz limanında gümrük birimi tarafından test edilmek üzere k9 ekibini yönlendirdiler.

Test günü açık alanda , üzeri kapalı etrafı açık bir antrepoda saklanmış büyükçe bir kolinin aranması istendi.

Hafif rüzgarlı bir günde yapılan testte köpeğimizi arama alanına yönlendirdikten kısa bir süre sonra köpeğimiz rüzgarı karşısına alarak arama alanının uzağında açık alanda bir ihracat konteynerini işaretledi , yetkililer saklanan tütün mamüllerinin orda olmadığını belirtseler de zaten gümrüklü sahada olan konteyner açıldığında içinde tütün mamulü olduğu anlaşıldı , akabinde de tekrar arama alanına dönüp arama faaliyetine devam ederek mamüllerin saklandığı koliyi de tespit ettik.

Köpeğimiz firma tarafından gümrük birimlerine hibe edildi ve akabinde çalışmasına devam etti.

KAÇAK ÇAY VE KAHVE ÜRÜNLERİ

Yine Türkiye’de faaliyet gösteren global bir firma tütün konusunda başarılı olan köpeğin referansı ile tarafımıza ulaşarak ülkeye kaçak yollarla giren çay ürünlerinin tespiti konusunda bizden destek istedi ve köpeğimiz benzer bir yöntem ile hazırlanarak yetkililer vasıtasıyla gümrük birimlerine hibe edildi.

Aynı firmanın bazı kahve ürünlerinin taklitlerinin piyasaya sürüldüğü ve imalat yapan şebekenin bulunması amacı ile yürütülen bir soruşturmada , bu firma tarafından ele geçirilen taklit ürünleri bulma konusunda eğitilen köpeğimiz alınan izinlerle bir sanayi sitesinde  mesai bitip tüm dükkanlar kapandıktan sonra arama faaliyetlerine katıldı.

Köpeğimiz üçüncü arama saatinin sonunda üç katlı bir işletmenin kapısının altını koklayarak işaretleme yaptı. 

İlerleyen günlerde takibe alınan bu işletmenin yasadışı imalat yaptığı kesinleştikten sonra adli işlemler başlatıldı.

Çay ,Tütün kahve ve benzeri ürünler başta olmak üzere , bu ürünlerin yasadışı yollardan ülkeye sokulması veya sahte ve taklitlerinin piyasaya sürülmesi halk sağlığını olumsuz etkilediği gibi devletin büyük vergi geliri kaybına yol açmakta , üretici firmaların bu haksız rekabet sebebi ile mağdur olmasına sebep olmaktadır.

ELEKTRONİK EŞYALAR

Köpeklerimizin başarısına referansı ile elektronik eşya ithalatı yapan bir firma bizimle irtibat kurdu ve ürünlerinin kaçak olarak gümrük kapılarından tr ye sokulduğunu , bununla ilgili olarak bir çalışma yapmak istediklerini belirttiler.

En çok kaçakçılığı yapılan ürünlerinden numune alıp , soluğu kimya mühendisi bir arkadaşımın yanında aldım.

Gaz kromatografi cihazı vasıtası ile temin ettiğim ürünlerin içerisinden en çok gaz yayan yani koku çıkararak baskın koku oluşturan parçayı tespit ettik 

Daha sonra Alınan tüm ürünlerde olan bu baskın kokulu elektronik parçadan temin ederek köpekleri çalıştırdım ve Bingo , içinde bu parça bulunan her elektronik eşyayı bulur hale geldik.

Yapılan test ve denemelerde firmanın yasadışı ülkeye sokulan ürünlerinin yanı sıra neler bulduğumuza inanamazsınız.

Bu modelin oldukça başarılı olması üzerine köpekler aynı dertten muzdarip başka bir ülkeye gönderilerek işlerine devam ettiler.

PERFORMANS İLAÇLARI 

Pazarın çok büyük olmasından dolayı Performans ilaçlarının veya takviye gıdaların sahte ve taklitleri oldukça yoğun bir şekilde yasadışı yöntemlerle piyasaya sürülüyor.

İlaç açısından bakarsak sahte ilaç , orjinaline benzeyen ancak içerisinde etken maddesi olmadığı için ilacın fonksiyonunu yerine getirmeyen , kimi uzmanlarca plasebo etkisi yaratan ürünler. Ancak bu sağlıksız koşullarda üretilen ürünlerin ne tür yan etkileri olduğunu bilemiyoruz. Alerjik reaksiyon sonrası anaflaktik atak geçiren kullanıcılara da rastlamak mümkün.

Taklit ilaçta ise belirli oranda etken maddeyi ürünlerde tespit etmek mümkün , ancak yapılan Labratuvar araştırmalarında ya belirtilenden daha az oluyor , ya da sağlıksız ucuz katkı maddeleri yüzünden yine oldukça sağlıksız ve beklenmeyen yan etkiler yapabiliyor.

Tarafımıza ulaşan firma yetkililerince piyasadan temin edilen sahte ve taklit ürünlerin etken maddeleri e yoğun koku salan bileşenleri ile ilgili bir toplantı yaptık ve firmanın kimya mühendisleri ile en çok koku yayan etken ve katkı maddelerini tespit ettik.

Köpeklerle yapılan koku tanıtım ve moleküler arama eğitimlerinin ardından köpekler bir süre Türkiye’de çalışarak tespitler yaptılar , akabinde bu tip ürünlerin imal edildiği ülke gümrük birimlerine hibe edilerek sorun kaynağında çözülmeye çalışıldı.

https://www.belemturktv.com/avrupada-sahte-ve-taklit-ilaclar-ciddi-saglik-tehdidi-olusturmaya-basladi.html

Dijitalleşme ve teknolojik cihazlardaki gelişim ile bu alanda köpeklerin kullanımına ihtiyaç duyulmuyor gibi gözükse de tüm teknolojik gelişmelere rağmen halen insan hatası veya hırsı sebebi ile sahte ve taklit ürünler insan sağlığını hiçe sayarak cirit atmaya devam ediyor.

Bunun yanında ülkede gerekli mevzuatın olmaması da bu tip görev köpeklerinin daha etkin görev yapmasının önündeki en büyük engel olarak duruyor 

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>
KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ https://www.goktaneker.com/2023/08/30/kopeklerin-super-gucu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerin-super-gucu Wed, 30 Aug 2023 15:20:10 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3849 Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri BURUN VE KOKLAMA Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır. Kurtların hayatta kalmaları[...]

The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri

BURUN VE KOKLAMA

Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır.

Kurtların hayatta kalmaları için besin bulma ,nesillerini devam ettirmek için eş seçme ,canlı ve cansız varlıkları tanımlama ve hatta canlı varlıkların duygu durumlarının anlaşılmasında sahip oldukları koklama becerisi oldukça önemlidir.

Binlerce yıldır , burunlarını kullanarak avlanan kurtların köpeklere bıraktığı en önemli miraslardan biri çok iyi koku alma becerisidir.

Yapılan araştırmalarda İnsan beyninin %5’i kokuyla ilintili iken bu oran KÖPEKLERDE %35dir. Bu Fizyolojik durum bile bizlere önemli ipuçları vermektedir.

Köpeklerim Burun deliklerinin ucundaki kanatçık benzeri yapılar, köpeğin burnuna giren havanın yönünü tayin etmeye yarar. Bununla birlikte bu yapı köpeğin burnuna  iki farklı yönden de bir koku akışı ve tespit yeteneği sağlar 

Diğer bir deyişler köpekler bir kokunun nereden geldiğini ‘‘stereo’’ olarak algılayabiliyorlar.

Doğada yaşayan kurdun mutluluk formülü

1-) Mental Egzersizler- Avını, eşini , sürü bireylerini vb koklama

2-) Fiziksel Egzersizler- Avını yakalama, alanını savunma , flört davranışları vb.

3-) Doğru İletişim- Sürüye ait olma ve işbirliği


Mutlu Köpek Formülü
 

1.png

Mental Egzersiz

Köpekler için mental egzersizler koklama ve sorun çözme üzerine kuruludur. Eğer köpeğin koklamasını ve koklayarak bir sorunu çözmesini bir sonuca ulaşmasını sağlayabiliyorsanız , onu ciddi anlamda yormuşsunuz demektir. Özellikle detektör köpekler ve arama kurtarma köpekleri bu konuda yoğun çalışmaktadır.

2.png

Fiziki Egzersiz

Tabii ki sadece yüzme değil, düzenli yürüyüşler , koşular , çeviklik ve kondüsyon parkuru ( bu parkurlarda da köpekler sorun çözdükleri için fiziki ve mental egzersizi birlikte yapmış olurlar.

3.png

Doğru İletişim

Tüm bu egzersizleri köpeğinizi mutlu edecek şekilde ve yeteri kadar yaptığınızda geriye sadece onunla etolojik anlamda doğru iletişim kurmak kalıyor.

BURUN EGZERSİZLERİ


1.jpg

Ev Köpekleri için mental egzersiz.

Ameliyat geçirmiş köpekleri yorma ve fiziksel hareketleri azaltma.


Fiziksel Engelli Köpekleri için oldukça mutluluk verici zihinsel egzersiz uygulaması


Köpek ve sahip ilişkisinin gelişmesinde çok büyük katkı.

Barınak ve Sokaklardan sahiplenilen özellikle travmatik köpeklerin özgüvenlerini arttırıcı veya agresyonu olanlar için agresyon bastırıcı fayda.

SCENTWORK-KOKU EGZERSİZLERİ

Burun egzersizlerinde daha çok köpeğin maması , lezzetli yiyecekler ve köpeğin sahibinin kokusu kullanılırken bu aşamada farklı kokular eğitimlere dahil edilmektedir.



HUŞ AĞACI YAĞI, SELVİ AĞACI YAĞI,  ANASON VEYA KARANFİL KOKUSU KULLANILAN EN YAYGIN KOKULARDIR.

EGZERSİZLER EV İÇİNDE YAPILMAKLA BERABER ,DIŞ MEKANDA DA UYGULANABİLİR.

Köpeklerin iç mekanda başlayan egzersizleri ,dışarıda sosyalizasyon problemi yaşayan köpeklerin dış mekana alıştırılmasında oldukça etkilidir.

Ürkek çekingen köpekler için farklı bir özgüven geliştirici etkinliktir.

Özellikle başka köpeklere agresyon sergileyen köpeklerin duyarsızlaştırılmasında kullanılabilmektedir.

Köpeğimiz ile bu egzersizleri evin etrafından başlayarak dış çevrede parklarda da yapabilir, böylece dışarıda bulunduğunuz tuvalet ve gezinti saatlerine ilave keyifli vakit geçirebilirsiniz.


Bu egzersizleri köpekle yapacağınız ona uygun fiziki egzersizlerle de kombine ederseniz, köpeğinizden ve sizden mutlu kimse olmayacaktır.

Workshop ve Eğitim Gruplarına katılım için goktaneker@gmail.com


WE HELP DOGS TO HELP PEOPLE…….





The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR https://www.goktaneker.com/2023/08/24/dna-forensic-dogs-antikriminal-burunlar/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dna-forensic-dogs-antikriminal-burunlar Thu, 24 Aug 2023 16:31:51 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3856 DNA / FORENSIC DOGS Köpeklerin muhteşem yetenekleri veya benim tabirimle süper güçleri meslek hayatımın her anında beni şaşırtmıştır. Bomba narkotik gibi branşlar  uzun süre detektör köpek eğitimi ile uğraşan kişiler[...]

The post DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR first appeared on Göktan Eker.

]]>
DNA / FORENSIC DOGS

Köpeklerin muhteşem yetenekleri veya benim tabirimle süper güçleri meslek hayatımın her anında beni şaşırtmıştır.

Bomba narkotik gibi branşlar  uzun süre detektör köpek eğitimi ile uğraşan kişiler için zamanla heyecan veremez hale gelebilmektedir.

2005 li yılların başında meslek hayatımda bu tip bir süreçten geçtiğim dönemde İskandinav ülkelerinden birinin vatandaşı olan  bir meslektaşım ile DNA köpekleri olarak tabir edilen köpekler üzerine sohpetler etmeye , adli tıp  anlamında bu köpeklerden nasıl faydalanabileceğimizi konuşmaya başlamıştık. Beni bu konuda araştırmaya iten ise bir üniversite kampüsünde tecavüze uğrayıp katledilen öğrenci bir kızımızın hikayesi olmuştu. bu tip taciz veya tecavüz olaylarında bu sapıklara ait deiller kapalı alanlarda cihazlarla kolaylıkla bulunabilirken, açık toprak ve çim alanlarda delile ulaşmak gerşekten zor oluyordu.

Uzun süre teorik anlamda bu işin uygulanabilirliği konusundaki tartışmalarımız akabinde amerikada katıldığım bir workshopta ilk defa DNA veya Forensic dog tabirini öğrenmiş , yabancı meslektaşlarımın da benzer çalışmalar yaptığına şahit olmuştum.

Daha zonra Hırvat meslektaşlarım Chirs ve Andrea nın organze ettiği Kadavra Köpekleri eğitim organizasyonuna katılmış, avrupanın farklı yerlerinden gelen meslektaşlarımla da konu hakkında uzun söyleşilerde bulunmuştum.

İstanbulda düzenlecek euroforensics fuarından önce bilgi dokümantasyon ve yapılan çalışmalarla deneyim anlamında da yeterlilik hissetmemden dolayı bir köpek hazırlamaya başlamıştım ardından da çalışmalara devam ettim.

Konvansiyonel Patlayıcı ve Narkotik detektörü köpeklerin daha çok partiküler koklama yaptıkları , mayın ve DNA köpeklerinin ise moleküler koklama yaptıkları şeklinde genel bir ayrım olduğunu söyleyebilirim. Eğer bir bomba veya narkotik köpeğini moleküler seviyeye çıkartırsanız çok fazla hatalı tepki alabilirsiniz , zira bu maddelerin içerisinde günlük hayatta kullanılan çok fazla kimyasal var ve bu kadar üst düzey hassasiyet kazandırılan köpeklerin hata yaptıklarına çok şahit oldum. Örneğin ırakta bir kontrol notasında uzaktan gelen bir kokunun köpeği nasıl yanılttığına ve zavallı araç sahibininaracının  saatlerce didiklendiğini gördüm. Amerika’da  yaşanan diğer bir olay ise mahkemelere taşınmış ve kokkul kuvvetlerinin ceza almasına neden olmuştu. yanyana yolculuk yapan iki kişiden birinin madde kullandığı , ancak köpeğin yanında oturan kişiye tepki vermesi üzerine gelişen olaylar pek de hoş değildi.

Düşünün askeri bir üste çalışıyorsunuz ve yüksek hassasiyeti moleküler arama yapan bir köpeğiniz var , elinize kıyafetlerinize sinmiş patlayıcı kokularına , kolluk küvetlerinin belindeki silaha veya mühimmata bile tepki verir hale gelebilirler.

DNA köpeklerinin çalışma prensibi ise , gözle bile zor görebileceğimiz kan ,sperm veya dokulara ulaşmaktır , dolayısı ile yüksel hassasiyet ve moleküler koklama gerektirir.

Yere veya duvarlara damlamış ve silinmiş bir kan lekesini , sperm kalıntısını bulabilecek hassasiyetteki bu köpekler , tecavüz veya cinayet gibi olaylarda , floresan cihazların kullanılamadığı ormanlık arazilerde oldukça etkin olmakla beraber , bir nevi gömülmüş kadavralar , toplu mezarlar , HRD ( human Remain Dog ) İnsan Parçası arama gibi alanlarda başarı ile kullanılabilmektedir.

2009  yılında DNA köpekleri konusunda başladığım çalışmalara öncelikle bir veteriner hekim arkadaşımın desteği ile kendi kanım ile başladım. Farklı kan grupları , farklı cinsiyet ve farklı yaş grupları ile de Köpeklerde çalışmaya devam ettim , iki aylık bir çalışmanın sonunda bir evin salonunda bir cc kan damlasını bulur hale gelen köpeğimin başarısı beni oldukça mutlu etmişti.

2011 yılındaki fuarda konu ile ilgili adli tıp , askeri ve emniyet kriminal yetkililerine kan bulan köpeğimle bir sunum yapmıştım. 

Fuardan sonra hız kesmeyerek bir laboratuvarda çalışan arkadaşım sayesinde de sperm kalıntıları konusunda da köpeği geliştirme fırsatım oldu , ABD deki tecavüz vakalarında tutulan istatistiklerde belirli yaş aralığındaki erkeklerin daha çok yer aldığı bilgisi üzerine benzer bilginin tr de olup olmadığını da araştırmıştım.

Beni tatmin edecek bilgiye ulaşamayınca internette geçmiş tarihli tecavüz haberlerinden hareketle tahmini bir yaş grubu aralığı oluşturmuştum. 

Bu tecrübeler ışığında projeyi askeri amaçlı kullanılacak ekipler oluşturmak için revize ettim .

Hedef şuydu ; mümkün olduğunca küçük ırk köpekler ile kırsal intikal yapan ekiplere destek olacak köpek terör unsurlarına ait ,  mağara , konaklama veya kamp alanlarında erkek ve kadın teröristlere ait , sperm , tükürük/balgam , kan , menstrüasyon hijyen ped lerini bulacak bulunan yerler gps ile işaretlenecek , daha sonra alınan numunelerden DNA tespiti  yapılarak , intikal boyunca alınan tüm numuneler eşleştirilecek , numunelerin kamp alanında bulunan yerleri ve analizlerinden hareketle grup içi hiyerarşi ve grubun kırsaldaki hareketliliği analiz edilecekti.

Köpeğin hazır olduğuna inanınca fuarda iletişime geçtiğim kurum yetkilisini aradım ve en azından kamp alanlarındaki numunelerin bulunabilmesi için demo yaptım.

Köpek işini fazlası ile yaptı , demoya katılanlar projeyi oldukça beğendi ve uygulanabilirliği için bir görüş almaları gerektiğini belirttiler. Beni arayacaklarını belirttiler.

Bir kaç hafta sonra benimle iletişime geşenlerim kurum dışı farklı insanlar olması beni oldukça işkillendirdi , rahatsızlığımı dile getirerek birlikte çlışamayacağımızı belirttim ve , hazırladığım iki köpeği ne yazık ki yurtdışına gönderdim. 

Sonrası malum , 17/25 ve 15 Temmuz, anlayacağınız bu şahıslarla çalışmadığım için ucuz yırtmıştım.

ÜLKEMİZDEKİ DURUM

Bu durumu aktarmadan önce kadavra köpekleri ile ilgili genel bir bilgilendirme yapmak isterim. 

1-Toprak üzerinde hayatını kaybetmiş insanları arayan kadavra köpekleri

2- Toprak altına gömülmüş kadavra köpekleri  

olmak kaydı ile farklı tip kadavra köpekleri dünyada kullanılıyor, ancak unutulmaması gereken diğer bilgi de bir kadavranın ölüm gerçekleştikten sonra farklı çürüme aşamalarının olduğunun bilinmesidir. Her aşamada baskın koku farklı olmaktadır.

Yani yeni ölmüş birine ait kadavra kokusu ile ölümünden 3 ay geçmiş bir kadavranın kokusu aynı olmamaktadır. temel anlamda bilinmesi gereken diğer konuda kadavra kokusunun havadan ağır olması sebebi ile sürekli yere çökme , yer yüzündeki oyuk ve deliklere birikme eğiliminde olmasıdır. Toprak üzerinde bulunan kadavranın kokusunu köpekler airscent ( havayı koklama ) yöntemi ile bulabilir ancak toprak altındaki kadavraların aranması daha çok moleküler çalışma gerektirir.

3-İnsan parçası (HRD) arayan köpeklerin ise çalışma prensipleri biraz daha farklıdır. İnsan parçası diyince kocaman kol veya bacaklardan bahsetmiyorum,  çok daha küçük parçaları kastediyorum. 

Bununla birlikte bir toprak kayması veya sel sonucu meydana gelen ölümlerde vücut bütünlüğünün bozulma durumuna göre Kadavra Köpekleri  arama kurtarma amaçlı da kullanılabilirler.

4-) DNA Köpekleri diğer adı ile fornesic dogs ise çok daha küçük miktarları ararlar dolayısı ile moleküler düzeyde arama yapmaları elzemdir. 

Gerek kadavra köpeklerinin gerekse DNA köpeklerinin diğer kullanım alanı ise suda boğulmalar sonucu cesedin aranması faaliyetidir. Kadavrada meydena gelen çürüme prosesi sonucu sudan hafif ama havadan ağır olan koku suyun üzerine çıkma eğilimindedir. Bu sebeple bu köepkler gerekli eğitimlerle suda arama çalışmalarında da başarılı olabilmektedirler.

Ülkemizde kolluk kuvvetlerine ait kadavra köpeklerinin olduğu biliniyor, eğitim sistemleri veya seviyeleri konusunda açıkçası pek bilgim yok, sadece yıllar önce bir jandarma perosneli kardeşim ile bir tv programı yapmış ve kolluk kuvvetlerinin eğitimi ile bilgi sahibi olmuştum.

Ezcümle , kadavra köpeklerinden Dna köpeklerine kadar olan oldukça farklı eğitim süreçleri kurumların kullanım alanları ve amaca yönelik olarak yapılmaktadır. BU konuda en önemli bilgi birikim ise köpeklerde koku tanıtım sistemleri başta olmak üzere ilerleme eğitimlerinde yaşanan olaylara yakın senaryoların çalışılmasıdır. Bununla birlikte aranılan her koku farklı bir karakteristiğe sahiptir. Önmüzdeki dönemde Koku ile başka bir yazıda bu detaylara değineceğim.

Özellikle DNA köğeklerinin kriminal vakalar,  olay yeri ekipleri ve adli tıp ekipleri için oldukça faydalı olacağı kanaatindeyim. Zira şahit olduğum dünyadaki örnekleri gerçekten çok iyi işler çıkarıyorlar.

The post DNA / FORENSIC DOGS ANTİKRİMİNAL BURUNLAR first appeared on Göktan Eker.

]]>
Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar https://www.goktaneker.com/2023/08/21/ozel-guvenlik-ve-gorev-kopekleri-uzerine-bazi-anekdotlar%ef%bb%bf/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ozel-guvenlik-ve-gorev-kopekleri-uzerine-bazi-anekdotlar%25ef%25bb%25bf Mon, 21 Aug 2023 20:03:12 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3852 Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar Yanlış uygulamalar yüzünden sonu gelen sektör. Daha Önce Güvenlik Hizmetlerinde K9 ların kullanımı ile ilgili şu yazıyı kaleme almıştım. Gelinen noktayı bir[...]

The post Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar first appeared on Göktan Eker.

]]>
Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar

Yanlış uygulamalar yüzünden sonu gelen sektör.

Daha Önce Güvenlik Hizmetlerinde K9 ların kullanımı ile ilgili şu yazıyı kaleme almıştım. Gelinen noktayı bir kez daha ele almak istedim.

Özel güvenlik hizmetlerinde K9 kullanımı

2004/2005 yillarında istanbulda meydana gelen terör olaylarının ardından özel güvenlik sektöründeki bomba ve koruma köpekleri ihtiyacı sebebi ile Bursa’dan İstanbula taşındım.

Zira K9 bomba köpeklerine gelen talep sebebi ile yoğun bir iş programı oluştu. Bu arada Havalimanı Güvenliği yapan bir firmaya K9 birimi kurdum ve ilk eğitimleri vererek danışmanlık hizmeti vermeye başladım.

Birlikte Irakta görev yaptığım ve hayatımı borçlu olduğum Duke jr isimli köpeğimizi de bu firmaya verdim. Duke jr ın babası İngiltere Lancastre polis köpek eğitim merkezinde eğitilmiş bir narkotik köpeği , annesi ise ev köpeği olan labrador Tırtıl dı.

O tarihlerde k9 lar ile hizmet verebilen istanbulda sonradan Özel Güvenlik Federasyonu Başkanlığı da yapmış birine ait firma , benim Danışmanlık firmam ve kuruluşunu yaptığım Havalimanı Güvenlik firması vardı.

Ancak istanbula geldiğimde köpek çiftliklerinin görev köpeği , bomba köpeği adı altında yaptıkları sahtekarlıklar ve buna çanak tutan özel güvenlik firmaları olduğunu gördüm. Zira insanlar kendini güvende hissetmek ve bombalar konusunda etkin olan k9 ların içerisinde olduğu bir güvenlik hizmeti almak istiyorlardı.Bazı özel güvenlik firmaları ise , alman çoban köpeği üreten çiftliklerden aldıkları köpeklerin üzerine k9 yazan bir yelek giydirip görev köpeği diye pazarlıyorlardı.

İslamcı terörün musevi vatandaşlarımızın ibadethanelerini hedef alan saldırıları neticesinde  , tarafıma ulaşan uluslararası bir güvenlik Danışmanlık firması sayesinde onlarca açılış, tören , konser gibi etkinliklerde köpeklerim ile görev aldık.

SİNAGOG GÖREVİ

Musevi vatandaşlarımızın sinagogta yapacakları bir etkinlikten önce k9 larla hizmet almak istedikleri tarafıma ulaşmış , ben de planlamamı k9 ların en dış güvenlik halkasında törene katılacakların çok dikkatini çekmeyecek şekilde konuşlanmak üzerine yapmıştım.

Aşırı güvenlik önlemlerinin insanları güvende hissettirmekten ziyade daha da huzursuz edebildiğini gayet iyi tecrübe etmiştim.

Organizasyondan saatler önce köpeğin ihtiyaçlarını gidermek için iki emniyet personeli ile sohbet ederek dış güvenlik halkasının da dışına çıktığımızda bir şahsın dikkatlice bizi izlediğini farketmiştik , yaptığımız profil incelemesi sonucu şahsın köpeklere ilgi duyacak bir sosyokültürel yapıda olmadığını da tespit etmiştik. Bunun üzerine ben ‘Kimse kıpırdamasın sanırım köpek bir koku aldı’  diye bağırınca şahıs koşmaya başladı ve gözden kayboldu , aynı anda yanımızda bulunan emniyet mensubu gençler eşgal bilgisini çoktan anons etmişlerdi bile , sonuç yakalanan şahıstan alınan bilgilerle bir hücrenin çökertildiği bilgisi idi , en azından bana ulaşan bilgi bu yöndeydi. Yani K9 un varlığı ve emniyet mensubu arkadaşlarla oynadığımız oyun sonuç getirmişti.

AVM DEN KAÇAN ARABA 

Beylikdüzü tarafında yeni açılan bir avm de sevgili kızım Betty ( başbakanlıkta görev yapan Balyozun annesi ) ile güvenlik görevlisi arkadaşımız , profilleme stratejisi ile AVM açık otopark girişinde  rutin bir arama yaparken ,Bety nin koklayarak bir araca doğru yöneldiği  , bu aracın ekibi gördükten sonra aracı geri çevirdiğini ve avm ye girmekten vazgeçip uzaklaşmak istediğini görülmüş , aracın geri dönüşü ve hızlanmaya başlaması ile betty idarecinin elinden kurtulup aracın arkasından koşmaya başlayınca kısa süreli bir panik yaşanmış ve aracın hızlı akan E5 trafiğinde kaybolması ile bety geri dönmüş , plakasının ve araç bilgilerinin emniyet ile paylaşılması ardından araç terk edilmiş şekilde bulunmuştu. Yapılan aramada araçta tehtid oluşturan hiç bir suç unsuru bulunamamış taa ki kriminal şube incelemesine kadar , kriminal şube ekipleri yaptıkları teknik inceleme sonucu araçta daha önce yüklü miktar patlayıcı taşındığı kanaatine varılmış , kızımız Bety ve idarecisi görevini başarı ile tamamlamıştı.

Özel Güvenlik Hizmetlerinde K9 lar ile çalışan bir çok arkadaşımın başından benzer olaylar geçtiğini de biliyorum. Zira eski bir emniyet mensubu ve eski meslektaşlarımın köpek seven çocuklarının K9 Amcası olarak içinde köpeklerin geçtiği hemen her olay konusunda belirli düzeyde bilgiye ulaşmıştım. 

DURMA NOKTASI

Bu tarihlerde henüz özel güvenlik hizmetlerinde k9 kullanımı ile ilgili bir mevzuat yoktu , hatta 5188 özel güvenlik kanunu bile henüz çıkmamıştı.

Bu hizmetin verilme şartları ile ilgili hukuki veya idari bir mevzuatın olmaması art niyetli firmalara yarıyordu.

Zira gerekli eğitimleri almamış , yetkin olmayan kişilerce bu hizmet AVM’lere , İbb nin metro güvenliklerine veriliyordu, otobanda araçtan düşerek sakatlanan ve hayatını kaybeden köpekler haberininin ne yazık ki bu hizmeti verdiğini dününen yüzünden yaşandığını da görmüş olduk.

Hayatında bomba veya patlayıcı madde görmemiş , ev köpekleri eğitmenleri ve mantar gibi artan özel güvenlik firmalarının bazı uyanık sahipleri bu boşluktan fazlası ile faydalanıyordu. Sektörün adeta içi çürüyordu.

Hava limanlarında ise fiziki güvenlik ve kargo güvenliğinde köpekler yoğun bir şekilde kullanılıyor, hava limanların ciddi güvenlik prosedürleri kapsamında kaliteli hizmet tercih ediliyordu. Ben de bu kalite kontrol sistemini baz alarak ve yıllarca çalıştığım ortadoğu ülkelerinin tecrübesi ile hizmet vermeye gayret ediyordum

Havalimanı dışındaki bu bozuk yapı , sonunda tabiri caiz ise patladı ve bir avm de köpeğin genç bir kızı ısırması ile yapılan soruşturmada köpeğin herhangi bir eğitimi olmadığı , idarecisi personelin ise bir gün önce işe alındığı anlaşıldı. Valilik ve emniyet müdürlüğü bu durum üzerine havalimanları hariç köpeklerin kullanımın durdurulması için bir yazı yazdı.

Bu durum bir anda sektörü olumsuz etkilediği gibi dolaylı olarak emniyet ve jandarmayı da etkiledi. Zira özel güvenlik hizmetlerinde köpek kullanımı ile gelişen sektör , kaliteli köpeklerin Türkiye’de yetişmesine ve kolluk kuvvetlerinin de artan köpek ihtiyacının kolayca tedariğine sebep olmuştu.

Bu kapsamda Ankara sıhhiyede bomba yüklü minibüsü bulan Maske , Başbakanlık ta görev yapan Mızrak , Dark ve Balyoz tarafımdan tedarik edilerek emniyet teşkilatına , öncesinde Pars gümrük teşkilatına , bir çok köpek te sivil savunmaya tarafımızdan dan kazandırılmıştı. Benim gibi işini kaliteli yapan diğer işletmeler de bu kapsamda  Köpeklerin bir kısmını hibe şeklinde bir kısmını da satın alma yöntemi ile tedariklerine devam ediyorladı.

Bu gelen yasaklama ile ben yine rotayı yurtdışına çevirmiş , Irak Afganistan , Azerbaycan , libya , Suriye ve ABD ye eğitimli köpek tedariğine başlamıştım.

HAVALİMANI SALDIRISI

Atatürk Havalimanı baskınından bir kaç gün önce de hava limanında köpek kullanımı konusunda bir yasak getirilmiş , dönem dönem emniyet birimlerinin dahi destek aldığı özel güvenlik bomba köpeklerine görevden el çektirilmişti, sadece kargo güvenliğinde çalışan köpeklerin çalışmasına izin verilmiş, otopark ve havalimanı girişlerinde görev yapan ekipler ne yazık ki yasaklanmıştı.

Başbakanlık Bimere konu ile ilgili ihbarda bulunmuş ve bunun büyük bir güvenlik açığı doğuracağını ( hizmet veren ekiplerin rakip firma olmasına rağmen ) geri dönülmez sonuçları olacak bu hatadan dönülmesi gerektiğini yazdığım uzun bir mailden bir kaç gün sonra ne yazık ki onlarca insan hayatını kaybetti.

REİNA SALDIRISI

Yine benzer bir durum da yılbaşında , Ortaköy’de deniz kenarında bulunan bir eğlence mekanında meydana geldi , mevcut riskleri göz önünde bulundururak , Yılbaşı gecesi için iki koruma köpeği ( Hollanda polisi KNPV sınavını geçmiş ) bir bomba köpeği ile vereceğimiz güvenlik hizmeti emniyetin izin vermemesi ile iptal oldu , hoş o gece büyük ihtimal ben de orda olacaktım , ve kapı dışındaki ilk silahlı müdaleyeye dahil olacaktım , belki de ölecektim , Yada görev köpekleri ile alınmış güvenlik önlemi teröristi o mekandan uzak tutacaktı. Zira istihbarat raporlarına ve yakalan terörist sorgularında eylem öncesi teöristlerce yapılan  keşiflerde köpeklerin büyük caydırıcılığı olduğu yönünde ciddi bilgiler vardı.

BEŞİKTAŞ SALDIRISI

Öncelikle  TİM 47 , değerli kardeşim Vefa Karakurdu ve saldırıda hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Polis akademisinden tanıdığım bir üst devre emekli emniyet mensubu , güvenlik danışmanlık hizmetleri veren bir abimin üzerinde emek harcadığı bu saldırının gerçekleşmesinden haftalar önce stadın güvenlik risklerinin belirlenmesi için yapılan bir çalışmaya dahil olmuştum , islamcı terörün karakteristiğini iyi bilen uzmanlarca yapılan risk analizlerinde k9 ların nasıl etkin olabileceği de uzun uzun tartışılmış , en dış güvenlik halkası için üst düzey koruma ve bomba köpekleri tarafımızdan önerilmişti.

Şehit kardeşim Vefa’nın çabalarına rağmen ne yazık ki k9 lar etkin rol alamadı ve saldırıda bir çok kaybımız oldu , k9 ların saldırıyı önleyip önleyemeyeceğini bilemiyorum , ancak kişisel tecrübem doğru kullanılan k9 birimlerinin can kaybını çokça azaltacağı yönündeydi.

23 NOLU GENELGE

5188 sayılı kanuna 2015 sonlarında 23 nolu genelge ile görev hayvanlarının özel güvenlik hizmetlerinde kullanımı mevzuatlaştığında çok sevinmiştim , bu sevincin erken ve boş olduğunu daha ilk görev köpekleri sınavında anladım.

Yapılan ilk özel güvenlik görev köpekleri sınavına 80 civarı bomba köpeği 15 civarı koruma köpeği katıldı, bomba sınavından sadece benim firmama ait üç köpek başarılı oldu , benim de bizzat girdiğim koruma sınavında ise ⅚ köpek başarılı olabildik.

Sınavı organize eden Emniyet Köpek Eğitim merkezindeki bazıları ile bir zamanlar birlikte görev yaptığım arkadaşların bomba ve patlayıcılar konusunda bu denli hatalı uygulamalar yapabileceğini hiç düşünmezdim. Zira sınavın ölçme değerlendirmesinden, saklanan maddelerin yönetmelikte bulunan miktarlardan farklı olmasına kadar onlarca teknik hata mevcuttu, devamında yapılan sınavlarda ise sınav sorumlularının akıl almaz hataları yüzünden o kadar emek harcayan biz özel güvenlikçilerin haklarının nasıl yendiğine de şahit olduk. 

ÖLÇME DEĞERLENDİRME

Yapılan sınavların bilimsel ölçme değerlendirme sisteminden uzak olması , gözemci olarak katılabildiğimiz sınavlarda sınav sorumluları  tarafından yapılan inanılmaz hatalar , memur arkadaşların bunlarla da kalmayıp , ekmeğinin peşinde olan stres içindeki idarecileri aşağılamaları , bundan köpekçi olmaz , bu köpeği ben para verip almam söylevleri , gerek biz eğitmenlerin gerekse firma sahiplerinin kafasını oldukça fazla karıştırmıştı. Ne yaşıyorduk Biz ?

Firma temsilcilerinin ısrarla toplantı talebi üzerine nihayetinde köpek eğitim merkezinde bu konu ile ilgili bir toplantı düzenlendi. Toplantıda köpeklerde kalça filminden , madde miktarlarına , ölçme değerlendirme sistemindeki hatalardan patlayıcı madde ile gerçekleşen eylemlere kadar bir çok konu detaylıca konuşuldu.

Bir Bomba uzmanı kardeşimizin bu  sınavda patlayıcı zulası bulunması istenmiş , gerçek hayat böyle değil ciddi hatalar yapılmış şeklindeki tespitini unutamam. Zira 20 cm uzunluğundaki bir korteksi arabanın farına , 100 gramlık bir patlayıcı ise bir otobüsün tavanındaki lambanın altına saklanmıştı. Teröristlerin bu tip bir uygulama yaptıklarına ne şahit oldum ne de duydum, her gördüğüm görev yapan bomba uzmanlarına da bu bilgileri sorduğumda arkadaşlar bu işe infilaklı fitilin tersi ile güldüler.

Bu toplantının ardından sistemin daha iyi noktalara taşınacağını düşünürken , sınavı organize edenler önce sınavlara gözlemci almayı , sonra da saklanan maddelerin nerede olduğunu ve kaç gram olduğunu söylemeyi bıraktılar.

Düşünün bir ekip eğitiyorsunuz , sınava giriyor ve nerede hata yaptıklarını , eğitim sistemini geliştirmek açısından gerekli olan geri dönüşleri alamıyorsunuz. 

Şu sıralar bu sınav sistemini kurgulayan ve her sınavda her toplantıda Özel Güvenlik firmalarını ve çalışanlarını aşağılayanlar emekli olup Özel Güvenlik firmalarında uzman olarak işe başladılar.

SINAVLARDA KULLANILAN PATLAYICI MADDELER

Gelelim sınavların en komik başlığına , patlayıcı madde köpekleri eğitiyoruz ve patlayıcı madde köpeği sınavına giriyoruz , ancak özel Güvenlik Firmalarının patlayıcı madde edinmesi ve bulundurmasına izin yok. Yok yok doğru duydunuz maalesef öyle . Yurtdışından binlerce dolara ithal ettiğimiz koku kitleri ile çalışmak durumunda kalıyoruz.

Bununla da kalmayıp , depolardan alınan sıfır maddeler sınavlarda kullanılıyor, yani sahada köpeklerin kesinlikle karşılaşmayacakları bir koku yapısı sınavda onlara soruluyor. Zira patlayıcı maddeler teröristler tarafından zor temin edilen , çantalarda ,vücutlara sarılarak yatak altlarında, eşyalar arasında taşınan , bazen kaçakçıların yöntemleri bazen de teröre yardım ve yataklık edenlerin tedarik ettiği bu maddeler eylemden önce kesinlikle fabrikasyon durumunda olmaz. 

ABD de polis köpeklerinin sertifikalandırıldığı Görev Köpekleri  Birliğinde  sınav hakemi olan biri olarak sınavdan bir kaç gün önce sınava girecek ekiplerin sınav yapılacak alanda ve sınavda aranılacak maddelerle çalışmasına müsade ederdik. Ama ülkemizde bu işi yapmamamız için tüm ortam oluşturulmuş durumda.

Ülkemizde bomba köpeklerini sınava hazırlayan bir özel güvenlik firmasına patlayıcı maddeler bulundurulmasına izin vermeyip, patlayıcı maddelerle sınav yapılmasının absürdlüğünü her ne kadar anlatsak da halen bu soruna çözüm bulunmuş değil, ancak sınavı organize eden kişilerin sınava giren firmalara eğitim için patlayıcı madde ile gidip , köpeklerin sınava hazırlanması aşamasında ücret karşılığında destek verdiklerini öğrendiğimde sistemin iyice çürümeye başladığını düşünmüştüm.

Sorunu çözmeyip sorundan faydalanan kişiler … Firmaların da buna göz yummaları , ciddi miktarlara varan yatırımlarını korumak adına ayak uydrmalarını da anlıyorum sanırım.

ÜCRETLENDİRME

2017 Ylında 1000 TL olan sınav ücretleri 2022 yılına geldiğimzde 32.000 tl oldu. Yarı kamu hizmeti veren özel Güvenlik firması Görev Köpekleri Fahiş SInav ücretinin yanında fotokopi ile çoğaltılan kimlik ücreti ise 6000 tl , yani çipli , özel dizayn edilmiş bir kimlikten bahsetmiyoruz, bildiğiniz hakikatten fotokopi. Şu anda türkiyede pilot sınavları bile bu ücretlerin yanında komik kalıyor, uzaya füze göndermiyoruz , bir bomba köpeğine araç valiz ve oda araması yapıyoruz , bu ödenen ücretler allah aşkına nereye gidiyor ?

BU ücretleri sorduğumuzda zaten çok kazanıyorsunuz cevabını veren pişkin yöneticilerden  ve memur arkadaşlardan bahsetmiyorum bile. 20 Köpekle sınava giriyorsunuz , altıyüz küsür ücret ödüyorsunuz , sınavdan başarılı olmayanların ücretleri yanıyor, başlarda uygulanan bir bütünleme sınavı organizasyonu yok. Sınava sokup sınav geçen personelin çalıştığı sözleşmeli proje müşterinin isteği ile her an sonlanabilir ve siz bu paraları ödemek zorundasınız. 2023 e geldiğimizde maliyetler ve ücretlerden bahsetmiyorum bile.

Bir köpeği 3 ayda eğitiyorsunuz, en az 2 ay personel ile eğitim yapıyorsunuz , sınavlar da yılda bir yapılıyor. yani sınavdan başarısız olunması durumunda köpekde personel de boşa çıkıyor, bir sonraki sınava kadar personele maaş vermenize rağmen projede çalıştıramıyorsunuz. Bununla da bitmiyor, sınavı geçen personelin bazısı kendini helikopterden helikoptere atlayan komando gibi görmeye başlayıp , kendini naza çekmeler , ayrılırsam projeniz batar demeye gelen tavırlar gösteriyor , hatta sınavda başarılı olunca iki katı ücret isteyebiliyor, ya da kimseye haber vermeden işi bırakıp kayıplara karışabiliyor, bu durumda iki yıl köpek ve idarecisinden para kazanabilecekken , yani yaptığınız yatırımların karşılığını nihayet alabilecekken yine mağdur oluyorsunuz.

İNSAN KAYNAKLARI SIKINTISI

Özel Güvenlik kanunu gereği özel güvenlik personeli işçi statüsünde , ancak arkadaşlarımızın çoğu standart özel güvenlik hizmetlerinde özlük haklarının korunmadığı , mağdur edildiklerine bahsederken , köpek idarecisi oldukları anda kendilerini memur gibi görmeye başlıyorlar ancak aleylerine olan her durumda da işçi gibi davranıyorlar. Düşünün Bomba veya koruma köpeği idareciliği eğitimi alıp çalıştıkları firmaları mağdur ederek kayıplara karışan arkadaşları 6 ay sonra köpek eğitim uzmanı olarak sosyal medya yayınları yaparken bulabiliyorsunuz.

Daha eğitimli bir köpeğin idareciliği konusunda uzmanlaşmamış arkadaşlarımız , bir anda köpein eğitimi konusunda uzmanlaşmış olarak karşımıza çıkabiliyorlar.

GELİNEN NOKTA 

Yukarıda anlattıklarımız veya atladıklarımız , ya da saygıdan dolayı anlatamadıklarımız sebebi ile gelinen noktada sektörde hizmet veren firmalar küçülmeye , K9 ların  güvenlik hizmetlerindeki önemli olmasına rağmen kullanımı azalmaya başladı. Havalimanı kargo güvenliğinde K9 ları neredeyse mecburen kullanan firmalar sözleşmleri gereğince geri çekilemezken, ciddi mali yükün altına girmiş durumdalar.

Kısaca sınav sistemindeki halen düzeltilmeyen yanlışlar , yatırım yapan firmaların yatırımlarını korumak adına yüksek sesle bu yanlışları dile getirmemeleri , çalışan personel konusundaki sorunlar,  maliyetlerin astronomik artışı ve bir çok  sebepten dolayı K9 lar artık etkin bir biçimde Özel Güvenlik Hizmetlerinde kullanılmıyor.

Bu yazıyı kaleme alma sebebi ise başta ekomomideki sorunlar, çok fazla göç alınmış olmasının ve bir çok etkenin ülkemizde yeni bir güvenlik iklimi yarattığını görmem, önümüzdeki dönem bu konudaki öngörümün doğru veya yanlış olduğunu gösterecektir.

The post Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar first appeared on Göktan Eker.

]]>
KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  https://www.goktaneker.com/2023/08/15/kopeklerde-sosyalizasyon-%ef%bb%bf/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerde-sosyalizasyon-%25ef%25bb%25bf Tue, 15 Aug 2023 10:00:47 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3846 -Doğru ve Yanlış Bilinenler- Uzun süredir köpekler ve köpek davranışları ile ilgilenen bir köpek eğitmeni olarak köpekler ve insanların birlikteliğini kaleme almaya çalışıyorum. Köpek Eğitmenleri Derneği başkanlığı görevim kapsamında Özellikle[...]

The post KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  first appeared on Göktan Eker.

]]>
-Doğru ve Yanlış Bilinenler-

Uzun süredir köpekler ve köpek davranışları ile ilgilenen bir köpek eğitmeni olarak köpekler ve insanların birlikteliğini kaleme almaya çalışıyorum. Köpek Eğitmenleri Derneği başkanlığı görevim kapsamında Özellikle yabancı kaynaklardan takip edebildiğim kadarı ile okumalar yapıp ,  önemli gördüğüm kısımları çevirmeye ve köpekle birlikte yaşama kültürünün henüz emekleme aşamasında olan ülkemiz insanına ve tabii ki köpeklere bir fayda sağlamasına gayret ediyorum. 

Köpeklerin doğru sosyalleşmeleri üzerine ne kadar çok yazsak,  konuşsak az kalır ancak son dönemde bu konu ile ilgili  sosyal medyada o kadar çok yapılan yanlış gözüme çarpıyor ki konuyu tekrar ele almak istedim.

Bununla birlikte özellikle uzakdoğuda köpeklerin sosyalleşmesi adına yapılan uygulamaların artık köpekleri insanlaştırma aşamasına getirdiğini belirten köpek davranışçılarına rastlamak mümkün. insanlar sosolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını köpekleri adeta köpeklikten çıkararak karşılamaya çalışıyorlar.

Doğru ve yanlış bilinenlere geçmeden önce gördüğüm uygulamaların bir kısmının köpeğin sosyalleşmesi veya sosyalizasyonu ile ilgili değil daha çok sahiplerinin sosyalleşmesini merkeze aldığını söylemekte fayda görüyorum. Bunu yanlış bir şey olarak değerlendirdiğim için değil , ancak ana konumuz olan köpeklerin göz ardı edildiğini vurugulamak istediğimden  dolayı belirtmek istedim. 

Evet , köpek sahipleri,  eğitmenler , hayvanları sevenler olarak bizlerin de bir araya gelmesi sosyalleşmesi gerekli , zira en basit anlamda köpekler konusunda aynı dili konuşmayan bir hayvansever kitlesi oluştu ülkemizde , ancak merkeze köpekleri almamız , onların birbirleri ve insanlarla birlikte doğru yaşabilmelerini sağlamamız gerektiği gerçekliğinden yola çıkarak bu etkinliklere bakmalı ve katılmalıyız. 

SOSYALİZASYON ve SOSYALLEŞME

Öncelikle bu iki kelimeyi insan sosyolojisi açısından ele alalım dilerseniz. 

TDK ya göre ‘Sosyalleşme’ kelimesinin anlamı ‘Toplumsallaşma’ dır. Bireyin sade biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp belli grup/toplumla bütünleşmesi anlamında kullanılır, diğer bir tabir ile bireyin doğumdan başlayarak toplum üyeliğini kazanmasında geçirdiği aşamaların tümüne verilen addır.

Sosyalizasyon’, gerek köpeklerle ilgili gerekse çocuk gelişiminde günümüzde sıkça kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Bu kelimeye televizyondan internete, gündelik sohberlerden edebi eserlere kadar çok farklı oluşturulan cümlelerde yer verilir. Yapılan araştırmalarda yine Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına yönelmek gerekir. Yalnızca kelime anlamlarını incelemeyen TDK, kelimelerin yazılış şekilleri ve kökenleri ile ilgili de araştırma yapar. Dil ve kelimeleri kapsayan incelemelerde kafalarda oluşan tüm soruların cevaplanmasını hedefler. TDK, Türkçe kelimeler arasında bulunan Sosyalizasyon kelimesi ile ilgili bilgiler de sunmuştur.

Sosyalizasyon kelimesinin TDK sözlüğe göre 1 farklı anlamı vardır, kelimenin  kökeni Fransızca dilidir, Fransızca dilindeki karşılığı socialisation şeklindedir.

Sosyalizasyon TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

isim,ruh bilimi,eğitim bilimi Toplumsallaştırma

İngilizce de ise sosyalizasyon İng. socialization

Sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlerden yalnızca gelişmiş yörelerde yaşayanların değil, tüm vatandaşların dengeli bir biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere devletin almış olduğu önlemler şeklinde de bir anlam ifade eder ki sosyal devlet kavramının uygulama felsefesi de bu tanım ile ortaya çıkar.

Bu çerçeveden bakıldığında Doğduğumuzda, genetik bir yapıya ve biyolojik özelliklere sahibiz. Bununla birlikte, insan olarak kim olduğumuz – kimliğimiz – sosyal etkileşim yoluyla gelişir. Hem psikoloji hem de sosyoloji alanlarındaki birçok akademisyen, kişisel gelişim sürecini, bu “benliğin” nasıl sosyalleştiğini anlamanın öncüsü olarak tanımlamaktadır..

Psikanalist Sigmund Freud (1856–1939), insanların benlik duygusunu nasıl geliştirdiklerine dair bir teori ortaya koyan en etkili modern bilim adamlarından biriydi. Olgunlaşma sürecini aşamalara ayırdı ve insanların kişisel gelişiminin erken gelişim aşamalarıyla yakından bağlantılı olduğunu öne sürdü. Freud’a göre, belirli bir aşamaya uygun şekilde girememek veya bu aşamadan çıkamamak, yetişkinlik boyunca duygusal ve psikolojik sonuçlar doğurur.

Psikolog Erik Erikson (1902–1994), kısmen Freud’un çalışmalarına dayanan bir kişilik gelişimi teorisi yarattı. Ancak Erikson, kişiliğin zaman içinde değişmeye devam ettiğine ve asla tam olarak bitmediğine inanıyordu. Teorisi, doğumla başlayan ve ölümle biten sekiz gelişim aşamasını içerir. Erikson’a göre insanlar yaşamları boyunca bu aşamalardan geçerler. Freud’un psikoseksüel aşamalara ve temel insani dürtülere odaklanmasının aksine, Erikson’un kişisel gelişim görüşü, kendi temel arzularımız ile sosyal olarak kabul edilenler arasında müzakere etme şeklimiz gibi daha sosyal yönlere itibar kazandırdı (Erikson 1982).

Freud un çalışması ve konu ile ilgili yaptığı ilk çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda kişisel gelişimin  erken dönemlerdeki yani bebeklik , çocukluk ve gençlik dönemlerindeki deneyimlerin insannın tüm hayatını etkileyecek süreçler içerdiğini anlamamıza yardımcı oldu.

Erken sosyal temasın gerekliliği, Harry ve Margaret Harlow’un araştırmasıyla da gösterildi. 1957’den 1963’e kadar Harlows, insanlar gibi davranan al yanaklı maymunların bebekken izolasyondan nasıl etkilendiğini inceleyen bir dizi deney yaptı. İki tür “ikame” annelik koşulu altında yetiştirilen maymunları incelediler: ağ ve telden bir heykel ya da yumuşak havlu kumaştan “anne”. Maymunlar, sistematik olarak, kendilerini besleyemeyen yumuşak, havlu kumaştan bir ikame annenin (bir rhesus maymununa çok benzer) arkadaşlığını, bir besleme tüpü aracılığıyla yiyecek sağlayan ağ ve tel bir anneye tercih ettiler. Bu, yemek önemliyken sosyal rahatlığın daha değerli olduğunu gösterdi (Harlow ve Harlow 1962; Harlow 1971).

Bu hali ile baktığımızda insana benzer bir sosyolojik yapıda olan köpekler için,  özellikle yavru köpekler için sosyalizasyonun ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bununla birlikte yetişKin köpeklerde özellikle de sokak hayvanlarının barınak veya besleme noktalarında bakımı ele alındığında sadece mama vermenin değil sosyal ihtiyaçların karşılanmasının da gerekliliğini anlayabiliyoruz.

Zira insan ile yeterince sosyal iletişimi olmayan , sadece diğer köpekler ile sosyal iletişim içinde olan köpeklerin sürüleşmeleri halinde insanlara zarar verebildiklerini görebilmekteyiz. Bu anlamda sokak hayvanları ile ilgilenen kişilerin köpeklerin kendileri gibi davranmayan insanlara zarar vermemeleri için bazı görevleri olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Yani işimiz sadece yemek vermek değil. doğru sosyal iletişimi de köpeklere öğretmeliyiz.

Sosyalizasyon kelimesinin tdk ya göre ‘Toplumsallaştırma’ anlamı olduğunu yukarıda belirtmiştik , sosyalleşme kelimesinin anlamı ise tdk ya göre ‘Toplumsallaşma’ olduğunu da vurgulamıştık.

Bu tanımlar ışığında tekrar yönümüzü köpeklere çevirelim.

KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON

Çoğu yeni köpek sahibi, yavrularını sosyalleştirmeleri gerektiğini duymuştur. Fikir basit. Yavru köpeğinizi gittiğiniz her yere götürün ki farklı insanlara, seslere, görüntülere vs. alışsın… Makul görünüyor değil mi? Pekala, hayattaki çoğu şeyde olduğu gibi burada da göründüğünden daha fazlası var. Köpeklerimize  yardım ettiğimizden ve onlara zarar vermediğimizden emin olmak için, bir köpek yavrusunu sosyalleştirirken yani sosyalizasyon sürecine tabi tutarken  veya davranış sorunları olan bir köpeği sosyalleştirme çalışmalarına dahil ederken dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır.

Birçok kişi köpeklerde hassas dönemleri (önceden kritik dönemler olarak biliniyordu) duymuştur. Hassas dönemler, hayvanların yaşamlarında, belirli uyaranlarla (örneğin, farklı insanlar, hayvanlar, sesler vb.) deneyimlerin veya deneyim eksikliğinin daha sonraki davranışlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabileceği zaman dilimleridir. İnsanla ne kadar benzer değil mi ? 

Bu hassas dönemlerden biri de sosyalizasyon  dönemi olarak adlandırılır. Köpeklerde bu kabaca 4-14 haftalıkken ortaya çıkar. Bu yaş aralığında yavru köpekler çevrelerini (yani neyin güvenli ve iyi olduğunu) öğrenirler. Bu nedenle insanlar yavru köpeklerini her yere yanlarında götürmeye ve birçok farklı insan ve köpekle tanışmaya teşvik edilir. İşte her köpek sahibinin veya köpek eğitmeninin  bilmesi gereken sosyalizasyon ilgili bazı önemli ayrıntılar:

1. Sosyalizasyon , ancak sosyalleşme deneyimi olumluysa olumlu bir etkiye sahip olacaktır . Bir köpek yavrusunu, onunla yanlış etkileşime giren insanlara maruz bırakırsanız veya bir köpek yavrusunu diğer köpeklere karşı saldırgan olan köpeklerle tanıştırırsanız, muhtemelen köpeğe insanların ve köpeklerin korkutucu ve tehlikeli olduğunu öğretmiş olursunuz. Bu aslında sosyalleşmenin başarmasını istediğimiz şeyin tam tersidir!  Bir köpek sahibi, bir köpek yavrusu için sosyalizasyon sürecini olumlu hale getirmeye çalışmalıdır.

2. Bazı köpek yavruları ve genç köpekler, çeşitli nedenlerle çok küçük yaşta birçok uyarana karşı kaygı ve/veya saldırganlık şeklinde tepki gösterebilirler , bu durumda bunlar her yere götürülecek  ve birçok uyarana maruz bırakılacak doğru adaylar değildir. Zaten siz de endişeliyseniz veya saldırgan köpek yavrusu/genç köpek ve onları korkutucu buldukları durumlara zorlamak adeta baraj kapaklarının açılmasına sebep olur. Bu, bir yavru köpeği daha endişeli veya agresif hale getirebilecek yüksek riskli bir tekniktir. 

Örneğin, insanlardan korkan ve sahibinin arkasına saklanan bir köpek yavrusu varsa, yabancılar köpeği sevmeye kalktığında o sahibini çekeleyerek uzaklaştırmaya çalışıyorsa doğru yolda değilsiniz demektir. hala yabancılara köpeğinizi sevdirmeye çalışmak doğru bir uygulama olmaz. Bu uygulama köpeğin kendini daha endişesiz ve stressiz hissetmesine yardımcı olmaz

Bu, bir köpeğe daha endişeli olmayı öğretmek veya bir köpeğe insanların yaklaştığında ve sevmeyi  bırakması için saldırganlık gibi farklı bir strateji kullanmak zorunda kalabileceğini öğretmek için mükemmel bir reçetedir.

3. Sosyalleşme, agresif veya kaygı bozukluğu olan köpekler için bir tedavi yöntemi değildir. Saldırgan/endişeli köpeklerin sahiplerine sıklıkla “köpeğinizi daha fazla sosyalleştirmeniz gerekiyor” deniliyor. Bu, “çocuklara saldıran köpeğinizi çocuk parkına götürün ve çocuklarla tanıştırın” veya “diğer köpeklerden korkan köpeğinizi alıp köpek parkına götürün” anlamına gelir. Bu tavsiye hem insanlar hem de köpekler için risklerle doludur. Bir köpeğin endişeli veya saldırgan sorunlarını değiştirmek için pek çok seçenek vardır, ancak onları sosyalleşme kisvesi altında korktukları uyaranlara boğmak kesinlikle bunlardan biri değildir.

4. Kritik dönem veya hassas dönem olarak adlandırılan sürecin sonunda yani 14. haftada sosyalleşmeyi bırakmayın. Sosyalleşmeye duyarlı dönem yaklaşık 14 haftada sona eriyor olsa da, bu, artık sevk kayışını asabileceğiniz, ödül çantasını bırakabileceğiniz  ve köpeğinizin sırtınızı sıvazlayabileceğiniz anlamına gelmez. 

İnsanların, köpeklerin, seslerin vb. iyi ve güvenli olduğunu pekiştirmeye devam etmemiz çok önemlidir. Şöyle düşünün: İnsan çocuklarının ebeveynleri, çocuklarına maksimum büyüme hızlarından sonra protein vermeyi bırakmazlar. Vücudun belirli gelişim dönemlerinde ciddi sağlık sorunlarından kaçınmak için daha fazla proteine ​​​​ihtiyaç duyduğunu biliyoruz; ancak bu, ebeveynlerin sırf çocukları maksimum büyüme dönemini geçti diye protein beslemeyi bıraktıkları anlamına gelmez. Aynı çizgide, köpek ebeveynleri, o maksimum “büyüme hamlesini” geçmiş olsalar bile, köpeklerine çeşitli uyaranların güvenli olduğunu pekiştirmeyi ve öğretmeyi bırakmamalıdır. Belki de sosyalleşmeye bakmanın en iyi yolu, ona davranışsal bir aşı gibi bakmaktır. Köpeğinizi davranış sorunları geliştirmekten korumak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Aşılar gibi hiçbir şey %100 değildir. Bazı köpekler, en iyi sosyalleşme girişimlerine rağmen davranış sorunları geliştirir, ancak sosyalleşme yapılmazsa veya yanlış yapılırsa, davranışsal bir sorun geliştirme olasılığı önemli ölçüde artar.

PASİF/EDİLGEN SOSYALİZASYON

Yavru Köpeklerin sosyalizasyon döneminde oldukça gerekli olan bir yöntemdir.  Bu, yavru köpeğinizin garip insanları, yerleri, nesneleri, zeminleri , köpekleri ve sesleri gördüğü ancak onlarla doğrudan etkileşime girmediği sosyalleşme türüdür. Normal zamanlarda bile, yavru yetiştirme stratejinizde pasif sosyalleşmeyi düzenli olarak uygulamanızı şiddetle tavsiye ederim. İyi bir sosyalleşmenin önemli bir parçası, yavru köpeği asla korkutmayacağınızdan , endişe davranışına sevk etmeyeceğinizden emin olmaktır. Bu süre zarfındaki bir korku, köpeğinizin yaşamı boyunca sürecek derin korkular yaratabilir. Pasif sosyalleşme ile yavruyu korkutma riski çok daha azdır. Bunu, yavru köpeğinizin köpeklerini gezdiren insanları görmesine izin vererek veya koşarken onu yanınıza alarak gerçekleştirin. Mahallenizde başka türlü karşılaşmayacağı şeyleri, örneğin bir şantiyeyi, hayvanların olduğu bir otlağı veya kalabalık bir otoparkı görmesi için onu gezdirin.

Kısaca yavru köpeğinizi sosyal hayata adapte etmenin ilk aşaması köpeğin bu değişkenleri görebileceği duyabileceği kokularını alabileceği ancak rahatsız olmayacağı mesafelerden başlamak şeklinde olmalıdır. 

Buraya kadar anlattıklarımız yavru yani henüz hayatı tanımayan köpekler için uygulanması gereken stratejileri kapsamaktadır. Köpeğinizi sosyalleştirme sürecine tabi tutarken dengeyi iyi kurmazsanız ; söz gelimi insanlarla iyi geçinsin diye her insana sevdirirseniz köpeğinizi amiyane bir tabir ile yalaka olacak her gördüğü insana kendini sevdirmek için koşuşturacağından yürüyüşlerinizin kalitesi tamamen bozulacak , eskaza serbest kaldığında da çağırmanız durumunda  size gelmeyecektir. Yavru köpeğin sosyal olarak yetiştirilmesi sizinle hayatınızın her anında beraber olabilmesi, her yere girip çıkabilmesi ancak temel ihtiyaçları kapsamında ( yiyecek ve sevgi ) kimse ile muhattap olmaması anlamına gelir. 

Evet yavru köpeğinizi sevmek isteyenleri nasıl tersleyebilirim, bu sefer ben insan olarak saygısız gözükürüm serzenişinizi duyar gibiyim. Yapmanız gereken köpeğin yabancılardan sevgi ve yiyecek kabul etmesinin en önemli şartının  sizin kontrol alanınızda olması olarak belirlenmesidir. 

YETİŞKİN KÖPEKLERDE PASİF/EDİLGEN SOSYALLEŞME

Yetişkin bir köpeğiniz varsa ve sosyal hayatınızın içrisine köpeğin endişeleri korkuları çekinceleri yüzünden giremiyorsanız o zaman sosyalizasyon uygulamalarından daha ziyade davranış uygulamalarından faydalanacaksınız demektir.

Yeni bir ortama alıştırıken yavru köpeğinizi pasif/edilgen sosyalleşme uygulamalarına tabi tutabilirsiniz ancak yetişkin köpekler için bu tanımlama tam anlamı ile doğru olmaz. yetişkin köpekler için duyarsızlaştırma ve adaptasyon programı uygulamalısınız. BU program için de davranış çalışan köpek eğitmenlerinden destek almalısınız. Bu konuda Profesyonel destek almak istediğinizde lütfen Köpek Eğitmenleri Derneğince akredite olan eğitmenleri tercih ediniz.

Bu şekli ile bakıldığında köpekler için Sosyaizasyon bir süreci Sosyalleşme uygulamayı kapsamaktadır . Sosyalizasyon yavru köpekler için olmazsa olmaz bir süreçtir ve neredeyse doğduğu günden itibaren başlar. Bu sebeple hem köpek sahiplerinin hem de köpek eğitmenlerinin bu etolojik süreç konusunda bilgili olmaları gerekmektedir.

Sosyalizasyon sürecini doğru geçirmiş yetişkin köpeklerin sosyalleşme çalışmalarından uzak tutulmamaları gerektiğini belirtmiştik. Bu etkinliklerin köpeklerin davranışsal ,  içgüdüsüel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Yani köpek sahiplerini alıp bir parkta sohpet etmek bir kaç itaat egzersizi yapmak daha çok köpek sahiplerinin sosyalleşmesi için yapılmış gibidir.

Köpeklerin mental ve fiziksel aktiviteleri, sosyal iletşim becerilerinin geliştirilmesi , davranış sorunlarının üstesinden gelme , yavru köpeğin hayata adapte edilmesi , doğru oyun oynama vb gibi birbirinden farklı uygulamalar köpeklerin yaşlarına cinsiyetlerine göre planlanmaı ve köpekler tüm bu etkinliklerin sonunda hem öğrenmiş hem de mutlu olduklarını gösterir davranışlar sergilemelidirler.

Özellikle köpek sahiplerinin köpek parklarına köpeklerini diğer köpeklerle serbest bırakıp buna sosyalleşme veya enerjisini atma açısından baktıklarına da şahit olmaktayız. Bu uygulamaya yukarıda yazılanlar ışığında bir kez daha göz atmanızı rica ediyorum

The post KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON  first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpek Saldırısı Haberleri https://www.goktaneker.com/2023/08/15/kopek-saldirmasi-haberleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopek-saldirmasi-haberleri Tue, 15 Aug 2023 09:41:37 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3840 Orjinal yazı yazı 4p1k dergisi için yazılmıştır. Yine bir köpek saldırısı haberi ile sarsıldık.  Konunun bu kadar yüksek  perdede dile getirilmesi ise saldırıya uğrayan hanımefendinin üstdüzey bir bürokratın akrabası olması.[...]

The post Köpek Saldırısı Haberleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
Orjinal yazı yazı 4p1k dergisi için yazılmıştır.

Yine bir köpek saldırısı haberi ile sarsıldık. 

Konunun bu kadar yüksek  perdede dile getirilmesi ise saldırıya uğrayan hanımefendinin üstdüzey bir bürokratın akrabası olması.

Sahipli veya sahipsiz köpeklerin saldırı haberlerine gün geçmiyor ki yenisi eklenmesin Ancak çözüm için halen bir adım atılmış değil.

Daha önce köpeklerin saldırma sebepleri ile ilgili dergimizde de yayınlanmış bir  yazıyı kaleme almıştım, ancak sorunun  çözüm, ile halen bir adım atılmaması üzerine  sorunun tespiti ve çözüm önerileri ile ilgili bu yazıyı tekrar kaleme almak istedim. http://www.goktaneker.com/2022/04/29/kopeklerde-saldirganlik/

Kedi ve Köpeklere mikroçip zorunluluğun getirilmesini oldukça önemli bir adım olarak görmekle beraber  bu uygulamanın sahipsiz hayvan sorunu çözümüne ve köpek saldırıları sorununa  pratikte maalesef büyük bir etkisi yok. Ülkemizin sorunu halen bir evcil hayvan politikasının olmaması, belirlenecek  politika çerçevesinde halen bir sistem kurulmamış olması

Tekrar konumuza dönmek gerekirse Köpek saldırılarını 2 başlıkta ele almak ve çözüm önerilerini bu başlıklar altında incelemenin sorunu tanımlama ve çözüm için bir adım atma açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

1-) Sahipli Köpek Saldırıları

2-) Sahipsiz köpek saldırıları 

SAHİPLİ KÖPEK SALDIRILARI

Sahipli köpek saldırılarının sadece insanları değil diğer sahipli köpekleri ve başka hayvanları da olumsuz etkilediğini söylemek gerekiyor.


-Ülkede köpek sahipliği ile ilgili ne yazık ki bir mevzuat yok. Bir çok batı ülkesindeki gibi köpek sahibi ( kedi vb gibi diğer evcil hayvanlar da dahil ) olmak isteyenlerin hayvanı sahiplenmeden önce eğitim alması zorunlu olmalı.

-İnsanlar aldığı eğitimi belgeleyen evrak ile yine yetiştiricilerden veya barınaklardan köpeği ancak bu evrak ile sahiplenmeli. Böylece sorunlu davranışları raporlanmış köpeklerin nasıl üretildikleri , nasıl yetiştirildikleri, nasıl eğitildikleri takip edilebilir, sistemdeki hatalar geri bildirim alınarak düzeltilebilir. 

-Belirli ırkların sahipliği için ( gücü istismara açık ırklar ) ruhsat getirilmeli. Bu köpeklere SKS- Sosyal Köpek Sınavı ve TYS Toplumsal Yaşama Uyum Sınavı gibi sınavlar mecburi tutulmalı. Ruhsata tabi ırklar için ayrıca belirli periyotta Mizaç Sınavı zorunlu olmalı.

-Yavru köpek sahiplenen kişilerin yavru köpek eğitim ve sosyalizasyon eğitimleri mecburi olmalı ( insan çocuklarında ilk öğretim zorunluluğu gibi). batı ülkelerinin bir çoğunda yavru köpek almak isteyenler için bu sistem mecburi.

-Primitif karakterde olan köpekler örneğin haberdeki çoban köpeği gibi köpeklerin davranışsal ve eğitim seviyesi muhakkak belgelendirilmeli aksi takdirde şehirlerde bu ırklar olmamalı. Yüzlerce hatta binlerce yıldır koyunla birlikte yaşayan ve onları yabani hayvandan korumakla mükellef bir köpeği şehirlere getirmek son derece yanlış. bırakın köpek çiftlik hayvanlarının yanında görevini yapsın. Hatta belirli sayıda küçükbaş hayvanı olmayanların bu tip köpekleri sahiplenmesi bile engellenmeli. 

-Koruma ihtiyacınız mı var ? Köpeğinizin koruma görevi üstlenmesini mi istiyorsunuz ki her köpek bu eğitimi alamaz , bu da belgelendirilmeli. Köpeği inşaatın önüne bağlamak bir güvenlik görevini yerine getirmesi açısından ülkemizde çokça uygulanan bir durum ancak son derece yanlış. Köpeğin bir alanda koruma görevi yapması isteniyorsa o alanın etrafının tamamen çevrili olması ve köpeğin serbest olması sağlanmalı. Bağlama ancak belirli şartlarda uygulanabilmeli.

-Köpeğin eğitimi sahibinin eğitimi ile başlar , bu eğitimleri almayan belirli bilince ulaşmayan insanlar köpek sahibi olmamalı.

-Köpek yetiştiricileri de aynı batı toplumlarında olduğu gibi hobi yetiştiricisi , mikro yetiştirici ve ticari yetiştirici sınıflarında ayrı ayrı ruhsatlandırılmalı( halihazırda ticari yetiştiricilik ruhsatlandırılmaktdır) Barıda pek tercih edilmeyen icari yetiştiricilik neyazık ki ülkemizde belgelendrilmiş, köpeklerine  ev halkının bir parçası gibi davranarak yetiştiricilik yapanlar ve ırka özgü yetiştiricilik yapanlar göz ardı edilmiştir. Bunun yerine popüler bir çok ırk köpeği çiftliğe doldurup üretenler ruhsatlandırılmıştır.http://www.goktaneker.com/2022/09/17/etik-kopek-yetistiricilerine-gereksinimin-nedeni/

-Köpek yetiştiriciliği kinoloji adı verilen multidisipliner bir sistemdir. dünyanın hemen hemen tüm modern  ülkelerinde olduğu gibi FCI şecere sistemi benimsenmeli ve acilen merdiven altı köpek üretimi engellenmelidir. Köpek yetiştirmek içerisinde genetik davranış ölçme değerlendirme ( dog showlar ve sınavlar ) olan bir sistemdir. Bu sistem köpeğin insan ile birlikte mutlu yaşaması üzerine kurulmuştur.

-Sadece ticari kaygılar ile yapılan yetiştiricilik özellikle davranış sorunları açısından ülkede yaşanan sorunun parametrelerinden biridir. Merdiven altı yetiştiricilik sokak köpeği sorunun da nedenlerinden biri , her aşaması ile hayvan refahı açısından da bir faciadır. 

2-) SAHİPSİZ KÖPEK SALDIRILARI

-Sahipsiz köpekleri morfolojik açıdan incelediğimizde büyük ölçüde çoban köpeği melezleri , daha düşük ölçüde av köpekleri ve ırk köpeklere benzer köpekleri  ve melezlerini görürsünüz.

-Bu durum sorunun çözümü ile ilgili adımın ilk olarak kırsal bölgede popülasyon kontrolünün başlaması anlamına gelmektedir. http://www.goktaneker.com/2022/10/05/sokak-hayvanlari-sorununda-cozumsuzluk-nasil-cozulur/

-Zira mikroçip zorunluluğu çıktığında köpeğine evladı gibi bakanların hemen kayıt yaptırdıklarını görebilirsiniz.Ancak kırsalda halen kayıt altına alınmamış köpeklerin üremeye devam ettiğini görebiliyoruz. 

-Şehirlerin bazı bölgelerinde ve şehir dışlarında oluşan sürüleşme ve sürü psikolojine bağlı olarak saldırı olayları ne yazık ki çokça yaşanmaktadır.

-Sürüleşerek insan ile sosyal teması azalan köpeklerde insanlara karşı saldırganlık gözlemlenmesi köpek açısından bakıldığında son derece normaldir. Zira insana ihtiyaç duymadan besine ulaşmakta, yeteri kadar sosyal temas bulunmadığı için de yaşadığı alanlar ve kaynakları açısından insanı tehdit olarak görebilmektedirler.

-İnsanla yeteri kadar sosyal iletişi olmayan köpeklerin adeta tersine evrim gibi evcil olma durumundan yarı vahşi bir yaşam formuna dönüştüklerini de görebiliyoruz.

-Sahipli hayvanların saldırıları ile ilgili köpek sahipleri sorumlu tutulabilmekle beraber sahip hayvan saldırısı sonucu mağdur olan kişilerle ilgili halen gerekli idari ve hukuki altyapı oluşturulamamıştır.

-Sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak en acil atılması gereken adım kırsal bölgelerde köpek sahip ilintisinin kurulması, ulusal topyekün kısırlaştırma kampanyası  ve üretim yeterlilik belgesine sahip olmayan köpeklerin üretiminin engellenmesi.

-Ülkede sayıları hiç de azınsanmayacak kadar çok hayvansever ve hayvan koruma gönüllüleri ve organizasyonları var , devletin kurumsal olarak bu organizasyonları muhattap alması ve denetlemesi son derece önemli olmakla beraber ,  diğer taraftan bakıldığından sadece gönüllü olan birey ve organizasyonlara tesis, tesis yönetimi ve benzeri konularda destek verilmesi devletin barınak sayısını gönüllülere de sorumluluk vererek arttırması bu sürüleşme ve tehlikeli davranışlar sergileyecek köpeklerin kontrol altına alınmasında son derece etkin olabilecektir.

SİSTEMSEL SORUN !

Ölümcül köpek saldırılarına baktığımızda karşımıza çıkan tablo yanlış yetiştirilen ve eğitilen sahipli köpeklerin saldırı ve hasar oranlarının çok daha fazla olduğunu, bununla birlikte sürüleşmiş olan sahipsiz köpek saldırılarının da daha ölümcül sonuçlara sebebiyet verdiğini gösteriyor.

yazımın yukarıdaki bölümlerinde bu iki ana sorun ve çözümlere odaklanmaya çalıştım ancak sorunumuz daha çok sistemsel , yani ülkemizde bir evcil hayvan politikası bulunmaması merkezi ve yerel planlamalar yapılmaması.

Evcil hayvanalrla ilgili olarak acilen Tarım bakanlığı bünyesinde bir Evcil Hayvan Daire Başkanlığı ( ya da Genel müdürlüğü ) kurulmalı , tüm muhattapları ile birlikte ulusal politikalar belirlenmelidir.

The post Köpek Saldırısı Haberleri first appeared on Göktan Eker.

]]>
ARAMA KURTARMA KÖPEKLERİ https://www.goktaneker.com/2023/03/02/arama-kurtarma-kopekleri/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=arama-kurtarma-kopekleri Thu, 02 Mar 2023 16:29:25 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3829 Arama Kurtarma Köpekleri ile ilgili TVNET’te Sayın Nurdan Ebru Erdoğan’a konuk olduk.

The post ARAMA KURTARMA KÖPEKLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Arama Kurtarma Köpekleri ile ilgili TVNET’te Sayın Nurdan Ebru Erdoğan’a konuk olduk.

The post ARAMA KURTARMA KÖPEKLERİ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? https://www.goktaneker.com/2023/03/01/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi Wed, 01 Mar 2023 14:30:11 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3835 Orjinal haber :https://sputniknews.com.tr/20230301/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi-1067652281.html Depremlerde can dostlarımız köpekler çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmasına yardım etti. Arama kurtarma çalışmalarında dünyanın dört bir yanından gelen 449 köpek görev alırken Türkiye’de ise sadece 38[...]

The post Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? first appeared on Göktan Eker.

]]>
Orjinal haber :https://sputniknews.com.tr/20230301/deprem-ulkesi-turkiyenin-arama-kurtarma-kopegi-sayisi-yeterli-mi-1067652281.html

Depremlerde can dostlarımız köpekler çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmasına yardım etti. Arama kurtarma çalışmalarında dünyanın dört bir yanından gelen 449 köpek görev alırken Türkiye’de ise sadece 38 arama kurtarma köpeği bulunuyor. Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, neler yapılması gerektiğini Sputnik’e anlattı.6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerde hem Türkiye’den hem de dayanışma elini uzatan onlarca ülkeden gelen ekipler canla başla arama kurtarma çalışması yürüttü.Arama kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye gelen ekiplerle bu konuda eğitim almış köpekler de geldi. Çalışmalara 58 ülkeden 449 özel eğitimli arama kurtarma köpeği katılarak onlarca canın kurtarılmasına yardım etti.Meksika ekibiyle gelen ve çalışmalar sırasında can veren Proteo adlı köpek herkesin kalbini kazandı. Bugün Türkiye’nin birçok yerinde Proteo’nun isminin yaşatılması için çalışmalar yürütülüyor.Çalışmalara Hollanda 46, Macaristan 29, İspanya 24, BAE 20, Rusya 19, Meksika 18, Fransa 17, Polonya 16, Almanya 14, Portekiz 13, ABD ve İngiltere ise 12 özel eğitimli köpekle katılarak destek verdi.Ancak sık sık felaketlerle karşı karşıya kalan Türkiye’nin sadece 38 adet AFAD’a kayıtlı arama kurtarma köpeği bulunuyor.Peki, Türkiye’de bu köpeklerin sayıları nasıl artar, bir arama kurtarma köpeği nasıl yetişir? Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan EkerSputnik’e anlattı.

‘Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş’

Türkiye’de öncelikle kinoloji yani köpek biliminin, köpek yetiştiriciliği sisteminin gelişmesi gerektiğini ifade eden Eker, şunları ifade etti:

“Ben aynı zamanda Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim. Bizim yıllık 4-5 bin kayıtlı, tescilli yetiştiricimizin ürettiği köpekler var. Bu aşağı yukarı 15 yıldır böyle devam eden bir süreç. Şimdi Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş. Merdivenaltı denilen köpek üretimi zaten yok. Almanya gibi ülkede yıllık 250-300 bin üretim var. Konu aslında köpek yetiştiriciliği sisteminden gelen bir şey çünkü arama kurtarma köpeği dediğiniz köpekler çok özeller. Onların anasının atasının takip edilmesi lazım ki alınan yavruların ne görev yapabileceği de daha doğumda planlanması lazım. Bir de Batı toplumunda bilinç var. Arama kurtarma köpeği eğitimi orada bir zorunluluk ya da gönüllülük değil aynı zamanda bir hobi şekliyle kulüplerde, derneklerde yapılan bir konu.”

‘Güçlü bir destek gerekiyor’

Köpek eğitimi konusunun masraflı bir süreç olduğunu ifade eden Göktan Eker, “Çok emek gerektiren bir eğitim. Bu da işte sosyokültürel, ekonomik rahatlığın da getirdiği bir konu. Amerikalılar bu işi endüstriyel bakışla yapıyorlar, Avrupalıların kimi sanat kimi bilim, kimi hobi olarak yapıyor ama biz hayatta kalmak için yapmak zorundayız. Köpekle birlikte bu eğitimleri alacak eğitmen bulduğunuzda o eğitmenleri de sübvanse etmeniz gerekiyor. Devletin destek vermesi gerekiyor. Çünkü çok zahmetli ve uzun bir iş. Burada güçlü bir destek gerekiyor” dedi.

‘Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz’

Peki, AFAD’ın bu konuda desteği var mı? Dernek Başkanı Eker bu konuda yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:

“AFAD’la görüşmelerimizde bu konuda bakış açısında bir değişiklik yaratamadık. Daha çok gönüllülük üzerinden destek oluruz biz sizlere diye diye bakıldı. AFAD’ın eğitimlerine kabul edilseniz bile Türkiye’de köpeklerin çalışacağı enkaz sayısı 10’u geçmiyor. Yani İstanbul’da 3 tane enkaz var. Biz diyoruz İstanbul’da bir deprem olduğu zaman Beykoz, Sarıyer, Şile’nin bir kısmı ayakta kalacak. Buralara enkaz alanları yaratalım, hatta bir afet köyü oluşturalım, işte bununla ilgili dilekçeler verdik, görüşmeler yaptık. Bu büyük afet olduktan sonra bize dönüşler olmaya başladı. AFAD zaten enkaz arama kurtarma köpekleri sınavları yapmakla mükellef olan kurum. Yani siz köpeğinizi nerede eğitirseniz eğitin AFAD’ın eğitim, yeterlilik ve görev yeterlilik sınavından köpeğiniz geçmediyse normal şartlarda enkaz ya da arama operasyonuna da çıkamazsınız. AFAD’ın da kendi bünyesinde köpek eğitmenler arkadaşlarımız var ama sayıları kısıtlı. Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz. Dürüst olmak gerekirse arada çok geniş bir bantta kimsenin aklına gelmiyor. Ama bunun sürekliliği ve devamlılığının sağlanması için işte burada devlet desteğinin devreye girmesi lazım. Biz de dernek olarak bunun için 2022’de ‘Bir Kahraman da Sen Okut’ diye bir kampanya yaptık. AFAD’ın sınavlarını geçen eğitmen arkadaşlara da bir yani maddi destek olmak için bir fon oluşturalım istedik.”

‘Sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor’

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye büyük bir dayanışma eli uzatıldığını vurgulayan Eker“Hemen yanımızda Ermenistan’da, İran’da deprem oluyor, hemen komşumuz Yunanistan’da depremler oluyor. Yani bunu bu köpekleri sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor. Eğer insanız diyorsak, vicdanımız varsa biz insanlık için bu köpekleri eğitmemiz, afete her an hazır olmamız lazım” diye de ekledi.

‘Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor’

Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, “Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor. Dolayısıyla uzun ve zahmetli ve masraflı bir süreç” diyerek şunları ifade etti:

“Ne tür aşamalardan geçiyor? Bir kere bir köpeğin oyunculuk düzeyini çok arttırmamız gerekiyor. Yarın bir gün karşılaşacağı gerçek operasyonel senaryolara uygun eğitim ortamları oluşturmamız gerekiyor. Ve sürekli bir çalışma ve eğitim tekrarı gerekiyor. Köpeklere yönelik önce doğa arama eğitimlerine başlıyoruz. Bunun sebebi de; Köpeğin bağımsız çalışmayı öğrenmesi, sahibi tarafından yönlendirilmeyi öğrenmesi. Daha basit bir eğitimden başlayıp yavaş yavaş daha zor yani enkaz eğitimine doğru devam ettiriyoruz köpekleri. Buradaki yöntem de işte birinin saklanması, köpeğin bulduğunda havlaması ve bol ödül ve sevgi alması. Yani köpeği burada zorlayarak bir şey yaptıramazsınız. O yüzden bu işe uygunluğu yatkınlığını ölçüyoruz. Aslına bakarsanız bizim aradığımız özel bir ırk yok, özel bir yetenek var. Yani yüksek oyun güdüsü, korkusuzluk, yüksek sosyalite gerekiyor.”


The post Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi? first appeared on Göktan Eker.

]]>