Mesleki Eğitim - Göktan Eker http://www.goktaneker.com Polis ve Askeri Köpek Eğitim Uzmanı - K9 Trainer Göktan Eker's Blog Fri, 01 Sep 2023 09:15:51 +0000 en-US hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7 Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü http://www.goktaneker.com/2023/09/01/sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=sahte-ve-taklit-urunler-ile-mucadelede-k9larin-rolu Fri, 01 Sep 2023 09:15:50 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3862 Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum. Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal[...]

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>

Uzun Arge araştırmaları ve markalaşma yatırımlarının ardından talep gören bir çok ürününün taklit veya sahtelerinin piyasaya sürüldüğü hepimizce malum.

Tekstil ürünlerinden elektronik cihazlara , tütün mamüllerinden ilaç endüstrisine kadar ulusal ve uluslararası markalar taklit ve sahte ürünlerle mücadele halinde.

Bununla birlikte sahte veya taklit olmayan gerçek ürünlerin ülkeye yasadışı yollardan sokulması da ayrı bir sorun.

Bu kapsamda geçmişte k9 ların içinde olduğu başarılı uygulamaları sizlere aktarmaya çalışacağım.

TÜTÜN VE TÜTÜN MAMÜLLERİ 

Ülkemizde faaliyet gösteren global bir firmanın sponsorluğunda köpeğimiz ile öncelikle firmadan alınan defolu tütün mamülleri ile eğitim çalışmalarına başladık.

Uzun yıllar bomba , narkotik , mayın , ceset , canlı insan arama gibi eğitim faaliyetlerinin ardından tütün ve mamüllerinde bulunan yoğun koku sayesinde köpeğin eğitimi oldukça hızlı ilerledi.

Akabinde firmanın fabrikasında daha yüksek miktar kokularla çalışmaya başladık , artık yüzlerce koli arasından içi tütün mamülü dolu koliyi rahatça tespit edebiliyorduk.

Son olarak 20 kadar nakliye aracının içerisinden içi tütün mamülü dolu aracın tespiti ile ilgili eğitimlerin ardından firma yetkilileri bir deniz limanında gümrük birimi tarafından test edilmek üzere k9 ekibini yönlendirdiler.

Test günü açık alanda , üzeri kapalı etrafı açık bir antrepoda saklanmış büyükçe bir kolinin aranması istendi.

Hafif rüzgarlı bir günde yapılan testte köpeğimizi arama alanına yönlendirdikten kısa bir süre sonra köpeğimiz rüzgarı karşısına alarak arama alanının uzağında açık alanda bir ihracat konteynerini işaretledi , yetkililer saklanan tütün mamüllerinin orda olmadığını belirtseler de zaten gümrüklü sahada olan konteyner açıldığında içinde tütün mamulü olduğu anlaşıldı , akabinde de tekrar arama alanına dönüp arama faaliyetine devam ederek mamüllerin saklandığı koliyi de tespit ettik.

Köpeğimiz firma tarafından gümrük birimlerine hibe edildi ve akabinde çalışmasına devam etti.

KAÇAK ÇAY VE KAHVE ÜRÜNLERİ

Yine Türkiye’de faaliyet gösteren global bir firma tütün konusunda başarılı olan köpeğin referansı ile tarafımıza ulaşarak ülkeye kaçak yollarla giren çay ürünlerinin tespiti konusunda bizden destek istedi ve köpeğimiz benzer bir yöntem ile hazırlanarak yetkililer vasıtasıyla gümrük birimlerine hibe edildi.

Aynı firmanın bazı kahve ürünlerinin taklitlerinin piyasaya sürüldüğü ve imalat yapan şebekenin bulunması amacı ile yürütülen bir soruşturmada , bu firma tarafından ele geçirilen taklit ürünleri bulma konusunda eğitilen köpeğimiz alınan izinlerle bir sanayi sitesinde  mesai bitip tüm dükkanlar kapandıktan sonra arama faaliyetlerine katıldı.

Köpeğimiz üçüncü arama saatinin sonunda üç katlı bir işletmenin kapısının altını koklayarak işaretleme yaptı. 

İlerleyen günlerde takibe alınan bu işletmenin yasadışı imalat yaptığı kesinleştikten sonra adli işlemler başlatıldı.

Çay ,Tütün kahve ve benzeri ürünler başta olmak üzere , bu ürünlerin yasadışı yollardan ülkeye sokulması veya sahte ve taklitlerinin piyasaya sürülmesi halk sağlığını olumsuz etkilediği gibi devletin büyük vergi geliri kaybına yol açmakta , üretici firmaların bu haksız rekabet sebebi ile mağdur olmasına sebep olmaktadır.

ELEKTRONİK EŞYALAR

Köpeklerimizin başarısına referansı ile elektronik eşya ithalatı yapan bir firma bizimle irtibat kurdu ve ürünlerinin kaçak olarak gümrük kapılarından tr ye sokulduğunu , bununla ilgili olarak bir çalışma yapmak istediklerini belirttiler.

En çok kaçakçılığı yapılan ürünlerinden numune alıp , soluğu kimya mühendisi bir arkadaşımın yanında aldım.

Gaz kromatografi cihazı vasıtası ile temin ettiğim ürünlerin içerisinden en çok gaz yayan yani koku çıkararak baskın koku oluşturan parçayı tespit ettik 

Daha sonra Alınan tüm ürünlerde olan bu baskın kokulu elektronik parçadan temin ederek köpekleri çalıştırdım ve Bingo , içinde bu parça bulunan her elektronik eşyayı bulur hale geldik.

Yapılan test ve denemelerde firmanın yasadışı ülkeye sokulan ürünlerinin yanı sıra neler bulduğumuza inanamazsınız.

Bu modelin oldukça başarılı olması üzerine köpekler aynı dertten muzdarip başka bir ülkeye gönderilerek işlerine devam ettiler.

PERFORMANS İLAÇLARI 

Pazarın çok büyük olmasından dolayı Performans ilaçlarının veya takviye gıdaların sahte ve taklitleri oldukça yoğun bir şekilde yasadışı yöntemlerle piyasaya sürülüyor.

İlaç açısından bakarsak sahte ilaç , orjinaline benzeyen ancak içerisinde etken maddesi olmadığı için ilacın fonksiyonunu yerine getirmeyen , kimi uzmanlarca plasebo etkisi yaratan ürünler. Ancak bu sağlıksız koşullarda üretilen ürünlerin ne tür yan etkileri olduğunu bilemiyoruz. Alerjik reaksiyon sonrası anaflaktik atak geçiren kullanıcılara da rastlamak mümkün.

Taklit ilaçta ise belirli oranda etken maddeyi ürünlerde tespit etmek mümkün , ancak yapılan Labratuvar araştırmalarında ya belirtilenden daha az oluyor , ya da sağlıksız ucuz katkı maddeleri yüzünden yine oldukça sağlıksız ve beklenmeyen yan etkiler yapabiliyor.

Tarafımıza ulaşan firma yetkililerince piyasadan temin edilen sahte ve taklit ürünlerin etken maddeleri e yoğun koku salan bileşenleri ile ilgili bir toplantı yaptık ve firmanın kimya mühendisleri ile en çok koku yayan etken ve katkı maddelerini tespit ettik.

Köpeklerle yapılan koku tanıtım ve moleküler arama eğitimlerinin ardından köpekler bir süre Türkiye’de çalışarak tespitler yaptılar , akabinde bu tip ürünlerin imal edildiği ülke gümrük birimlerine hibe edilerek sorun kaynağında çözülmeye çalışıldı.

https://www.belemturktv.com/avrupada-sahte-ve-taklit-ilaclar-ciddi-saglik-tehdidi-olusturmaya-basladi.html

Dijitalleşme ve teknolojik cihazlardaki gelişim ile bu alanda köpeklerin kullanımına ihtiyaç duyulmuyor gibi gözükse de tüm teknolojik gelişmelere rağmen halen insan hatası veya hırsı sebebi ile sahte ve taklit ürünler insan sağlığını hiçe sayarak cirit atmaya devam ediyor.

Bunun yanında ülkede gerekli mevzuatın olmaması da bu tip görev köpeklerinin daha etkin görev yapmasının önündeki en büyük engel olarak duruyor 

The post Sahte ve Taklit Ürünler ile Mücadelede K9’ların Rolü first appeared on Göktan Eker.

]]>
KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ http://www.goktaneker.com/2023/08/30/kopeklerin-super-gucu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerin-super-gucu Wed, 30 Aug 2023 15:20:10 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3849 Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri BURUN VE KOKLAMA Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır. Kurtların hayatta kalmaları[...]

The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Ev Köpekleri için Nosework/Scentwork – Burun ve Koku Egzersizleri

BURUN VE KOKLAMA

Bildiğiniz üzre Köpeklerin atalarının kurtlar olduğu yaygın bir teoridir. On binlerce yıldır avlanan kurtlar köpeklere birçok miras bırakmışlardır.

Kurtların hayatta kalmaları için besin bulma ,nesillerini devam ettirmek için eş seçme ,canlı ve cansız varlıkları tanımlama ve hatta canlı varlıkların duygu durumlarının anlaşılmasında sahip oldukları koklama becerisi oldukça önemlidir.

Binlerce yıldır , burunlarını kullanarak avlanan kurtların köpeklere bıraktığı en önemli miraslardan biri çok iyi koku alma becerisidir.

Yapılan araştırmalarda İnsan beyninin %5’i kokuyla ilintili iken bu oran KÖPEKLERDE %35dir. Bu Fizyolojik durum bile bizlere önemli ipuçları vermektedir.

Köpeklerim Burun deliklerinin ucundaki kanatçık benzeri yapılar, köpeğin burnuna giren havanın yönünü tayin etmeye yarar. Bununla birlikte bu yapı köpeğin burnuna  iki farklı yönden de bir koku akışı ve tespit yeteneği sağlar 

Diğer bir deyişler köpekler bir kokunun nereden geldiğini ‘‘stereo’’ olarak algılayabiliyorlar.

Doğada yaşayan kurdun mutluluk formülü

1-) Mental Egzersizler- Avını, eşini , sürü bireylerini vb koklama

2-) Fiziksel Egzersizler- Avını yakalama, alanını savunma , flört davranışları vb.

3-) Doğru İletişim- Sürüye ait olma ve işbirliği


Mutlu Köpek Formülü
 

1.png

Mental Egzersiz

Köpekler için mental egzersizler koklama ve sorun çözme üzerine kuruludur. Eğer köpeğin koklamasını ve koklayarak bir sorunu çözmesini bir sonuca ulaşmasını sağlayabiliyorsanız , onu ciddi anlamda yormuşsunuz demektir. Özellikle detektör köpekler ve arama kurtarma köpekleri bu konuda yoğun çalışmaktadır.

2.png

Fiziki Egzersiz

Tabii ki sadece yüzme değil, düzenli yürüyüşler , koşular , çeviklik ve kondüsyon parkuru ( bu parkurlarda da köpekler sorun çözdükleri için fiziki ve mental egzersizi birlikte yapmış olurlar.

3.png

Doğru İletişim

Tüm bu egzersizleri köpeğinizi mutlu edecek şekilde ve yeteri kadar yaptığınızda geriye sadece onunla etolojik anlamda doğru iletişim kurmak kalıyor.

BURUN EGZERSİZLERİ


1.jpg

Ev Köpekleri için mental egzersiz.

Ameliyat geçirmiş köpekleri yorma ve fiziksel hareketleri azaltma.


Fiziksel Engelli Köpekleri için oldukça mutluluk verici zihinsel egzersiz uygulaması


Köpek ve sahip ilişkisinin gelişmesinde çok büyük katkı.

Barınak ve Sokaklardan sahiplenilen özellikle travmatik köpeklerin özgüvenlerini arttırıcı veya agresyonu olanlar için agresyon bastırıcı fayda.

SCENTWORK-KOKU EGZERSİZLERİ

Burun egzersizlerinde daha çok köpeğin maması , lezzetli yiyecekler ve köpeğin sahibinin kokusu kullanılırken bu aşamada farklı kokular eğitimlere dahil edilmektedir.



HUŞ AĞACI YAĞI, SELVİ AĞACI YAĞI,  ANASON VEYA KARANFİL KOKUSU KULLANILAN EN YAYGIN KOKULARDIR.

EGZERSİZLER EV İÇİNDE YAPILMAKLA BERABER ,DIŞ MEKANDA DA UYGULANABİLİR.

Köpeklerin iç mekanda başlayan egzersizleri ,dışarıda sosyalizasyon problemi yaşayan köpeklerin dış mekana alıştırılmasında oldukça etkilidir.

Ürkek çekingen köpekler için farklı bir özgüven geliştirici etkinliktir.

Özellikle başka köpeklere agresyon sergileyen köpeklerin duyarsızlaştırılmasında kullanılabilmektedir.

Köpeğimiz ile bu egzersizleri evin etrafından başlayarak dış çevrede parklarda da yapabilir, böylece dışarıda bulunduğunuz tuvalet ve gezinti saatlerine ilave keyifli vakit geçirebilirsiniz.


Bu egzersizleri köpekle yapacağınız ona uygun fiziki egzersizlerle de kombine ederseniz, köpeğinizden ve sizden mutlu kimse olmayacaktır.

Workshop ve Eğitim Gruplarına katılım için goktaneker@gmail.com


WE HELP DOGS TO HELP PEOPLE…….





The post KÖPEKLERİN SÜPER GÜCÜ first appeared on Göktan Eker.

]]>
Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar http://www.goktaneker.com/2023/08/21/ozel-guvenlik-ve-gorev-kopekleri-uzerine-bazi-anekdotlar%ef%bb%bf/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ozel-guvenlik-ve-gorev-kopekleri-uzerine-bazi-anekdotlar%25ef%25bb%25bf Mon, 21 Aug 2023 20:03:12 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3852 Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar Yanlış uygulamalar yüzünden sonu gelen sektör. Daha Önce Güvenlik Hizmetlerinde K9 ların kullanımı ile ilgili şu yazıyı kaleme almıştım. Gelinen noktayı bir[...]

The post Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar first appeared on Göktan Eker.

]]>
Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar

Yanlış uygulamalar yüzünden sonu gelen sektör.

Daha Önce Güvenlik Hizmetlerinde K9 ların kullanımı ile ilgili şu yazıyı kaleme almıştım. Gelinen noktayı bir kez daha ele almak istedim.

Özel güvenlik hizmetlerinde K9 kullanımı

2004/2005 yillarında istanbulda meydana gelen terör olaylarının ardından özel güvenlik sektöründeki bomba ve koruma köpekleri ihtiyacı sebebi ile Bursa’dan İstanbula taşındım.

Zira K9 bomba köpeklerine gelen talep sebebi ile yoğun bir iş programı oluştu. Bu arada Havalimanı Güvenliği yapan bir firmaya K9 birimi kurdum ve ilk eğitimleri vererek danışmanlık hizmeti vermeye başladım.

Birlikte Irakta görev yaptığım ve hayatımı borçlu olduğum Duke jr isimli köpeğimizi de bu firmaya verdim. Duke jr ın babası İngiltere Lancastre polis köpek eğitim merkezinde eğitilmiş bir narkotik köpeği , annesi ise ev köpeği olan labrador Tırtıl dı.

O tarihlerde k9 lar ile hizmet verebilen istanbulda sonradan Özel Güvenlik Federasyonu Başkanlığı da yapmış birine ait firma , benim Danışmanlık firmam ve kuruluşunu yaptığım Havalimanı Güvenlik firması vardı.

Ancak istanbula geldiğimde köpek çiftliklerinin görev köpeği , bomba köpeği adı altında yaptıkları sahtekarlıklar ve buna çanak tutan özel güvenlik firmaları olduğunu gördüm. Zira insanlar kendini güvende hissetmek ve bombalar konusunda etkin olan k9 ların içerisinde olduğu bir güvenlik hizmeti almak istiyorlardı.Bazı özel güvenlik firmaları ise , alman çoban köpeği üreten çiftliklerden aldıkları köpeklerin üzerine k9 yazan bir yelek giydirip görev köpeği diye pazarlıyorlardı.

İslamcı terörün musevi vatandaşlarımızın ibadethanelerini hedef alan saldırıları neticesinde  , tarafıma ulaşan uluslararası bir güvenlik Danışmanlık firması sayesinde onlarca açılış, tören , konser gibi etkinliklerde köpeklerim ile görev aldık.

SİNAGOG GÖREVİ

Musevi vatandaşlarımızın sinagogta yapacakları bir etkinlikten önce k9 larla hizmet almak istedikleri tarafıma ulaşmış , ben de planlamamı k9 ların en dış güvenlik halkasında törene katılacakların çok dikkatini çekmeyecek şekilde konuşlanmak üzerine yapmıştım.

Aşırı güvenlik önlemlerinin insanları güvende hissettirmekten ziyade daha da huzursuz edebildiğini gayet iyi tecrübe etmiştim.

Organizasyondan saatler önce köpeğin ihtiyaçlarını gidermek için iki emniyet personeli ile sohbet ederek dış güvenlik halkasının da dışına çıktığımızda bir şahsın dikkatlice bizi izlediğini farketmiştik , yaptığımız profil incelemesi sonucu şahsın köpeklere ilgi duyacak bir sosyokültürel yapıda olmadığını da tespit etmiştik. Bunun üzerine ben ‘Kimse kıpırdamasın sanırım köpek bir koku aldı’  diye bağırınca şahıs koşmaya başladı ve gözden kayboldu , aynı anda yanımızda bulunan emniyet mensubu gençler eşgal bilgisini çoktan anons etmişlerdi bile , sonuç yakalanan şahıstan alınan bilgilerle bir hücrenin çökertildiği bilgisi idi , en azından bana ulaşan bilgi bu yöndeydi. Yani K9 un varlığı ve emniyet mensubu arkadaşlarla oynadığımız oyun sonuç getirmişti.

AVM DEN KAÇAN ARABA 

Beylikdüzü tarafında yeni açılan bir avm de sevgili kızım Betty ( başbakanlıkta görev yapan Balyozun annesi ) ile güvenlik görevlisi arkadaşımız , profilleme stratejisi ile AVM açık otopark girişinde  rutin bir arama yaparken ,Bety nin koklayarak bir araca doğru yöneldiği  , bu aracın ekibi gördükten sonra aracı geri çevirdiğini ve avm ye girmekten vazgeçip uzaklaşmak istediğini görülmüş , aracın geri dönüşü ve hızlanmaya başlaması ile betty idarecinin elinden kurtulup aracın arkasından koşmaya başlayınca kısa süreli bir panik yaşanmış ve aracın hızlı akan E5 trafiğinde kaybolması ile bety geri dönmüş , plakasının ve araç bilgilerinin emniyet ile paylaşılması ardından araç terk edilmiş şekilde bulunmuştu. Yapılan aramada araçta tehtid oluşturan hiç bir suç unsuru bulunamamış taa ki kriminal şube incelemesine kadar , kriminal şube ekipleri yaptıkları teknik inceleme sonucu araçta daha önce yüklü miktar patlayıcı taşındığı kanaatine varılmış , kızımız Bety ve idarecisi görevini başarı ile tamamlamıştı.

Özel Güvenlik Hizmetlerinde K9 lar ile çalışan bir çok arkadaşımın başından benzer olaylar geçtiğini de biliyorum. Zira eski bir emniyet mensubu ve eski meslektaşlarımın köpek seven çocuklarının K9 Amcası olarak içinde köpeklerin geçtiği hemen her olay konusunda belirli düzeyde bilgiye ulaşmıştım. 

DURMA NOKTASI

Bu tarihlerde henüz özel güvenlik hizmetlerinde k9 kullanımı ile ilgili bir mevzuat yoktu , hatta 5188 özel güvenlik kanunu bile henüz çıkmamıştı.

Bu hizmetin verilme şartları ile ilgili hukuki veya idari bir mevzuatın olmaması art niyetli firmalara yarıyordu.

Zira gerekli eğitimleri almamış , yetkin olmayan kişilerce bu hizmet AVM’lere , İbb nin metro güvenliklerine veriliyordu, otobanda araçtan düşerek sakatlanan ve hayatını kaybeden köpekler haberininin ne yazık ki bu hizmeti verdiğini dününen yüzünden yaşandığını da görmüş olduk.

Hayatında bomba veya patlayıcı madde görmemiş , ev köpekleri eğitmenleri ve mantar gibi artan özel güvenlik firmalarının bazı uyanık sahipleri bu boşluktan fazlası ile faydalanıyordu. Sektörün adeta içi çürüyordu.

Hava limanlarında ise fiziki güvenlik ve kargo güvenliğinde köpekler yoğun bir şekilde kullanılıyor, hava limanların ciddi güvenlik prosedürleri kapsamında kaliteli hizmet tercih ediliyordu. Ben de bu kalite kontrol sistemini baz alarak ve yıllarca çalıştığım ortadoğu ülkelerinin tecrübesi ile hizmet vermeye gayret ediyordum

Havalimanı dışındaki bu bozuk yapı , sonunda tabiri caiz ise patladı ve bir avm de köpeğin genç bir kızı ısırması ile yapılan soruşturmada köpeğin herhangi bir eğitimi olmadığı , idarecisi personelin ise bir gün önce işe alındığı anlaşıldı. Valilik ve emniyet müdürlüğü bu durum üzerine havalimanları hariç köpeklerin kullanımın durdurulması için bir yazı yazdı.

Bu durum bir anda sektörü olumsuz etkilediği gibi dolaylı olarak emniyet ve jandarmayı da etkiledi. Zira özel güvenlik hizmetlerinde köpek kullanımı ile gelişen sektör , kaliteli köpeklerin Türkiye’de yetişmesine ve kolluk kuvvetlerinin de artan köpek ihtiyacının kolayca tedariğine sebep olmuştu.

Bu kapsamda Ankara sıhhiyede bomba yüklü minibüsü bulan Maske , Başbakanlık ta görev yapan Mızrak , Dark ve Balyoz tarafımdan tedarik edilerek emniyet teşkilatına , öncesinde Pars gümrük teşkilatına , bir çok köpek te sivil savunmaya tarafımızdan dan kazandırılmıştı. Benim gibi işini kaliteli yapan diğer işletmeler de bu kapsamda  Köpeklerin bir kısmını hibe şeklinde bir kısmını da satın alma yöntemi ile tedariklerine devam ediyorladı.

Bu gelen yasaklama ile ben yine rotayı yurtdışına çevirmiş , Irak Afganistan , Azerbaycan , libya , Suriye ve ABD ye eğitimli köpek tedariğine başlamıştım.

HAVALİMANI SALDIRISI

Atatürk Havalimanı baskınından bir kaç gün önce de hava limanında köpek kullanımı konusunda bir yasak getirilmiş , dönem dönem emniyet birimlerinin dahi destek aldığı özel güvenlik bomba köpeklerine görevden el çektirilmişti, sadece kargo güvenliğinde çalışan köpeklerin çalışmasına izin verilmiş, otopark ve havalimanı girişlerinde görev yapan ekipler ne yazık ki yasaklanmıştı.

Başbakanlık Bimere konu ile ilgili ihbarda bulunmuş ve bunun büyük bir güvenlik açığı doğuracağını ( hizmet veren ekiplerin rakip firma olmasına rağmen ) geri dönülmez sonuçları olacak bu hatadan dönülmesi gerektiğini yazdığım uzun bir mailden bir kaç gün sonra ne yazık ki onlarca insan hayatını kaybetti.

REİNA SALDIRISI

Yine benzer bir durum da yılbaşında , Ortaköy’de deniz kenarında bulunan bir eğlence mekanında meydana geldi , mevcut riskleri göz önünde bulundururak , Yılbaşı gecesi için iki koruma köpeği ( Hollanda polisi KNPV sınavını geçmiş ) bir bomba köpeği ile vereceğimiz güvenlik hizmeti emniyetin izin vermemesi ile iptal oldu , hoş o gece büyük ihtimal ben de orda olacaktım , ve kapı dışındaki ilk silahlı müdaleyeye dahil olacaktım , belki de ölecektim , Yada görev köpekleri ile alınmış güvenlik önlemi teröristi o mekandan uzak tutacaktı. Zira istihbarat raporlarına ve yakalan terörist sorgularında eylem öncesi teöristlerce yapılan  keşiflerde köpeklerin büyük caydırıcılığı olduğu yönünde ciddi bilgiler vardı.

BEŞİKTAŞ SALDIRISI

Öncelikle  TİM 47 , değerli kardeşim Vefa Karakurdu ve saldırıda hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Polis akademisinden tanıdığım bir üst devre emekli emniyet mensubu , güvenlik danışmanlık hizmetleri veren bir abimin üzerinde emek harcadığı bu saldırının gerçekleşmesinden haftalar önce stadın güvenlik risklerinin belirlenmesi için yapılan bir çalışmaya dahil olmuştum , islamcı terörün karakteristiğini iyi bilen uzmanlarca yapılan risk analizlerinde k9 ların nasıl etkin olabileceği de uzun uzun tartışılmış , en dış güvenlik halkası için üst düzey koruma ve bomba köpekleri tarafımızdan önerilmişti.

Şehit kardeşim Vefa’nın çabalarına rağmen ne yazık ki k9 lar etkin rol alamadı ve saldırıda bir çok kaybımız oldu , k9 ların saldırıyı önleyip önleyemeyeceğini bilemiyorum , ancak kişisel tecrübem doğru kullanılan k9 birimlerinin can kaybını çokça azaltacağı yönündeydi.

23 NOLU GENELGE

5188 sayılı kanuna 2015 sonlarında 23 nolu genelge ile görev hayvanlarının özel güvenlik hizmetlerinde kullanımı mevzuatlaştığında çok sevinmiştim , bu sevincin erken ve boş olduğunu daha ilk görev köpekleri sınavında anladım.

Yapılan ilk özel güvenlik görev köpekleri sınavına 80 civarı bomba köpeği 15 civarı koruma köpeği katıldı, bomba sınavından sadece benim firmama ait üç köpek başarılı oldu , benim de bizzat girdiğim koruma sınavında ise ⅚ köpek başarılı olabildik.

Sınavı organize eden Emniyet Köpek Eğitim merkezindeki bazıları ile bir zamanlar birlikte görev yaptığım arkadaşların bomba ve patlayıcılar konusunda bu denli hatalı uygulamalar yapabileceğini hiç düşünmezdim. Zira sınavın ölçme değerlendirmesinden, saklanan maddelerin yönetmelikte bulunan miktarlardan farklı olmasına kadar onlarca teknik hata mevcuttu, devamında yapılan sınavlarda ise sınav sorumlularının akıl almaz hataları yüzünden o kadar emek harcayan biz özel güvenlikçilerin haklarının nasıl yendiğine de şahit olduk. 

ÖLÇME DEĞERLENDİRME

Yapılan sınavların bilimsel ölçme değerlendirme sisteminden uzak olması , gözemci olarak katılabildiğimiz sınavlarda sınav sorumluları  tarafından yapılan inanılmaz hatalar , memur arkadaşların bunlarla da kalmayıp , ekmeğinin peşinde olan stres içindeki idarecileri aşağılamaları , bundan köpekçi olmaz , bu köpeği ben para verip almam söylevleri , gerek biz eğitmenlerin gerekse firma sahiplerinin kafasını oldukça fazla karıştırmıştı. Ne yaşıyorduk Biz ?

Firma temsilcilerinin ısrarla toplantı talebi üzerine nihayetinde köpek eğitim merkezinde bu konu ile ilgili bir toplantı düzenlendi. Toplantıda köpeklerde kalça filminden , madde miktarlarına , ölçme değerlendirme sistemindeki hatalardan patlayıcı madde ile gerçekleşen eylemlere kadar bir çok konu detaylıca konuşuldu.

Bir Bomba uzmanı kardeşimizin bu  sınavda patlayıcı zulası bulunması istenmiş , gerçek hayat böyle değil ciddi hatalar yapılmış şeklindeki tespitini unutamam. Zira 20 cm uzunluğundaki bir korteksi arabanın farına , 100 gramlık bir patlayıcı ise bir otobüsün tavanındaki lambanın altına saklanmıştı. Teröristlerin bu tip bir uygulama yaptıklarına ne şahit oldum ne de duydum, her gördüğüm görev yapan bomba uzmanlarına da bu bilgileri sorduğumda arkadaşlar bu işe infilaklı fitilin tersi ile güldüler.

Bu toplantının ardından sistemin daha iyi noktalara taşınacağını düşünürken , sınavı organize edenler önce sınavlara gözlemci almayı , sonra da saklanan maddelerin nerede olduğunu ve kaç gram olduğunu söylemeyi bıraktılar.

Düşünün bir ekip eğitiyorsunuz , sınava giriyor ve nerede hata yaptıklarını , eğitim sistemini geliştirmek açısından gerekli olan geri dönüşleri alamıyorsunuz. 

Şu sıralar bu sınav sistemini kurgulayan ve her sınavda her toplantıda Özel Güvenlik firmalarını ve çalışanlarını aşağılayanlar emekli olup Özel Güvenlik firmalarında uzman olarak işe başladılar.

SINAVLARDA KULLANILAN PATLAYICI MADDELER

Gelelim sınavların en komik başlığına , patlayıcı madde köpekleri eğitiyoruz ve patlayıcı madde köpeği sınavına giriyoruz , ancak özel Güvenlik Firmalarının patlayıcı madde edinmesi ve bulundurmasına izin yok. Yok yok doğru duydunuz maalesef öyle . Yurtdışından binlerce dolara ithal ettiğimiz koku kitleri ile çalışmak durumunda kalıyoruz.

Bununla da kalmayıp , depolardan alınan sıfır maddeler sınavlarda kullanılıyor, yani sahada köpeklerin kesinlikle karşılaşmayacakları bir koku yapısı sınavda onlara soruluyor. Zira patlayıcı maddeler teröristler tarafından zor temin edilen , çantalarda ,vücutlara sarılarak yatak altlarında, eşyalar arasında taşınan , bazen kaçakçıların yöntemleri bazen de teröre yardım ve yataklık edenlerin tedarik ettiği bu maddeler eylemden önce kesinlikle fabrikasyon durumunda olmaz. 

ABD de polis köpeklerinin sertifikalandırıldığı Görev Köpekleri  Birliğinde  sınav hakemi olan biri olarak sınavdan bir kaç gün önce sınava girecek ekiplerin sınav yapılacak alanda ve sınavda aranılacak maddelerle çalışmasına müsade ederdik. Ama ülkemizde bu işi yapmamamız için tüm ortam oluşturulmuş durumda.

Ülkemizde bomba köpeklerini sınava hazırlayan bir özel güvenlik firmasına patlayıcı maddeler bulundurulmasına izin vermeyip, patlayıcı maddelerle sınav yapılmasının absürdlüğünü her ne kadar anlatsak da halen bu soruna çözüm bulunmuş değil, ancak sınavı organize eden kişilerin sınava giren firmalara eğitim için patlayıcı madde ile gidip , köpeklerin sınava hazırlanması aşamasında ücret karşılığında destek verdiklerini öğrendiğimde sistemin iyice çürümeye başladığını düşünmüştüm.

Sorunu çözmeyip sorundan faydalanan kişiler … Firmaların da buna göz yummaları , ciddi miktarlara varan yatırımlarını korumak adına ayak uydrmalarını da anlıyorum sanırım.

ÜCRETLENDİRME

2017 Ylında 1000 TL olan sınav ücretleri 2022 yılına geldiğimzde 32.000 tl oldu. Yarı kamu hizmeti veren özel Güvenlik firması Görev Köpekleri Fahiş SInav ücretinin yanında fotokopi ile çoğaltılan kimlik ücreti ise 6000 tl , yani çipli , özel dizayn edilmiş bir kimlikten bahsetmiyoruz, bildiğiniz hakikatten fotokopi. Şu anda türkiyede pilot sınavları bile bu ücretlerin yanında komik kalıyor, uzaya füze göndermiyoruz , bir bomba köpeğine araç valiz ve oda araması yapıyoruz , bu ödenen ücretler allah aşkına nereye gidiyor ?

BU ücretleri sorduğumuzda zaten çok kazanıyorsunuz cevabını veren pişkin yöneticilerden  ve memur arkadaşlardan bahsetmiyorum bile. 20 Köpekle sınava giriyorsunuz , altıyüz küsür ücret ödüyorsunuz , sınavdan başarılı olmayanların ücretleri yanıyor, başlarda uygulanan bir bütünleme sınavı organizasyonu yok. Sınava sokup sınav geçen personelin çalıştığı sözleşmeli proje müşterinin isteği ile her an sonlanabilir ve siz bu paraları ödemek zorundasınız. 2023 e geldiğimizde maliyetler ve ücretlerden bahsetmiyorum bile.

Bir köpeği 3 ayda eğitiyorsunuz, en az 2 ay personel ile eğitim yapıyorsunuz , sınavlar da yılda bir yapılıyor. yani sınavdan başarısız olunması durumunda köpekde personel de boşa çıkıyor, bir sonraki sınava kadar personele maaş vermenize rağmen projede çalıştıramıyorsunuz. Bununla da bitmiyor, sınavı geçen personelin bazısı kendini helikopterden helikoptere atlayan komando gibi görmeye başlayıp , kendini naza çekmeler , ayrılırsam projeniz batar demeye gelen tavırlar gösteriyor , hatta sınavda başarılı olunca iki katı ücret isteyebiliyor, ya da kimseye haber vermeden işi bırakıp kayıplara karışabiliyor, bu durumda iki yıl köpek ve idarecisinden para kazanabilecekken , yani yaptığınız yatırımların karşılığını nihayet alabilecekken yine mağdur oluyorsunuz.

İNSAN KAYNAKLARI SIKINTISI

Özel Güvenlik kanunu gereği özel güvenlik personeli işçi statüsünde , ancak arkadaşlarımızın çoğu standart özel güvenlik hizmetlerinde özlük haklarının korunmadığı , mağdur edildiklerine bahsederken , köpek idarecisi oldukları anda kendilerini memur gibi görmeye başlıyorlar ancak aleylerine olan her durumda da işçi gibi davranıyorlar. Düşünün Bomba veya koruma köpeği idareciliği eğitimi alıp çalıştıkları firmaları mağdur ederek kayıplara karışan arkadaşları 6 ay sonra köpek eğitim uzmanı olarak sosyal medya yayınları yaparken bulabiliyorsunuz.

Daha eğitimli bir köpeğin idareciliği konusunda uzmanlaşmamış arkadaşlarımız , bir anda köpein eğitimi konusunda uzmanlaşmış olarak karşımıza çıkabiliyorlar.

GELİNEN NOKTA 

Yukarıda anlattıklarımız veya atladıklarımız , ya da saygıdan dolayı anlatamadıklarımız sebebi ile gelinen noktada sektörde hizmet veren firmalar küçülmeye , K9 ların  güvenlik hizmetlerindeki önemli olmasına rağmen kullanımı azalmaya başladı. Havalimanı kargo güvenliğinde K9 ları neredeyse mecburen kullanan firmalar sözleşmleri gereğince geri çekilemezken, ciddi mali yükün altına girmiş durumdalar.

Kısaca sınav sistemindeki halen düzeltilmeyen yanlışlar , yatırım yapan firmaların yatırımlarını korumak adına yüksek sesle bu yanlışları dile getirmemeleri , çalışan personel konusundaki sorunlar,  maliyetlerin astronomik artışı ve bir çok  sebepten dolayı K9 lar artık etkin bir biçimde Özel Güvenlik Hizmetlerinde kullanılmıyor.

Bu yazıyı kaleme alma sebebi ise başta ekomomideki sorunlar, çok fazla göç alınmış olmasının ve bir çok etkenin ülkemizde yeni bir güvenlik iklimi yarattığını görmem, önümüzdeki dönem bu konudaki öngörümün doğru veya yanlış olduğunu gösterecektir.

The post Özel Güvenlik ve Görev Köpekleri Üzerine Bazı Anekdotlar first appeared on Göktan Eker.

]]>
DOG SHOW- IRK STANDARTLARI YARIŞMASI NEDİR ? http://www.goktaneker.com/2022/12/15/dog-show-irk-standartlari-yarismasi-nedir/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=dog-show-irk-standartlari-yarismasi-nedir Thu, 15 Dec 2022 11:16:32 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3813 Bundan 30 yıl kadar önce yani internet ve sosyal medyanın olmadığı televizyon ile dünyayı takip ettiğimiz zamanlarda köpekler hakkında birçok bilgiye yabancı kaynaklardan ulaşabiliyorduk. Kitaplar , dergiler benzeri yazılı kaynaklardan[...]

The post DOG SHOW- IRK STANDARTLARI YARIŞMASI NEDİR ? first appeared on Göktan Eker.

]]>
Bundan 30 yıl kadar önce yani internet ve sosyal medyanın olmadığı televizyon ile dünyayı takip ettiğimiz zamanlarda köpekler hakkında birçok bilgiye yabancı kaynaklardan ulaşabiliyorduk.

Kitaplar , dergiler benzeri yazılı kaynaklardan ki hepsi yabancı dilde, özellikle Avrupa’da, İngiltere’de ve Amerika’da köpekler ile ilgili ne tür organizasyonlar yapıldığını anlamaya çalışıyorduk. Benim gibi çok az şanslı insan o zamanlarda yurt dışında bu tip organizasyonları görme fırsatı yakalayabilirlerdi, ancak bu kadar kalabalık ve keyifli organizasyonların nasıl yapıldığına dair fikir edinmek için de uğraşırlardı.

Dog Show kelimesini ilk o tarihlerde görmüştüm, Almanya’da  Bir sokak afişinde gördüğüm dog show ilanı bana köpeklerin eğitimleri ile ilgili yapılan bir etkinlik olacağı fikrini vermişti.

Etkinlik alanına gittiğimde , 10 kadar ring tabir edilen tahminen 12×12 metrelik kare alanları görmüş , ortalarda gezinen yüzlerce köpek gözlemlemiş, masaların üzerinde tüyleri taranan köpekleri görünce merakım iyice artmıştı.

Bir süre sonra ring tabir edilen alanlara sorumlu bir kaç kişi geldi ve sıra ile köpekleri içeri almaya başladılar. Köpekler tek tek kontrol ediliyor, grup halinde arka arkaya koşuyorlar ve sahanın tam ortasındaki kişi tarafından gözlemleniyordu. Köpeklerin özellikle neden dişlerinin kontrol edildiğini ve erkek köpeklerin neden testislerinin kontrol edildiğini o gün çok da anlamamıştım.

Neredeyse birbirinin aynısı olan aynı ırkktaki köpeklerin neye göre sıralandığını anlamakta da zorluk çektiğimi belirtmeliyim. Sonradan hakem olduğunu öğrendiğim kişi köpekleri uzun uzun süzüyor, duruşlarına,  koşularına bakıyor , teker teker bir ileri bir geri koşmalarını istiyor ve onları sıraladıktan sonra birinci ikinci ve üçüncüyü seçiyordu.

Hemen her ringde birçok farklı ırktan köpek kendi ırkdaşları ile yarışıyordu. Alana ilk geldiğimde bu etkinliğin bir köpek eğitim etkinliği olmadığını daha çok köpek güzellik yarışması gibi bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ancak köpekleri ve hakemleri  seyrettikçe bu etkinliğin bir köpek güzellik yarışmasından çok daha fazlası olduğunu düşünmeye başladığımı hatırlıyorum.

Beni bu etkinliğe götüren Alman meslektaşım bunun bana ırk standartları yarışması olduğunu, önce köpeklerin kendi ırkları içerisinden erkekler ve dişiler şeklinde yarıştıklarını akabinde seçilen erkekler ve dişilerin birlikte yarıştıklarını ve en sonunda o ırkın standartlara en yakınının seçildiğini aktardığında, organizasyonun köpek güzellik yarışması olmadığına emin oldum.

Yarışmanın sonuna kadar kalamadım ancak Alman meslektaşım bana işleyişi dönüş yolunda kısaca anlattı, hayranlıkla dinlediğimi ve bu ırk standartları yarışmalarının neredeyse bir yüzyıldır yapıldığını öğrendiğimde ki şaşkınlığımı hatırlıyorum.

Üzerinden yıllar geçti ve ülkelerde ırk standartları yarışmalarını yani dog showları ülkemizde organize eden Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu ( Turkish Kennel Club da diyebiliriz ) yönetim kurulu üyesi olduktan sonra, her ırk standartları yarışmasında ilk dog show a gittiğim heyecanı tekrar tekrar yaşadım.

30 yıl sonra da olsa ülkemizde kinolojinin oldukça ilerlemesi, hele en son istanbul yarışmasında kırılan kayıt rekoru ( 1860 kayıt ) ile bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.

Irk standartları yarışmasının ne olduğunu, neden ihtiyaç duyulduğunu  ve işleyişini, duyduğum heyecan ve sevinci kısaca siz değerli okurlarım ile paylaşmayı hedefledim.

Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu’nun da üyesi olduğu FCI ( Fédération Cynologique Internationale-https://www.fci.be/en/ ) 22 Mayıs 1911de kurulmuş bir organizasyon, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa ve Hollanda ulusal kennel clublarının yani her ülkede kurulmuş ırk derneklerinden oluşan ulusal federasyonların birleşerek kurduğu çatı bir organizasyon.

Bu organizasyon kısaca her ülkeye ait standartları belirlenmiş köpek ırklarının yaygınlaştırılmasını isteyen, sağlıklı köpeklerin üremesini hedefleyen ve en önemlisi ırkların korunmasını sağlayan bir organizasyon. Köpek ırkları denilince hemen her biri ait olduğu ulus ile özdeşmiş köpeklerden bahsediyoruz. Alman Çoban Köpeği, Belçika Çoban Köpeği , Hollanda Çoban Köpeği, Fransız Mastif, Avusturya Alp Çoban Köpeği ( Dachsbracke),Rus  Borzoi gibi ırkların o ülkelerin tarihlerindeki, kültürlerindeki yerlerini köpeklerin tarihçelerinden anlamak mümkün. Aynı bizim kangalımız gibi. ( Kangal Çoban Köpeği standardı KIF- Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu tarafından hazırlanmış ve FCI tarafından kabul edilerek FCI ya bağlı tüm ülkelerde kabul edilerek uluslararası tescil sağlanmıştır.) 

Dog showlar tam da burada devreye girmektedir. Irkın ait olduğu her ülke tarafından belirlenen ulusal köpek ırkı standartlarının korunması için o ırka en yakın standarttaki (standart içerisinde anatomi ,fizyoloji ,davranış dengesi gözetilmektedir. ) köpeklerin seçilmesi, unvan verilmesi ve üretim programına dahil edilebilmesi ancak dog showlarla yani ırk strandartları yarışmaları ile mümkün olabilmektedir.

Sisteme bu yönden bakıldığında FCI onaylı bir seceresi olmayan köpekler safkan köpek olarak kabul görmemektedir. O ırka benzeyen olarak nitelendirebiliriz , ülkemizde de KIF/FCI seceresi olmayan köpekler için safkan demek yanlış olmaktadır. 

Nitekim İtalya mahkemeleri tarihsel gelişim göz önünde bulundurularak FCI şeceresine sahip olmayan köpeklerin o ırka benzer şeklinde ibraz edilmeleri talebini onaylamıştır. 

ŞECERE

Dog showlara sadece FCI tarafından onay görmüş şeceresi olan köpekler katılabilmektedir. Ülkemizde Köpek ırkları ve kinoloji Federasyonu ( ve üye dernekleri)  FCI’ın tek temsilcisi olarak Dog Showları düzenlemektedir.

Köpeklerin şecerelerinde en az 4 nesil geriye doğru atalarını görmek mümkün olmakla beraber atalarının dogshowlarda aldığı dereceler girdiği eğitim sınavları, yapılan röntgen kontrollerini, DNA testlerini de görmek mümkün olabilmektedir. Bu yüzden şecereli yavru köpeklerin gelecekteki tipi ve davranışları hakkında bir öngörüde bulunmak mümkündür. 

Şeceresiz şekilde kayıtsız, merdiven altı tabir edilen köpek edineceğinize barınaktan köpek edinin deyimini çok sık kullanmamın nedeni de tam olarak burada yatmaktadır.

IRK STANDARDI

Bir ırkın standardını FCI sitesinden indirmek mümkündür.(https://www.fci.be/en/Nomenclature/) yani benim köpeğim daha safkan demek gibi bir gaflete düşmeden önce ırk olduğunu düşündüğünüz köpeğinizin bu standartlara uygun olup olmadığının Irk hakemlerince değerlendirilmesi gerekmektedir. 

Her şecereli köpeğin ırk standartlarına tam uyucağağını da beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Bu yüzen kinoloji var, şeceresi olsa bile ırkın korunması adına onaylanmış stadartta üretimin gerçekleşmesi için ırklar muhakkak yarışmalarda boy göstermeli ve hakemler tarafından değerlendirilmelidir. 

Unutmayın her ırk ait olduğu ülke ulusal kinoloji organizasyonu tarafından standartları belirlenerek FCI a tescil ettirilmiştir. Yani sahibi olduğunuzu düşündüğünüz sözgelimi bir Belçika Çoban Köpeği için şu  rengi , bu fiziği daha iyi bence standart bu olmalı diye bir yorum getirmeniz en hafif tabiri ile kinolojik  cahilliktir.

Bir çok köpek sahibi  tarafından ırk standardı deyince köpeğin  sadece dış görünüşü yani morfolojik yapısı anlaşılmaktadır. Oysa her ırkın kendine özgü davranışları da hakemler tarafından gözlemlenmektedir. Bir av köpeğinin meraklı halleri, bir afgan tazısının snob tavırları da ırk hakemleri tarafından yarışma esnasında değerlendirilir. Söz gelimi yarışma esnasında aşırı korkak veya aşırı agresif köpekler diskalifiye edilmekte ve üretim programından çıkarılmaları sağlanmaktadır. 

Bir köpeğin ırk standardı; Kafa yapısı( gözler, kulaklar, dişler vb.. ) , Boyun yapısı, Vücut Yapısı( sırt, bel göğüs, karın, kuyruk vb.. ) , Bacak yapısı,deri,  Kürk, Yükseklik Ağırlık ve benzeri bir çok parametrenin birleşiminden oluşur ve hakemlerce değerlendirilmesi ile bu standarda ne kadar yakın olduğu ortaya çıkar.

Oluşturulmuş bu standartlar o ırkın yaptığı işi ( söz gelimi çoban köpeği) en iyi yapabilen bireyler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Yani köpeğinizin güzel bir köpek olması, ırk standardının yüksek olması anlamına gelmez. Göz renginin doğru olmaması uzaktaki tehlikeyi görmesine engel olabilir, ayak açılarının doğru olmaması tehlikeyi bertaraf etmeye çalışırken dengesini kuramaması anlamına gelebilir, kalça displazisi olması uzun ve etkin görev yapmasını engelleyebilir, doğru olmayan kulak yapısı tehlikenin sesini algılamada köpeğin dezavantajlı duruma düşmesine sebebiyet verebilir, Yanlış kuyruk yapısı koşu ve manevralarda köpeğin zorlanmasına neden olabilir.

FIT FOR FUNCTION- deyimi ırk stadartları hakemleri için oldukça önemli bir parametredir. Yani bir ırkın standardı sadece belirtilen ölçüleri yerine getirmesi ile değil, o ırkın onlarca yıllık seleksiyon sürecinde yaptığı işin de doğru bir şekilde yapılabilmesini sağlayacak stadartları kapsamaktadır.

Görüldüğü gibi ırk standardı bir güzellik standardı değildir. Nesiller boyu selekte edilen köpeğin ırkına özgü anatomi , fizyoloji ve davranış kalıplarını içeren komplike bir parametreler bağlantısıdır. Yoksa bizler gibi hayvan severler için bir köpeğe güzel diğer bir köpeğe çirkin ya da daha az güzel demek mümkün değildir. 

Irk standartlarının iyi korunduğu , köpek nesillerinin sağlıklı yetiştiği toplumlara baktığımızda sokak ve barınaklara bırakılmaların da neredeyse ortadan kalktığını görüyoruz. Ülkemizde ise tam tersi Merdiven altı tabir edilen ırkın özellikleri göz ardı edilerek sadece maddi beklenti ile yapılan eşleştirmeler sonucu, yani KIF/FCI seceresiz üretimin sokak köpeği sorununu beslediğini görebiliyoruz.

DOG SHOW A KATILIM

KIF/FCI şecereli bir köpeğiniz varsa Federasyonumuzun www.kif.org.tr web sitesinde ilan edilen dogshowlara veya federasyonumuza üye ırk derneklerinin organizasyonuna  önceden kayıt yaptırmanız gerekmektedir. Yani show günü gelip de ben de katılmak istiyorum şeklinde bir uygulama yok. Zira kayıtlar yarışmaya bir hafta önce kapatılıyor. Bunun sebebi ise yarışma kataloğunun hazırlanması, bu katalog kapsamında da ring akış programının çıkarılması.

Yani yarışmadan önce siz köpeğinizin hangi ringde hangi hakem tarafından saat kaçta hangi rakiplerle ( aynı ırk ve kategoride ) yarışacağını önceden biliyor olmanızı sağlamak, akışın programlı bir şekilde ilerlemesini sağlamak aynı zamanda yarışmaya gelen köpeklerin refahı açısından da son derece önemli. Saatlerce ring yakınında sıra beklemek gerek köpeğinizi gerek sizi strese sokacağından bu akış programına özellikle önem verilmektedir.

YARIŞMA KATEGORİLERİ

Irk standartları yarışmasında köpeğinizin yaşına göre şu kategorilere göre yarışabilmektesiniz:

Baby Class- 3-6 ay

Pupy Class 6-9 

Junior Class 9-18 

İntermediate Class 15-24

Open Class 15 ay  ve  üzeri 

Champoin Class 15 üstü yetişkin sınıflarda şampiyon sertifikası olanlar ( en az bir ) 

Working Class 15 üzeri  BH, IGP , ( arama kurtarma ) 

Veteran Class  minimum 8 yaş üstü 

Yani sorumlu bir köpek sahibi veya yetiştirici iseniz , köpeğinizin bebeklikten itibaren doğru gelişimini, sosyalleşmesini, ırk olarak güçlü yanları ya da zayıf yanlarını, hatta eğitim süreçlerini görebileceğiniz,  bir yarışma metodolojisi var. Bebeklikten emekliliğe kadar oluşturulmuş bu yarışma stratejisi kinolojik sistemin doğru bireyler yetiştirip yetiştirmediğinin kontrol edildiğinin de bir göstergesi. 

Söz gelimi 15 yaşında veteran bir köpeğin halen  zıpkın gibi ringlerde yerini alabiliyor olması, sizin zamanında ne kadar doğru bir bebek edindiğinizin, onun yaşamı boyunca ona ne kadar iyi baktığınızın  da bir göstergesi. Bir ringde bu kategorilerin hepsinde aynı ırktan köpek görmek ulusal kinolojik yapının  ne kadar gerekli olduğunun da diğer bi ispatı. Sağlıklı mutlu sosyal köpeklerin yetiştiğini görmek, hayvanların refah içinde büyüdüklerinin ve yaşlandıklarının şahidi olmak kadar keyifli bir şey olmasa gerek.

Genellikle görev köpekleri yetiştirien bir eğitmen olarak Working Class için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bu sınıf köpeklerin hem ırk standardı açısından yeterliliğini ölçerken aldıkları eğitimleri ( Sks Yks TYS, BH, IGP, freesbe, agility Arama Kurtarma vb… ) de belgeleyerek aslında hem onlara emek harcayan eğitmenlere değer katmakta, çalışan sınıfın kan hatlarının belirlenerek ve çalışan sınıf sınavlarının çeşitlendirilmesini sağlayarak ülkede bir kan havuzu oluşturmaktadır. Bu sınıfta yarışan köpeklerin hem iyi çalıştıklarının hem de ırkstandartlarına maksium uyum sağladıklarının da bir göstergesi,  bu kategoride yarışan köpeklerin fazlalığı ülkedeki eğitmen kalitesini ve kinolojik bilincin de br göstergesidir bana göre. 

Ne yazık ki ülke resmi kurumlarının çalışan köpekler konusunda ülkemizi yetersiz görerek sürekli yurtdışından köpek satın almaları, KIF ile ortak çalışmak yerine şeceresiz köpeklere yönelmeleri ülke kinolojisinin bizzat devlet kurumları tarafından zedelenmesi anlamına gelmektedir. 

YARIŞMA DETAYLARI

Öncelikle belirtmemiz gereken FCI a kayıtlı köpek ırklarının dahil olduğu grupların olduğu , ırkların bu gruplar içerisinde kategorize edildiğidir.( https://www.kif.org.tr/kopek-irklari/15.html)


1.GRUP – KOYUN VE SIĞIR ÇOBANI KÖPEKLER

Border Collie, Malinois, Alman Çoban Köpeği vb.

2. GRUP – MOLOSSOİD KÖPEKLER, PİNCHER VE SCHNAUZERLAR

Bulldog, Boxer, Cane Corso , Affenpincher, Giant Schnauzer vb.. ( Kangal da bu grupta yarışmaktadır) 

3.GRUP – TERRIERLER

-Airdale terrier, Bulterrier, Yorkshire Terrier vb…

4. GRUP –  DACHSHUNDLAR

5.GRUP –  SPITZ VE PRIMITIF IRKLAR 

Akita, Husky, Malamute, Japon Spitz vb.


6. GRUP – KOKU TAKİPÇİSİ AV IRKLARI 

Beagle , Dalmaçyalı, Basset Hound vb.


7. GRUP – FERMA VEREN IRKLAR 

Drahthaar, Pointer, Setter vb.

8.GRUP – RETRIEVERLAR, AV KALDIRICI VE SU KÖPEĞİ IRKLARI

Golden Retriever , Labrador Retriever, Cocker Spaniel vb.


9. GRUP EŞLİK KÖPEKLERİ VE TOY IRKLAR 

Maltese, Poodle, Pekingese, Chihuahua, Pug, French Bulldog vb.


10. GRUP – TAZILAR  

Afgan Tazısı, Borzoi, İtalyan Tazısı, Saluki vb.

Yaş grubuna göre oluşturulan yukarıdaki  kategorilerden birinde köpeğinizi yarışmaya kayıt ettirdi iseniz , sizi ve köpeğinizi  oldukça keyifli bir organizasyon bekliyor olacak , peki yarışma akışı nasıl ilerliyor bu detaylara bakmadan önce bazı terimlerin ve ünvanların açıklamalarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Very Promising- Çok umut vaad eden  VP

Promising- umut vaad eden                   P

Baby ve Puppy sınıfında yarışan köpekler için yapılan bir değerlendirmedir.

Excellent- mükemmel        Ex

Very good – çok iyi         VG

Good   – iyi                       G

Bayby ve pupy sınıfından sonra yarışan tüm klasmanlardaki ( Junior ,İntermediate, Open, Champoin, Working, Veteran sınıflar ) değerlendirmeler.

1-) Irk standartları yarışmasında baby clastan başlayarak önce erkek köpekler akabinde de aynı şekilde dişi köpekler yarışmaktadır. Yarışma esnasında köpekler standartlara uygunluklarına göre (VP,P- Ex, Vg, G )  hem değerlendirilir hemde sıralanırlar.( excellent 1, excellent 2 vb ) 

Bu değerlendirme ve sıralamanın ardından, her ırkın kendi kategorisinde en iyisi seçilerek ana ring tabir edilen BİS ( Best In Show ) ringine yönlendirilirler.

Söz gelimi en üst notu alan baby erkek ( VP1 erkek  )  ile baby dişi ( VP1 dişi ) birlikte değerlendirilir ve BEST BABY seçilerek ana ringte  ( BİS RİNGİ ) yarışması sağlanır.

Her ırk için Tüm kategorilerde aynı işlem yapılarak aynı ırkta her kategorinin birincisi  seçilir.

Söz gelimi open erkekler arasında EX 1 olan yani mükemmel değerlendirmesi birincilik sıralamasını alan köpeğe CAC ( Certificat d’Aptitude au Championnat) ünvanı verilir. Buna ırkın o cinsiyetine verilen ulusal birincilik diyebiliriz. 

Söz gelimi Open klasta ex 1 ve CAC alan erkek ve yine open klasta ex1 ve CAC alan dişi arasında yine ırk standardı açısından değerlendirme yapılır, bu değerlendirme sonucunda seçilen köpeğe BOB ( Best of Breed) yani ırkının en iyisi ünvanı verilerek ana ring ( Best in Show-BİS) tabir ettiğimiz ringte yarışması sağlanır.

Ulusal yarışmalarda CAC ünvanı verilirken Uluslararası yarışmalarda da CACIB ( ​​Certificat d’Aptitude au Championnat International de Beauté) ünvanı verilebilmektedir. Bu ünvanlar yarışmaların niteliğine göre belirlenmektedir. CAC ve CACIB ünvanları yetiştiriciler için oldukça önemli ünvanlardır.

Uluslararası tabir edilen CACIB yarışmaları yabancı hakemlerin katıldığı ve KIF’ın FCI’a bilgi verdiği organizasyonlardır.

CAC VE CACIB’in işleyişi yukarıdaki gibidir.

ÜNVANLAR

Köpek sahiplerinin veya yetiştiricilerin sosyal medya postlarında türkiye şampiyonu , uluslararası şampiyon, şampiyon yavruları gibi birçok post görmüşsünüzdür.

Dilerseniz bu ünvanların nasıl alındığını biraz anlatmaya çalışalım.

Daha önce CAC ünvanının ulusal birincilik unvanı olduğunu belirtmiştik. Eğer köpeğiniz ilk CAC’ı ile son CAC unvanı arasında 365+1 gün varsa ve yapılan Irk standartları yarışmalarında en az üç farklı hakemden 4 kez CAC ünvanı alırsa ULUSAL ŞAMPİYON unvanı başvurusuna hak kazanır.

CACIB ünvanının ise uluslararası birincilik olduğunu belirtmiştik. 3 farklı ülkede 3 farklı hakemden 4 adet CACIB unvanı alındıktan sonra ULUSLARARASI ŞAMPİYON ünvanı başvurusuna hak kazanılmaktadır.

Baby ve Puppy Şampiyonluklar için ise iki farklı hakemden iki kez VP1 ( very promising ) unvanı alan köpekler bu unvan için başvuru yapmaya hak kazanmış olurlar.

Junior sınıfı köpekler en az iki farklı hakemden 3 adet JCAC ( junior cac ) alırlarsa ulusal Junior şampiyonluğu unvanı başvurusu yapmaya hak kazanırlar.

Grand Şampiyonluk için ise ulusal şampiyonluk unvanı alındıktan sonra üç kez daha CAC ünvanı alınması durumunda başvuru yapılabilmektedir.

Ek yarışmalar 

Junior Handling: 7 ve 17 yaş arasındaki geleceğin yarışmacılarının şova katılmış bir köpek ile ring içinde yönlendirmeleriyle oluşan yarışmaları içermektedir. Burada amaç köpeğin ırk standartlarından daha çok, çocuk ve köpeğin ring içindeki uyumu üzerinden yapılmaktadır.

Bu yarışmanın amacı çocuklarımızı hayvansevgisi , doğa sevgisi  ve kinoloji farkındalığı konusunda yetiştirebilmek. Bir canlıyı kalabalığın arasında idare eden gençlerimizin özgüvenini inşa edebilmek , kendini ifade edebilme yeteneğini geliştirmek de ana hedeflerimizdendir.

Çiftler: Gerçekleştirilen yarışmaya katılan aynı sahibe ait ve pozitif not almış bir erkek ve aynı ırk ve çeşitten / varyasyondan bir dişi bir erkek köpeğin oluşturdukları köpek çiftlerine açık bir kategoridir.

En İyi Üretim Yerli Yavru: Türkiye’de KIF batın prosedürleri içinde üretilmiş en iyi yerli yavru yarışması. 3-9 ay arası

En İyi Üretim Yetişkin: Türkiye’de KIF batın prosedürleri içinde üretilmiş en iyi yerli yetişkin yarışması. 9 ay ve sonrası 

En iyi Üretici Grubu: Yarışmada yer almış olan aynı ırk ve çeşitten / varyasyondan, cinsiyet ayrımı olmaksızın, sahip olmasa bile aynı üretici tarafından üretilmiş (yani aynı üretici ismi ile kaydedilmiş) en az üç ve en fazla beş köpekten oluşan gruplara açık bir kategoridir.

En iyi Soy Grubu: Aynı yarışmada yer alan bir erkek ya da dişi köpek ve ondan üremiş en az üç ve en fazla beş olmak zere (ilk nesil, oğullar/kızlar) oluşan gruptan oluşur.

Çalışan sınıf:  Yarışmaya kayıtlı olmak şartıyla BH unvanı veya çalışan köpek unvanları almış olan köpekler için yapılmaktadır.

NOT: FOTOĞRAFLAR KÖPEK IRKLARI VE KİNOLOJİ FEDERASYONU 29 EKİM İSTANBUL YARIŞMASINA AİTTİR

The post DOG SHOW- IRK STANDARTLARI YARIŞMASI NEDİR ? first appeared on Göktan Eker.

]]>
VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI RAPORU http://www.goktaneker.com/2022/11/09/veteriner-hekimler-dernegi-sahipsiz-sokak-hayvanlari-raporu/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=veteriner-hekimler-dernegi-sahipsiz-sokak-hayvanlari-raporu Wed, 09 Nov 2022 20:18:56 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3788  Veteriner Hekimler Derneği adına  Genel Başkan Dr. Gülay Ertürk GE:  Kuduz olan bir sokak köpeği tarafından ısırılan çocuğumuzun hayatını kaybetmesinin ardından sokak köpekleri ile ilgili tartışma iyice alevlendi , bu soruna[...]

The post VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI RAPORU first appeared on Göktan Eker.

]]>
 Veteriner Hekimler Derneği adına  Genel Başkan Dr. Gülay Ertürk

GE:  Kuduz olan bir sokak köpeği tarafından ısırılan çocuğumuzun hayatını kaybetmesinin ardından sokak köpekleri ile ilgili tartışma iyice alevlendi , bu soruna çözüm bulunamazken koku toplumsal çatışmaya evrilme arefesinde. Hayvanseverler ve hayvanları sokaklarda istemeyenler arasındaki fikirsel maka iyice açılmışken belkide bu konunun tam ortasındaki veteriner hekimlerin sesi neredeyse hiç duyulmuyor. Ben bu yazıda Veteriner Hekimler Derneği Başkanı Sayın Dr Gülay Ertürk’ün yazısını noktasına virgülüne dokunmadan bloguma taşımak istedim. Bununla birlikte Gülay Hanım’ın eşi Sayın Gürbüz Ertürk’ün de bir veteriner hekim ve Köpek eğitmeni olduğunu belirtmek isterim.  

                                                        

DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ DURUM

Sahipsiz sokak hayvanlarının sayısı hızla artmakta, yaşadıkları ve yaşattıkları  sorunlar her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. 

Alman merkezli istatistik şirketi Statista, dünyada her yıl yaklaşık 35.000 insanın köpek saldırılarında hayatını kaybettiğini açıkladı. Şirket raporuna göre sivrisinek, insan ve yılandan sonra dünyadaki en ölümcül canlı köpektir. Her yıl dünya çapında on milyonlarca köpek saldırısı ve ısırığı vakası meydana gelmektedir

Buna paralel bir şekilde ülkemizde de  köpek sayısı sürekli bir artış göstermektedir. Tahmini olarak ülkemizde 5 milyon civarında kuş, kemirgen ve akvaryum sahipleri vardır. Kedi, köpek    ile beraber kabaca 10 -12 milyon kişi evinde kuş, kedi, köpek vs. ev hayvanına sahiptir.

Türkiye’de hayvan  sevgisi ve koruma bilinci gelişmiş insan oranı kabaca %20 civarındadır.

Sokaklarda yaşayan  köpek sayısı, Dünya Sağlık Örgütüne göre insan nüfusunun %10’na karşılık gelmektedir. Bu sayının %75’nin sahipsiz olduğu düşünülmektedir.  Bugün  dünyada (bazı kaynaklara göre 900 milyon) 600 milyondan fazla  köpek bulunduğu tahmin edilmekte, bunun büyük çoğunluğu sokaklarda  yaşamaktadır. Türkiye’de ise, 6,5 milyon civarı sahipsiz köpek varlığı tahmin edilmektedir.

TBMM Meclis Araştırma Komisyonu tarafından yayınlanan raporda, yerel yönetimler tarafından 2004-2019 arası sahiplendirilen hayvan sayısı 363.358 olmasına rağmen, sokaklar köpeklerle doludur.

Türkiye’de tüm yerel yönetimler tarafından kurulmuş toplam 91.955 hayvan kapasiteli 254 adet  hayvan bakım evi bulunmaktadır. Birçok Belediye’de Veteriner İşleri Müdürlükleri bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde  yılda yaklaşık 250.000 kuduz riskli temas bildirimi yapılmakta olup yılda ortalama 1-2 kuduz vakası görülmektedir. Kısaca, Türkiye’de her yıl, 200 binden fazla insan, sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayıp, ısırılmaktadır.

VETERİNER HEKİMİN ÖNEMİ

Sahipsiz sokak hayvanlarından  geçen direkt temas ile dışkı -idrar temasıyla, pire-kene-sinek gibi vektörlerle  geçen çok sayıda hastalık vardır. Isırık- tırmalamaya bağlı  yara enfeksiyonları, Kedi Tırmalama Hastalığı, Tularemi, deride ya da sistemik gelişen Mantar, Uyuz, Kampilobakter, E.coli, Salmonella, Yersinia, Ekinokok, Toksoplasma, Kancalı kurt, Toksokara, Giardia, Bordetella, Klamidya, Brusella, Lyme, Erlişya, Anaplasma, Leishmania, Tüberküloz, kedi köpeklerden geçen sayısız hastalıkların başlıcalarıdır.

Sahipsiz köpekler toplumda herkesin sağlığını riske atmaktadırlar. Örnek olarak ülkemizde küçümsenmeyecek oranda görülen kist hydatik hastalığının  en çok topraktan bulaştığı ortaya konmuştur. Çünkü köpek dışkısı ile atılan bu parazitin  yumurtaları toprakta ve soğukta 1 yıl gibi bir süre canlı kalabilmektedir. Rüzgârla,  yağmurla yayılıp gıda olarak tükettiğimiz sebzelere kontamine olmakta ve  iyi yıkanmamış bu ürünleri tüketmek suretiyle insanları enfekte etmektedirler. 

Tüm bu hastalıklar göz önünde bulundurulduğunda, sahipsiz sokak hayvanları konusunda veteriner hekimin öneminin sadece kısırlaştırıma ve üremenin kontrolü  ile sınırlı olmadığı  ortaya çıkmaktadır. 

Veteriner hekim; tüm hayvan türlerinin sağlık ve refahı, hayvanlardan geçen hastalıkların önlenmesi, hayvansal gıdaların güvenirliği ve kontrolü için  tıbbi bilgi ve yasal yetkiye haiz kişidir. Zoonozlarla mücadele, hastalık taşıyan vektörlerle mücadele, çevre sağlığı, insan sağlığı, hayvan sağlığı, hayvansal üretim, gıda güvenliği, hayvan refahı, hayvan ıslahı gibi direkt sorumluluk alanları dışında, pet hayvanlarının sağlığa olumlu etkisiyle insan ruh sağlığının iyileştirilmesi, çocuk gelişimi, yaşam hakkına saygılı toplum şekillendirilmesi gibi  görev alanları da vardır. Çoğu kişinin “hayvan tedavi eden kişi “ olarak sınırlı bir alanda tanımladığı Veteriner Hekim, objesi hayvan olsa da insan sağlığının kilit noktasıdır.

DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE SAHİPSİZ SOKAK HAYVANI SORUNUNA YAKLAŞIM

Dünyada, 1850’lerden  1990’lara kadar,  sokakları köpeksizleştirmek için yakala-öldür politikası uygulanmıştır. Geçmişten günümüze sahipsiz sokak hayvanlarının kontrolü için kullanılan    yöntemler  arasında dikkat çekenler şunlardır. 

1 Avrupa’da özellikle popülâsyon az olduğu ülkelerde uygulanmış olan ancak günümüzde şiddetle karşı çıkılan kitlesel itlaf. 

2-Günümüzde yine şiddetle karşı çıkılan ve aynı zamanda etkisizliği ortaya konmuş olan yerel itlaf. 

3-Popülâsyonun az olduğu ülkelerde ve çoğunlukla gelişmiş ülkelerde uygulanan barınağa al sahiplendir, sahiplendiremiyorsan uyut yöntemi.

4-Popülâsyonun  yoğun olduğu ülkeler için önerilen kısırlaştır ve aldığın yere bırak yöntemi.

TÜRKİYE’DE HAYVANLARI KORUMA KANUNU İLE İLGİLİ KURUMLAR

1-Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı  Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü  altında 7 ayrı Daire Başkanlığından biri olan Yaban Hayat Daire Başkanlığına ait 6 farklı Şube Müdürlüğünden biri olan Hayvanları Koruma Şube Müdürlüğü

2-Belediyeler

3-Sivil Toplum Kuruluşları, gönüllü dernekler

4- Hayvan sever kişiler

Hayvanları koruma Şube Müdürlüğü’nün görevi; 5199 sayılı kanun kapsamındaki hayvanların korunmasına yönelik bakanlık kurum ve kuruluşlar ve STK’lar ile işbirliği çerçevesinde faaliyet yapmak desteklemek ve denetlemektir. Valilik kaymakamlık il hayvan koruma kurulları ile çalışmalar yürütülür.

Belediyelerin görevi; sokaktaki sahipsiz hayvanların toplanıp yakalanması, tedavisi aşılanması kısırlaştırılması, barındırılması, alındıkları yere geri bırakılması, sahiplendirilmesi, hayvan sevgisinin yaygınlaştırılmasını sağlamak için toplumda bilinçliliğin arttırılması faaliyetlerinin düzenlenmesidir.

Sivil toplum kuruluşları olan dernekler; toplumda hayvan sevgisini yaygınlaştırmak, hayvan haklarına ihlallere müdahale etmek, Belediyeler ile işbirliği içerisinde,  hayvan hakları konusunda kamuoyu oluşturmak, mevzuat düzenlemelerine müdahil olmak ve görüş hazırlamak şeklinde görev üstlenirler.

ÇÖZÜM

Problemin çözümünde, hukuki olmaktan ziyade, sosyo-kültürel-ekonomik ve yönetsel engeller vardır.

1-Sahipsiz Sokak hayvanı popülâsyonunu kontrol altında tutmak için kısırlaştırma şarttır. Ancak, kısırlaştırma programları tek bir yönetim merkezinden idare edilmediği takdirde, başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bir belediye sınırları içerisindeki hayvanlar kısırlaştırılsa bile, diğer belediye sınırlarından o bölgeye hayvanlar yeniden taşınmakta ve üremeye devam etmektedirler. Kırlaştırma tek merkezden yapılamıyorsa serbest veteriner hekimlerden hizmet alma yoluna gidilmelidir.

2-Hayvanlar  kısırlaştırılıp alındıkları yerlere bırakılsa da bu kez herhangi bir kişinin sorumluluğunda olmadıklarından, içgüdüleriyle davranan bu hayvanların sürüleşip vahşileşip insanlara saldırmaları söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla, köpeklerin kanunda ve yönetmelikte belirtilen yerel hayvan koruma görevlilerinin zimmetli sorumluluğuna verilmesi çözüm sağlayacaktır.

3-Ülkemizdeki sahipsiz sokak hayvanları olaylarının sorumluluğu sadece Belediyelere yüklenilmektedir. Birçok Belediye’de, Veteriner İşleri Müdürlükleri bulunmamaktadır. Belediyelerde hayvanlardan geçen hastalıklar için Veteriner İşleri Müdürlükleri olması zorunluluktur. Zoonozlarla mücadele, gıda güvenliği denetimi, vektör ve haşerelerle mücadele ve çevre sağlığı konuları, Veteriner İşleri Müdürlüklerinin en temel sorumluluk alanıdır. Sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması, belediyelerin sınırlı bütçeleri göz önüne alındığında,  bu hizmetin serbest veteriner hekimlerden sağlanması mümkündür.

4-Sahipsiz Sokak hayvanları problemi büyük bir sorun olup, Tarım Bakanlığı teşkilatı açısından Şube Müdürlüğü nezdinde ele alınması sorunun çözümünde güçlüğe sebep olmaktadır. Ülkemizdeki tüm hayvanlar ve onlardan geçebilecek tüm hastalıklar için AB müktesebatına uygun olarak, Tarım ve Orman Bakanlığında, tek bir Genel Müdürlük altında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulması, işleyişin başarısı ve sorumluluk sahibi olanların sorgulanması açısından gereklidir.

5-Sokak hayvanlarının korunmasına dair kanun ve uygulama yönetmeliği çerçevesinde rolü olan herkes, ölçme ve değerlendirmeye dayalı bir takip sistemi içersinde değerlendirilmeli, randomize denetimler gerçekleştirilerek sorumluluğunu yerine getirmeyen sorumlular cezalandırılmalı, başarı gösterenler ise vergi muafiyeti gibi uygulamalarla ödüllendirilmeli ve sistemin sürdürülebilirliği mümkün kılınmalıdır.

YAPILACAKLAR

Sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümü toplumsal, yönetsel-uygulamasal, idari, bütçesel açıdan şu şekilde sıralanabilir. 

Toplumsal:

1-Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak ilkokul öğrencilerine hayvan sevgisi, bakımı, yaklaşımı dersleri verilmelidir.

2-Yerel yönetimler; hayvan davranışı, beden dili, bakım ve beslenmesini öğreten ücretsiz kurslar vermeli, hayvanlardan geçen hastalıklar konusunda toplumu bilgilendirmelidir.

3-Sahipsiz Sokak hayvanî sorununun çözümü için uzman kişilerin doğru argümanları ile kamuoyu yaratılmalı, medya ve basın organları doğru kullanılmalıdır. Toplum doğru bilinçlendirilmelidir.

4-Sahipsiz hayvanlar, isteyenin istediği şekilde baktığı hayvanlar şeklinde olmamalıdır. Hayvan koruma gönüllüleri, sorumluluklarını yerine getirip getirmedikleri konusunda üç ayda bir İl Hayvan Koruma Kurulu tarafından denetlenmelidir.

5-Sahipsiz hayvanlar için, hayvan sever olarak yardım paraları toplanması engellenmeli, bu şekilde davrananlara yasal işlem başlatılmalıdır.

6-Merdiven altı üretim ve kayıt dışı kazanç engellenmelidir.

7-Köpek sahipleri köpeklerini gezdirmeye çıkarttıklarında, sahibinin kontrolü altında tutabileceği mesafede bir uzatma takarak  ve sosyal uyumu yoksa bir ağızlık ile  köpeğini  gezdirmeli, sokakta dışkı bırakmamalı ve  bunlara uymayanlara cezalar uygulanmalıdır.

Yönetsel-Uygulamasal:

1-Hayvan sayısı, aşı durumları, kısırlaştırma durumları yerel yönetimler tarafından bilinmelidir. Bu bilgiler; bölgedeki veteriner kliniklerinden, muhtarlardan, il ya da ilçe tarım müdürlüklerinden öğrenilmelidir.

2-Kısırlaştırma işlemi için hastane açmak mali külfet getirecektir. Bunun için belediyeler hastane açmak yerine bölgede serbest çalışan veteriner klinik ve hastaneleri ile meslek odaları vasıtasıyla protokol yaparak; kısırlaştır, aşıla, çip tak ve aldığın yere bırak formülü ile sorunu gecikmeden çözmelidirler.

3-Yerel yönetimler, Veteriner İşleri Müdürlüklerini kurmalı ve zoonozlar, çevre sağlığı, sinek böcek mücadelesi, gıda güvenliği işlerini üstlenmelidirler. Ayrıca sokakta hayvan gönüllerince zimmetli hayvanların, barınma beslenme gibi ihtiyaçlarını karşılamakla sorumlu olmalıdırlar. 

4-Belediyeler; güçten düşmüş hayvanlar için, tehlike arz eden ırklar için, hizmet alımı yoluyla kısırlaştırma ameliyatlarını  yaptırdıkları hayvanların post operatif süreçlerini geçirebilmesi için, bakım evleri yapmalıdırlar.

5-Belediyeler, sokağa terk edilen sahipli hayvanların takibinin yapılması ve hayvanları koruma kanununda belirtilen cezai işleme  tabi tutulabilmesinin sağlanması için çip okuma  sistemine sahip olmalıdırlar.

6-Sokaklarda, asla sahipsiz hayvan olarak köpekler bırakılmamalıdır. Bu amaçla İl  Hayvan Koruma Kurulu, her üç ayda bir, hayvan koruma gönüllülerine tahsis edilen hayvanlar için,  sorumlu kişilerden  hayvanların bilgisi alıp, aksaklıkları gidermeli ve   görevleri ile ilgili denetimi sağlamalıdır. 

7-Belediyeler,  serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma hizmetini  alamayacak ise, tek merkezde kısırlaştırma gerçekleştirilmeli ve bir belediye sınırlarından diğerine hayvan bırakılmasının önüne geçilmesi bu şekilde önlenmelidir. 

8- Sahipsiz Sokak hayvanlarının trafik kazası ya da hastalıklarında tedavinin trafik sigortasından sağlandığı bilgisi dikkat çekecek şekilde yazılarak, sürücüler bilgilendirilmelidir.

İdari:

1- Belediyelerin tümünde Veteriner İşleri Müdürlüğü oluşturulmalıdır.

2-Tarım ve Orman Bakanlığında Veteriner  İşleri Genel  Müdürlüğü oluşturulmalıdır.  Doğa Koruma ve Milli Parklar  Genel Müdürlüğü’ne bağlı Şube Müdürlüğü nezdinde değil daha üst makamlarda  bu örgütlenmeye dair çalışmalar yapılmalıdır.

 3-Sağlık Bakanlığı bünyesinde Veteriner Halk Sağlığı dairesi oluşturulmalıdır. 

Bütçesel: 

1- Avrupa Birliği destek fonlarından faydalanılmalıdır.

2-Hayvan severlere bağış yapmalarını  özendirecek vergi indirimi, ücretsiz bazı hizmetler sunmak   gibi kolaylıklar sağlanmalıdır. 3–Birden fazla kedi köpek sahibi olanlardan ya da yavrulatanlardan vergi alımı gerçekleştirilmelidir. 

The post VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI RAPORU first appeared on Göktan Eker.

]]>
Çalışan Köpeklerde Terminoloji, Köpek Davranışı ve Eğitimi http://www.goktaneker.com/2022/05/27/calisan-kopeklerde-terminoloji-kopek-davranisi-ve-egitimi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=calisan-kopeklerde-terminoloji-kopek-davranisi-ve-egitimi Fri, 27 May 2022 14:28:55 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3717 GE: Makalenin orjinalini okumuş ve çok faydalanmış bir Görev Köpeği Eğitmeni olarak bu çalışmanın gerek görev köpeği eğitmenleri gerek ise spor köpeği eğitmenleri için oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu çalışmayı[...]

The post Çalışan Köpeklerde Terminoloji, Köpek Davranışı ve Eğitimi first appeared on Göktan Eker.

]]>
GE: Makalenin orjinalini okumuş ve çok faydalanmış bir Görev Köpeği Eğitmeni olarak bu çalışmanın gerek görev köpeği eğitmenleri gerek ise spor köpeği eğitmenleri için oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu çalışmayı türkçeleştiren Kinoloji Akademisi Kurucularından Sayın kemal Mete Sözeri’ye ayrıca teşekkür etmek isterim

Bir Babil Kulesi, Jim Engel Ocak 2012

Çeviri: Kemal Mete Sözeri 2018

GİRİŞ

Eski Yunanlılardan bazıları dünyayı toprak, su, ateş ve havanın “dört elementi” olarak nitelendirdi. Bu kavram, bugün bildiğimiz kimya, fizik ve biyolojinin yanında çok az gerçek bilgiyi temsil eder. Zaman geçtikçe, Newton ve Einstein gibi adamlar bizi tamamen yeni bir anlayış seviyelerine getirdi. Ancak Yunanlıların ve diğer eski insanların geçici spekülasyonları boşuna değildi, çünkü bu bilgiler sayesinde bu günlere geldik.

Teorik ya da soyut düzeyde insan ve hayvan davranışı ve farkındalık anlayışımız hala göreceli olarak ilkeldir. Beynin gerçekte nasıl işlediğine, insan ya da köpek duygularını ve sosyal davranışlarını şekillendiren güçleri anlamamız hakkında çok az gerçek fikrimiz var.

Köpek eğitimi günümüzde bile bilimden çok daha fazla sanattır. Somut bilgiyi ifade etmek için biraz gizem ve “kafa karışıklığı” hakkında sık sık yazı yazmak için ayrıntılı bir terminoloji geliştirmiştir. Bu yüzden, insanların binlerce yıllık evcilleştirme üzerinde geliştirilen bilgiyi yeniden keşfetme girişiminde bulunmadan, biriken bilgiden yararlanmak için öncelikle terminoloji ile ilgilenmeleri gerekir.

Schutzhund veya Hollanda Polis Sınavları gibi sınav sistemleri için, çalışan köpek eğitimi tartışmalarında, “av güdüsü” ve “savunma içgüdüsü” gibi terimler, kayıtsız şartlandırılmış olarak her gözlemi açıklamak ve her bakış açısını kanıtlamak için kullanılır. Acemiler, bu konuda hızlı bir şekilde harekete geçer ve birkaç “ezber” kelimeyle donatılmış olarak kısa süre sonra deneyimli eğitmenlerle eşit bir şekilde konuşmaya katılmaya hazır olduğunu düşünmeye başlayabilirler. Bu genellikle anlamada ve eğitimde daha fazla ilerlemeyi engelleme etkisine sahiptir, çünkü bu “ezber” iş ve deneyim yoluyla kazanılan gerçek bilginin yerini almaktadır. Bu dolambaçlı yaklaşımın yani, köpek davranışları ve eğitimi terminolojisi konusundaki ana başlığımızın amacı, mevcut bilgi durumumuzu tarihsel bağlamda ortaya koymaktır.

Bir insanın ve bir köpeğin, hayatta kalmak için gerekli davranışları ve reaksiyonları doğal davranış modeli yapmak için evrimsel süreç tarafından üretilen, genetiği önceden belirlenmiş davranışsal özelliklerle doğduğunu biliyoruz. Gerçek şu ki, bu içgüdüler veya itici güçler milyonlarca yıllık avcı / toplayıcı geçmişin üzerinden gelişmiştir. Bu geçmiş, modern sanayi ve tarım toplumumuzda sorunlara neden olacağı gibi, aynı zamanda yeni eğitim fırsatları sunar. Agresif davranış için doğuştan gelen potansiyel, çoğu canlıda ve özellikle de insanlarda ve köpeklerde belirgindir ve yaşamımızın temel bir gerçeğidir.

Köpek eğitiminde ustalaşmak için, bu itici güçlerin ve içgüdülerin mümkün olduğu kadar iyi anlaşılması esastır. Çünkü eğitim sürecinde, temel olarak istenen yanıt ve davranışı ortaya çıkarmak için bunlardan yararlanılır.

Başlangıçta, köpek ve insanı karşılaştırmanın bir gerginlik olduğu, insanın teknik bilgisi, konuşma ve okuma kabiliyeti ile köpeklerden tamamen farklı bir yaratık olduğu anlaşılabilir. Ancak ortaklıklar da zorlayıcıdır. Hem insan hem de kurt, kendisinden çok daha büyük ve daha güçlü avcıların dünyasında avlanarak ve mücadele ederek yaşadı. Kurt topluluğunun sosyal dinamikler ve ilkel açlık / toplanma noktasında insan topluluğu ile ortak bir yanı var, bu yüzden insanlar kurtları kendi sosyal yapılarına entegre edip köpeği dönüştürdüler. Köpeklerimizi eğitebiliriz, çünkü sosyal yapılarımızda en az on bin yıldır ve belki de çok daha uzun bir süredir yer alıyorlar.

Köpeklerin psikolojisi hakkındaki bilgimiz, insanlarınkine çok daha ilkeldir. Son on ila otuz bin yıl (belkide daha uzun zaman) boyunca, insanlar evcilleşmiş kurtları üreme seçimi (seleksiyon) aracılığı ile öncelikle avcılık, hayvancılık ve korunma için yararlı olan belirli çalışma türleri üretmişlerdir. Tarih boyunca, çiftçi ve çobanlar çok az ezoterik (gizemli) komut öğrenmiş ve kullanmış olabilirler, buna rağmen atlarını ve köpeklerini amaçlarına hizmet etmek için yetiştirdiler ve eğitebildiler. Ancak son yüz yılda, endüstriyel ve tarımsal devrimler çoğu insanı bu eğitimlerden uzaklaştırmıştır. At ve köpek eğitimi, çoğu insan için günlük yaşamlarında gerekli olan becerilerden ziyade, küçük bir azınlık için hobi ya da meslek haline gelmiştir.

Son bir uyarı notu olarak, köpekleri evcilleşmiş kurtlar olarak düşünmek bir “moda” olmuş olsa da,  insanın kurdu doğrudan evcilleştiremediği, ancak bir arada yaşam ve zorunlulukların sonucu olarak bir evrimle dönüştükleri konusundaki bilimsel görüşle tamamen örtüşmemektedir. Aşırı basitleştirmek, bahsedilen içgüdüler için sadece kurtlara bakmak ve bunlarla davranışları yorumlamak hatalara yol açabilir. Dolayısıyla, bu yaklaşımın, bazen yanlış ve bazen de çelişkili olduğunu aklımızda tutarak köpek eğitimi terminolojisini ortaya koymalıyız.

CANİN DAVRANIŞI VE EĞİTİMİ TERMİNOLOJİSİ

Doğalarında, bölgeyi tutmak ve korumak için doğuştan gelen güçlü bir istek ve içgüdünün yanı sıra, bakım için gerekli olan yiyeceği sağlamak için sosyal yapı (sürü)  ve güçlü av içgüdülerine sahip olma gereği vardır. Köpek eğitimi, teorik olarak bir sezgisel veya pratik düzeyde bu güçleri kullanmaktan ibarettir.

(PREY DRIVE) AV-OYUN GÜDÜSÜ

Kedi ve fare oyunu ciddi bir amacı olan binlerce yıllık bir oyundur. Yavru kedi, avcılığını veya av peşinde koşma içgüdüsünü öne çıkartan, etkin bir avcı olarak büyümesini ve böylece hayatta kalarak, üremelerinin  devamını sağlayan, gerekli yiyecekleri güvenceye almayı da öğreten bir fare ile oynar.

Bununla birlikte, köpeğin koruyucu motivasyonunun av güdüsü ve savunma içgüdülerine birlikte temel ve çok önemli bir yönü vardır. Av güdüsü, bir terrierin sıçanı kovalayıp öldürmesi, bir tilkinin tavşanı kovalaması ve bir kurdun geyikleri kovalayıp yakalamasıdır. Neredeyse her köpek koşan bir kediyi kovalar ve eğer onu yakalarsa öldürür. Ama kedi durur ve savunmaya geçerse, daha küçük olsa bile, bazen köpeği geri kaçırabilir, yani kaçan kovalanır. Bu kavramda o kadar güçlü bir oyun unsuru vardır ki, kedi ve fare oyunu, insanların ilişkilerini bile tanımlayabilir hale gelmiştir.

Bu nedenle, tüm yırtıcı hayvanlarda, doğuştan gelen kovalamaca, avlanma ve öldürme içgüdüsü temeldir ve bu içgüdünün, köpeklerin insanlarla birlikte yaşamada belirleyici bir rolünün olduğu inancı yaygındır. Bir köpek bir kolu veya bacağını ısırırıp sağa sola silkelediğinde, bunu sallama hareketinin yakalanan avın boynunu kırmaya yönelik olduğunu ve binlerce yıllık avlanma veya av içgüdüsünün sonucu olarak görmek doğaldır.

Bu av-oyun güdüsü koruma eğitimi için temeldir.  Çünkü köpek doğasının sadece savunma bileşeni, uzaktan düşmanı takip etmek için hiçbir nedene sahip değildir. Bu nedenle, düşmanlar birbirinden ayrıldığında ya da  geri çekildiklerinde, her ikisi de başka bir gün için diğerinin hayatta kalmasına izin vererek mücadelenin sonlanmasına neden olurlar.

Köpeğin sahibinden uzakta “garip” bir bölgeye girmeye istekli olduğunu ve bunun ilkel içgüdüler tarafından yönlendirildiği düşünmek, kendi bölgesini korumak için veya sahibine bir tehdit olduğunda tepki verdiğini  düşünmek oldukça doğal ve gerçekçi görülebilir. Ancak, savaş başlığı altında keşfedeceğimiz gibi, bundan daha fazlası olmalı. İlkel köpek beslenmek ve hayatta kalmak için avlanır ve bundan dolayı yaşlı, hasta, yaralıyı tercih eder. Geyik veya diğer büyük hayvanlar gibi avlar güç gösterdiğinde, kurtların etkin hayatta kalma içgüdüsü ve savunma kabiliyetleri devreye girer ve daha kolay avlar ararlar. Çünkü bir gün boyunca aç kalmak, hayatını kaybetmekten ve yaralanmaktan daha iyidir. Av-oyun güdüsü zayıf ve korkulu olanları arar, çünkü doğal seçilim (seleksiyon) bu eğilimi destekler. Güç gösteren avdan geri çekilme eğilimini bu noktada ortaya çıkar. Bu nedenle, etkili polis ya da devriye köpeği, doğal avlanma ya da av-oyun güdüsünün ötesinde ekstra bir caydırıcı boyuta ve güce sahip olmalıdır. Bu boyut ve güç onlara savaşmaya istekli olduklarında saldırıya geçmelerinde bir avantaj sağlar.

(PLAY DRIVE ) OYUN GÜDÜSÜ

Av-oyun güdüsü, genellikle top ilgisi veya kovalama güdüsü ile özdeşmiş gibi anlaşılır, ancak bu belki de aşırı sığ bir yaklaşımdır. Birçok spor yarışması köpeği atılan top, Kong ya da Frizbi için durmadan koşar ve birçok eğitmen de bunu bir ödül ve coşku olarak kullananır ya da eğitim mekanizmasının bir parçası olarak görür. Öte yandan, çok az top ilgisi ya da kovalama güdüsü olan köpeklerinde çok iyi eğitim aldıkları ve koruma yaptıkları görülmemiş bir olay değildir.

Oynamak ve avlamak, köpek mizacı ve tepki spektrumunda biraz farklı odak noktalarını tanımlar. Bu farkı açıkça ve belirgin bir şekilde tanımlamak oldukça zordur. Ancak bir fark vardır ve büyük pratik potansiyele sahip kimi köpekler, topları ve Kong’ları kovalamak için güçlü bir eğilim sergileyen bazı “mükemmel” köpeklerden eksik görüntü verebilirler. Ancak ciddi koruma çalışmaları için belki de daha büyük gerçek potansiyele sahip olabilirler. Topa çok az ilgi gösteren veya hiç ilgi göstermeyen genç bir köpeği kötü bir aday ilan edecek birçok eğitmen var. Ancak buradaki başarısızlık çoğu zaman genç bir köpeğe değil, basit fikirli, ezberci bir eğitmene aittir. Sonuçta ve sıklıkla iyi bir köpek bu nedenle kenara konulur. Çünkü bu eğitmen, çalışan köpek gen havuzunun çeşitliliği ve kapsamını anlayamamıştır.

En iyi köpeklerimizin birçoğu çok az top ya da nesne güdüsü sergiler, ancak uygun şekilde eğitilmişse, her adımda güç ve hız kazanacaktır. Bu, açıkça korkuya ya da savunmaya duyulan ihtiyacın cevabı ya da bir nesne ile ilişkili oyun güdüsünün bir uzantısı değildir. Açıkçası,  “kurtlardan aktarılmayan” yani doğal olmayan bir biçimde burada oyundadır.

Sadece bir tanım yapmak, “av güdüsü veya savaş güdüsü” gibi (birazdan tartışacağımız gibi) altta yatan fenomen hakkında temel bir anlayış getirmiyor.

Dog with child

(FEAR) KORKU

Korku iyidir. Korku, köpeğin ve erkeğin doğası için esastır ve gerekli bir hayatta kalma mekanizmasıdır. Savunma güdüsü, sıçrama, savaş, saf korkudan kaynaklanır ve beklenmedik ve tehlikeli bir durum ortaya çıktığında iyi hizmet eder. Her gün bahçede çeşitlilik korkusu uyanıklık yaratıyor, zihninde söz konusu olan hiçbir şey olmadığında bilinmeyene gitmeme konusundaki sessiz uyarı. Çoğu insan ve köpek ilk çıngıraklı yılanla karşılaştığında geri adım atacak ve bu tamamen doğru bir tepki olacaktır.

Ancak korku, iki ucu keskin kılıç olabilir, aşırı olabilir. Başarılı insan veya köpeğin, ilk korku dolu tepkimenin üstesinden gelmek ve duruma göre tepki vermek için, cesarete ve kapasiteye ihtiyacı vardır. Kendine güvenen, saldırgan bir köpek kesinlikle ısırır ve iyi bir eğitimle çok yararlı bir ortak olabilir, ancak aşırı korkulu köpeklerin de ısırdığı ve büyük zarar verebileceği iyi bilinmektedir. Ancak korkak köpek, bir çıkış yolu görebiliyorsa ve algılanan tehdit de, gerçekçi bir korku duyusu yaşatıyorsa kaçabilir. Kendine güvenen, agresif köpek, savaş güdüsüne sahip olan ve korkudan ısırılan köpek arasında ayrım yapamamak, IPO nun koruma bölümü eğitimlerinde en büyük karışıklık ve kötü karar kaynağıdır.

Kendine aşırı güvenen ya da korkusuz köpeklerde çok fazla blöf vardır ve sık sık bir şov yaparak insanlarla mesafesini koruyacağını ve bu blöflerin onların korku yüklü dünyasını kontrol etmeyi sağladığını öğrenir. Baskıyı sürdürme yeteneğinin ötesine itildiğinde, panikle ya ısırır ya da kaçar, böylece öngörülemez ve tehlikeli hale gelir.

Faydalı koruma köpeği, korku, akıl, dövüş sevgisinden ve handlerini kendisinin yanı sıra korumak ve savunmak arzusuyla hareket etmekten çok emindir. Isırığı, eğitimli tepkileriyle kontrol edilir ve odaklanır ve bu şekilde handler sözlü bir komutla saldırıyı sonlandırabilir.

Akıllıca bir eğitimin bir köpeğin temel karakterindeki eksiklikleri bir ölçüde maskeleyebileceği veya yönlendirebileceği doğrudur. Korku ve güven her noktada örneklerle süreklilik arz eder. Bir dereceye kadar tüm eğitimler, korkunun üstesinden gelmeye yöneliktir. Buradaki hedef, köpeğin korku karşısında tahmin edilebilir ve faydalı bir şekilde tepki vermesine izin vermektir.

Bununla ilgili sorun, bir köpeğin hazırlık çalışmalarında tehdide karşı iyi bir noktaya gelmesi, ancak beklenmedik bir ortamda, korkudan etkilenen bir tepkiye geri dönmesidir. Bu, tüm eğitimlerdeki bir zorluktur, çünkü çalışan bir köpeğin kariyerinde neler görebileceğini öngörmek imkansızdır.

Bu yüzden makul derecede kendine güvenen bir köpek, doğal korkularla çalışmaya alışkın olsa da, her zaman yeni bir durumda korkutucu bir tepkiye geri dönme potansiyeli vardır. Bu nedenle, handlerın köpeğinin doğasını birkaç komuttan ziyade anlaması önemlidir; (Bu elbette sadece köpeklerle sınırlı değildir, hiçbirimiz ani ve korkutucu bir durumla karşılaştığımızda nasıl cevap vereceğimizi bilemeyiz.)

(DEFENSE ) SAVUNMA GÜDÜSÜ

Kedinin kabarıp kamburlaşarak yana doğru dans edercesine yürümesi, kendini olabildiğince büyük ve atletik göstermesi içindir, kobra yılanının yakasını açmasıda öyledir, aynı nedenle köpeğin sırtını kabartarak dik  durması, kavga ya da şiddet arzusundan değildir. Aksine, her iki tarafın da yaralanma veya ölüm riskini karşılayacak bir şeyin kazanılmadığı bir kavgayı önlemek içindir. Kendini koruma stratejisi, rakibi geri çekilmeye zorlamak için bir taktiktir.

Savunma, kontrolün altında korkudur, kendini korumaya, sosyal grubun korumasına ve büyük resimde ırkın hayatta kalmasına yöneliktir. Doğa ile mücadelede, yiyecek avlamak yerine, son çare olması gerekir. Genel olarak kazanma durumu olmaz, amaç genellikle cinsel öncelik veya bölgenin taze et gibi yiyecek kaynaklarını savunmaktır.

Köpek eğitiminde, kullanılması gereken savunma güdüsü olarak adlandırılan bu savunma içgüdüsü, üzerinde çalışılırken çok dikkatli ve kısıtlı bir şekilde desteklenmesi gerekir. Köpelerin fizyolojik yapısının temel bir yönüdür. Eski moda alan koruma köpeği eğitimi, yani depo bekçi köpeği ya da ilkel askeri nöbetçi köpeği, davetsiz misafirlerin karşısında köpeğin korkusunu arttırmaya ve ortaya çıkan korku agrasyonu yolu ile tehditleri ortadan kaldırmaya yönelikti. Bakıcının, köpeği dolaştırma, yemek verme ve bakımından başka bir çalışma gerekmiyordu. Bu ilkel eğitim şekli, günümüzün toplumunda, açık tehdit oluşturmayan durumlarda çok gereksizdir. (Makul fiyatlı elektronik gözetim teknolojisi ve yasal yükümlülüğün genişletilmesi, bu tür köpeklere duyulan ihtiyacın azalmasında rol oynamıştır.)

Savunma dürtüsü korkuya dayanır. Korkuya, ciddi bir tehdit olarak algılanan herşeye güçlü ve gerekli bir cevaptır. İnsanlarda, köpeklerde ve diğer birçok gelişmiş canlıda, adrenalinin kan akışına salınımı dahil olmak üzere güçlü fizyolojik reaksiyonları vardır. Doğada gerçek anlamda ölümle savaşmak veya hayatta kalmak için ortaya çıkan bu durumda, canlılar potansiyellerinin ötesinde fiziksel ve zihinsel özelliklere sahip olabilirler. Bu süreç için riskler ve maliyetler vardır, bu yüzden yaşamda aşırı ciddi durumlar için ayrılmıştır.

Köpeğin tatsız bir tecrübe ile öğrendiği eski moda depo bekçisi köpek eğitimi, birkaç bakıcıdan başka her insandan, her zaman saldırıya uğramaktan korkmaya dayanır. Video ve elektronik güvenliğin ortaya çıkması ve çok yaygınlaşması, korkuya dayanan, önleyici saldırı tepkisine dayanan bu eğitim şeklini de hızla işlevsiz kıldı.

Koruma köpeği eğitiminde, amaçlı olarak yaratılan korkuya cevaben savunma tepkisi ortaya çıkaran bir durum yaratmak iki ucu keskin bir kılıçtır. Bir köpek ısırabilir ve hatta büyük bir kararlılıkla sert bir şekilde ısırılabilir. Ancak, korku reaksiyonunun aşırı tezahürleri, doğası gereği çok daha acil bir durum için saklı tutulur. Eğitimde, bir sınavda veya sokakta arzulanan bir koruma için “saf korkuyu” uyandırmak, Handler, Helper ve köpek için stresli bir süreçtir. Korku, köpeğin çalışmadan kaçma isteğini de ortaya çıkarabilir. Köpek çalıştıkça bu, doğal tepkinin üstesinden gelebilir.

Savunma içgüdüsü, tüm koruma çalışmalarında belirli bir düzeyde oyundadır ve zorunludur; ancak bir motivasyon gücü olarak değil, kısıtlı bir şekilde kullanılması gerekir. Günümüzde, yalnızca savunma içgüdüleri ile tepki olarak saldırganlık gösterebilen köpeklerin hiç eğitilmemesi gerektiği ve ayrıca yetiştiricilerin için bu tür köpekleri üretim dışında tutması gerektiği makul gözükmektedir.

Leerburg | How Drive Thresholds, Nerves, and Drive Interaction Affect  Protection Training

(FIGHT DRIVE) MÜCADELE GÜDÜSÜ

İki boyutlu bir av ve savunma dünyasında koruma davranışının ortak açıklaması, birçok yönden sınırlayıcı ve fazlasıyla basittir: Çünkü modern hizmet köpeklerinin koruyucu işlevselliklerini sağlayan avlanma, hiyararşi oluşturma, üreme haklarını güvenceye alma veya alanlarını korumadan ibaret değildir. İlkel içgüdülerinin uzantısından daha fazlasına ihtiyaçları vardır:  İlkel doğal şartlarında, kurt un bilinmeyen bölgeye girmesi ve acil bir tehdit oluşturmayan bir yaratığa saldırması için gerçek bir nedeni yoktu. Ancak polis hizmet köpeğinin temel amacı, gerektiğinde, bir insanı çok uzaktan izlemek ve dize getirmek ya da depo gibi büyük, karanlık, bilinmeyen bir binanın derinliklerinde arama yapmasını gerektirir. Açıkça başka bir güdü oyuna girmeli.

Savaş dürtüsü (GE: figth drive bazen savaş dürtüsü olarak da betimlenmektedir) terimi, bu yetenek ve mesafeyi takip etme ve savaşma istekliliğini tanımlamak için kullanılmıştır. Bir bir anlamda mücadele güdüsünün, doğada mevcut olan güdülerin ayıklanması yoluyla, kurttan köpeğe geçişde bir gereklilik olarak insanlığın “seçerek üretimi” ile ortaya çıktığı söylenebilir.

Savaş dürtüsünün köpek eğitmenlerinin durmadan tartıştıkları şeylerden biri olduğunu, neredeyse her sporda etken olduğunu unutmayın. Bazıları hayali ve sadece şaşırtıcı olduğunu düşünür, bu işleri olması gerekenden daha karmaşık hale getirir. Kimileri de, bunun koruma refleksinin anlaşılmasının anahtarı olan “kutsal kâse” olduğunu düşünüyor. Gerçek şu ki, “köpek tanrısı” dünya çapındaki her eğitim alanına gelse, taş bir sütun dikse ve üstüne savaş güdüsünün kusursuz tanımını yazsa, bunun nedeni anlamamızda çok az yardımcı olacaktır. Çünkü tanımlar farklı yorumlanacaktır. Benim tavsiyem, bunların hepsinden fazla yaralanmamak, doğası gereği sözler kesin değildir ve şartlara ve konuşmacıların o anda ne olup bittiğini nasıl algıladıklarına bağlı olarak değişir.

Kilit nokta, dövüş güdüsünün provokasyon veya sebep olmadan saldırmak için kör bir eğilim olmadığıdır. Acımasız doğal seleksiyon dünyasında hayvanlar, sadece zorunluluk halinde mücadele ederler. Besleme alanını korumak, yavru yetiştirmek ve onları korumak, eşleşme önceliği, diğer hayvanları bir ölümden uzaklaştırmak, öldürmek veya öldürülmemek için mücadele etmek… Mücadelelerinin çoğu, ritüelisttir, sonuç açık olduğunda ya da bir katılımcı için yaşamaktan daha önemli hale geldiğinde hemen hemen her zaman ölüm veya sakatlanma ile sonlanır. Başka herhangi bir yaşam tarzı, doğal seleksiyon sürecinde yetersizdir ve aşırıya taşınması neslinin tükenmesine yol açabilir. Bu yüzden mücadele etmek elbette, her bahane ile savaşmak, kazanacak bir şey olmadan mücadele etmek eğilimi anlamına gelmez. Keşfe çıkan ve keşfettiklerini yok eden bir “homo sapiens”in bazı çirkin genç erkek örnekleri gibi, iğrenç bir tavırla güç göstermek ve sadece eğlenmek için sarhoş olup bir kavgayı kışkırtmazlar.

İnsanlar neden güç ve şiddet sporuna meraklılar? Elbette bugün kazanılabilinecek para var, ama başlangıçta amaç bu değildi. İnsanlar saldırganlık dürtüleri için kurallar dahilinde boks veya futbol oynarlar. Toplum bunu her zaman onayladığından, yücelttiğinden ve desteklediğinden, hayatta kalmak için belirli bir düzeyde mücadele gücünün korunmasının gerekli olduğu makul gözükmektedir. Yavrular ve genç köpekler aynı refleks ile rutin olarak sahte dövüşlere ve kaba oyunlara katılırlar ve bu eğilimin büyük kısmı yetişkinlerde de görülür.

“Köpek ve seçilen ırklarda ki, seleksiyonun katkısı ile büyük ölçüde geliştirilmiştir. Gerçekten de, güçlü mesafe saldırısı için bu kabiliyetin arttırılması yoluyla, polis tarzı ırk yaratmamız, yaptığımızın işin bir parçasıdır. Bu, güdü tüm üst seviye koruma köpekleri olmasa da, çoğunun temel belirleyici özelliğidir.”

Bu nokta da dikkat edilmelidir, çünkü bunun çoğu spekülasyondur ve hatta belki de gerçek terminolojinin bir alternatifi olarak soyut terminolojinin icadıdır. Köpek davranışı ve eğitiminin ardındaki karmaşık süreci ancak yaklaşık olarak tahmin edebilen bir noktadayız. Anlayışımız sınırlı olduğu için tanımlamalarımızı kesin ifadelerle ortaya koymamalıyız. Dövüş dürtüsü, savunma dürtüsünün daha olgun ve odaklanmış bir tezahürü olabilir. Veya bunların birbirinden tamamen farklı olması da olasıdır. Yada, savaş güdüsünü, ilkel av ve savunma içgüdülerinden yola çıkarak, güven ve iyi bir eğitim ile güçlendirilen, birleştirilen ve olgunlaşan bir olgu olarak görmek. Her halükarda, “dövüş dürtüsü” kavramı daha iyi veya daha kötüsü için yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı ve ne kadar kusurlu bir şekilde oluşturulduğuna veya tanımlandığına bakılmaksızın, her eğitimcinin çalışma sözlüğünün bir parçası haline geldi.

Rekabet, köpek karakterinin temel bir yönüdür. Yemek mücadelesi, eşleşmek, sürü hiyerarşisindeki baskın rol için doğuştan gelen dürtü, başarılı kurt ta gerekli niteliklerdi ve bugün birlikte çalıştığımız köpeklerin içinde devam etti. Bu bağlamda, savaş mücadelesinin temel kaynağının bireysel köpeğin doğası gereği rekabet niteliğinde olması makul görünmektedir.

Açıkçası, avlanma veya av güdüsü, saldırı zevkinin ilk kaynağıdır ve köpek gereken özgüvene sahip olduğunda, rakiplerin saldırganlığı, köpeği etkili bir şekilde meşgul etmeye itecek savunma içgüdüsünü ortaya çıkaracaktır. Helper sopayı çıkattığında ve savurmaya başladığında, köpeğin dayanmasına yardım eden şeyin bir parçası olması makul görünmektedir.

Köpek gönderildiğinde Helper a odaklanmalı. İyi köpek kazanmaya inanır ve rakibine savaşmaya devam etmesi için meydan okur. Bu, elbette, Hakemin her köpekte belli oranda görmek istediği resimdir. Ve daha da önemlisi, polis görevlerinde, şüphelinin sadece bir an önce sona ermesini dileten, teslim olmayı aklına koyan resim…

XXL American Bully " fight drive" - YouTube

CESARET GÜDÜSÜ

Cesaret terimi, takipte ve ısırmada çok güçlü olan köpeği ifade eder ve özellikle rakipleri fazla saldırganlık gösterdiğinde saldırganlığa çok sert tepki verir. cesur bir köpeğe zarar verirseniz, kaçmak yerine sizi daha fazla acıtmak için geri döner. Genel anlamda, koruma çalışmalarında korkaklığın zıttıdır.

Bazı bağlamlarda, Cesur köpek, Handler ın düzeltmesine karşı tepkisel eğilim gösterebilir veya hatta bu Handlera karşı saldırganlığına dönüşebilir. Genellikle, Handler ın düzeltme yaklaşımlarında çok zor olan köpek aynı zamanda fiziksel düzeltmeye karşı daha az hassastır ve özen gösterilmezse daha da agresif hale gelebilir.

KESKİNLİK GÜDÜSÜ

Keskin köpek, çok hızlı bir köpektir, ısırması çok hızlıdır. O, yüksek av ve / veya oyun köpeğinin aksine, esas olarak savunma köpeği olma eğilimindedir. Keskin köpek bazen güvensiz veya korkak bir köpek olma eğilimindedir ve bu tür köpekler genellikle deneyimsiz insanlar tarafından arzu edilen polis veya koruma köpekleri olarak algılanır, ki çoğu zaman durum böyle değildir.

Öte yandan, keskin ve kendine güvenen agresif bir köpek, iyi bir polis koruması eğitmeninin elinde elinde, olağanüstü bir şekilde etkili bir köpek olabilir ve bu gibi köpekleri heyecan verici ve eğlenceli bulmuş eğitmenler vardır. Ancak köpeğin başka bir Handler tarafından idare edilmesi gerektiğinde sorun ortaya çıkabilir. Eğer uyum ve eğitim ayarlamaları çok dikkatli ve güvenli bir şekilde yapılmazsa, yeni bir Handlera saldırgan olma potansiyeline sahiptir.

Köpek doğasının tüm yönleriyle, keskinlik, kesinlikle iki kenarlı keskin bıçak ile karşılaştırıldığında en benzer olanıdır ve çoğumuz, biraz daha az keskinliği tercih etme eğiliminde oluruz.

KESKİN ve UTANGAÇ

Hem korkulu hem de keskinliğe eğilimli olan köpekler, hızlı, kışkırtılmadan saldırgan ataklar yapma ve daha sonra başka bir saldırıya hazır olma veya kaçmaya eğilimli sergilerler. Bu köpek için genel olarak en istenmeyen durumdur ve oldukça tehlikeli olabilir. Bu tür köpekler eğitilmemeli veya üretilmemelidir ve eğer eğilim aşırı ise köpeği uyutmak uygun olabilir.

GÜVEN

Kendine güvenen köpek, yalnızca net bir provokasyona tepki verme eğiliminde olan ve stres altında rahat ve tavrını koruyacak güvenli köpektir. Aşırı keskin olan köpeğin uygunsuz olabilecek önleyici ısırmaya eğilim gösterdiği durumlarda, kendine güvenen köpek güçlü bir uyarı verir ve alanını korur. Kendine güvenen köpek yabancılar arasında rahatdır. Sosyal olabilir, yani yabancıların dokunmasına izin verebilir veya bunu kabul etmeyebilir.

SOSYALLİK

Sosyal köpek, yabancılar arasında ve farklı yerlerde rahattır. Gevşek bir kayışla bir kalabalığın içinde yürüyebilir. Bu genel olarak ılımlılıkta istenen bir niteliktir. Diğer taraftan, çoğu eğitmen sert, güçlü ve kontrol edilebilir olan daha az sosyal bir köpekle ilgilenecektir.

Çoğu eğitmen, potansiyel veya açık bir tehdit karşısında şüphelenecek ve uyanacak bir köpek ister. Şüphe ve tedbir, sosyalleşmenin zıttı olarak düşünülebilir ve tamamen sosyal köpek koruma çalışmalarını yeterince ciddiye almaz.

Sosyallik belki de sahiplerinin pasif bir aile hayvanında, sahiplerinin güvenli, kolay bir şekilde köpeklerinle başa çıkmalarını istedikleri ve koruyucu işlevler beklemeyecekleri noktada en istenen özelliktir. Bu nedenle, sosyalliği yüksek  köpek çoğu durumda en iyi köpektir.

Herhangi bir özellikten daha fazla sosyal olmak, yavruların gelişiminin kritik evresindeki baskı süreçleri tarafından belirlenir ve kontrol edilir.

HANDLER SALDIRGANLIĞI

Koruma köpeği eğitiminin temel konularından biri, aynı zamanda köpeğin sıkı kontrol edilmesi ve Handler ın liderliğine uyması, saadece ortaya çıkan düşmana karşı da saldırganlığını göstermesidir. Güçlü, agresif köpekler, doğal olarak sosyal yapıda en üst sıralara çıkmayı hedefleyen bireylerdir. Bu, onlar için, Handler a hükmetmek, kendilerini patron olarak algılamak noktasında dünyadaki en doğal şey olduğu anlamına gelir.

Ek olarak, güçlü köpekler zamanla Handler a hükmetme eğiliminde olacaktır. İlişkiyi kontrol altına almak, sertliği ve saldırganlığı saadece koruma eğitimlerinde kullanmak uygun şekilde ele alınmalıdır. Bu dengeyi iyi bir köpekle elde etmek aslında başarılı bir eğitim için gerekli temel bir beceridir.

İlk eğitimin ötesinde, bu, örneğin bir köpeğin satıldığı gibi, yeni bir işleyicinin tanıtılmasıyla ilgili bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Daha önce eğitilmiş bir köpeği ele geçirdikten sonra, cesur ve kuvvetli bir şekilde köpeğin hızlı bir şekilde kontrol altına alınacağı varsayılırsa birden fazla işleyici ağır şekilde yaralandı. Bir takım bir ortaklıktır ve ortaklık başlangıçta mevcut değildir, ancak kaba kuvvet yerine karşılıklı güven ve saygıya dayanarak kurulmalıdır. Bunu gözardı etmek, dövülmüş, etkisiz bir köpek ya da anın kendisini gösterdiğinde işleyiciye saldırarak baskınlık gösterecek bir köpek üretebilir.

Eğitim tarzım, köpeğin lideri olmayı hedeflemektir, ancak ince bir kenar boşluğu ile, köpeğini yemye hakim olma potansiyelini azaltmadan çalışmasını yönlendirebilir ve karar vermeyi engelleyebilir. Biri önderlik etmelidir, ancak liderle çalışan köpek arasındaki boşluk, köpeğin taklit edip beklenmeyen duruma cevap verme kararını verebilmesi için yeterince dar olmalıdır. Bu, spor antrenörünün ihtiyaçları ile gerçek polis hizmetinin ihtiyaçları arasında ciddi bir çatışma olabilir, çünkü tüm denemeler yüksek düzeyde yapılandırılmıştır ve zorla ve örüntü tekrarı yoluyla spor başarısı için forma yetiştirme eğilimi birçok yönden etkili gerçek dünya servisi için verimsiz . En yüksek puan alan spor köpekleri, pratik hizmet için veya üreme adayı olarak mutlaka en iyisi değildir,ve bu ayrımın anlaşılması, çalışan köpek eğitimi, uygulaması ve ıslahının gerçek bilgisine yolculukta önemli bir kilometre taşıdır.

PASİF AGRESİFLİK

Zorlama altında emretmeye kesinlikle ve asgari düzeyde uyum sağlayan, belki de düşük bir seviyede yetişen ve aşırı saldırganlık noktasına gitmeden hafifçe tehdit eden ve öngörülemeyen bir şekilde patlak veren köpeklere pasif saldırgan denir. . Bu tutum, düşük anahtar eğitim yoluyla her zaman iyi bir bahis değil, güven ve işbirliğine dönüşebilecek korku ve belirsizliği yansıtmazsa; genel olarak bu tür köpekler eğitimde hayal kırıklığı ve hayal kırıklığı yaratır. Genel olarak bu köpekleri sevmeme eğilimindeyim; Birini eğitim için ve özellikle bir ıslah programından atacak.

SALDIRGANLIK SEVİYELERİ

Tüm koruyucu miras ırklarının bireysel köpeklerinde agresif bir eğilim vardır.

1- Yanlış durumdan kaçınmak için çevresinin %100’ünün farkında olan antrenörünün ellerinde gerçekten güvenli olan çok agresif köpekler genellikle bellirli kan hatlarından gelirler. Sınavlarda yüksek puanlama ve değerli bir üreme kaynağı olabilirler, ancak tecrübesiz bir “sahip” le ya da bir Handler “yönetici” değişikliğinde ciddi bir risk yaratabilirler.

2- Çok daha geniş bir köpek karakteri yelpazesi, eğitmenin bir ev köpeği olarak da tutabildiği ve çok dengeli olan köpeklerdir; Bu köpekler özenle seçililir ve yerleştirilirler. Bu genel olarak kendim için tercih ettiğim bir köpektir ve çoğu eğitmen hayatının iyi bir kısmını, birlikte yaşamak ve eğitmek için böyle bir köpeğe bakmakla geçirir. Gerçekten çok amaçlıdır, sınav ve yarışmalarda başarılı olabilir, muhtemelen gerçekçi polis hizmeti verebilir ve çok sayıda ev için uygun olabilirler.

3- Bir seviye daha aşağısı da geniş bir köpek karakteri yelpazesidir, iyi bir polis ya da ciddi bir bekçi adayı olmasa da geniş bir ev yelpazesinde makul eşlik eden hayvanlar olabilirler.

4- Bu seviyede artık korkuya dayalı saldırganlık gösterebilecek köpekler ortaya çıkar. Bu köpek ısırabilir ve zayıf bir Handler a sahip olduğu bir durumda baskın olabilirler. Birçok durumda potansiyel olarak tehlikeli olabilirler. Pek çok deneyimsiz insan, böyle bir köpeğin çok fazla potansiyeli olduğunu düşünür ve bu tür bir köpeği iyi bir polis veya koruma köpeği adayı olarak düşünür. Ancak bu sınıftaki köpekler potansiyel olarak tehlikelidirler ve bu köpeklerin sahipleri çevrelerine karşı sorumluluk taşırlar.

ZEKA

Zaman zaman basında çeşitli hayvanların veya çeşitli köpek ırklarının göreceli zekasını karşılaştıran ve değerlendiren eğlenceli makaleler olacaktır. Bu çoğunlukla saçmalıktır, çünkü kökte bilişsel güçteki temel farklardan ziyade kötülük, övgü ya da ödül için hile yapma isteği ile ilgilidir. Görme av kuşları veya sürü koruyucu ırkları gibi köpekler genellikle düşük oranla değerlendirilir, ancak bu onların doğalarının ve sürücülerinin uygulamalarında yararlı olduklarını ve sürünün kovalamacasının ve savunmasının köpeğin etkileşiminden çok daha bağımsız fonksiyonlar olduğunu gösterir. kendi kendine hareket etmeli.

Köpekdeki zeka tanımlamak ve ölçmek zordur, çünkü eğilimimiz onu doğayla ilgili çoğunlukla sözel olan ve dolayısıyla köpeği anlamak için tamamen uygun olmayan insan modları ve reaksiyonlarla ilişkilendirmektir. Ünlü Golden Retriever AKC eğitmeni Bernie Brown, bu ezbere sporda saçmalığa katlanmak için oldukça aptal bir köpeğe ihtiyacınız olduğunu belirtti. İstihbarat, duruşmada ölçülmesi gereken en zor şey olabilir, çünkü büyük ölçüde işleyiciye olan itaat, karar vermenin büyük bir kısmını sağlar. Öte yandan, şu anda çalışmakta olduğum köpek, ödülün en hızlı yolunun neyin gerekli olduğunu bulmak ve yapmak olduğunu anlamış gibi görünüyor. Açıkçası istihbarat köpeği eğitmek için çok daha kolay ve daha eğlenceli hale getirir. Tüm bu tuzak “Şey,Köpeğim bu saçmalıklara katlanmak için fazlasıyla zekidir, ancak zaman gelirse başarabilirdi. ”Bu elbette saçmalık çünkü eğitim ve test yapmak her zaman temel çalışma karakterinin kaybına neden oluyor. Çünkü, orijinal köpek yapısının insan tarafından bir modifikasyon olması nedeniyle, sürdürülmesi için sürekli olarak üreme seçiminin temeli olması gerekir.

EĞİTİLEBİLİRLİK VE ÇALIŞMA İSTEĞİ

Eğitilebilirlik köpeğin faydasının özüdür. Köpek, doğal veya öğrenilmiş köpekleri kullanarak doğal dürtüler ve insan ortaklarına yararlı bir iş yapmak için içgüdülerini kanalize etme yeteneği sayesinde insan için faydalıdır. Basit istikrar ve güvenlik unsurlarının ötesinde, eğitilebilirlik çalışan bir köpekte en önemli özelliktir.

Başarılı kurtun davranışı, doğuştan gelen yeteneklerinin, içgüdülerinin ve itici güçlerinin bir sonucudur; yavru köpek ve genç köpek gibi üst düzey paket üyeleriyle olan etkileşimleriyle odaklanmış ve ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, saldırganlık ve olayın başlattığı tepkime potansiyelini korurken, bir insan liderini kabul etme istekliliği olan eğitilebilirlik, insan yapımı kurtların evcilleştirildiği gibi evcilleştirme sürecinde eklenmiş veya en azından büyük ölçüde artırılmış ve vurgulanmıştır.

Schutzhund eğitiminde, pratik bir örnek olarak, köpeği güvenilirlik ve kontrol vermek için eğitmek esastır. İtaat egzersiz başında iki köpek işleyici ekipleri hakime rapor. Yakın yerleştirilen iki köpek tarafsız kalmalıdır. İtaat sırasında bir köpek uzun bir süre aşağı ya da görüş uzaktayken işleyiciyle, diğer köpek ise onun egzersizlerini yapıyor.

Bu, testin gerekli bir parçasıdır çünkü kullanım için bir köpek, diğer köpeklerin yanı sıra insanlar ve diğer dikkat dağıtıcıların yanında olmalıdır.

ENERJİ VEYA AKTİVİTE SEVİYESİ

Servis ve spor eğitmeni için enerjik ve her zaman yola çıkmaya hazır, yüksek aktivite seviyesine sahip bir uyarı köpeği en çok istenen olanıdır. Ancak bu, burada tartışılan diğer birçok kavram gibi, ilk göründüğünden daha karmaşık.

Bloodhound’u düşünün. Büyük sarkık ifadesi; çimler büyüdükçe, sonunda oraya giderken ancak görünür bir hareket olmadan vb. itaatsizlik olmadığından kuşku duymazsınız. Fakat izin üzerine iyi bir köpek koyun ve izimizi tamamlamak için çoğumuzun yürüyebileceğinden daha fazla kilometre kat edecek. Ya da eski Gambit gibi köpekler itaat konusunda çok hevesli değiller, manşon sahaya geldiğinde bir meşale gibi parladılar.

Arzu edilen bir aktivite seviyesine katkıda bulunan, sadece hiper, bazen tahmin edilemeyen reaksiyonlardan ziyade uygulamada eğitilebilirlik ve heyecanlanmaya dönüşen birkaç unsur vardır.

Bir unsur iyi sağlık ve iyi fiziksel yapıdır. Bir diğeri, bazıları köpeğin içinden gelen, ancak eğitmen tarafından bırakılmalı ve beslenmelidir. Garaj yolunu eğitim alanına çevirdiğimde, tüm minibüsler kayalanıyor ve havlama ve heyecan köpekleri canlandırıyor. Hiçbir şey göremezler, ancak bu çakıl yolun açılmasının sesi onları canlandırır.

Bunu elde etmek için doğru köpeğe sahip olmanız gerekir, ancak aynı zamanda sürücüyü bu köpeğe yapabileceğiniz iyi bir eğitmen olmanız gerekir. Ve her köpek için işe yarayacak bir formül yok.

The post Çalışan Köpeklerde Terminoloji, Köpek Davranışı ve Eğitimi first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpek Eğitmenliği Sertifika Programı http://www.goktaneker.com/2022/05/19/kopek-egitmenligi-sertifika-programi-2/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopek-egitmenligi-sertifika-programi-2 http://www.goktaneker.com/2022/05/19/kopek-egitmenligi-sertifika-programi-2/#comments Thu, 19 May 2022 14:36:37 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=1377 Köpek Bilimi ( Kinoloji ) Sertifika Programları Türkiye’de sadece K9 GÜVENLİK Bünyesinde ! Tüm Dünya’da saygın bir meslek olan Köpek Eğitmenliği, Türkiye’de Bahçeşehir Üniversitesi ile birlikte akademik bir platforma taşındı.[...]

The post Köpek Eğitmenliği Sertifika Programı first appeared on Göktan Eker.

]]>

Köpek Bilimi ( Kinoloji ) Sertifika Programları Türkiye’de sadece K9 GÜVENLİK Bünyesinde !

Tüm Dünya’da saygın bir meslek olan Köpek Eğitmenliği, Türkiye’de Bahçeşehir Üniversitesi ile birlikte akademik bir platforma taşındı. 7. Dönem Köpek Eğitmenliği Kurs Kayıtlarımız tamamlandı

Giderek gelişen pet sektörü başta olmak üzere, Spor  iş köpekleri eğitimi konusunda ülkemizde yetişmiş eğitmen açığı bulunmaktadır. Sektörün Yetişmiş insan kaynakları açığını kapatmak için  açılan Köpek İtaat Eğitmenliği Sertifika Programımız Teorik ve uygulamalı eğitimler içermektedir .

Bir ressam , bir müzisyen , bir heykeltraş nasıl ki sadece online ve teorik eğitimlerle yetiimezse , Son dönemde giderek artan ONLINE Köpek Eğitmenliği Kurslarının Köpek Eğitmenliği Mesleğini yapmak isteyenler için yetersiz olacağını söylemek sanırım yanlış olmaz.

Patili dostlarımızı çok seven ve köpek eğitmeni olmak isteyen, iş spor veya aile köpekleri eğitimi konusunda akademik eğitim alarak, tüm Dünya’da geçerli bir meslek sahibi olmak isteyenler bu temel programa başvuru yapabilir.

Köpek Eğitmenliği Kursu ile adım atacağınız kinoloji dünyasında geçerli bir sertifikanız olmasını istemez misiniz ?

Kimler katılabilir?

*Köpek Eğitmeni olarak Dünya’da saygın bir mesleğe ilk adımını atmak isteyenler,

*Pet sektöründe çalışan ve mesleğini akademik sertifika ile perçinlemek isteyenler bu programa başvurabilir.

Katılım sonunda yapılacak bir teorik iki uygulamalı toplam üç  aşamalı sınavda başarılı olan katılımcılara sertifika verilecektir.

EĞİTİM PROGRAMI
Eğitim Programı Başlığı KÖPEK İTAAT EĞİTMENLİĞİ KURSU
Eğitim Programı Kısa Açıklaması Ev ve Aile Köpeklerinin eğitimlerini yapabilecek bilgi ve beceriye sahip insan kaynakları eğitiminin sağlanması
Eğitimi Öneren Kurum/Kuruluş/Kişi K9 Güvenlik
Program Yürütücüsü (1) Göktan EKER
Eğitimcilerin Bilgileri (2) Ünvanı Adı-Soyadı Uzmanlık Alanı
Göktan Eker Askeri ve Polis Köpekleri Eğitmeni
Arzu Önşen Uzman Psikolog/Davranış Bilimci
Oktay Gülsaçan Köpek Eğitmeni
Nil Gülsaçan Veteriner Hekim
Çağla Çankırılı Köpek Eğitmeni
  Aylin EKE Uzman Psikolog
  Marziye İLHAN İletişim Uzmanı
Eğitim Programının Amacı Günümüz modern toplumlarında evcil hayvan ile birlikte yaşama tercihi giderek artmış özellikle pandemi süreci ile beraber bu talep katlanarak çoğalmıştır. Dolayısıyla bu eğitim programı ile ev ve aile köpekleri sahiplenilmesi sürecinde aile bireylerinin psikolojilerinin ve köpeğin psikolojisinin gözetilmesi, köpeğe sağlıklı bir ortamın sağlanması , sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması süreçlerinin koordine edecek , iletişim sürecini yönetecek profesyoneller yetiştirmek amaçlanmaktadır.

.

Öğrenim Hedef(ler)i Kursiyerler, kurs süresince alacaklarıt eorik dersler ile köpeklerin etolojisi, psikolojisi beslenmesi ve sağlığı ile ilgili bilgi edinecekler, uygulamalı derslerle hiç eğitim almamış bir köpeği önce sosyal köpek sınavına girecek şekilde daha sonra da itaat ve refakat sınavına girecek şekilde eğiterek , kurs süresince ve sonunda yapılacvak bir teorik iki uygulamalı sınavdan başarılı olmaları durunda sertifika almaya hak kazanacaklardır.

1-) Aile bireylerinin psikoljisi bilgisini öğrenir

2-) Köpek Psikoljisi bilgisini öğrenir

3-) Aile bireyi köpek iletişimin yönetimini öğrenir.

4-) Köpek-İnsan beden dili benzerlikler ve farklılıklarını öğrenir

5-) Köpeğin beslenme sürecini öğrenir

6-) Köpek Temel sağlık Uygulamalarını öğrenir

7-) Köpeğin evde yaşam koşullarını öğrenir

😎 Aile ve köpek iletişiminin inşa edilmesini öğrenir

9-) Köpeğin öğrenme metodolojisini öğrenir

Katılım Ön Koşulu
(var ise)
16 yaş üstü
Eğitim Programının İçeriği (3) 1) GİRİŞ TANIŞMA, İŞ GÜVENLİĞİ, İŞ SAĞLIĞI VE HİJYEN

2) Köpeğin Evcilleşme Süreci Köpek Irklarının Varoluş Sebepleri ve Irksal Karakterler Yaygın Köpek ırkları hakkında Genel Bilgi

3) Yavru Köpekte Mizaç Testi

4) Köpek Eğitimi Ne Zaman Başlar?

5) Yavru Köpeğin Evde İlk Günleri

6) Sosyalizasyon

7) Köpeğin Beslenmesi

8) Köpek Anatomisine Giriş

9) Köpeğin Sağlığı

10) Köpek Fizyolojisine Giriş

11) Temel Endokrinoloji

12) Köpek Etolojisine Giriş

13) Köpek Psikolojisine Giriş

14) Köpeklerde Öğrenme

15-) Köpekle Yaşam

16-) Eğitim Ekipmanları

17-) Köpekle Doğru Oyun Oynama

18-) Köpek İtaat Eğitimi

19-) Köpekli Aktiviteler ve Sınavlar

20-) Dünyada ve Türkiye’de Kinolojik yapılar

21-) Antropomorfizm

22-) İlgi Süresi ve Şekli

23-) Bireysellik: Bağlı Olmak – Bağımlı Olmak                 

24-) Köpeklerde Yaygın Davranış Şikayetleri

25-) Hukuki Sorumluluklar

26-) Satış Pazarlama

27-) Müşteri Yönetimi          

28-) Halkla İlişkiler ve Reklam            

29-) Sosyal Medya Kullanımı               

30-) UYGULAMALI İTAAT EĞİTİMİNE GİRİŞ

31-)SOSYAL KÖPEK EĞİTİMİ VE SINAV PARKURU

31-) İTAAT VE REFAKAT KÖPEĞİ EĞİTİMİ VE SINAV PARKURU

 

ilave olarak kinoloji konusunda uzman misafir öğretmenler

70 SAAT TEROİK

120 SAAT UYGULAMA

Önerilen Katılımcı Sayısı (4) En az __4____ kişi En çok __12____ kişi
Eğitim Yöntemi (yüzyüze, uygulamalı vb) Eğitim teorik ve iki aşamalı uygulamalı eğitim içermektedir.
Eğitim Programının Süresi Yüz yüze veya online veya   uzaktan eğitim

Toplam 70 saat

Uygulamalı Eğitim   Toplam

Toplam 120 saat

( Köpeğin öğrenme hızına göre değişiklik gösterebilir )

Eğitim Mekanı Özellikleri (6) Uygulamalı eğitimler 12 dönüm Köpek Eğitim Merkezinde, online eğitim zoom üzerinden yapılacaktır
Online Eğitim ise Kullanılan Program Zoom üzerinden online canlı eğitimler ve kayıt altına alınmış derslerin uzaktan eğitimle öğrencilere verilmesi
Eğitim Programının Öngörülen Başlatılma Tarihi (Ay ve yıl olarak) (7) 2022 Şubat
Eğitimin Yapılacağı Yer (8) K9 Güvenlik Eğitim tesisleri Reşadiye caddesi baraj mevkii Beykoz / İstanbul
Ek Hizmet İhtiyacı (9)
Eğitim Öncesi Katılımcıların Yapacağı Çalışma (var ise)
Eğitim sırasında ve sonrasında katılımcılara dağıtılacak doküman var mı? Evet __X____                            Hayır______

Teorik Derslerin Sunumları Kitapçık Şeklinde Öğrencilere Dağıtılmaktadır

Eğitim Programı Sonunda Verilecek Belge Türü (10) Üniversite Onaylı Sertifika verilecektir
Ölçme Değerlendirme Yöntem(ler)i
(var ise)
Teorik eğitimler , çoktan seçmeli sınav şeklinde,

Uygulamalı eğitimler Köpek Eğitmenleri derneğince organize edilecektir

Eğitim Öncesi Katılımcılara Önerilen Kaynaklar (var ise)
Pozitif Ayrım Planı Kadın katılımcılara, Öğrencilere  %10 , altmış Yaş üzeri katılımcılara ,16-17 yaş katılımcılara , barınak veya sokaktan sahiplenmiş köpekle katılacaklara ( köpekler uzmanlarca eğitim yeterlilik testine tabi tutulduktan sonra %15 indirim uygulanır

The post Köpek Eğitmenliği Sertifika Programı first appeared on Göktan Eker.

]]>
http://www.goktaneker.com/2022/05/19/kopek-egitmenligi-sertifika-programi-2/feed/ 5
BEN BİR EN GENERALLİ BAŞ MÜDÜR CEOSU KÖPEK DAVRANIŞ UZMAN ASTRONOTU KÖPEK PSİKOLOĞU EĞİTMEN EĞİTİCİSİYİM. http://www.goktaneker.com/2022/05/10/ben-bir-en-generalli-bas-mudur-ceosu-kopek-davranis-uzman-astronotu-kopek-psikologu-egitmen-egiticisiyim/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=ben-bir-en-generalli-bas-mudur-ceosu-kopek-davranis-uzman-astronotu-kopek-psikologu-egitmen-egiticisiyim Tue, 10 May 2022 12:26:51 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3580 Dünya Psikologlar gününe ithafen……………. Son dönemde köpek sahiplerinin kafasını oldukça karıştıran bir konuya açıklık getirmenin faydalı olacağını düşündüm. Zira danışmanlık hizmeti verdiğim köpek sahiplerinin bir çoğu köpeklerinde oluştuğunu düşündükleri sorunlarla[...]

The post BEN BİR EN GENERALLİ BAŞ MÜDÜR CEOSU KÖPEK DAVRANIŞ UZMAN ASTRONOTU KÖPEK PSİKOLOĞU EĞİTMEN EĞİTİCİSİYİM. first appeared on Göktan Eker.

]]>

Dünya Psikologlar gününe ithafen…………….

Son dönemde köpek sahiplerinin kafasını oldukça karıştıran bir konuya açıklık getirmenin faydalı olacağını düşündüm. Zira danışmanlık hizmeti verdiğim köpek sahiplerinin bir çoğu köpeklerinde oluştuğunu düşündükleri sorunlarla ilgili veya köpeklerinin eğitim ihtiyacı kapsamında aldıkları hizmet sonucu ya çözüme ulaşamadıklarını ya da sorunun daha da içinden çıkılmaz hale geldiğini belirttiler.

Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanlığı görevini yürütmemden dolayı da tabiri caiz ise bir çok köpek eğitim faciası şikayet olarak tarafımıza iletiliyor.

Köpek Sahipleri açısından konuya baktığımızda Kavramların birbirine çok karıştığını hatta art niyetli kişiler tarafından da özellikle karıştırıldığını söyleyebilirim. Bırakın davranış uzmanlığını , köpek eğitmeni olduğunu belirten  eden kişilerden  bile herşeyden önce bunu belgelendirilmesini istemek köpek sahiplerinin en doğal hakkıdır.

Köpek ile birlikte yaşama kültürünün oluşmasının temeli köpek sahiplerinin bilgilenmesi ve bilinçlenmesi prensibinden hareketle  KÖPEK DAVRANIŞÇISI, KÖPEK DAVRANIŞ UZMANI , KÖPEK PSİKOLOĞU, KÖPEK EĞİTMENLİĞİ, UZMAN KÖPEK EĞİTMENLİĞİ , EĞİTİCİ EĞİTMENİ  gibi bir çok titr hoyrat bir şekilde kullanılıyor , gelin bu kavramları beraber anlamaya çalışalım.

DAVRANIŞÇILIK NEDİR ?

Davranışsal psikoloji olarak da bilinen davranışçılık, tüm davranışların koşullanma yoluyla kazanıldığı ve koşullandırmanın çevre ile etkileşim yoluyla gerçekleştiği fikrine dayanan bir öğrenme teorisidir . Davranışçılar, eylemlerimizin çevresel uyaranlar tarafından şekillendirildiğine inanırlar.

Bu düşünce okuluna göre davranış, içsel zihinsel durumlardan bağımsız olarak sistematik ve gözlemlenebilir bir şekilde incelenebilir. Davranış teorisi ayrıca biliş , duygular ve ruh halinin çok fazla öznel olduğu için yalnızca gözlemlenebilir davranışların dikkate alınması gerektiğini söyler.

Katı davranışçılar, herhangi bir kişinin herhangi bir görevi – genetik arka planı, kişilik özellikleri ve içsel düşünceleri ne olursa olsun – fiziksel yeteneklerinin sınırları dahilinde yapmak için eğitilebileceğine inanırlar. Sadece doğru şartlandırmayı gerektirir. ( https://www.verywellmind.com/behavioral-psychology-4157183#:~:text=Behaviorism%2C%20also%20known%20as%20behavioral,are%20shaped%20by%20environmental%20stimuli. ) 

Davranışçılık veya behaviorizm, I. Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikalı psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmaları sonucu ortaya çıkan, bilinç hallerinin değil, davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliğini savunan psikoloji kuramı akımıdır.

Davranışçıların önde gelen temsilcileri Watson ve Pavlov‘dur. Bunlar bilinç kavramını bir yana bırakıp davranışları incelemişlerdir. Davranışçılara uyaran (stimulus)-tepki (response) psikologları da denir. Davranışçılara göre objektif tekniklerle gözlenebilen sadece çevresel uyarıcılara, insanların bu uyaranlara karşılık gösterdikleri tepkilerdir. Davranışçılar, gözlem ve deney yöntemini kullanırlar. Davranışçılar, organizma ve çevre ilişkilerinin insan ve hayvanlarda birbirinin aynı olduğu kanısındadırlar. Bu nedenle hayvanlar üzerinde psikolojik araştırmalar yapmışlardır. Örneğin Pavlov koşullu öğrenme deneylerini köpekler üzerinde yapmıştır.

Davranışçı psikologlar,insan davranışlarının açıklanmasında çevre faktörüne çok fazla önem verdikleri ve diğer etmenleri görmezden geldikleri gerekçesiyle diğer ekollerin savunucuları tarafından ağır bir biçimde eleştirilmiştir.Bununla birlikte davranışçı akım,psikolojinin bir bilim niteliği kazanmasına önemli katkılar sağlamıştır. Zira Psikolojiye ölçme ,değerlendirme istatistik gibi pozitif bilimler bu akım ile kazandırılmıştır.

Sınıflandırma

  • Yöntemsel: Watson’un davranışçılığı; davranışın nesnel çalışmasıdır. Bilişsel süreçler, içsel durum dikkate alınmaz.
  • Radikal: Skinner’in davranışçılığı; Yöntemsel Davranışçılığın aksine, davranış ilkelerine, organizmanın içsel süreçlerini dahil edecek biçimde genişletir; mekanik ve indirgemeci değildir; kuramsal olaylar davranışların nedeni olarak düşünülmez; olaylar, en azından onların yaşandığı bireyde gözlemlenebilir olmalıdır. Willard Van Orman Quine radikal davranışçılığın birçok fikrini dil eğitiminde kullanır.
  • Teolojik: Skinner sonrası; Bilişsel süreçlerin aksine nesnel gözlemlere odaklanır.
  • Teorik: Skinner sonrası; Gözlemlenebilir içsel süreçleri kabul eder, dinamiktir.
  • Biyolojik: Skinner sonrası; Algısal ve motor davranış modüllerini, davranış sistemlerinin teorisini temele alır.
  • Psikolojik Davranışçılık: İnsanı merkeze alan ilk genel davranışçı kuram. “mola”, “sembolik pekiştirme” ve diğer analiz ve bulguları ortaya çıkardı. Bu kuram çocuk gelişiminin davranışsal incelemesinde, eğitimde, anormal ve klinik alanlarda kullanılır. PD, uygulamalı davranış analizi için yeni yollar sunar.

(https://tr.wikipedia.org/wiki/Davran%C4%B1%C5%9F%C3%A7%C4%B1l%C4%B1k

GE: Tam olarak Bu aşamada yani davranışçıların poizitif bilimlerden fazlası ile faydalanmaya başlaması ve Psikolojik davranışçılar ile özellikle çocuk gelişiminin davranışsal incelemesi ile köpeklerin de davranışlarının anlaşılmasında yeni çığırlar açıldığını düşünüyorum.

‘’Verywell’den Bir Söz

Davranışsal yaklaşım, bir zamanlar olduğu gibi baskın güç olmasa da, insan psikolojisi anlayışımız üzerinde hala büyük bir etkisi oldu . Tek başına koşullandırma süreci, insanların nasıl öğrendiğinden dilin nasıl geliştiğine kadar birçok farklı davranış türünü anlamak için kullanılmıştır.

Ancak davranışsal psikolojinin belki de en büyük katkıları pratik uygulamalarında yatmaktadır. Teknikleri, sorunlu davranışları değiştirmede ve daha olumlu, yardımcı tepkileri teşvik etmede güçlü bir rol oynayabilir. Psikolojinin dışında, ebeveynler, öğretmenler, hayvan yetiştiricileri ve diğerleri, yeni davranışları öğretmeye ve istenmeyenleri caydırmaya yardımcı olmak için temel davranış ilkelerini kullanır. ‘’

KÖPEK DAVRANIŞÇISI

Bir köpek davranışçısı, köpeklerin neyi ,neden yaptıklarını anlayan ve köpeğinize hayata farklı bir yaklaşım öğretmenize yardımcı olan kişidir.( https://www.ck9training.co.uk/blog/what-does-a-dog-behaviourist-do/

Yani Köpek Davranışçısının öncelikle Köpek Etolojisi konusunda temel bilgilere sahip olması gerekmektedir. Köpek ırklarını ve  ırkların kendine has davranışlarına hakim olması da doğal olarak gereklidir. Köpeklerin iç güdüleri , motive edilme yöntemleri , köpeğin içgüdüsel ve duygusal ihtiyaçlarını ayırtedebilen bir kişidir. Bu sebeple köpekleri mizaçlarına ve yeteneklerine göre değerlendirerek eğitim programının kişiselleşmesini sağlayabilirler.

Köpek davranışçıları genellikle, köpek davranışını daha derinden anlamak için çalışmalarını ve deneyimlerini genişleten nitelikli köpek eğitmenleridir diyebiliriz. Nitelikli bir köpek eğitmeni, köpeklerin nasıl öğrendiğini anlar ve sizin ve köpeğinizin görgü, güven ve genel itaati beslemenize yardımcı olacak her türlü denenmiş ve test edilmiş tekniğe sahiptir. Birçok köpek eğitmeni, koku çalışması, çeviklik, beceri eğitimleri veya flyball gibi eğlenceli aktivitelerde yardımcı olur.

Davranışçılar, köpek eğitimi bilgisini bir adım daha ileri götürür ve bunu, zorlu davranışları olan köpeklere daha iyi bir şeyler yapmanın yolunu bulmalarında yardımcı olmak için kullanır. Örneğin, diğer köpeklere hırlayan, havlayan  ve dişerini sıyıran bir köpeğe, diğer köpekleri görmezden gelmesi öğretilebilir. Sabır gerektirir ve ölçülü bir yaklaşım gerektirir, ancak her şey evcil hayvanınızın neden belirli bir şekilde davrandığını bulmakla başlar.

GE :Bir köpek eğitmeninin aynı zamanda davranışçı olması gerekliliğine inanan bir eğitmen olarak tüm köpeklere standart bir eğitim metodolojisi uygulamanın yanlış olduğunu söyleyebilirim. Köpek eğitmeni Köpeğin sahibinin beklentisi, köpeğin insanlarla , diğer hayvanlarla yaşadığı çevreye uyum sağlaması v, köpeğin içgüdüleri yetenekleri ve duygusal ihtiyaçları üçgeninde bir denge kurabilmelidir.

KÖPEK DAVRANIŞ UZMANI 

Köpek Davranış Uzmanlığı ancak lisans düzeyinde bir eğitim ile mümkün olabilir.

Köpek Davranış uzmanlığı konusunda batı ülkelerinde sadece Veteriner Hekimlerin ve Zootekni mezunlarının eğitim olanaklarına ulaşabildikleri  , bazı üniversitelerde psikolıji bölümü mezunlarının Köpek Davranış uzmanlığı konusunda çalışma yapabildiklerini görebiliyoruz. Ülkemizde de bu konuda uzun süredir çalışan veteriner hekimi davranış uzmanlarının varlığı da sektör adına sevindirici olmakla beraber , köpek eğitmenlerinin kendilerine Köpek davranış uzmanı gibi ünvanlar  vermelerinin olduka yanlış ve yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Bir köpek eğitmeni davranışçı olabilir ancak davranış uzmanlığı ünvanını alabilmek için gerekli lisans veya yüksek lisans eğitimini almadığı sürece kendine davranış uzmanı diyemez.

Nitelikli bir köpek davranış uzmanı, köpeğinizin kötü davranışları, yaramazlıkları ve aşağıdaki gibi istenmeyen faaliyetlerle başa çıkmanıza yardımcı olabilir. anlaşılacağı üzere Davranış Uzmanı köpeğe yeni komutlar öğretmekten ziyade, sahibi ile yaşadığı sosyal hayata uyum sorunu yaşaması durumunda devreye girer. Ancak davranış uzmanlarının köpeklerin hem normal davranışlarını çok iyi bilmesi , gelen şikayetlerde hangi davranışların bir davranış bozukluğu olduğunu ayırtedebilmesi aynı zmanda davranış sağaltımı veya rehabilitasyonu konusunda bilgi ve deneyim sahibi olması gereklidir.

Köpekte Bir davranış sorunu itaat eğitimi verilerek ortadan kaldırılmaz.

Köpekte gözlemlenen bir davranış sorunu sabahtan akşama oluşmadığı gibi akşamdan sabaha da düzeltilmez bir süreç gerektirir.

Köpeklerde davranış sorunlarına sebep olabilecek bir çok sebep veya karma sebepler olabilir, genetik , fizyolojik endokrinolojik sebepler dolayısı ile agresyon, korkaklık ve benzeri istenmeyen davranış sergileyen köpekler azımsanmayacak kadar çoktur.

Ancak bir davranışın , davranış bozukluğu olup olmadığına karar vermek ve sadece eğitimle bu sorunların ortadan kalkabileceğini iddia etmek en hafif tabiri ile cehalet olarak tanımlanmalıdır.

Davranışçı bir köpek eğitmeni öncelikle davranış sorunu olduğu düşünülen bir köpeği veteriner hekime yönlendirmek sorumluluğunu taşımalıdır. Ülkemizde Köpek davranışları konusunda çalışan çok değerli veteriner hekim arkadaşlarımızın olması dolayısı ile köpeğin kendi veterineri  bu konuda kendini yeterli hissetmese bile uzmanlarla irtibat kurarak köpek için gerekli sağlık taramalarını rahatlıkla yapabilir.

Tüm bu sebeplerle veteriner hekimler ve davranışçı köpek eğitmenlerinin birlikte çalışması son derece önemlidir. Öncelikle tıbbi bir sorunun bu davranış problemine neden olup olmadığı tespit edilmedilir. Veteriner hekim gerektiğinde ilaç kullanımı konusunda karar verici merci olarak , davranışçı köpek eğitmeninden uygulama ile ilgili destek isteyebilir. Zira istenmeyen davranışın yerine köpek için keyifli ve güvenli bir davranış inşa etme süreci bolca tekrar,  sabır,  kararlılık,  devamlılık ve tutarlılık prensipleri ile olabilir.

KÖPEK EĞİTMENİ

Yukarıda davranışçılık ve davranış uzmanlığı ile ilgili yaptığımız açıklamalar ışığında köpek eğitmenlerinin normal davranışlar sergileyen bir köpeğe, köpeğin yeteneği ve karakteri göz önünde bulundurarak  ulusal veya uluslararası standartlarda oluşturulmuş davranışlar kazandıran diğer bir deyişle köpeğin sahibi ile birlikte konforlu bir hayat yaşamasını sağlayan meslek dalı olarak adlandırabiliriz.

Örneğin köpeğin sizi çekiştirmeden yürümesini istiyorsanız, temel bazı komutları öğrenmesini bekliyorsanız, Tuvaletini doğru yere yapmasını istiyorsanız , Sosyal Köpek Sınavı, Toplumsal Hayata Uyum Sınavı, İtaat ve Refakat Sınavı gibi sınavlardan köpeğinizin geçip aldığı eğitimi belgelendirmesini istiyorsanız , köpekli sporlara merak sardıysanız ihtiyacınız olan bu konuda kendini kanıtlamış bir eğitmenden destek almaktır.

Ne yazık ki ülkemizde bir kişinin kendini köpek eğitmeni olarak ilan etmesi , sosyal medyada çarpıcı  video tasarımları ve güzel fotoğraflarla ilginizi çekmesi son derece olağandır.

Bu sebeple bir köpek eğitmeninden destek almayı düşünüyorsanız öncelikle daha önce eğittiği köpek sahiplerinden referans almayı ,müşterilerine ait  eğittiği köpekler ile girdiği sınav sonuçlarını görmeyi , HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ KÖPEK EĞİTMENLİĞİ EĞİTİMİNİ BELGELEMESİNİ TALEP ETMEYİ ihmal etmeyiniz.

Özellikle pandemi ile birlikte mantar gibi artan ONLINE köpek eğitmenliği kurslarına da ayrı bir parantez açmak gerektiğine inanıyorum. Bir ressam , bir heykeltraş bir müzisyen ne kadar online eğitimle yetişirse , köpek eğitmeni de o kadar yetişir. Online eğitimler teorik bilgilerin aktarılması uygulamanın gösterilmesi için faydalı olabilmekle beraber bizim mesleğimiz UYGULAMA ve BOLCA tekrar içermektedir. Her eğitim programının sonucunda teorik ve uygulamalı sınav da verilen eğitimin ne kadar doğru alındığının bir göstergesidir.

Temel bir eğitmenlik eğitimi almamış , ikişer üçer günlük seminerler veya workshoplara katılmış kendini geliştirmeye çalışmış eğitmen arkadaşlarımız da yok değildir, bu durumda daha önce de bahsettiğimiz gibi emin olmamız gereken sektörel sınavlarda eğitmen arkadaşımızın ne kadar yer aldığının görülmesidir.

UZMAN KÖPEK EĞİTMENİ

Aslına bakarsanız ülkemizde sektörde uzun süre geçiren ben de dahil bir çok meslektaşımın kullandığı bir ünvan olarak karşımıza çıkan bir başlık. Ancak Köpek eğitimi konusunda ileri seviyedeki ülkelere baktığımızda devlet kurumları veya sivil toplum örgütlerince oluşturulmuş sisteme baktığımızda bir eğitmenin uzman olabilmesi için , öncelikle bir alanda uzun süredir faaliuyet gösteriyor olması , o alanda bir kaç köpekle ulusal ve uluslararası sınavları başarı ile tamamlamış olması gereklidir.

Köpek eğitmeni köpekleri eğitirken , uzman Köpek eğitmeninin hem köpekleri çok iyi eğitiyor olması hemde söz gelimi bir pet eğitmeni ise Formasyon sahibi de olması gerekmektedir. Zira Uzman köpek eğitmeni sadece köpeği eğitmekle kalmaz köpeğin nasıl doğru yönetileceği hususunda köpeğin aile bireylerini de eğitebilmesi gerekmektedir. Sahip eğitimi şunu şöyle yap bunu böyle yap talimatları ile verilen bir eğitim değildir.

Yetişkin eğitimi başta olmak üzere , pediatrik ( çocuk )  ve geriatrik ( yaşlı ) eğitimi konusunda eğitim almış olmalı, en azından bilgi ve deneyim sahibi olmalıdır. Zira köpek eğitmenleri köpekle birlikte yaşama kültürünü en önemli halkalarından biridir. Köpek sahiplerine doğru bilgi vermeli ( bilişsel) ,  Köpek sahiplerinde bir bilinç oluşturmalı – söz gelimi tasmasız köpeği sosyal ortamlara salmama gibi ( duyuşsal  ) , son raddede ise uygulamalı beceri ile köpek sahibinin köpeği kontrol etmesini  ( psikomotor  ) sağlayabilmelidir.

EĞİTMEN EĞİTİCİSİ 

Ülkemizde hemen hemen mesleğe her yeni başlayan köpek eğitmeni arkadaşlarımızın henüz bir uzmanlık alanına hazi olmadan veya bir yeterlilik kazanmadan kendilerine verdikleri diğer ünvanlardan biridir.

Eğitmen eğiticisi kesinlikle bir formasyon eğitimi almalı, eğitim ihtiyacı belirleme , eğitim programı oluşturma, öğretim hedefleri belirleme , ölçme değerlendirme gibi bir öğretmenin bilmesi gereken bir çok alanda kendini geliştirmiş , yetiştirmiş olması gerekmektedir. Uzman bir köpek eğitmeninin bu eğitimleri alması ile birlikte sektöre yeni eğitmenler kazandırması son derece doğal bir o kadar da gereklidir.

Köpek sahiplerini bilgilendirme ve köpek eğitmeni seçerken akıllarında tutmaları gerektiğine inandığım bu çalışmayı paylaşma nedenlerinden biri ülkemizde yasal veya yapısal bir düzenleme olmamasından dolayı konunun oldukça gri bir alanda kalması ve istismara açık olmasıdır.

Kaleme aldığım bu çalışmanın  hem köpek sahipleri için bir rehber hem de köpek eğitim sektöründe faaliyet gösteren meslektaşlarım için bir kariyer hedefi belirleme açısından faydalı olması dileğiyle ….

The post BEN BİR EN GENERALLİ BAŞ MÜDÜR CEOSU KÖPEK DAVRANIŞ UZMAN ASTRONOTU KÖPEK PSİKOLOĞU EĞİTMEN EĞİTİCİSİYİM. first appeared on Göktan Eker.

]]>
Köpeklerde Saldırganlık http://www.goktaneker.com/2022/04/29/kopeklerde-saldirganlik/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=kopeklerde-saldirganlik Fri, 29 Apr 2022 17:28:51 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3574 Ülkemizde ne yazık ki son dönemde artan veya diğer bir deyişle haberi arttırılan  köpek saldırıları ile ilgili konunun muhatabı olan olmayan bir çok kişi yazıyor ve konuşuyor. Bir taraf tüm[...]

The post Köpeklerde Saldırganlık first appeared on Göktan Eker.

]]>

Ülkemizde ne yazık ki son dönemde artan veya diğer bir deyişle haberi arttırılan  köpek saldırıları ile ilgili konunun muhatabı olan olmayan bir çok kişi yazıyor ve konuşuyor.

Bir taraf tüm köpekleri suçlu bulup hepsinin toplanmasını isterken diğer tarafta Köpeği değil insanları hatta ısırılan ve mağdur olan insanları suçluyor.

Peki nedir köpekteki saldırgalık ve nasıl ortaya çıkar , Bu yazımda Araştırmacılar 

Kenneth Martin ve Lynn Buzhardt  tarafından hazırlanmış makaleyi sizler için editledim, ve konunun netleşmesi için  için kişisel fikirlerimi ve açıklamalarımı ekledim.

Saldırganlık nedir?

Saldırganlık, başka bir bireye veya gruba yönelik herhangi bir tehdit veya zararlı davranış olarak tanımlanabilir. Çatışmanın daha da tırmanmasını önleme niyeti olarak, başka bir bireyi veya grubu yerinden etme yöntemi olarak veya başka bir bireye fiziksel veya duygusal zarar verme niyetiyle gösterilebilir.

Köpeklerde saldırganlık genellikle sert bir bakış, hırlama, havlama , ciğerden gelen derin ses atma, dişlerini çıkarıp şaklatma  ve/veya ısırma gibi beden dili veya tehdit gösterilerini içerir.

Saldırganlık köpeklerde normal bir iletişim şekli olabilir, ancak bir kişiye veya hayvana karşı saldırganlığın gösterilmesi genellikle istenmeyen veya sorunlu olarak kabul edilir.

Çoğu köpek saldırganlığı, beyinde etkisel  veya duygusal (korku ve/veya kaygı) motive edilir, ancak yırtıcı saldırganlık beynin iştah merkezi tarafından motive edilir. Yırtıcı saldırganlıkta, hayvan korkmaz veya endişe duymaz ve mesafeyi azaltmak ve avı yakalamak, öldürmek ve tüketmek amacıyla saldırganlık gösterilir.


Farklı saldırganlık türleri nelerdir?

Köpek saldırganlığının birçok farklı kategorisi veya türü vardır. Saldırganlık, köpeğin saldırgan davranış için motivasyonu, davranışın meydana geldiği bağlam veya saldırganlığın amaçlanan hedefi tarafından kategorize edilebilir. İşte bazı yaygın saldırganlık türlerine örnekler.

“Köpek saldırganlığının birçok farklı kategorisi veya türü vardır. Karma Saldırganlık nedenleri de olabilir”

Bölgesel Saldırganlık. Genellikle sahibinin evi veya mülkü olan köpeğin algıladığı bölgesine giren veya yaklaşan bir kişiye veya hayvana yönelik saldırganlık.

GE: Sokak hayvanlarının bireysel saldırılarında da bu davranışı görebiliriz. Özellikle gece saatlerinde köpekler bölgelerini korumak için daha saldırgan olabilmektedirler.

Sahiplenici Saldırganlık. Bazen kaynak koruma olarak da adlandırılan saldırganlık, bir kişi veya hayvanın, genellikle yiyecek veya oyuncak olan değerli kaynakları elinden alacağı tehdidini hissettiğinde bir kişiye veya hayvana yöneliktir.

GE: Yanlış yerlerde besleme yapılan sokak hayvanlarında da görülen bir saldırganlık türü olarak karşımıza çıkar , mamaların yol kenarlarına insanların her gün yürüdüğü güzergahların üzerine dökülmesi sonucu , mama artık yenmiş ve  orada olmasa bile kokusu kaldığından , bu durum kaynağın korunması davranışı tetikleyebilmektedir. Bununla birlikte sahibini eşi olarak algılayan köpeklerde de bu tip saldırganlık görülebilmektedir..

Özellikle köpeklerden korkan veya çekinen insanların maruz kaldığı saldırı olaylarındandır, sahiplenilen alan veya kaynaktan uzaklaşıldığında köpek saldırıyı bırakır.

Anne veya Koruyucu Saldırganlık. Tipik olarak yavrularını veya yavrularını koruyan bir dişi köpek tarafından bir kişiye veya hayvana yönelik saldırganlık.

Ağrıya Bağlı veya İrritabl Saldırganlık . Acı veya rahatsızlık ile motive olan bir kişiye veya hayvana yönelik saldırganlık.

GE: vücudunun bazı bölgelerine dokunulduğunda o an veya önceden yaşadığı ağrı/acı sebebi ile saldıran köpekleri bu grupta ele alabiliriz.

Yırtıcı Saldırganlık. Tipik olarak başka bir hayvana, ancak bazen bir kişiye yönelik, av olarak görülen türleri avlama, yakalama, öldürme ve tüketme arzusuyla motive edilen saldırganlık. Yırtıcı saldırganlık tipik olarak sessizdir veya seslendirme yoktur ve ısırık genellikle zarar verir veya engellenmez.

GE: gerek sahipli hayvanların gerek ise sokak köpeklerinin karıştığı ciddi yaralanmalı ve ölümlü saldırılar bu gruba girmektedir. Özellikle sürüleşmiş ve yarı vahşi haline gelmiş sokak köpeklerinin bu tip saldırıları çok daha ölümcül olabilmektedir. 

Hayal kırıklığı veya Yönlendirilmiş Saldırganlık. Saldırganlık veya duygusal uyarılmanın başka bir biçimine bağlı saldırganlık. Bir köpek saldırganlığının veya uyarılmasının hedefine ulaşamadığında ve hayal kırıklığından dolayı odağını başka bir nesneye, kişiye veya başka bir hayvana çevirdiğinde ortaya çıkar.

GE: Bir köpeğe saldırırken engel olmaya çalışan sahibini ısıran köpekler bu kategoride yer alır.

Sosyal Çatışma İlişkili Saldırganlık .  Tipik olarak, iç çatışma tarafından motive edilen ve sosyal etkileşimler bağlamında gösterilen tanıdık bir kişiye veya hayvana yönelik saldırganlık.

GE: Sürü üstünlüğü kurma davranışı da diyebiliriz. Bununla birlikte sürekli olarak fiziksel baskı ve negatif uyarılarla yani ceza ile eğitilen köpeklerin , bu uyarıları verenlerin güçsüz düştüğünü yani ceza veremeyecek fiziki kapasiteye indiklerini düşündüklerinde ortaya çıkan saldırganlık tipidir. Barınaklarda aşırı zayıf, güçten düşmüş köpeklerin ve yavruların uğradıkları  saldırganlık tipi , sanırım belediyeler ile hayvanseverleri en çok karşı karşıya getiren olaylar bu başlıkta ele alınabilir.

Cinsel Saldırganlık. Erkek köpekler bir dişi için rekabet ettiğinde veya bir dişi bir erkeğe erişmek için savaştığında, çiftleşme davranışıyla ilişkili başka bir erkek veya dişi köpeğe yönelik saldırganlık.

GE : Buna örnek vermeye gerek yok sanırım, 🙂 

Korku veya Kaygı ile İlgili Saldırganlık. Bir kişiye veya hayvana yönelik, korkmuş bir köpek tarafından motive edilen, yaklaşıldığında, köşeye sıkıştırıldığında veya tuzağa düşürüldüğünde veya hayvan belirsiz veya nahoş bir sonuç hakkında endişeli olduğunda ortaya çıkabilecek saldırganlık.

GE: Bu tip saldırganlığı şu şekilde de görebiliriz. Sahibinin yanında sahibinin özgüvensiz davranışları veya kontrolsüz tutumları ya da bozuk psikolojisi sebebi ile aşırı veya anlamsız saldırganlık gösteren köpeklerin başka birinin yanında hiç saldırganlık göstermemesi. Burada korku ve kaygı sahip kaynaklıdır.

Korku ve/veya kaygıya bağlı saldırganlığın belirtileri nelerdir?

Korku ya da kaygıya bağlı saldırganlık, köpeklerde belki de en yaygın saldırganlık biçimidir. Gerçekte, yırtıcı ve hastalıkla ilgili saldırganlık dışında, yukarıda listelenen saldırganlık türlerinin çoğu, muhtemelen bir korku veya endişe bileşenine sahiptir. Köpek savunmacı veya saldırgan vücut dili gösterebileceğinden, korku veya kaygıyla ilgili saldırganlık kafa karıştırıcı da olabilmektedir.

Korkuyla ilgili saldırganlığın erken belirtileri tipik olarak savunmacıdır, algılanan tehdit arasındaki mesafeyi artırmak veya ‘uzak dur’ ile iletişim kurmak için gösterilir, ancak saldırganlık öğrenme yoluyla daha saldırgan hale gelebilir. Algılanan tehdide olan mesafeyi kapatırken görüntülendiğinde saldırganlık kalıcı saldırgandır. Bununla birlikte, saldırgan veya savunmacı saldırganlık gösterileri farklı görünse de, korku ve uyaranı uzaklaştırmak hala davranışın birincil motivasyonudur.

Korku ve kaygıyla ilişkili saldırganlık genellikle veteriner hastanesinde veya sosyal yaklaşım durumlarında kendini gösterir. Saldırganlık gösteren köpekler, kaba veya kötü köpekler değildir. Algılanan veya beklenen bir tehdit veya hoş olmayan bir sonuç hakkında sadece korkuyorlar/çekiniyorlar  ve endişeliler/gerginler.

Köpeğim neden saldırganlık gösteriyor?

Köpekler, bir tehditle karşılaştıklarında savaşma ya da kaçınma / kaçma içgüdüsünü miras almış olabilirler. Köpeklerde saldırganlığın gösterilmesi genetik olabilir (köpeğin ebeveynlerinden kalıtsaldır) veya cinse özgü bir davranış olabilir. Bazı köpek ırkları, çiftlik hayvanlarını korumak veya bölgesel tehditlere karşı uyarmak için seçilmiş ve kullanılmıştır. Yırtıcı davranış sergilemek için farklı köpek ırkları seçilmiştir. Saldırganlığın gösterilmesi, önceki deneyimlerden öğrenilebilir, çünkü saldırganlık, hoş olmayan bir sonuçtan kaçınmada veya önlemede başarılı olmuş olabilir.

Saldırganlığın en yaygın kaynağı  korku veya kaygı güdüsüdür.

Köpeklerde bazı saldırganlık genellikle genç yaşta (yaşamın ilk 3 ila 4 ayı) ortaya çıkar, ancak diğer saldırganlık türlerinin ergenlik veya sosyal olgunluk döneminde ortaya çıkması daha olasıdır. Yavru köpeklerde saldırganlık çoğunlukla korku ya da kaygıyla ilişkilidir. Ergenlik döneminde veya sosyal olgunlukta ortaya çıkan saldırganlık cinsel, sosyal veya bölgesel tehditlerle (tesadüfen korku bileşeni olan) ilgili olabilir.

Saldırganlığın uyarıcı işaretleri nelerdir?

Saldırganlıkla başa çıkmanın anahtarı, bir ısırığın meydana gelebileceğini öngören uyarı işaretlerini tanımaktır.

Saldırganlık, genellikle, bazen sakinleştirici sinyaller olarak adlandırılan korku veya çatışma yatıştırıcı sinyallerden önce gelir. Bu sinyaller, sosyal çatışmayı dağıtmak için iletişim olarak sunulur. Saldırganlığın tırmanış sırasına göre gösterilebilecek beden dili şunlardır:

  • Tehditten gözlerini kısmak, başını veya vücudunu çevirerek göz temasından kaçınmak
  • Dudakların esnemesi veya yalanması
  • Kulakların başa sıkıca sabitlenmesi veya düzleştirilmesi
  • Çömelme, vücudu indirme veya kuyruğu vücudun altına sokma
  • Sertleşme veya donma
  • Hırlamak
  • Dişlerini çıkarıp sık sık birbirine vurmak
  • Isırmak

Köpeğimin saldırganlık göstermesi konusunda endişelenmeli miyim?

Evet! Köpeklerde agresif davranış, insanlar veya diğer hayvanlar için fiziksel yaralanma olasılığı olan bir tehlike oluşturur. Saldırganlık, kuduz gibi bulaşıcı hastalıklardan veya tipik olarak sinir sistemini etkileyen bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanabilir. Bir köpek saldırganlık gösteriyorsa, sağlığı ve/veya duygusal refahı muhtemelen tehlikeye girer. Agresif davranış gösterileri konusunda  köpeğinizin en başta veterineriyle görüşüp fizyolojik bir sorunu olmadığına emin olmalısınız. Ne kadar erken tedavi istenirse, iyileşme için en iyi şans.

Köpeklerde saldırganlığın tedavisi var mı?

Saldırganlığın tedavisi, saldırganlığın nedenine bağlı olacaktır. Saldırganlık, ilk önce en uygun tedavi konusunda veterinerinizle tartışılmalıdır. Veterineriniz sizi kurul onaylı bir veteriner davranış uzmanına yönlendirebilir.

GE: İşte zurnanın zırt dediği yer de burası. Ülkemizde ne yazık ki davranış ile ilgili yeteri düzeyde bilgisi ve deneyimi olmayan okadar çok eğitmen var ki , profillerinde köpek psikoloğu veya köpek davranış uzmanı yazmaktan da çekinmiyorlar. Gördüğünüz gibi ülkemizde de davranışçıların veya davranış uzmanlarının bir kurul tarafından belirlenmesi gerekiyor.

“Saldırganlığın tedavisi, saldırganlığın nedenine bağlı olacaktır.”

Saldırganlığın tedavisi zor olabilir. Saldırgan davranışın sıklığı veya yoğunluğu genellikle azaltılabilir, ancak saldırgan davranışın sergilenmesi ‘tedavi edilemez’. Saldırganlık davranışına neden olan durumlardan kaçınması teşvik edilmelidir, böylece köpeğin saldırganlığı tetikleyen durumlara, insanlara veya hayvanlara maruz kalmasından kaçınılmalıdır.

Köpeklerde saldırganlık genellikle davranışsal ve çevresel değişikliklerle birlikte kullanılan ilaçlarla tedavi edilir.

GE: Köpek Etolojisi ve Köpeklerde Davranış Sorunları çalıştığım son 20  yıl boyunca köpek sahibi olmak isteyenlere anlatmaya çalıştığım, sosyal hayatları ve köpekten beklentilerinin örtüşeceği tercihler yapmalarıdır. Köpekler, davranışları ve eğitimleri  hakkında daha almadan önce yeterli araştırma yapılmalı ve bilgi sahibi olunmalıdır. Zira hayvanlarda ortaya çıkan davranış bozukluklarının ana nedeninin ne yazık ki yavruluklarından itibaren onlara yanlış davranan sahipleri olduğunu söylemeliyim.


https://vcahospitals.com/know-your-pet/fear-vs-aggression#:~:text=Aggression%20in%20dogs%20commonly%20includes,often%20considered%20undesirable%20or%20problematic.
















The post Köpeklerde Saldırganlık first appeared on Göktan Eker.

]]>
Barınak Köpeği Davranış Değerlendirmelerine İlişkin Açıklama http://www.goktaneker.com/2022/04/22/barinak-kopegi-davranis-degerlendirmelerine-iliskin-aciklama/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=barinak-kopegi-davranis-degerlendirmelerine-iliskin-aciklama Fri, 22 Apr 2022 10:03:33 +0000 http://www.goktaneker.com/?p=3563 Uzun bir süredir barınaklara ve sokaklara terk edilen köpeklerin topluma verebilecekleri muhtemel zararlar veya kötü niyetli insanların bu köpeklere verecekleri zararlar ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Bir çok genç eğitmen arkadaşıma[...]

The post Barınak Köpeği Davranış Değerlendirmelerine İlişkin Açıklama first appeared on Göktan Eker.

]]>
Uzun bir süredir barınaklara ve sokaklara terk edilen köpeklerin topluma verebilecekleri muhtemel zararlar veya kötü niyetli insanların bu köpeklere verecekleri zararlar ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Bir çok genç eğitmen arkadaşıma bu konuda bilgiler vermiş, özellikle sokak köpekleri sahiplendirme ile ilgili çalışan gönüllü arkadaşları da elimden geldiğince sistemsel olarak uyarmışımdır.

Bununla birlikte barınaklara ve sokaklara terk edilen köpekler arasında topluma faydalı , söz gelimi arama kurtarma köpeklerinin olabileceği kanaati ile We Help Dogs to Help People sloganıyla başlattığımız Koku Takibi-Mantrailing eğitimlerinde ciddi başarılar elde ettik. Bu eğitimler sürecinde köpeklerin arama kurtarma seviyesine çıkamasalar bile davranış rehabilitasyonu uygulamaları ile paralel yürütülen koku takibi eğitimleri ile bir çok köpeği tekrar ailesine ve topluma kazandırdık, kaldı ki ülkemizde ilk uluslararası koku takibi sınavını geçen köpek , bir çok saf kan ırkın önüne geçen bir sokak köpeğiydi.

Ancak ilerleyen süreçte insanlara verdiğimiz bilgilerin gerek eğitmenler gerek hayvan kurtarmacılar gerekse belediyeler tarafından istismar edildiğini gördük, zira yeteri kadar bilgi beceri ve tecrübesi olmayanlar , aynı Satın Alma Sahiplen sloganının altını boşaltıp romantik bir çağrı haline getirdilerse, özellikle eğitmenlerinde we help dogs to help people sloganımızın altını adeta boşalltılar.

Bu nedenle ASPCA’nın ( American Society for the Prevention of Cruelty to Animals –  hayvanlara karşı şiddeti önlemeyi amaç edinmiş bir kâr amacı gütmeyen kuruluştur) Amerika’da barınaklara terk edilen köpeklerin sahiplendirme programı ile ilgili bir bilgiyi blogumda paylaşmaya karar verdim.

Zira yola çıkış dışarıdan oldukça güzel gözükse de yanlış uygulamalar ve içi boşaltılan sloganlar ne köpeklere ne de insanlara bir fayda sağlamıyor.

Sahiplendirme Öncesi Barınak Köpeği Davranış Değerlendirmelerine ( MİZAÇ TESTİ )  İlişkin Uygulama 

ASPCA ( American Society for the Prevention of Cruelty to Animals –  hayvanlara karşı şiddeti önlemeyi amaç edinmiş bir kâr amacı gütmeyen kuruluştur) , barınakların, tesislerinde sahiplendirilmesi düşünülen herhangi bir köpeğin davranış profilini belirlemek için mümkün olduğunca fazla bilgi toplamasını amaçlamaktadır. Ancak, bu bilgi arayışı, bu köpekleri barınakta gereğinden fazla tutma pahasına olmamalıdır. Bir barınağın kapsayıcı hedefi, sahiplendirilmeye uygun köpekleri belirlemek ve onları mümkün olduğunca çabuk evlere veya bir yeniden yerleştirme programına taşımak olmalıdır.

-ASPCA, (a) herhangi bir belirli bilgi kaynağının bir evdeki gelecekteki davranışları diğerlerinden daha fazla tahmin edip etmediğinin hala bilinmediğini ve (b) saldırgan davranışı tahmin etmede davranış değerlendirmelerinin yararlılığına ilişkin mevcut bilimsel düşüncenin %100 kesin sonuçlu  olmadığını  kabul etmektedir. 

Davranış değerlendirmelerinin,değerlendirme yapıldıktan sonra saldırganlığı tahmin etmek için kullanıldığında, yüksek düzeyde doğru veya kesin olduğu kanıtlanmamıştır. Bir değerlendirmede saldırganlık sergileyen önemli sayıda köpeğin bunu sahiplenildiği bir evde yapmadığı öne sürülmüştür. Bu nedenlerle, ASPCA, ötenazi kararlarının, saldırganlık korkunç* olmadığı sürece, yalnızca bir köpeğin bir değerlendirme sırasındaki davranışına veya başka herhangi anlık bir durumdaki davranışına dayanmaması gerektiğini savunur. Bir köpek ötenazi gerektirebilecek bir davranış sergiliyorsa, bu çoklu sebeplerden kaynaklanmaktadır.

Barınakların, köpekleri davranışsal olarak nasıl değerlendireceklerine karar verirken, mümkün olduğunca fazla bilgiyi nasıl uygun bir şekilde toplayabileceklerini belirlemek için en iyi kararlarını kullanarak, bireysel durumlarını ve kaynaklarını göz önünde bulundurmaları gerekir. Barınaklara bilgi toplama çabalarına nasıl odaklanacakları ve aldıkları bilgileri nasıl tartacakları konusunda bilinçli kararlar vermelerinde yardımcı olmak için, aşağıda çeşitli bilgi kaynaklarının faydalarını ve sınırlamalarını kullanıyor, ancak bu sistemi geliştirmek için araştırmaya devam ediyoruz.

  1. Önceki sahibinden bilgi : Sahiplerin, barınağa bıraktıkları köpeğin davranışları konusunda dürüst olmayacakları yaygın bir varsayımdır, ancak araştırmalar, sahiplerinin, yerleştirme ve yerleştirme kararları vermek için değerli bilgileri ifşa ettiğini göstermektedir. Sahiplerin, Köpek Davranışsal Değerlendirme ve Araştırma Anketi’nin (C-BARQ) kısaltılmış versiyonu gibi standart bir ankette, yüz yüze görüşmeden daha dürüst olabileceği düşüncesidir. Bununla birlikte, araştırmalar, evlat edinen raporlarının yalnızca, tanıdık olmayan insanlara karşı saldırganlık, yalnız bırakıldığında idrara çıkma ve yıkıcı çiğneme ve kemirme  için C-BARQ anketindeki sahip yanıtlarına karşılık geldiğini göstermektedir. Bu sınırlamalar akılda tutulmalıdır.
  2. Köpeği bulan birinden bilgi : Bir köpek bulan kişiler, köpekle sınırlı deneyime sahip olmalarına rağmen, paylaşacakları yararlı bilgilere sahip olabilirler. Köpeği bir süreliğine evlerine getirmiş olabilirler veya en azından başıboş bir köpeği yakalayıp ele almış olabilirler. Bir barınağın bu bilgilere verdiği değer, kişinin köpekle geçirdiği süreyi ve bilgilerin toplandığı koşulları yansıtmalıdır.
  3. Tıbbi giriş muayenesi : Bir barınağa gelen her köpek bir tıbbi giriş muayenesinden geçmelidir ve bu, verimli, bazen yararlı bir bilgi kaynağıdır. Bununla birlikte, herhangi bir köpeğin muayene sırasındaki davranışının, normal davranışını pek yansıtmayabileceğinin farkında olmak çok önemlidir. Nasıl davranacağı, muayene sırasında gerçekleştirilen işlemlerden duyduğu rahatsızlıktan ve tıbbi işlemlerle ilgili geçmiş deneyimlerinden etkilenebilir. Diğer her durumda insanlara karşı hoşgörülü olan bazı köpekler, özellikle acı çekiyorlarsa, sağlık personeli tarafından ele alındığında savunmacı bir şekilde agresif veya aşırı derecede korkmuş olabilirler. Ek olarak, bu tıbbi muayene genellikle köpeğin barınağa gelmesinden kısa bir süre sonra, stres seviyelerinin genellikle en yüksek olduğu zaman gerçekleşir.
  4. Günlük bakım personeli ve gönüllü gözlemleri : Günlük bakım personeli ve gönüllüler genellikle bir köpekle barınaktaki herkesten daha fazla doğrudan temas halindedir. Bu etkileşimler muhtemelen köpeğin barınakta yaşayacağı daha doğal etkileşim biçimlerinden biridir. Bununla birlikte, araştırmalar, insanların bir köpeğin “başını belaya sokmak” istemedikleri için, bir köpekle ilgili sorunları açıklamak konusunda genellikle isteksiz olduklarını göstermektedir. Bu nedenle, bu bilgi kaynağı, olumlu geri bildirime karşı önyargılı olma eğilimindedir. Ek olarak, hayvan davranışları konusunda eğitimsiz personel ve gönüllüler, davranışları yanlış yorumlayabilir veya daha incelikli saldırgan davranış örneklerini fark edemeyebilir.
  5. Sosyalleşme Egzersizleri : Personel, gönüllüler veya evlat edinenler ile bire bir etkileşimler, barınak köpekleri için önemli zenginleştirme biçimleridir ve bir köpeğin tanıdık olmayan insanlar da dahil olmak üzere insanlarla nasıl etkileşime girdiği hakkında faydalı bilgiler sağlar. Bu seanslar köpek kulübesinde veya başka bir alanda gerçekleşebilir. Bilgi toplarken, benimsenen bilgi eşleşmelerini kolaylaştırmak için sorular sorulmaktadır. Köpek insanlarla etkileşim kurmak için motive mi? Köpek sevilmekten zevk alıyor mu? İnsanlarla oynamaktan zevk alıyor mu? Sadece bir kişiyle takılmaktan memnun mu? “Otur”, “Aşağı” ve “Gel” gibi yaygın sözlü talimatlara yanıt veriyor mu? Ödül  kazanmak için davranışlar sergilemeye istekli mi? Bununla birlikte, sosyalleşme seanslarından elde edilen bilgilerin, insanların davranışsal uzmanlıkları ve köpeği olumlu bir şekilde sunma arzusu tarafından önyargılı olabileceğini göz önünde bulundurun.
  6. Yürüyüşler : Bir yürüyüş, bir köpeğin davranışı hakkında çok şey ortaya çıkarabilir: kulübesinden çıkmak için duyduğu coşku, tasmasını tutup tasmasını takmak konusundaki rahatlığı, barınak koridorunda yürürken diğer köpeklere nasıl tepki verdiği, ilgi çevreyi kontrol etmeye karşı bakıcıyla etkileşime girmek, yeni ve açık hava ortamlarına olan güveni, tasmayı takma eğilimi ve köpek kulübesine (bazı köpeklerin nahoş olarak algıladığı bir yer) geri dönme isteği. Yürüyüşün nerede gerçekleştiğine bağlı olarak, bakıcı köpeğin yoldan geçenlere, çocuklara, koşuculara, bisikletçilere ve/veya diğer yeni uyaranlara tepkilerini de gözlemleyebilir.
  7. Oyun grupları: Bir köpeğin oyun gruplarına katılması, sadece köpek dostu köpekler için mükemmel bir zenginleştirme şekli olmakla kalmaz, aynı zamanda bir köpeğin kapalı bir alanda tasmasızken insanlara ve diğer köpeklere nasıl tepki verdiği hakkında zengin bir bilgi sağlar. Ne kadar oyuncu ve enerjik? Çevreyi keşfetmek yerine insanlarla veya köpeklerle ne kadar etkileşime giriyor? Köpek, diğer köpeklerden gelen düzeltmelere nasıl tepki veriyor ve diğer köpeklere düzeltmeleri ne kadar uygun şekilde yapıyor? Bir oyun grubundayken diğer köpeklere karşı davranışı özellikle değerlidir çünkü tasma kaynaklı davranış sorunları  veya bariyer uygulaması ile köpek ilgili saldırganlıktan etkilenmez. Duruma bağlı olarak köpek, diğer köpeklerle etkileşimine müdahale eden insanlara (sözlü düzeltmeler, fiziksel kısıtlama vb.) ve cezalandırıcılara nasıl tepki verdiğini de ortaya çıkarabilir, uygunsuz davranışları veya it dalaşını (su spreyi, sallama kabı (, basınçlı hava, vb.) kesintiye uğratmak amacıyla kullanılması gerekliyse bu not alınmalıdır. Oyun grubu gözlemlerinin en büyük dezavantajı, bir köpeğin diğer köpeklerle oynama motivasyonunun, insanlarla etkileşim kurma arzusunu tamamen bastırabilmesidir. Ek olarak, bazı köpeklerin oyun grubu durumlarındaki kaygıları, genel olarak davranışlarını engelleyebilir.
  8. Koruyucu ailede kalma : Yetiştirme evinde kalmak , köpeğin evlat edinen bir evde nasıl davranacağının en doğru yansıması olabilir. Araştırmalar, bir veya iki gecelik konaklamanın bile, barınaktan uzaktayken barınak köpeğinin yaşam kalitesini iyileştirdiğini doğrulamaktadır. Deneyimli bir bakıcı ile kalmak, davranışsal olarak zorlayıcı bir köpeğin güvenli olup olmadığını veya bir evde kabul edilebilir bir yaşam kalitesi yaşayabileceğini belirlemek için çok değerli olabilir. Bununla birlikte, bu seçenek kaynak ve zaman alıcı olabilir ve bir koruyucu aileye yerleştirme, köpeklerin potansiyel evlat edinenlere erişimini sınırlamak anlamına geliyorsa, dikkatli bir şekilde düşünülmelidir. Köpek kulübesinde istenmeyen davranışlar sergileyen veya uzun süre kalan köpekler, stresi azaltmak ve evlat edinme şansını artırmak için barınaktan uzakta geçirilen zamandan en çok fayda sağlayabilir.
  9. Davranış değerlendirmesi: Standart bir davranış değerlendirmesi, bir köpek hakkında oldukça kısa bir süre içinde bilgi toplamak için tasarlandığından benzersizdir. Köpek, bir evcil köpeğin sıkça karşılaştığı deneyimleri simüle etmek için tasarlanmış bir dizi uyarana maruz kalır. Hoş olmayan muamele ve muhtemelen korkutucu gibi bazı deneyimler potansiyel olarak kışkırtıcıdır. Ne yazık ki, eğitimli personel bile değerlendirmeyi yönetebilir ancak  köpeğin davranışını tutarsız bir şekilde yorumlayabilir. Araştırma çalışmaları, bir değerlendirmede gıda saldırganlığı olaylarının, bir barınak köpeğinin evlat edinilen evde davranışını öngörmediğini doğrulamıştır. Başka bir araştırma, barınak köpeklerinde köpek saldırganlığını değerlendirmek için gerçek bir köpeğin yerine sahte bir köpeğin kullanılmasının geçerli bir gösterge olmadığını ortaya koymuştur. Yine başka bir araştırma, bir köpeğin gerçekçi bir oyuncak bebeğe karşı davranışının, köpeğin bir çocuğa nasıl davranacağını yansıtmayabileceğini belirlemiştir. Patronek ve Bradley (2016) tarafından yapılan matematiksel bir analiz, davranış değerlendirmelerinin orantısız sayıda yanlış pozitif sonuç vermesinin muhtemel olduğunu ortaya koydu – bir değerlendirme sırasında saldırgan olan ancak evde olmayan köpekler. Bu nedenlerle, ASPCA, bir değerlendirme sırasında saldırgan davranış korkunç* olmadığı sürece, sığınma evlerinin bunu yalnızca başka bir ortamda doğrulanması halinde geçerli olarak değerlendirmesini tavsiye eder.

    Bir barınak standart bir davranış değerlendirmesi kullanmayı tercih ederse, SAFER, Match-Up II ve Assess-a-Pet dahil olmak üzere bir dizi seçenek mevcuttur. Barınaklar , toplumlarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde ele alan bir değerlendirmeyi benimsemelidir. Örneğin, barınak ailelerin egemen olduğu bir toplulukta bulunuyorsa, evlat edinenler muhtemelen köpeğin çocukların yanında nasıl davrandığını bilmek isteyecektir. Barınak büyük bir metropol bölgesinde bulunuyorsa, evlat edinenler köpeğin yabancılara ve yoğun trafiğe nasıl tepki verdiğini bilmek isteyecektir. Barınak birden fazla köpek parkına sahip bir mahalledeyse, evlat edinenler bir köpeğin diğer köpeklerle sosyalliği konusunda endişe duyabilirler. Müşterilerinin ihtiyaçlarını ve isteklerini tanımak, bir barınak için köpeklerini en iyi nasıl değerlendireceklerini ve pazarlayacaklarını seçmede çok önemli bir adımdır.

Bir köpeğin kişiliği, genetik yatkınlıkları, gelişim koşulları ve yaşam deneyimleri arasındaki karmaşık bir etkileşimle oluşur. Bir bütün olarak davranış, kişiliğin bir yansıması olsa da, herhangi bir zamanda bir köpeğin davranışı, duygusal durumundan, stres seviyesinden ve özel ortamından büyük ölçüde etkilenir. Bu nedenle, herhangi bir tek bilgi kaynağı yapbozun bir parçası olarak düşünülmelidir. Ne kadar çok parçanız varsa, bulmacayı o kadar tamamlarsınız.

*”Aşırı” saldırganlık bireysel özellik olarak barınak yönetimi tarafından tanımlanmalıdır, ancak bazı tanımlayıcı özellikler (a) tıbbi tedavi gerektiren bir ısırık, (b) köpeğin vermekten kaçınabileceği, ancak geri çekilmek yerine ısırmayı tercih ettiği zararlı bir ısırık, (c) bariz bir uyarı olmaksızın verilen yaralayıcı bir ısırık veya (d) tekrarlayan yaralayıcı ısırıkların verildiği bir saldırı.

Referanslar

Barnard S., Siracusa C., Reisner I., Valsecchi P. & Serpell JA (2012). Davranış testlerinde köpek mizacını değerlendirmek için kullanılan model cihazların geçerliliği. Uygulamalı Hayvan Davranış Bilimi , 138 , 79-87.

Bennett SL, Litster A., ​​Weng HY., Walker SL Luescher AU (2012). Köpeklerde saldırganlığı tahmin etmek için davranış değerlendirme araçlarının araştırılması. Uygulamalı Hayvan Davranış Bilimi , 141 , 139-148.

Christensen E., Scarlett J., Campagna M. & Houpt KA (2007). Bir mizaç testini geçen evlat edinilmiş köpeklerde agresif davranış. Uygulamalı Hayvan Davranış Bilimi , 106 , 85-95.

Duffy DL, Kruger KA ve Serpell JA (2014). Barınaklara bırakılan köpekler için davranışsal değerlendirme aracının değerlendirilmesi. Koruyucu Veterinerlik , 117 , 601-609.

Kroll TL, Houpt KA ve Erb HN (2004). Köpeklerde saldırgan davranışın göstergesi olarak yeni uyaranların kullanımı. Amerikan Hayvan Hastanesi Derneği Dergisi , 40 , 13-19.

Marder AR, Shebelansky A., Patronek GJ, Dowling-Guyer S. & D’Arpino S. (2013). Barınak köpeklerinde gıdaya bağlı saldırganlık: Barınaktaki bir davranış değerlendirmesi ile belirlenen davranışların ve evlat edinildikten sonra sahip raporlarının karşılaştırılması. Uygulamalı Hayvan Davranış Bilimi , 148 , 150-156.

Mohan-Gibbons H., Weiss E. & Slater M. (2012). Preliminary investigation of food guarding in shelter dogs in the United States. Animals, 2, 331-346.

Patronek G.J. & Bradley J. (2016). No better than flipping a coin: Reconsidering canine behavior evaluations in animal shelters. Journal of Veterinary Behavior, 15, 66-77.

Shebelansky A., Dowling-Guyer S., Quist H., D’Arpino S.S. & McCobb E. (2015). Consistency of shelter dogs’ behavior toward a fake versus real stimulus dog during a behavior evaluation. Applied Animal Behaviour Science, 163, 158-166.

Van der Borg JAM, Netto W. & Planta JU (1991). Hayvan barınaklarındaki köpeklerin problem davranışlarını tahmin etmek için davranış testleri. Uygulamalı Hayvan Davranış Bilimi , 32 , 237-251.

The post Barınak Köpeği Davranış Değerlendirmelerine İlişkin Açıklama first appeared on Göktan Eker.

]]>