Bildiğiniz gibi İstanbulumuzun göbeğinde Taksim ve çevresinde son 5-6 gündür tam bir kargaşa yaşamaktayız. Kargaşanın bir tarafı şüphesiz ki Çevik Kuvvet Polisi ile diğer tarafı da farklı yapı karakter, yaş grubu cinsiyet siyasi görüşe sahipler kalabalıklar. Bu olayların temelinde Gezi Parkı’ndaki yayalaştırma kapsamında kesilmesi veya taşınması planlanan ağaçların olması da oldukça ilgi çekici. Ancak iki gün boyunca eylemlerin içerisinde eylemleri takip eden biri olarak düşüncelerimi kaleme almak istedim. En başta belirtmek istediğim bu eylemde yer alan insanların çok azı marjinal gruplardı.
Gezi Parkı Eylemi
Eylemin aslında çıkış amacı , Taksim yayalaştırma projesi kapsamında gezi parkının yola bakan tarafındaki ağaçların yerinden sökülerek taşınması ve/veya kesileceği haberleri üzerine çevreci bir kaç kişinin eyleme başlaması idi.
Eylemciler ağaçların kesilmesini istemiyor, oturarak kitap okuyarak ve şarkı söylerek bekliyorlardı. Ben tesadüfen Taksim’de bir işim sebebi ile Gezi Parkı içinden biraz da merak ederek geçtiğimde gördüğüm manzara , en fazla 40-50 kişinin sesisz sakin beklemesi idi.
Dağıtın Emri
İnşaatın bir an önce bitirilerek, alanın hizmete açılması baskısı ile başlayan hatalar zinciri ile göstericilerin çalışan taşeronları ve belediye ekiplerini engellediği beyanı üzerine Polisimiz gerçekten ne yazık ki orada bulunan grubun içeriği ile orantılı olmayan bir şekilde müdahale etti.
Haber Kirliliği
Bu dağıtma hareketinin ardından özellikle sosyal medyada gerek yayalaştırma projesi kapsamında inşaası planlanan Eski Topçu Kışlası ve bu kışla içerisinde yapılacak alışveriş alanı için yalan yanlış haberler yayılmaya başladı. Bu haberlerin yayılmasında en büyük yanlış ne yazık ki HÜKÜMETİN ve MEDYANINDIR. Zira vatandaş doğru ve düzenli haber alamadığı için sosyal medyadan haber almaya çalıştı ve açıkça söylüyorum, Halk ne yazık ki bilgi kirliliği ile galeyana getirildi.
Polisin köpeğe birber gazı sıkmasından, panzerle ezilen genç resimlerine, portakal gazı gibi zehirli bir gaz kullanımında yüzlerce polisin istifa ettiğine, onlarca ölü ve uzuvları kopmuş eylemci olduğundan , yapılacak AVM nin hükümet üyelerinden birinin oğluna ait olduğuna dair onlarca yalan haber ne yazık ki sosyal medyayı dolayısı ile sağlıklı haber alamayan vatandaşı şok etti.
Panzerin ezdiği idda edilen genç görüntüsü, aslında denizde üzerinden sürat motoru geçen yabancı bir gence atitti. Bu durum marjinal grupların işine geldi. Muhalefet ise rol çalmaya kalktı. Aslında bu eylemler oldukça masum ve anlaşılabilir olarak başlamıştı.
Siyasi Sorumluluk
Siyasi otoritenin halkı sakinleştirecek ve doğruları direk halka aktaracak bir yola girmesi yerine olay yerine gönderilen daha çok polis ve daha çok güvenlik önlemi ile karşılık vermesi, sosyal medayada yayılan assılsız binlerce haber ve görüntü, zaten bir süredir sosyal hayata etki eden siyasi kararlar ve özellikle sayın başbakanın biz yaptık oldu anlayışı ile kalabalıklar artmaya başladı. Provakatörler özellikle polise karşı yaptıkları eylemlerle emniyet kuvvetlerini disiplinden uzaklaştırdılar.
Kalabalık Kontrolü
Aslında bu noktada il yöneticilerinin yani valilik ve emniyetin insiyatif alarak olayları bastırma değil de yatıştırma yöntemine gitmesi gerekirken, ilk etapta herhangi bir siyasi alt yapısı olmayan sadece meraklı ve bir miktar kızgın gençlere karşı doğru olmayan kalabalık kontrolü yöntemlerini kullandı.
Yapılan müdahalede oldukça fazla bireysel uygulamalar vardı. Örneğin tomalardan bazılarının kalabalığı dağıtmak için su sıkması yerine bireysel olarak göstericiye su sıkması, yine bireysel olarak bir kaç kontrol dışı çevk kuvvet polisimizin yerde yatan göstericiye müdahalesi de doğru ve yeterli bilgiyi medayadan alamayan vatandaş tarafından sosyal medayada izlendi.
Hemen şunu da ilave etmek istiyorum. Polisin kalabalığa değil de hedef göstererek kişilere su sıkması ve yerde yatan bir göstericiye kalabalık polis grubunun müdahale etmesi kabul edilemezken, göstericilerin attıkları yaralayıcı taşlardan korunmak için bir tampon mesafe oluşturma amaçlı gaz kullanımı doğru bir uygulamadır. Ancak gazın kapalı mekanlara atılması ve havada belirli orandan daha fazla olacak şekilde kullanılması da son derece yanlıştır. Zira bu uygulama bir çok polisin de zarar görmesine , sayıları azalan polisin bu psikolojisinin bozulmasından ötürü gücünü yanlış ve orantısız kullanmasına neden olur.
Göstericilerle polisin arasında psikolojik etki yaratmayacak mesafe kurulması gereklidir. Barışçıl eylemlerde polisin yakın olması kabul edlebilirken , bu kadar gergin bir ortamda polisin hem sayıca az tutulması hem sürekli olarak küfür ve baskı altında bırakılması son derece yanlıştır.
Bu denli bir eylemde polisin gerek fiziki gerek se psikolojik gücünün doğru kullanılması gereklidir.
Povakatörler ve Polis
Her kalabalığı kullanmak iseyen provakatörler olması malumdur. Ancak halk haraketi ve kalabalık niteliği belirli bir aşamaya geldikten sonra özellikle siyasi otoritenin ve valiliğin provakasyon var gelmeyin uyarısı yapması yerine, istihbarat uygulamaları ile daha bu gruplar kalabalığa karışmadan kontrol altına alınmalıdır.
Bununla birlikte sivil polislerin özellikle güvenlik şube polislerinin sanki çevik kuvvet gibi techizatlandırılması ve kalabalık kontrolü amaçlı sivil kıyafetleri üstlerinde iken kullanılması da bence son derece yanlıştır. Bu uygulama halkın , özellikle provakatif eylemlerde sivil polislerin kullanıldığı intibarını doğurmakta , kontrolsüz kalabalıkların artmasına neden olabilmektedir.
Özellikle kızgın kalabalıkların karşısına düşük sayıda personel konması son derece yanlıştır. Bu durumlarda gücün belli yerde ve göstericilerden psikolojik mesafe denilen uzaklıkta tutulması gereklidir. Personelin göstericilerle göz göze getirilmemesi, atılan sloganlar ve küfürlerden etkilenmemesi için de bu mesafe önemlidir.
Sayıca yüksek kızgın kalabalıkların bastırılmak yerine yatıştırılması, yönlendirilmesi ve provakatörlerden ayrıştırılması gereklidir.
Çarşı
Futbol sahalarında sık sık Beşiktaş Çarşı grubunun muhalif davranışı ile ilgili görüntülere ve yazılaraGS’li olarak bende destek verdim. Ancak özellikle Çarşı ve polis arasındaki çatışma sadece bu eylemle alakalı değil, bütün sezon boyunca oluşan bir gerginliğin artık dışa vurmasıdır. Özellikle Çarşı grubunu da yanlış yönlendirmek isteyenlerin başbakanlık dolmabahçe ofisine yürümek istemeleri de çarşı-polis çatışmasını körüklemiş, polisin yine gereğinden fazla ve yanlış gaz kullanması ile de hemen hemen tüm Beşiktaş semtini karşısına almasına neden olmuştur.
Sosyal Medya ve itibar Yönetimi
Bu aşamada ben özellikle emniyete büyük bir eleştiri getirmek istiyorum. Emniyet özellikle bu kadar önemli durumlarda sosyal medayada çıkan haberleri doğru bir şekilde takip etmeli ve gerekirse doğru bilgileri bizzat kendi vermelidir. Bilgi verme usülü bir propaganda uygulaması gibi olmamalı , aksine olayları açık net anlaşılır , anlık ve gerçek bilgilerle aktarmalıdır. Bilgisizlik ve yanlış bilgiler kalabalığı daha da kontrol dışı hale getirir.
Aşağıda sosyal medayada yer alan fotoğraf provakatörlerce çok rahat kullanılabilir.
Bu yüzden özellikle emniyet in sosyal medya ve itibar yönetimi konusunda bir politika oluşturması, gerekmektedir.
OLAYLARIN BU DENLİ BÜYÜMESİNDE ;
ÖZELLİKLE ULUSAL BASININ ANLIK VE DOĞRU HABER VERMEMESİ,
SOSYAL MEDYADA YER ALAN VE NEYAZIK Kİ BAZI ÖNEMLİ İSİMLERİNDE YAZDIĞI BİR ÇOK ASILSIZ HABER VE GÖRÜNTÜ,
VALİLİĞİN VE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNÜN POLİSİ VE DOLAYISI İLE KALABALIĞI YÖNETEMEMESİ, ADETA POLİSİ GÖSTERİCİLERE EZDİRMESİ,
KONTROL DIŞI DAVRANAN KALABALIĞIN DA ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM İÇ VE DIŞ PROVAKASYONA AÇIK HALE GELMESİDİR.
HÜKÜMETİN VE BELEDİYENİN ÇALIŞMALAR KONUSUNDA halka YETERSİZ BİLGİ VERMESİ VE BİR ANÖNCE BİTİRME PAHASINA DEMOKTARİK EYLEME TAHAMMÜLSÜZLÜK İSE TÜM YUKARIDAKİLERİN SEBEBİDİR.
CAYDIRMAK İLE TAHRİK ETMEK ARASINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇİZGİ VARDIR. GÜVENLİK KUVVETLERİMİZİ YÖNETENLERİN BU ÇİZGİYİ HER OLAYDA ÇOK İYİ OKUMASI , GRUP DİNAMİĞİ VE KALABALIK YÖNETİM BİLİMİNE GÖRE DAVRANMALARI GEREKMEKTEDİR.