Son dönemde petshop’lar özellikle hayvan hakları savunucuları tarafından baskı altına alınmış gözüküyorlar. Bunun nedeni ise bir çok hayvan hakları savunucularının petshop’ları sokak hayvanları sorununun temeli olarak görmeleri gibi geliyor. Uzun yıllardır köpek eğitimi ile ilgilenen, sokak hayvanları ile ilgili bir çok organizasyona destek veren, barınak gönüllüsü olarak da bir dönem aktif çalışmış biri olarak bu konuda bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettim.
YASAK ne kadar çözüm getirecek?
Köpek sahibi olmak yüksek sosyo-ekonomik seviye göstergesi oldu
25-30 yıl öncesine kadar petlerle pek yakın olmayan toplumumuz, özellikle Özal’lı yılların başlaması ile evcil hayvanlara ilgi duymaya başladı. “Lessi” ve “Co” ile büyüyen bizim neslimiz , Tarkan’ın Kurt’unun dışında da eğitimli köpeği pek bilmezdi… Ne olduysa özel televizyonlar, köpeklerin başrolü aldığı dizi ve filmler derken, köpek sahibi olmanın yüksek sosyal statü simgesi olması ile başladı. İnsanlar etraflarında hayvanlarla ilgili insanlardan konu ile ilgili yardım arar oldu. Tavuk yemi, civciv, muhabbet kuşu satıcılarına kedi köpek talebi her geçen gün gelmeye başladı. Ülkemizde tarım ilacı, tohum ve kümes hayvanları satışı ile ünlü Eminönü birden cins hayvanların da satılmaya başladığı bir merkez halini aldı.
“Eminönü Petshop’çuluğu”
Petshop sektörünün öncüsü olan Eminönü petshop’ları ile birlikte , ülkemizde “petshopçuluk “ işi başlamış oldu. Köpek üretimi, yetiştiriciliği ve eğitimi konusunda bilgi birikimi olmayan ülkemize bu konuda özellikle doğu Avrupa ülkelerinden bir akım oluştu. Demir perdenin ortadan kalkması ile bu ülkelerde oluşan ekonomik sıkıntı sebebi ile ülkemiz bu konuda bir iş kapısı oldu. Bu akımla birlikte Köpek Eğitmenleri yetiştiricileri ülkemizi mesken tuttular.
Başlangıçta petshop’lar Avrupa’da kayıtlı lisanslı üreticilerle irtibat kurdular ve çok kaliteli petler getirdiler. Ancak giderek bu hassasiyet azaldı, petshop sayısı giderek arttı, kar amacı sebebi tedarik ile kaliteli merkez Avrupalı üreticilerden , daha kalitesiz köpek üretimi yapan doğu Avrupa’lı üreticilere kaydı pedigreeli profesyonel köpek yetiştiricileri yerine bu ülkelerden bulunan her köpek getirildi. Ancak itiraf etmeliyim ki ülkemizdeki köpek yetiştiricileri ve eğitmenleride konudaki bilgi birikimini bu yolla edindiler.
Türkiye’nin hem çok büyük hemde çok bilinçsiz tüketici profili işini iyi yapan meslektaşlarımı tenzih etmekle birlikte doğu Avrupalı yetiştiriciler için de müthiş bir avantaj oldu. Zira en kaliteli üretimlerini merkez Avrupa’ya ve kendi ülkelerine , en düşük kalitedeki köpekleri ise Türkiye’ye satar olmuşlardı. Ürettikleri her yavru için bir pazar bulunmaktaydı ve zahmetsizce ne gönderirseler göndersinler Türkiye’de satılıyordu. Bu süreçte köpek üreten çiftlikler ve evde köpek üretenlerde petshop’lara tedarik sağlamaya başladı. Türkiye balkan ülkeleri içinde son derece cazip bir pazar haline gelmişti
İnternetin hızla yayılması ve AVM lerin de artık mahalle aralarına yayılması petshop’ların yapısını da değiştirdi. Petshop’lar AVM lere taşınarak, sosyo-ekonomik açıdan yüksek kesime direk hitap etmeye başladı.
Petshop’lar uzun süre evcil hayvan taleplerine özellikle köpek taleplerine cevap verdiler. Bu süreçte hastalıklar, ölümler, satılamayan köpeklerin salınması, kırma köpekler petshop’lar ve onların sattıkları köpekler sayesinde yaşandı. Kolayca ulaşılan ve basit bir hediye olarak alınıp , sıkıldığında sokaklara barınaklara bırakılan köpekler sokak köpeği sorununun büyümesine de neden oldu.Artık ülkemizde de “köpek üretimi” gelir kaynağı oldu, bilinçsiz köpek üretimi adeta patladı.
Özellikle internetin son derece hızlı gelişmesi, petshop’ların ülkedeki köpek satışının payının da azalmasına sebep oldu. Hatta bir kaç petshop canlı hayvan satışını bu süreçte bıraktılar ve daha çok evcil hayvanların ihtiyacı olan ürünleri satmaya başladılar.Anck halen petshop’ların bir kısmı köpek ve evcil hayvan satmaya devam ediyorlar.Ama internet satıcılığı artık Köpek satış pazarına oldukça hakim..
Petshop’larda evcil hayvan satışı yasaklandı
Kimse sokak köpekleri problemine petshop’ların ne kadar katkıda bulunduğunu sorgulamadı.
Hayvan hakları savunucularının da büyük lobisi ile Kadıköy Belediyesi artık petshoplar’da canlı hayvan satışını yasakladı. Petshop’larda herkesin gözünün önünde, denetime açık satışa sunulan kedi ve köpekler artık kimsenin bilmediği , çok ama çok kötü şartlarda veya internetten satılmayı beklemektedirler.
Yasak Palyatif bir çözümdür, sadece vicdani bir karardır.
Eski bir emniyet görevliisi olarak belirtmek istediğim, köpek ırklarının yasaklanması petshopların yasaklanması kısaca YASAK bir çözüm değildir. sadece uygulamaları YER ALTINA itecektir. DENETİMDEN uzak tutacaktır.
Net olarak belirtmek istediğim; petshop’larda evcil hayvan satışının yasaklanması yerine düzenlenmesinin çok daha mantıklı olacağıdır. Zira insanlar köpek satın almaya devam edeceklerdir. Birileri köpek üretimi yapacak veya yurtdışından getirecektir.Uygun şartlarda barınmayan ve yetişmeyen hayvanlar satıldıklarında gerekli terbiye ve eğitimi almayacaklar ve sokaklar daha fazla köpekle dolacaktır.
Petshop’larla ilgili öneri
Aslında önerim sadece petshoplarla ilgili değil, ülkemizde köpek üretimi yetiştiriciliği ve eğitimi ile ilgili. Ancak Petshoplar bu sistemin ilk ayağı.
Petshopların yeni görevi ve önemi,
1-) Tarım bakanlığı ve belediyelerce petshoplarda Köpek ırkları federasyonu kayıtlı microchipli köpeklerin “uygun şartlarda” satılmasına izin verilmeli.Petshop’larda satılacak tüm yavru yada yetişkin köpekler Köpek ırkları federasyonu veya ilgili dernek kayıtlı olmalıdır.
2-) Petshoplardaki şartların denetimi sorumlu veteriner hekimleri ve jayvanseverler tarafından yapılmalı.
3-) Hazırlanan plan çerçevesinde 2-3 yıl içerisinde yavru alınan ve damızlık olarak tabir edilen köpeklerin federasyon veya ilgili ırk dernekleri tarafından üretim yeterlilik belgeleri olması zorunlu hale getirilmelidir.Zira üretim yeterlilik belgesi köpekleri gerek davranış, gerekse ırk standartları açısından değerlendirmekte, en iyi özellikteki cins köpeklerin çiftleşmesine izin verilmektedir. Durum böyle olunca alınan bebekler gerek ırk standartları, gerekse davranış standartları açısından “insan ile birlikte yaşamaya en uygun” halde olmaktadırlar. Bu noktada üretim yeterlilik belgesi alamayan köpekler kısırlaştırılmalı, üretimlerine izin verilmemelidir.
Köpek popülasyonu kayıt altına alınmalıdır
4-) Petshop’ların sattıkları yavrular microchipli olmalı, yapılan satışların listesi satın alan kişinin vatandaşlık numarası ile birlikte belediye yetkililerine ibraz edilmelidir.
5-) Ancak Köpek sahipleri köpek satın almadan önce köpek bakımı ve eğitimi konusunda Tarım Bakanlığı veya bakanlığın yetki verdiği kuruluşlarda eğitime tabi tutulmalılar, köpeği ancak aldıkları eğitim sertifikası ile satın alabilmelidirler. Elbette aynı köpek satış uygulamasını köpek çiftlikleri de yerine getirmelidir.
“Ülkemizde satılmak istenen her yavrunun anne ve babasının Köpek Irkları Federasyonu’na veya ilgili derneğe kayıtlı olması mecburi hale getirilmelidir. Bu durum köpek almak isteyenlere sunulan sistemin cazip hale getirilmesi amacını gütmektedir.
Orta ve iri ırk köpeklerin belirli seviyede eğitim almaları mecburi hale getirilmeli, sokakta gezdirilmek istenen her köpeğin bu eğitim belgesine sahip olması beklenmelidir. Alınan eğitimler köpeğin microchipi ile de örtüştürülmelidir. Köpeklerin eğitim tekrarları da en az iki yılda bir yapılmalıdır.”Aldıkları köpeklere bakamayanlar, önceden kabullendikleri şartlarda köpekleri barınaklara bırakabilmeliler, sokağa bırakılmış köpeklerin microchipleri vasıtası ile sahiplerine ulaşılabilmeli ve gerekli cezai işlem yapılmalıdır.
Yasaklamak çözüm değil
Benim önerim petshop’ları tamamen ortadan kaldırmak yerine bu kadar yaygın bir sistemi revize edip, denetleyerek kontrol altında tutarak ve yetki vererek ülkenin sokak köpekleri probleminin büyümesini engellemek üzerine kuruludur.
Hayvanlar eşya değildir satılamaz. hayvan sahiplenme yaygınlaşırsa ve dediğiniz gibi denetimli olarak pet shop’lar kontrol edilirse pet shop sorunu ortadan kalkmış olur. Yazı için teşekkürler.